Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 2:Kehanet

@mrs.yazar

Sırıttı. "Kehaneti biliyor musun?" Kaşlarımı çattım ve ona döndüm.

"Ne kehaneti?" Dudakları iyice yukarı kıvrıldı.

"Bilmiyor musun gerçekten?" Sinirlerim iyice bozuldu.

"Bilmiyorum! Söyle ki bileyim."

Krais omuz silkti. "Söylemeyeceğim. Öğrendiğin zaman yanıma gel."

"Ayakçın değilim. Gelmem. Şimdi söyle ya da hiç öğrenmem." Tehditim işe yaramıştı.

"Peki..." Boğazını temizledi.

"Kehanet şu: The Life Clock Okulunda doğum tarihinin yanında yazan iki isimden biri ile evlenirsin. Ve senin yanında yazan iki isimden biri benim." Bu sözleri çok gururlu söylemişti.

Kaşlarımı çattım ve ismimin yanında yazan diğer ismi okudum.

"Pilase Litsy..."

"Ve bil bakalım, o kim?" Krais'e geri döndüm.

"Kim?"

"O öleli çok oldu. Tek şansın benim."

"Ne! Sana inanmıyorum! Böyle bir kehanet yok. Yalancı." Kaşlarını kaldırdı.

"Senden bir yaş büyüğüm. Seneye kehaneti görünce bana hak vereceksin. Ayrıca ben bir prensim, mutlu olsana?"

Daha fazla onu dinlemeden oradan uzaklaşmaya başladım. Böyle bir şey yoktu değil mi? Yalan atıyordu. Benle oyun oynuyordu.

Sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Ders başlayacaktı. Gözüm hiçbir şey görmüyordu. Sınıfa girdim. İrtan'ın yanına oturdum. Hemen sordu.

"Seni nereye götürdü?"

"Dersten sonra konuşalım." Başıyla onayladı ve önüne döndü.

Yalan atıyordu. Böyle bir kehanet yoktu. Yoktu değil mi? Var mıydı? Ya doğruyu söylüyorsa? Hayır o bir yalancı. Ama neden bana söyledi o zaman? O kadar güzel kızlar varken neden bana söyledi bu yalanı? O aptal bir varis, yalan söyledi.

Ya da söylemedi.

Ya yalan söylediyse? Her şey bir oyundan ibaretse? Belki de beni rezil etmeye çalışıyordur?

Sanmıyorum.

Kafamı sıraya gömdüm. Profesör sınıfa geldi.

Yalan atmıyordu Laousin, çok ciddiydi.

Ama ya atıyorsa? Ona neden güveneyim?

Çünkü kehanet hakkında bir şey bilmiyorsun. Ya varsa?

"Laousin Staylyt. Kafanı kaldır ve derse odaklan."

Profesörün sesi ile kafamı kaldırdım. Ayağa kalktım.

"Profesör, dersten çıkabilir miyim?" Profesör kaşlarını çattı.

"Tabii."

Hemen sınıftan çıktım.

Yalan atmıyordu. Yalan atmıyordu. Yalan atmıyordu. Yalan atmıyordu.

Koridorda yürürken birine çarptım. Of! Her şey üst üste geliyordu.

"Yavaş ol hayvan!" Diye bağırdım kim olduğuna bakmadan.

"Seni idam ettiririm. Saygılı ol." Kafamı kaldırdığımda karşımdakinin Krais olduğunu gördüm.

"Çokta umrumdaydı. Ben Death'im." Gözlerini devirdi.

"Kehaneti unutma. Ayrıca, kehanetin ikinci kuralını biliyor musun?"

"Senin dersin falan yok mu?" Cidden neden koridordaydı bu?

"Sen neden koridordaysan ben de o yüzden." Sanırım ufacık kendimi ele vermiş olabilirdim.

"Kehanetin ikinci kuralını merak etmiyorsunuz?"

Ediyorum.

"Etmiyorum."

"Yalan söyleme." Kaşlarını çattı.

