
Felaketin ardından on gün geçmişti. Lord:
· "Hala uyuyor mu?"
· "Maalesef Lord'um ama görünüş olarak gayet sağlıklı olması çok garip."
· "Nasıl yani?"
· "Ne yemek yedi ne bir şey, ona rağmen..."
· "Sanırım mana ile besleniyor olmalı."
· "Mana ile mi? Ve bunu uyurken mi yapıyor?"
· "Farklı şeyler de var Sena. Fazla karıştırmayalım ne dersin?"
· "Pekala Lord'um. Lord'um, konu dışı ama acaba bu haberlerdeki şeyler doğru mu?"
· "Neyler Sena?"
· "Lord'um, bir evin hayatta kaldığı, onca yıkımın içinden bir evin sapasağlam olması aklım almadı. Habercilerin yalanı mı yoksa gerçek mi?"
· "Gerçek Sena, gerçek."
· "..."
· "Neyse, işini hallet de çık."
· "Tamam Lord'um. Ah, Lord'um, bir şey daha var. Söylemediler size sanırım, Elf Kraliçesi geldi, arka bahçede oturuyordu."
· "Tamam Sena, teşekkürler."
Marco odadan çıkıp Seva'nın yanına doğru gitti. Lord:
· "Merhaba Seva, çok bekletmedim umarım."
· "Hayır hayır, önemli değil. İşlerin yoğun zaten, normaldir. Gelirken birkaç yardım arabası da getirdim, o bölgeye haberin olsun."
· "Çok teşekkür ederim Seva."
· "Rica ederim Marco. Eee, beni çağırmıştın hatırlarsın, konu neydi?"
· "Seva, anlatmaktansa göstermem daha iyi olur."
Marco üzerindeki siyah paltoyu çıkartıp masanın kenarına koydu. Seva, Lord'un eline bakıp:
· "Vay be, dünyanın en güçlüsü."
· "İnceleyince demek istediğimi anlarsın Seva."
· (Marco'nun koluna dokunur ve) "Ne bu? Bu da ne? Bu imkansız. Nasıl? Hiçbir şeyin yok, yani nasıl desem..."
· "Evet Seva, o kolum aslında yoktu. Ve var olmayan bir şeyi iyileştirmek gibi. Yeni bir kol yaratmak gibi."
· "Evet, ama nasıl? Marco, sen nasıl bir canavarla kapıştın?"
· "Görmek ister misin?"
· "Ne?"
· "Kendisi odamda uyuyor şu an."
· "Ne diyorsun Marco, saçmalama. Böyle bir canavarı hayatta mı bıraktın?"
· "Seva, benim de bazı şeyleri yapacak gücüm olmuyor. Her ne kadar güçlü olsam da vicdanım da bir o kadar güçlü."
· "Ama o bir canavar Marco. Biz onlardan yüz binlercesini öldürdük."
· "Seva, o bir insan."
· "Ne? Marco, şok üstüne şok yaşamaktan bıktım. Uzun zamandır bu kadar şaşırmadım. Yani diyorsun ki canavar sanılan bir insan seni bu hale getirdi."
· "Evet."
· "Ve bu kişi şehrin yarısını ve yüzbinlerce kişinin ölümüne ve bir o kadar da yaralıya sebep oldu."
· "Aynen."
· "Ve sen bunlara rağmen onu hayatta bıraktın."
· "Evet."
· "İnsan olduğu için."
· "Tam olarak böyle oldu."
· "Marco, iyi misin canım?"
· "Gayet iyiyim Seva. İleride her şey daha iyi olacak Seva. Bana inan."
· "Bir şey diyemedim."
· "Gel sana çocuğu göstereyim."
· "Peki."
Marco, Seva'yı Naypa'yı görmeye götürdü.
· "Demek ünlü canavar bu odada uyuyor."
· "Aynen. Seva, bir şok daha yaşamaya hazır ol."
· "Daha ne şoku yaşayabilirim ki?"
· (Kapı açılır) "Ee Seva?"
· "Marco, bayılacağım şimdi. Bu bir çocuk."
· "Evet."
· "Sen bu çocuğa mı yeniliyordun?"
· "Orasını karıştırma."
· "Şimdi biraz da olsa hak verdim."
· "Teşekkür ederim."
· "Ama biraz, sadece birazcık."
· "Peki."
· "Peki neden uyandırmadın, iyileştirip?"
· "Kolaysa sen denesene."
· "Ne alaka be!" (Elini Naypa'nın göğsüne koyar) "Marco, bu da ne?"
· "İşler biraz karışık kısaca."
· "Bu şey mana değil, bu başka bir şey. Manaya benziyor ama daha farklı. Ama manada var. Bu vücutta ne kadar saçma. O şey manayı emiyor. Sanki mana ile besleniyor. Ama vücuda hiçbir zararı yok. Bu yaşıma geldim, böyle bir şeyi göreceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi. Sanırım bir yaşıma daha bastım."
· "Hahahahah. Ee, Elfler Kraliçesi Seva Hanım'ın görüşünü almak isterim."
· "Marco, inan diyecek bir şey bulamadım ama aklıma geldi. Bu içindeki şey mana ile besleniyorsa, peki ya manayı beslersek karnı doymuş olacak. O zaman da iyileşmiş olacak, yanlış mıyım?"
· "Doğru diyorsun ama ben vücuduna dokunduğumda elimi tuttu ama ben o karanlık maddeye dokununca olmuştu. Demekten zarar gelmez."
Seva, Naypa'nın mana kalbine dokunarak onu beslemeye başladı. Beş dakika boyunca onu besledi. Seva'nın manasını büyük ölçüde emiyordu. Beş dakikanın sonunda mana emilimi yavaşlamıştı. Seva ilk defa bu kadar bitkin ve manasız hissediyordu.
· "Sanırım yeterli. Manamın çoğu bitti. Umarım bir an önce uyanırsın evlat, yoksa elimde kalacaksın. Marco, ben biraz dinleneyim."
· "Seva, seni anlayamıyorum ama teşekkürler."
· "Yaşıma gelince anlarsın beyefendi."
· "Hahah. Sana güzel bir oda versinler dinlen orada, yemek yemek istersen hemen ayarlayalım."
· "Çok iyi olur."
· "Hila, bakar mısın?"
· "Buyrun Lord'um."
· "Hila, Seva Hanım'ın her şeyiyle ilgileniyorsun. Ona oda ayarla ve yemek götür, tamam. Gerisi sende Hila."
· "Hemen Lord'um. Buyrun Seva Hanım."
· "Ah teşekkürler Hila."
Seva odadan gitti. Lord, Naypa'nın başına oturup "Uyan artık evlat, neler yaşadın sen?" dedi içinden ve kalkıp odadan çıkmak üzereyken bir ses duydu: "Burası da neresi? Neredeyim ben? Anne…"
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 127 Okunma |
48 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |