
Serap çok hızlı gidiyordu. Anha, Serap'a yetişmekte zorlanıyordu. Taro çok geride kalmıştı. Serap malikaneye vardı ve hızla Lord'un odasına doğru gitmeye başladı. Marco'nun odasına gelince önünde iki tane muhafız bekliyordu:
· "Efendim, özür dilerim ama izinsiz girmeniz yasak."
· "Ne demek yasak?" (Su büyüsü kullanır)
· (Hiçbir şey olmaz) "Efendim, Lord'um izin vermiyor. Geldiğinizi bildireyim hemen."
· "Sana nasıl bir şey olmaz be?"
· "Lord'um koruma büyüsü yaptı."
· (Kapı açılır) "Kapıda toplantı yerinde, geçin geliyorum."
· "Lord'um?" (Kapı kapanır) "Offfff, neler oluyor ya!"
· (Soluk soluğa) "Neler oluyor Serap, bunlar neden kapıda?"
· "Of, içeriye sokmuyor Lord."
· "Nasıl?"
· "Kapıya inin dedi."
· "Ne, neden, neler oluyor ya?"
Anha ve Serap kapıya inmeye başladı, karşılarından Taro geliyordu. Taro sessizce arkalarından takip etmeye başladı. Serap bahçeye gitti. Orada Lord vardı:
· "Lord'um, neler oluyor, neden bizi içeriye sokmadınız?"
· "Anha: Lord'um, neler oluyor?"
· "Kızlar, lütfen sakin olun ve sadece beni dinleyin."
· "Nasıl sakin olabiliriz? Hank öldü Lord'um. Hank'ı öldürenin bir canavar olmadığını söylüyorsunuz ve onun insan olduğunu söylemişsiniz. Ve şimdi de odanıza almıyorsunuz. Ve kolunuz…"
· "Ne kolu?"
· (Marco paltosunu üzerinden çıkartır) "Şimdi beni dinleyecek misiniz?"
Kimseden ses çıkmaz. Tüm herkes Marco'nun koluna odaklanmış ve şaşkınlıkla Marco'nun diyeceklerine kulak verirler.
· "Kızlar ve Taro, nasıl söyleyeceğim ama bunu yapan bir insan ve daha kötüsü 11 yaşında bir çocuk."
· (Hep bir ağızdan) "Ne!"
· "Olay çok karışık, her şeyi tam olarak anlamış değilim ama sanırım her şey benim yüzümden oldu. Barış olayı, etrafın aşırı huzurlu olması beni işkillendirmişti ama böylesi bir şey beklemiyordum. O canavarı, ah, o yıkıma sebep olan gücü biz doğurduk, biz yarattık. Benim ihmalimle oldu. Ama nasıl bir şey aklım almıyor. O benden kat kat güçlü."
· "Sizden güçlü mü?"
· "O tam anlamıyla yok oluş. Yok oluşun vücut bulmuş hali."
· "Nasıl, anlamıyorum, yok oluşla neyi kastediyorsunuz?"
· "Serap: Koluna bak Anha."
· "Evet, kolumu iyileştiremeyecek kadar salak değilim. Onun büyüleri her şeyi evrenden siliyor. Var olduğunu biliyorsunuz ama atomlar, manalar, vücudumuz her şey onun varlığını varlıktan saymıyor. Kolum burada olmalıydı, değil mi? Ama yok. Yani aslında o var ama vücudum ve mana akışım onun hiçbir zaman olmadığı şeklinde tepki veriyor. Anlamıyorum."
· "Bu nasıl olabilir?"
· "Seva'yı çağırdım, belki işe yarayabilir ama sanmıyorum."
· "Elf Kraliçesi Seva mı?"
· "Evet."
· "Bir saniye, ona insan olduğunu ve 11 yaşında olduğunu söylediniz, değil mi Lord'um?"
· "Evet, Serap."
· "O zaman onun canavar olmadığını nasıl anladınız?"
· "Yani o..."
· "Odada değil mi, o yüzden bizi içeri almadınız?"
Serap su büyüsü kullanarak Marco'ya fırlatır ve anında odaya doğru koşar. Odaya doğru varır ve muhafızlara doğru "Su Bükülmesi" büyüsü kullanır; muhafızlardaki vücuttaki suyu emip dışarıya atar. Muhafızlar anında vücutları kurumaya başlar ve kas katı kesilir. Yere düşerler. Serap kapıyı açar ve önünde Lord belirir:
· "Lord'um, onu nasıl korursunuz?"
