@mrs.mira
|
"KOLYE" Mezun olmamıza bir hafta kalmıştı, Eftelya Aras'la tanıştığından beri hiç benimle kitap okumadı yada hiç benimle takılmadı. Sınıfta oturmuş ben kitap okuyordum o ise Aras'la konuşuyordu. Gökhan ise onlarla konuşuyor ama bir yandan da bana bakıyordu, ben kitap okumaya devam ederken Gökhan "Aras kalk gidip içecek birşeyler alıp gelelim" "Tamam, kızlar siz ne içersiniz?" dedi Aras "Imm, meyve suyu" dedi Eftelya "Ben birşey istemiyorum size afiyet olsun" dedim ve kitap okumaya devam ettim. Gökhan'nın yüzü düştü ve Aras'la sınıftan çıkıp gözden kayboldular. Ben Eftelya ya döndüm. "Eftelya?" "Noldu?" "Neden kitap karakterleri gerçek değil?" "Adı üstünde gerçek olmayan karakterler."dedi Eftelya. Mutsuz bir şekilde kitap okumaya devam ederken bana mesaj geldi. Mesajda; Bilinmeyen Numara: Sakın üzülme güzelim, üzülmek sana hiç yakışmıyor. Hem bakarsın birgün hayalin gerçek olur umudunu sakın kaybetme! Yazıyordu. O sırada Gökhan ve Aras çoktan gelmişti, telefonumu kapatıp kitap okumaya devam ettim. İçecekleri masaya indirdiler, Gökhan'da elindeki içecekleri indirdikten sonra okuduğum kitabı önümden aldı. "Hey ne yaptığını sanıyorsun kitabımı geri ver!" "Kolaysa gel de al," dedi Gökhan kitabı almış ve yukarıya kaldırmıştı. Alayla sırıtıyordu, 1.96 boylarında olduğu için kitaba ulaşmam imkansızdı. Gökhan tıpkı okuduğum kitapta ki ana karakter gibiydi. Mavi gözleri, siyah saçları ve biçimli bir vücuda sahipti, adeta kitaptan fırlamış gibiydi. Kitabı almak için parmak uçlarımda yükseldim, çok uzundu kitaba ulaşamıyordum bir kaç kere zıpladım ama yine ulaşamadım "Noldu alamıyorsun kitabını?" "Bak rica ediyorum verir misin kitabımı!" "Bu kadar çok kitap okumak seni yormuyor mu? Biraz ara versen nolur sanki." "Sana ne benim kitap okumamdan, hem ben kitap okurken yorulmuyorum şimdi kitabımı geri ver!" dedim ve son gücümle tekrar zıpladım ayağım kaydı neredeyse yere düşüyorumdum ki Gökhan benim belimden tutup düşmeme engel oldu ama kolumu masaya çok sert bir şekilde çarpmıştım. "Yakaldım seni dikkat et az daha bir kitap uğruna hastanelik olacaktın." ben dengemi sağladığımda kitabımı bana geri verip kulağıma fısıldadı, "Yaralanmanı istemem hemde benim yüzümden bu yüzden daha dikkatli ol," dedi ve geri çekilip yerine oturdu, yanaklarımın alev gibi yanmaya başladığını hissedebiliyordum. Zil çalınca kendime geldim ve yerime oturdum derse odaklanamıyordum. Ders bitmişti zil çaldığı gibi hızlı adımlarla sınıftan çıktım hava almam gerekiyordu. Önce lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım kendime azda olsa gelmiş biraz rahatlamıştım hava almak için oradan çıktıktan sonra bahçeye doğru gidiyordum ki biri benim kolumdan tutup boş sınıflardan birine girdi, ben afallamıştım ardından kendime geldiğimde beni duvarla kendi arasına almış Gökhan'ı gördüm ve biraz sesimi yükselterek, "Senin benimle derdin ne? Önce zorla tanışma istedin, ardından partiye beraber gitme ve