Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@mr.cb97

3. Bölüm

 

O gün okuldan sonra, hiç beklemediğim bir şey oldu. Telefonum çaldı. Ekranda Baran’ın adı yazıyordu. Bir an için telefonu açmaya cesaret edemedim, ama sonra içimde bir dürtü, ona cevap vermemi söyledi. Derin bir nefes alarak aramayı kabul ettim.

“Merhaba, Nara.” Baran’ın sesi, her zamanki gibi sakin ve derindi. Ama bu sefer bir tuhaflık vardı, sanki biraz gergindi.

“Merhaba Baran, ne oldu?” diye sordum, merakla.

“Bugün biraz kafam karışık… Birlikte bir yerlerde oturup bir şeyler içmek ister misin?” dedi.

Bu teklif beni şaşırttı, ama aynı zamanda heyecanlandırdı. Baran, bir anlamda bana ulaşmayı istiyordu. Farklı bir şekilde. “Tabii, sen nerede istersen,” dedim.

Bir süre sessizlik oldu, sonra Baran hafifçe gülümsediğini hissettim. “Şehirdeki küçük kafeye gidelim mi? Beni bekleme, ben hemen geliyorum.”

Telefonu kapattıktan sonra kalbim hızla çarpmaya başladı. Kafeye gitmek, Baran’la biraz daha yalnız kalmak, içimdeki tüm merak ve duyguları daha da derinleştiriyordu. O an, içimdeki huzursuzluk biraz da olsa kayboldu. Kafeye gitmek, her şeyin daha doğal, daha samimi olacağı bir yer gibiydi.

Biraz sonra kafeye vardım ve Baran’ı pencerenin yanında, küçük bir masada otururken gördüm. O her zamanki sakinliğinde, ama bu kez gözlerinde daha fazla bir şey vardı. Bir yoğunluk, bir dikkat.

“Merhaba,” dedim, biraz heyecanlı bir şekilde.

Baran başını kaldırdı ve o sıradaki gülümsemesiyle beni karşıladı. “Merhaba, Nara. Geç kaldım, kusura bakma.”

“Hayır, bir şey değil,” dedim, içimden gülümseyerek. “İyi ki geldin.”

Baran’ın yanında otururken, her şey aniden daha sessizleşti. Her şeyin bir anlamı vardı, ama biz sadece birbirimize bakarak sessizliğin içinde kayboluyor gibiydik.

Garson gelip sipariş almak istediğinde, Baran bir an duraksadı. “Kahve alacağım,” dedi, sonra bana döndü. “Sen ne istersin?”

“Bir çay alırım, teşekkür ederim,” dedim.

Baran siparişi verdikten sonra tekrar sessizliğe gömüldük. Bu, garip bir şekilde rahatsız edici değildi. Onunla olmak, konuşmasak da rahatlatıcıydı. Ama bir yandan içimde, o sırların yavaşça çözülecek olmasının heyecanı vardı. Baran, hiçbir şey söylemeden bana bakarken, bir an gözlerimdeki soru işaretlerini hissettiğini düşündüm.

“Nara,” dedi sonunda, sesi biraz daha derindi. “Bazen... Bazen bazı şeyler bizim kontrolümüz dışında gelişiyor, farkında olmasak da. O yüzden, bazı soruları sormak kolay değil. Ama seninle biraz daha açık olmak istiyorum.”

Bu sözler karşısında bir an ne diyeceğimi bilemedim. Baran, içinde bulunduğu dünyayla barışık görünmüyordu. O kadar sessizdi ki, söylediklerinin ardındaki anlamları çözmek imkânsız gibi geliyordu. Ama bir yandan da ona daha yakın olmak istiyordum.

“Baran, ne demek istiyorsun?” diye sordum, yavaşça.

Gözleri biraz karardı. Birkaç saniye düşündü, sonra cevap verdi. “Hayatımda bazı şeyler var... Bilmeni istemediğim. Ama bir yandan da sana bunları anlatmanın zamanının geldiğini hissediyorum. Bazen insan, tek başına bir şeyleri taşıyamaz.”

Kafedeki ortam sessizliğe büründü. Baran’ın sözleriyle, kalbimdeki tüm duvarlar titremeye başladı. Onun yükünü, sırrını paylaşmasına gerçekten hazır mıydım? Ne kadar derinlere inerse, o kadar karanlık bir gerçekle karşılaşabilirdim. Ama Baran’a olan ilgim, ona olan çekimim her şeyin önündeydi.

“Ben buradayım, Baran,” dedim, gözlerinin içine bakarak. “Ne olursa olsun, seni dinlemeye hazırım.”

Bir süre daha sessiz kaldık. Baran kafesinin üzerinden dışarıya bakarak derin bir nefes aldı. Sonra bir adım daha atıp, o karanlık sırrı bana anlatmaya başlayacağı anı bekledim. Bu, yalnızca bizim hikâyemizin ilk adımıydı.

 

 

Loading...
0%