"Yalan söyleme. Gözlerinden anlaşılıyor. Ayrıca... Gözlerin ne kadar güzel. Yeşil..." Napayım şimdi yeşilse?

"Ee, ne olmuş?" Bana yaklaştı. Çok yakınımdaydı.

"Kehanet diyorduk en son?"

"Peki. Söyle."

"Kehanete göre, evleneceğin kişi - yani ben - 20 yaşına gelince onla evlenirsin. Yani 2 senen kaldı. 19 yaşında evleneceksin."

Ne? Cidden mi? Ama ben bunu istemiyorum! Olamaz...

"Bir prensle evleneceksin. Derdin ne?"

"Sen bir varissin." Gözlerini devirdi.

"İyi peki tamam. Ben bir varissim!" Sinirliydi. Aptal şey. Cidden prens olmak bu kadar önemli miydi?

"Neyse. Eninde sonunda sende bir prenses olacaksın." Midem bulandı. Prenseslikte neydi? İğrenç.

"İstemem. Asla senle evlenmeyeceğim." Gözlerini devirdi. Bana biraz daha yaklaştı. Yakınımdaydı ama aramızda mesafe vardı. Galiba bu mesafeyi kapatmaya çalışıyordu.

"Evleneceksin. Zorunlusun. Kehanet bu. Yoksa tüm sevdiklerin ölür. Ve bir çöle atılırsın." Yalan olmalıydı bu.

"Yalancı. Nereden biliyorsun?" Sırıttı.

"Senden 1 yaş büyüğüm, bu sene öğrendik. Anla şunu." Sırıtması beni ayrı uyuz ediyor.

"Görücez, evlenecek miyim yoksa evlenmeyecek miyim." Bana biraz daha yaklaştı. Aramızdaki mesafe bitmek üzeredeydi.

"Başka bir kız olsa, benle evleneceği için delirirdi."

"Ben başka bir kız değilim. Yani şöyle söyleyeyim, ben o aptal kızlardan değilim."

 

 

 

 

○○○○○

"Nasıl yani? Cidden kehanet mı varmış?" Dedi İrtan gözlerini kocaman açarak.

"Güya benim yanımdaki diğer kişi ölmüş. İnanır mıyım? Hayır." İrtan sözlerimi dikkatli dinliyordu. Heyecanlıydı. Ben de İrtan bana bunu anlatsa heyecanlanırım. İlginç bir konu çünkü. Ama saçma bir yandan da.

"Haklısın. Bence yaşıyordur. Hem o öldüğünü nerden biliyor?" Mantıklı bir soru sormuştu İrtan.

"Ve asıl saçma olan ne biliyor musun?" İrtan hayır anlamında başını salladı.

"Bu konu üzerinde kitaplar araştırdım. Kitaplarda bu kehanetin sadece kızlar için olduğu yazıyor. Yani erkeklerin yanında yazan kız isimleri değil, kızların yanında yazan erkek isimleri yani kişileri ile evleniyormuş. Acayip saçma!" İrtan gözlerini kıstı.

"Acaba benim ismimin yanında ne yazıyor?" Bana da bir an bir merak bastı.

"Gidip bakalım." İrtan hemen koltuktan kalktı.

 

İrtan'ın isminin yanına geldiğimizde hemen isimleri okumaya başladık.

"Pirise Uinlty. Bu kim acaba?" Dedim sessizce. İrtan da diğer ismi okudu.

"Soulp Chuly. Asıl bu kim? Değişik bir isim. Daha önce duymadım." Cidden değişik bir isimdi.

"Bilmem. Ben de tanımıyorum."

 

 

 

○○○○○

 

Sessiz geceler uzun mu sürerdi? Ya da ben mi kafayı yedim de saniyeler saat gibi geliyor? Cidden kehanet var mıydı yani? Peki bu kehanet bozulur muydu?

Bozulsa ne güzel olurdu. 19 yaşında evlenmek istemiyorum. Çok saçma. Bu kehanet kesinlikle bozulmalı. Acaba bu kehaneti kim buldu?

Kim bulduysa bozsun!