· "Sanıdığın gibi değil Serap."
· "Ne demek sanıdığım gibi değil Lord'um? Ne diyorsunuz? Ya o, Lord'um, o astınız öldürdü! Neden Lord'um, neden?" (Ağlayarak yere düşer)
· "Serap, lütfen bunca zaman sizin için yanlış bir şey istedim mi? Anlıyorum Serap, ama lütfen dinle."
· "Anha: Lord'um, neyin açıklamasını yapacaksınız? yüzbinlerce kişinin ölümünü, yetim kalan çocukların acılarını, yaralı sakat kalan masum insanları, neyin açıklamasını yapacaksınız? Bir katili koruyarak mı?"
· (Taro gözlerini Lord'a dikerek) "Çocuklar! Hey Taro sakin ol! Herkesi öldüreceksin, sakin ol. Sakin olun, her şeyi anlatacağım, ona hak vereceksiniz. Taro, o büyüyü iptal et."
· "Anha, ne büyüsü? Hiçbir şey hissetmiyorum."
· "Taro, hayır!"
· (Marco, rüzgar büyüsü ile Taro'nun elini keser) "Taro, ne yaptığını sanıyorsun sen? Bir daha emirlerime karşı gelme. O gücünü dizginle, bir daha uyarmayacağım."
· "Serap: Neden elini kestiniz Taro'nun? Ne büyüsünden bahsediyorsunuz?"
· "Taro, aşağıya in ve bekle."
· "Tamam Lord'um."
· "Serap, Anha, odaya izin verene kadar girmeniz yasak. Muhafızlar, müdahale edebilirsiniz. Serbest, öldürmeye kadar getirin ama öldürmeyin. Koruma büyüsü yaptım, size nasıl yerde olabilirsiniz tanrı aşkına." (İyileştirme büyüsü yapılır)
· "Emredersiniz Lord'um. Sağolun Lord'um."
· "İkiniz derhal aşağıya."
Serap ile Anha aşağıya bahçeye gittiler. Anha, bahçeye inerken bir şey fark etti: Malikanenin kapısında yer yarılmaya başlamış, uzunca bir yarık vardı. İnce olduğu için pek göze çarpmasa da o yarığın uzunluğu tüm malikanenin etrafını kaplıyordu. Anha o anda aklına Taro geldi:
· "Serap, baksana bunu sence Taro mu yaptı yoksa o var mıydı?"
· "Bu da ne böyle? Bu yarık nereye kadar gidiyor?"
· "Aslında Taro'yu hiç bu kadar ciddi görmedim, inan yüzü çok korkunçtu."
· "İnan ben de onu hiç öyle görmedim. Her şeyi dalgaya alıyor, çok ciddi birisi de değil. Bizden güçlü olduğunu düşünmüyorum ama Lord'un o anki tepkisi çok fazla korkutucuydu."
· (Lord bir anda arkadan yaklaşır) "Çünkü Taro hepinizden daha güçlü."
· "Lord'um, korkuttunuz."
· "Ödüm patladı."
· "Sakin olun, hadi bahçeye."
· "Taro bizden güçlü mü?"
· "Elbette."
· "Neden peki 4. sırada?"
· "Siz sıralamanızı sence gücünüze göre mi yaptım?"
· "Ne, öyle değil mi?"
· "Hayır, tabii ki. Yoksa aranızda bir kavga ve hep sürekli bir yarış hali olurdu. Sizi sorumluluklarınıza göre yerleştirdim. Biraz düşünürseniz az çok anlarsınız."
· "En güçlünüz kim olduğunu söylersem birbirinize öfke veya hırs beslersiniz. Bu yüzden siz bir grupsunuz, ülkenin geleceği benden sonraki en güçlü takımsınız."
· "Keşke Hank da duyabilseydi bunları."
· (Lord elini Serap'ın omzuna koyar) "Serap, her şeyi anlatacağım. İnan bende bu durumdan memnun değilim. Tek taraflı bakmayın, toparlanın. İnanın ben de ne yapmam gerek bilemez durumdayım."
· (Serap ve Anha kafasını yere eğer) "Peki Lord'um."
Hepsi yavaşça malikaneden çıkıp malikanenin bahçesine doğru yol aldılar.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 127 Okunma |
48 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |