Yeni Üyelik
42.
Bölüm

14. Bölüm- Aşkın Peşinde (Part I V)

@mrsmilagros

Şarkı -> Everything Has Changed - Taylor Swift

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

 

***

 

Günler günleri kovalarken ve kızlar The Mystery Of Sound'la okul arasındaki koşuşturmaya iyiden iyiye alışmışken bir yeniliğin ortasında buluverdiler kendilerini. Üniversitenin kayıtlı oldukları bölümleriyle ilgili bir gelişmeydi bu ve kızları bir süreliğine The Mystery Of Sound'dan uzaklaşmak mecburiyetinde bırakıyordu.

Üniversite proje kapsamında bir karar almıştı ve bu karar da öğrencilerin okuldan arta kalan zamanlarında bölümleriyle ilgili bir kuruluşta çalışması üzerineydi. Birkaç haftalık bir deneyimdi ve ders geçme açısından önemli olmasının dışında kızların kendilerini geliştirmeleri için büyük bir fırsattı da. Ancak bu fırsat ne yazık ki beraberinde bir sorunu da getirmişti. Kızlar hala Bernald Richowski'yle konuşmamışlardı ve kuruluşlarda bulunacakları zaman dilimleri büyük oranda The Mystery Of Sound'da ki çalışma saatleriyle çakışacağından Bernald'ın habersiz geçirdiği her saniye kızlar üzerinde inanılmaz bir gerginliğe sebep oluyordu.

Bu yüzden aynı hafta içerisinde bu kez farklı bir sebeple bir kez daha çaldılar kapısını. Onların zırt pırt karşısına dikildiğini düşünen Bernald'sa bundan hiç hoşlanmadı tabi. Durumu anlattıklarında bir hayli köpürdü ancak kızlar işe girmeden önce öğrenci oldukları için bu tarz durumlarla karşılaşabileceği konusunda onu uyardıklarından mecburen tolerans gösterdi.

Böylece problem çözülmüş oldu ve çocuklar da tıpkı Leo gibi laf arasında bundan haberdar olduklarında hemen kızlardan çalışacakları yerlerin isimlerini aldılar. Amaçları onları çalıştıkları yerlerde ziyaret etmekti. The Mystery Of Sound'da görüşemeyeceklerse pekâlâ yanlarına gidebilirlerdi. Sonuçta onlar Leo kadar tanınıyor sayılmazlardı ve dolayısıyla bir engelleri de yoktu. Yalnızca Günce'nin nerede olacağı belli değildi henüz. Çok istediği bir yer vardı onun ancak daha burayla görüşmemişti.

Günce konservatuvar öğrencisiydi ve Bombay Darbar adında yeni yükselişe geçmiş bir mekân ne zamandır hayallerini süslüyordu. Amerika'ya gelmeden önce bile varlığından haberdardı ve içten içe bir gün bu mekânın sektörde bir ağırlığının olacağını hissetmişti hep. Öyle ki birkaç yıla kalmadan Bombay Darbar adından söz ettirmeye ve prestij kazanmaya başlamıştı. Şimdi herkesçe bilinmese de hatırı sayılır bir tanınmışlığı vardı ve devamının geleceği de ortadayken Günce burada çalabilmesinin kariyeri için güzel bir başlangıç olacağına inanıyordu. Statüsü bir yana içerisinde yapılan işler de Günce'yi cezbediyordu. Bombay Darbar bilinen tatlarla yetinmeyip etnik tınılara ve yöresel enstrümanlara yer vererek müziği büyülü bir hale dönüştürüyordu.

Ancak oldukça disiplinli ve işini ciddiye alan bir yer olduğundan Günce'yi kabul etmeleri biraz zordu. Fakat Günce kendisine güveniyordu çünkü gerek geldiği kültürden gerekse doğup büyüdüğü coğrafyadan ötürü zaten bölümündekilerin pek çoğundan daha zengin bir müzik anlayışına sahipti. Farklılıkları içinde barındırıyordu o ve Bombay Darbar'ın aradığı şey de buydu. Öğretmenleri de bunu fark etmişti elbet ve buraya başvuracağını söylediğinde onlar tarafından destelenmişti de. Bu yüzden umutluydu ama birkaç gün sonra görüşmeye gittiğinde görüşme hiç de beklediği gibi sonuçlanmadı.

Sırf öyle ahım şahım bir özgeçmişi olmadığından onu kabul etmek ne kelime değerlendirmeye bile yanaşmadılar ve Günce başka bir yere alınmasına rağmen hayal kırıklığıyla geri döndüğünde kızlar başta olmak üzere herkes bu durumun onu ne kadar üzdüğünü fark etti. Lucas da anlayanlardan biriydi elbet. Çünkü Günce'nin yüzünden düşen bin parçaydı ve Lucas çekinmesine rağmen ona sorunun ne olduğunu sorduğunda Günce olan biteni ona da kısaca anlattı. Açıkçası üzerine konuşmak istemiyordu ama Lucas samimiyetle onunla ilgilenirken sorusunu cevapsız bırakmak da acımasızca gelmişti.

"Anlaşılan o kadar da iyi değilmişim," dedi ve Lucas'ın aksi yönde bir şeyler söylemesine bile fırsat vermeden işine dönerek konuyu kapattı. ancak onun aksine Lucas bu konunun üzerinde durulması gerektiğini düşünüyordu. Günce'nin değerlendirmeye bile alınmadan reddedilmesi büyük bir haksızlıktı çünkü. En azından kendini göstermesi için bir fırsat verilmeliydi ona ve bu da yapılmadığına göre karşı çıkılmalıydı. Öte yandan Günce bu duruma ses çıkartsa dahi çabalarının sonuçsuz kalacağı da bir gerçekti.

Pek çok insanın aksine onun arkasında belli bir konuma erişmiş bir ailesi yoktu. Sıradan bir aileden geliyordu o ve dikkate alınmaya yetecek güce de sahip değildi. Lucas'sa bunun tam zıttını ifade ediyordu. Leo Martinez'le çalışıyordu ve geçmişi de geleceği de parlak bir sanatçıydı. Müzik sektöründe güçlü bağlantıları vardı ve pek çok kuruluşu özellikle maddi açıdan desteklediğinden her açıdan sözüne kulak verilen biriydi. Hal böyleyken hiçbir şey yapmadan bir köşede öylece oturamazdı. Günce'nin Bombay Darbar'a alınması için baskı da yapamazdı çünkü bu da bir başka haksızlık olurdu ama en azından Günce'yi izlemeleri için onları ikna edebilirdi. Sonrası onların kararıydı.

Böylece zaman kaybetmeden Bombay Darbar yetkilileriyle iletişime geçti Lucas ve birkaç gün içinde Günce görüşmeye çağrıldı.

Bir şansının daha olması Günce'yi fazlasıyla mutlu etti tabi. Çok heyecanlandı ancak heyecanının performansının önüne geçmemesine özellikle dikkat etti. Sahneye çıktığı gün hayatının en önemli anlarından biriydi ve kızlar okulda oldukları için onu izlemeye gelemeseler de burada bulunabilmek bile bir mucize olduğundan buna takılmadı. Kendini en iyi şekilde ifade etti ve yeteneklerini tüm yönleriyle sergiledi.

Sonrasında hiçbir şey yapmasına gerek kalmadı çünkü ondan böyle bir performans beklemeyen jüri üyeleri onu Bombay Darbar'a kabul etti. Günce bir kez daha sevinçten havalara uçtu ancak içi içine sığmazken ağırbaşlı bir teşekkürle yetinebildi. Daha fazlasını söylerse saçmalayabilirdi her an ama yine de gitmeden önce aklına takılan bir soruyu da sormadan edemedi.

"Sizi benimle yeniden görüşmeye iten şey neydi? Bir mahsuru yoksa öğrenebilir miyim?"

Jüri üyelerinin birbirlerini bulan bakışlarından böyle bir soruyu beklemedikleri açıktı. Günce'nin Lucas'tan haberinin olmaması şaşırtmıştı onları. İçlerinden biri sorusunu nazikçe cevapladığında ise bu kez şaşıran taraf Günce oldu.

"Bay Paredes bizimle konuşmadan önce Bombay Darbar için uygun olmadığınızı düşünmüştük. Ancak o buraya kadar gelip de size bir şans daha vermemiz konusunda ısrarla bizimle konuşunca kayıtsız kalamadık. Yanılmadığını görmek memnuniyet verici."

Günce'nin dudakları bir şeyler söylemek için aralansa da geri kapandı ve yalnızca başını sallayabildi. Ardından hangi günler ve saatlerde burada bulunacağıyla ilgili çizelgeyi kaptığı gibi The Mystery Of Sound'a giden yolu tuttu. Lucas'la konuşması gerekiyordu. Çok istediği Bombay Darbar'da çalabilecekti artık ve bu onun sayesindeydi. Hayaline kavuşmuş olması bir yana onun kendisi için çabalamış olmasının Günce için büyük bir önemi vardı. Pekâlâ durumunu umursamayabilirdi Lucas ama o Günce için bir şeyler yapmayı tercih etmişti. Üstelik gücünü adaletsizce kullanarak yapmamıştı bunu. O yalnızca Günce'nin farkına varmalarını sağlamıştı ve Günce de hakkı olanı kazanmıştı. Yaptığının kendisi için ne büyük bir anlam ifade ettiğini Lucas'ın anlaması gerekiyordu.

Bu düşüncelerle gitti Lucas'ın yanına. Onun kulübün arka kısımlarındaki boş koltuklardan birinde oturduğunu gördüğünde yanına ilerledi hemen ve Lucas'ın bakışları onu bulurken bir çırpıda konuya giriverdi.

"Ne yaptığını biliyorum," dedi. Lucas temkinle koltuğunda doğrulduğunda onu neyin endişelendirmiş olduğunu anlayamayarak devam etti.

"Bombay Darbar'a gittim. Benimle görüşmek istemişler."

Lucas'ın kaşları çatıldı hafifçe ve huzursuzlandığının kanıtı çizgiler alnının ortasında belirdiğinde hata yapmış birinin mahcubiyetiyle konuşmaya başladı. Sözleri gün içerisinde ikinci kez şaşırttı Günce'yi.

"Ben... Seni öyle üzgün görünce bir şeyler yapmak istedim. Belki de bu işe karışmamalıydım. Haddimi aştıysam özür dilerim."

Lucas, Güncenin öfkelenebileceğinden şüphelenmişti ve onun birdenbire yanına gelmesi de şüphelerini güçlendirmişti. Günce yaptığından hoşlanmamış olabilirdi çünkü. Bu işe karışmış olmasını rahatsız edici bulmuş olabilirdi. Sonuçta insanların hayatlarına öylece müdahale edemezdiniz ve bundan hoşlanmadıklarında niyetinizin iyi olmasının pek bir önemi de kalmazdı. Üstelik görüşmenin nasıl sonuçlandığını da bilmiyordu. Belki de Günce ikinci kez reddedilmişti. Tüm bunları düşününce yaptığı şey o kadar da doğru gelmemeye başlamıştı ona. Bu yüzden endişeliydi ancak hiçbir şey yapmasaydı eğer hissedeceği huzursuzluğun şu ankinden çok daha yoğun olacağını bildiğinden pişman da değildi.

Bu yüzden Günce bir şey söylemeden önce o konuşmaya başladı tekrar.

"Ama sen bir gün iyi bir yerde çalabilmeyi umut ederken saçma bir gerekçeyle bu fırsatın elinden alınmasına göz yumamazdım. Sadece iyi hissetmeni istedim ben ve nasıl sonuçlanmış olursa olsun ileride çok başarılı olacağına eminim. Çünkü sen yeteneklisin. Doğalsın ve seni izlemek pek çok şeyin yapamadığı kadar keyiflendiriyor beni."

Kendini ifade etmek ihtiyacıyla kurduğu cümleler Günce'yi duygudan duyguya sürükledi o an. Lucas'la konuşmadan önce yalnızca minnet hisleri içindeyken şimdi çok daha derin, çok daha karmaşık hisler tarafından sarmalanmıştı bedeni. Lucas onu önemsiyordu. Ona değer veriyordu ve konuşurken kaçırdığı bakışları ondan hoşlandığını da dile getiriyordu. Hisleriyse karşılıksız değildi çünkü bir süredir Lucas gibi Günce de onu aklından çıkaramıyordu. Şimdi karşısına geçmiş onun hakkında böyle şeyler söylerken ve hayalini gerçekleştirmişken Günce kontrolünü yitirmeye başladığını hissediyordu.

Aniden ileri atılıp Lucas'a sarıldı ve o şaşkınlıkla yerinde sendelerken kulağının yanında konuştu.

"Bombay Darbar'a kabul edildim Lucas. Teşekkür ederim. Her şey için."

Ardından geri çekildi ve yüzü kızarırken dudaklarında sıcak bir tebessümle Lucas'ın yanından ayrıldı. Lucas bir süre yerinde kaldı öylece. Ama sonra gülümsemesi yavaşça tüm yüzüne yayıldı ve halinden memnun şekilde koltuğuna yayılarak az önce yaşanan anı yeniden zihninden geçirdi.

 

 

***
Ateş bacayı sardı 😉

Loading...
0%