12. Bölüm

Bölüm 12 : Yalanlar

Lloyd Frentero
mrpandav

O sırada Naypa yemek yerken:

· "Daha iyi misin Naypa?"

· "Teşekkür ederim, iyiyim."

· "Yemekleri beğendin mi? İstersen daha fazla getirebilirim."

· "Çok güzel olmuş, teşekkürler. Bu kadarı yeterli."

· "Beğenmene sevindim."

· "Şey, acaba annem ve ablam burada mı?"

· "Ee, şey, pek bir bilgim yok. Ben sadece senden sorumluyum."

· "Umarım onlarda iyidirler. Ben neden buradayım biliyor musun?"

· "Üzgünüm Naypa, bilmiyorum."

· "Her şey çok garip, kafamda sanki hatırlayamadığım anılar var. Buraya nasıl geldim, Lord ismimi nereden biliyor? Kafam biraz karıştı. Hepsini annemle ablama anlatacağım. Lord'la konuştum diye. Çok heyecanlıyım."

· "…"

Naypa yemeğini hızlıca yiyip annesine her şeyi anlatmak istiyordu. O sırada Marco ile Seva, Naypa'ya ne diyebilecekleri hakkında konuşuyordu. Amaçları onu üzmemek ve küçük bir yaşta büyük bir sorumluluk onun üzerine yüklenmiş olmasını istemiyorlardı. 200 binden fazla sivil insanın, birçok avcının ölümüne ve ailesini kaybetmenin verdiği tüm psikolojik sorunları üzerine yüklenirse, kendini yürüyen bir ölüden farksız bir insan olurdu. Ailesinin ölümünü er ya da geç öğrenecekti ama o katliamı öğrenmesi biraz uzun sürebilir, belki de hiç öğrenemeyebilirdi. Bu tamamen hafızasının yerine gelmesi ile alakalıydı.

· "Seva, bunu ona nasıl söyleyebilirim ki?"

· "Biraz babana benze be Marco."

· "Anneme benziyorum, ne yapabilirim ki."

· "Haha. Marco, bunu zaten her türlü öğrenecek. Er ya da geç."

· "Yapacak bir şeyim yok, söyleyeceğim. En azından beni seviyor, belki…"

· "Ona destek çıkarsan, belki çabucak atlatır, en azından kendini küçük yaşta çok hırpalamaz."

· "Peki Seva, teşekkürler her şey için."

· "Rica ederim Marco."

· "Annem gibi davranıyorsun bazen Seva. Bana onu hatırlattığın zamanlar da olmuyor değil."

· (Gülümser)

· "O zaman ben yanına gideyim Naypa'nın."

· "E, git bakalım."

· "Sen de kendini çok fazla yorma."

· "Tamam, merak etme sen."

Marco, Naypa'nın yanına gitmek için ayağa kalktı ve yavaştan odasına doğru yol aldı. Merdivenleri adım adım çıkarak yukarıda olan odasına gitti. Naypa o sırada yemeğini yemiş, hayallere dalmıştı. Odanın bahçesine çıkmış, etrafı izliyordu. Marco odanın kapısını tıklatıp yavaşça içeri girdi. Yatakta kimse yoktu. Gözü direkt balkona baktı ve orada Naypa vardı. Güler yüzlü bir şekilde etrafı izliyordu. Marco, Naypa'ya doğru yaklaştı:

· "Merhaba Naypa, gelebilir miyim?"

· "Ah, lo… lordum, elbette."

· "Nasılsın Naypa?"

· "Çok heyecanlıyım efendim. Sizle konuşmayı dahi hayal edemezken şu an karşımda sizi görüyorum, hatta evinizde duruyorum. Duygularım tarif edilemez. Çok iyiyim, denebilir."

· "Ah, öyle mi? Senin adına çok sevindim."

· "Keşke her şeyi annem ile ablama da anlatabilsem. Acaba neredeler şu an? Lord'um, gerçekten onlar neredeler? Onları çok özledim."

· "…"

· "Lord'um?"

· "Naypa, gel odaya, istersen orada konuşalım olur mu?"

· "Ta... tamam lord'um."

· "…"

· "Lord'um, iyi misiniz?"

· "Sayılır."

Naypa yatağa oturdu. Marco yatağın yanına bir tabure alarak ona oturdu.

· "Evet lord'um. Biraz korkuyorum, bir şey yok değil mi?"

· "Naypa."

· "Efendim?"

· "Göstersem daha iyi olur ama bunu er ya da geç öğreneceksin."

· "Neyi?"

