@mr.cb97
|
6. Bölüm
O günün sonunda, kafede yaşadığım gergin buluşma ve Emre ile konuşmalar bana oldukça fazla şey düşündürtmüştü. Ancak bir süreliğine her şeyi bir kenara bırakıp, biraz eğlenceye ve huzura ihtiyacım olduğunu fark ettim. O yüzden akşam için uzun zamandır planladığımız kızlar gecemizi Elif’le gerçekleştirmeye karar verdim. Elif, en yakın arkadaşımdı. Onunla geçirdiğimiz her an, bana gerçek anlamda huzur verirdi. Özellikle son zamanlarda, hayatımda biriken karmaşadan sonra, Elif’le vakit geçirmek bana kendimi yeniden toparlama şansı veriyordu. Villama döndüm, mutfakta hazırlıklarımı yapmaya başladım. Her zaman olduğu gibi, Elif’in sevdiği atıştırmalıklar, tatlılar ve içecekleri hazırlamıştım. Elif’in favorisi olan çikolatalı kek ve yanında bol köpüklü bir kahve vardı. Bir yandan hazırlık yaparken, bir yandan da müzik açtım. Sakin ama enerjik bir şarkı, akşamın temposunu belirleyecekti. Saat akşam sekizi geçerken, Elif kapımı çaldı. “Beni hiç bekletmedin!” dedi, içeri adımını atarken. Yüzünde o bildik rahat, neşeli ifade vardı. “Ne demek bekletmek! Bütün hazırlıklarımı senin için yaptım, hadi gel,” dedim gülümseyerek. Elif, içeri girdiğinde havada hemen bir sıcaklık belirdi. O kadar çok zamanımızı birlikte geçirmiştik ki, her şey çok doğal, çok samimiydi. Elif bir yandan mutfakta olanları inceledi, bir yandan da sohbet etmeye başladı. “Vay canına, her şey mükemmel gözüküyor! Senin gibi titiz biri için, kusursuz olmalı.” “Tabii ki!” dedim, ona takılarak. “Ama seni burada görmek ve güzel bir gece geçirmek, hepsinden daha önemli.” Elif masanın etrafına yerleşirken, ben de onun için küçük bir tabak hazırladım. Her şey tamam olduğunda, birlikte kanepeye oturduk. Sessizce, fakat keyifle, sohbet etmeye başladık. Elif’in gülüşü, her zaman olduğu gibi beni rahatlatıyordu. Birbirimizin hayatındaki en küçük detayları bile paylaşıyor, neşeleniyor, gülüyorduk. Zaman ilerledikçe, her an biraz daha eğlenceli hale geldi. Elif, en sevdiği eski dizilerden birine başlamayı önerdi. “Eski şeyler her zaman en iyisi, değil mi?” dedi, televizyonu açarak. Gerçekten de eski diziler, geçmişin sıcaklığıyla beni alıp başka bir dünyaya götürüyordu. Bizim için eski zamanlar, her şeyin biraz daha basit ve güzel olduğu, birlikte her anı değerli kıldığımız zamanlardı. Biraz da müzik açtık ve dans etmeye başladık. Elif’in ritmiyle o kadar uyumluyduk ki, sanki yıllardır dans ediyormuşuz gibi hissettik. Bir süre neşeyle dans ettik, kahkahalarımız evin dört bir köşesine yayılıyordu. İçimdeki her şeyin, kaygıların ve karmaşanın bir an için yok olduğuna inandım. “Biraz şarap içmek ister misin?” dedim, tam Elif’in yanına otururken. “Tabii, seni kıramam!” dedi, gülerek. Şarap şişesini açtım ve iki kadeh hazırladım. Bir yudum alıp gözlerimdeki rahatlamayı fark etti. “Gerçekten de ihtiyacımız vardı, değil mi?” “Kesinlikle. Bazen, sadece rahatlamak ve bir şeyleri unutmak gerekiyor,” dedim, Elif’e bakarak. Gece ilerledikçe, biz sadece birbirimizin yanında olmanın keyfini çıkardık. Arada sırada hayatın karmaşasından, gündelik streslerden bahsettik. Ama her seferinde, bu konuşmaların sonunda tekrar güldük, mutlu olduk. Gecenin sonunda bir film açmaya karar verdik. Elif’in kafasında beliren film önerisini izlemeye başladık, ama gözlerim giderek ağırlaşmaya başlamıştı. Elif, yanımda uyumadan önce bana baktı ve yavaşça gülümsedi. “Nara, iyi ki varsın. Bazen hayat, ne kadar karmaşık olursa olsun, sadece bu tür anlar için yaşanıyor.” O an, bir kez daha fark ettim ki, dostluğumuz, hayatımda sahip olduğum en değerli şeylerden biriydi. Geçmişin ve karmaşanın içinde, Elif’le geçirdiğim bu anlar bana huzur veriyordu. Yavaşça gözlerimi kapatıp, bu gecenin rahatlığında kaybolmaya başladım.
|
0% |