Böyle kehanet olmaz olsun lan.

"Napıyorsun?" Gözlerimi pencereden İrtan'a çevirdim.

"Düşünüyorum." Hafif gülümsedi.

"Ne düşünüyorsun?" Elinde her zaman ki gibi kalın bir kitap vardı İrtan'ın.

"Bu kehaneti kimin bulduğunu." O da yanıma oturdu ve kitabını masaya koydu.

"Ya bu kehanet yoksa?" Sırıttım. Ama sinirlerim bozulmuştu o yüzden.

"Bunun hakkında bir sürü kitap okuduk İrtan. Olmaması olası değil." Haklısın der gibi başını salladı. Ardından kitabına döndü.

"Ne okuyorsun?" Dedim sessizce.

"The Life Clock ve The Death Clock okullarının ortaya çıkış hikayelerini." Merakla sordum.

"Peki bitirdin mi?" Hemen heyecanla cevap verdi.

"Bitirdim. Bugün kütüphaneye geri götüreceğim." Heyecanla konuştum.

"Bana da anlatsana." Başıyla onayladı ve anlatmaya başladı.

"Yıllar önce, krallık tek bir bütünmüş. Ancak zamanla krallık ikiye ayrılmış. Sebebi o zaman ki kralmış. Agresif, mutsuz ve sinirli kişileri halktan ayırmaya başlamış. Bu sebeple o halk diğer halktan ayrı kalmış. Ama bir sonraki kral, bu durumu onaylamamış. Fakat o da farkındaymış, farklılarmış birbirinden o iki halk. Sonra düşünmüş. Ve şunu demiş; 'Ölüm bizi üzer, sinirlendirir ve yıkar. Ama sevdiklerimizle yaşarken mutlu oluruz.' Bu sebeple iki okul kurmuş. The Death Clock Okulu ve The Life Clock Okulu. Şimdi şunu diyeceksin, ama diğer kral kötüydü, nasıl bir anda onun oğlu iyi biri oldu? Aslında okulları kuran kral, kötü kralın oğlu değildi. Halk o kralı tahttan indirdi. Sonra zeki ve mantıklı düşünün bir kral seçildi. O şekilde oldu. Çok tuhaf değil mi? Tabii bu bir rivayet, gerçek olabilir, olmayabilir de. Ama bence gerçek."

"Vay canına, çok iyi anlattın. Ayrıca, bence de gerçek. Çünkü başka bir açıklaması yok, değil mi?"

"Evet yok. Okullar çok uzun yıllar, hatta yüzyıllar önce kurulmuş. Ve bu hikaye çok olası."

 

 

○○○○○

 

Kapkaranlık bir yol. Sonu yok gibi. Her yerde ağaç var. Ben sadece koşuyorum.

Sadece koşuyorum. Sadece.

Nefes nefese kalıyorum. Yere düşüyorum. Kalkamıyorum yerden. Ölecek gibiyim. İyice yere yıkılıyorum. Ve sırtımda bir acı. Her yere kan dökülüyor. Ben acı içinde yere yüz üstü düşüyorum. Sırtımdan kanlar akarken, biri sırtımdan kılıcı çıkartıyor, ve gidiyor.

Korkuyla uyandım. Hemen doğruldum yatakta. Kalbim çok hızlı atıyordu.

Yavaşça yorgani kaldırdım ve banyoya ilerledim.

İçeri girdim ve musluğu açtım. Elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktım. O sırada arkamdan bir karaltı geçti.

O neydi öyle?!

Hemen arkama döndüm. Kimse yoktu.

 

 

 

 

EVETTTT!!!!!!

İKİNCİ BÖLÜMDE BİTTİ!!!!

YORUMLARINIZI ALAYIM. NASILDI?

HEYECAN VERİCİ BİR BÖLÜM OLACAK BİR SONRAKİ BÖLÜM, O YÜZDEN SIKI TUTUNUNUZ!!!!

 

BU BÖLÜME 10/?

 

CEVAP VERMEYİ UNUTMAYIN!!!

Loading...
0%