· (Televizyonu açar: "Haberler; Sınır Şehri'nin inşaatı devam ediyor. Şehrin yukarıdan görünümü bu şekilde. Anha Hanım'ın dediğine göre ölen sayısının artışı azalmış durumda.")

· (Gözleri televizyona bakarak) "Sınır Şehri mi? Bu benim yaşadığım şehir değil mi? Yoksa..."

· "Üzgünüm Naypa."

· (Haberler: "Lord Marco'nun dahi zorlanarak savaştığı söyleniyor. Bu savaşın bu kadar etki bırakması çok normal. 28 Felaketi olarak adlandırdığımız bu felaketten tam 12 gün geçti. Şehir çok hızlı bir şekilde düzeltilmeye devam etmekte. İnşaatlar devam ediyor.")

· (Lord TV'yi kapatır) "Naypa."

· "Yani, annem ve ablam..."

· "Üzgünüm Naypa."

Naypa televizyona bakarak gözlerini ondan alamadı. Ve yavaş yavaş vücudundan siyah bir aura yükselmeye başladı. Lord bunu fark ederek elini hemen omzuna koydu. Naypa, Lord'a doğru bakarak ağlamaya başladı. O siyah mana yok olmuştu. O mana Lord'u bile gerdi.

· (Ağlayarak) "O... onlar güvende demiştiniz lord'um."

· "Çok üzgünüm Naypa. Geldiğimde her şey çok geçti."

· (Ağlar)

· (Lord Naypa'nın yanına oturur) "..."

· "Ben, benim onlardan başka kimsem yoktu. Ben ne yapacağım?" (Ağlayarak)

· "Naypa, ben… Ailenin yerini dolduramam ama her zaman yanında olacağım evlat, her zaman." (Marco'nun gözü dolar)

· "O, o pislik canavarı öldürdünüz mü lord'um?" (Ağlayan gözlerle Lord'un gözlerine bakar)

· (Duraksar) "Evet. Onu oracıkta yok ettim. Çok güçlüydü ama onu mahvettim. O canavarın bende imzası bile var."

· "Nasıl?"

· (Lord kolunu gösterir) "Bak."

· (Ağlamak ve şaşırmanın arasında) "Bu nasıl olur, o kadar güçlü müydü?"

· "Çok güçlüydü hem de çok."

· "Ama onu yendiniz lord'um. Lord'um, bir gün sizin kadar güçlü olup tüm o intikamı alacağım hepsinden."

· (Marco biraz bakakalır) "..."

· "Tüm ailemi o canavarların elinde kaybettim. Babam, annem ve ablam. Hiçbirini koruyamadım. Ben, ben bir gün o tüm canavarların kökünü kazıyacağım hepsinin." (Siyah mana tekrar yükselmeye başlar)

· "Na... Naypa."

· "Her birinin kökünü kazıyacağım. Onların bağırmalarını dinleyeceğim, hepsini yok edeceğim. Beni görünce hepsi korkudan titreyecek. Her bir canavar ölecek." (Nefretle bu konuşmayı yapar)

· (Marco içinden) "Canavarlardan önce ben senden korkuyorum evlat. Büyüyünce ne çeşit bir canavar olacaksın."

· "..."

· "Daha iyi misin Naypa?"

· "Lord'um."

· "Efendim."

· "Ben nasıl kurtuldum?"

· "..."

· "Lord'um?"

O anda içeriye Seva girdi:

· "A merhaba Naypa, uyanmışsın."

· "Si... siz, Elfler Kraliçesi..."

· "Haha, beni tanıman ne güzel."

· "Şey, ablam… Ablam sizin en büyük hayranınızdı."

· "Öyle mi? Mutlu oldum."

· "Ne?"

· "Seni kurtarmak için kendinden vazgeçmiş. Sanırım benden bile kahraman."

· (Yaşlı gözlerle gülümseyerek) "Evet. Annemle ablam benim en büyük kahramanlarımdı. Ama şimdi…"

· "Naypa. Onlar senin yaşaman için kendilerinden vazgeçtiler. Onların kahramanlığını boşa çıkartma, olur mu?"

· "…"

· (Eliyle Naypa'nın kafasını okşar) "Sakın üzülme Naypa, yalnız değilsin."

· "Teşekkür ederim."

· "Rica ederim Naypa'cım."

Seva ile Marco odadan çıktı. Ve aralarında şöyle bir konuşma döndü:

· "Seva, çok teşekkür ederim. Beni her seferinde kurtarıyorsun…"

· "Hala gözümde küçük bir çocuksun ki zaten öylesin ama, hahah."

· "Haha, sağol Seva."

· "Rica ederim Marco."

Bölüm : 19.12.2024 02:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...