son olarak bugün yaşananlar senin benimle ne alıp veremed-" konuşmamı yarıda keserek beni susturdu, ve koluma baktı "Çok acıyor mu?" dedi sessiz bir şekilde, hem Gökhan'nın ne yaptığını anlamak ister gibi hemde şaşkın bir şekilde ona bakarken başımı hayır anlamında salladım. "Hadi gidiyoruz ben ikimiz için izin aldım gidip koluna baktıralım şişicekmiş gibi duruyor, çok sert vurdun kolunu." "H- hayır gerek yok ben iyiyim," "Defne bir kerede inat yapma!" dedi Gökhan ardından elimden tuttu ,okuldan dışarıya çıktık bu sefer motoruyla okula gelmemişti arabasıyla gelmişti. Arbası benim en sevdiğim araba modelliydi, ben olduğum yerde durmuş arabaya bakıyordum. Gökhan ise bana bakıp sırıtıyordu ben yavaş adımlarla araba doğru yürümeye başladım. Gökhan da arkamdan geliyordu ben arabayı incelerken, "Hadi bin arabayı sonrada incelersin," dedi Gökhan sırıtarak, ona kahverengi gözlerimi devirdikten sonra arabanın kapısı açıp oturdum. Beni hastaneye götürdü. Onuda söylediği gibi çok sert çarptığım için şişecekti merhem yazdılar ardından hastaneden çıktık, zaten okul bitmek üzereydi o yüzden beni evime bırakıcaktı. Ama başka bir yola girdi. "Benim evimin yolu burası değil nereye gidiyoruz?" "Ufak bir işim var onu hallettikten sonra seni evine bırakacağım."dedi Gökhan. Ben dışarıyı izlerken Gökhan'nın beni izlediğini gördüm "Gökhan yola bakacaksın bana değil! " " Ş- şey doğru. " dedi ve yola döndü Gökhan' nın bu halleri üzerine yüzümde bir tebessüm oluşturdu. Koluma merhem den sürdüm, elimi silmem lazımdı ıslak mendilin arabanın kaputunda olduğunu düşündüğüm için arabanın kaputunda elimi attığım anda Gökhan bana hırlarcasına bağırdı, "SAKIN ORAYI AÇMA! Sakın açma Defne bana ait bazı özel eşyalar var orada!" "Tamam ama elimi silmem lazım ıslak mendil alacaktım sadece neden bağırdın ki şimdi durduk yere?" "Ben, çok üzgünüm özel eşyalarım olmasaydı asla bağırmazdım bekle ben sana ıslak mendil vereyim." "Önemli değil zaten bende sana sormadan açıcaktım asıl ben üzgünüm," dedim ve bana bir ıslak mendil paketi uzattı. Bizde o sırada Gökhan'ın işinin olduğu yere geldik bana arabada kalmamı söyledi ve arabadan inip gözden kayboldu yaklaşık yarım saat içinde geldi sonra benim evimin önüne geldik. "Teşekkür ederim, " "Rica ederim sonra görüşürüz." dedi tebessüm ederek. "Görüşürüz," dedim aynı şekilde ona tebessüm ederken ben eve girene kadar kapının önünde bekledi ben eve girdim hava kararmıştı. Üzerimi değiştim birşeyler yedim ve odama çıktım bugün olanları düşünürken yatağımın üzerindeki küçük kutu dikkatimi çekti kutuyu açtığımda içinden bir kolye çıktı. Kim göndermişti bunu ardından bir mesaj geldi. Mesajda; Bilinmeyen Numara: Umarım beğenmişsindir güzelim. Hiç çıkarma onu tamam mı? Yazıyordu. Önce terettüp etsemde sonrasında kolyeyi alıp boynuma taktım, ardından düşünceler arasında kayboldum ve uykuya daldım. Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın sizleri seviyorum 🤍 |
0% |