@mrsmilagros
|
Şarkı -> We Don't Talk Anymore - Charlie Puth Hey sen,
***
"Diyorum ki, hayatımdan çıksaydın eğer bu benim için fazlasıyla zor olurdu," dedi Leo. Leo'nun evindeydiler ve o haberin üzerlerine düşürdüğü kara bulutlar dağıldığı, her şey eski haline döndüğü için rahatça yaşananlar hakkında konuşabiliyorlardı. "Sen Leo Martinez'sin," dedi Aylin, ne söylediğinden pek de emin olmadan. Yalnızca Leo'nun hayatında onun ifade ettiği kadar önemli bir yerinin olabileceğine inanamıyordu bir türlü ve gayri ihtiyarı bu sözler dökülmüştü dudaklarından. Leo ise sözlerinden farklı bir anlam çıkarmıştı. "Yani bunu atlatırdın demek istiyorsun." "Hayır öyle demiyorum!" dedi Aylin telaşla, onu incittiğini düşünerek. Yüzeysel konuşmak istememişti ancak doğru kelimeleri bulmakta zorlanıyordu. "Sadece sandığın kadar yıkıcı bir etkim olmadığını söylüyorum," dedi bunun daha yerinde bir ifade olduğunu düşünerek. Leo ise başını sağa sola salladı kararlılıkla. "İnan bana, ben de öyle sanıyordum." Ardından dudakları kıvrıldı hafifçe ve bilmiş bir gülümseme yerleşti oralara, olabilecek en hoş gülümsemelerden biri. "Gerçekten hakkımda bilmediğin o kadar şey var ki," dedi gözlerinde parıltıyla. Aylin'se onun aksine bozulmuş gibiydi. "Bunu daha önce de söylemiştin," dedi sitem eder gibi. Onun hakkında her şeyi ama her şeyi öylesine bilmek istiyordu ki sözleri yüzünü düşürmüştü. Bu hali Leo'yu güldürmüş ve ona olan arzusunu perçinlemişti. "Öyleyse söyle." dedi Aylin ısrarla. "Şimdi, tam şu an bana hakkında bilmediğim herhangi bir şey söyle," "Hmm..." diye mırıldandı Leo bunun üzerine. Ses boğazından öyle hoş bir tınıyla yükselmişti ki Aylin karnının derinliklerinde bir yerin tatlı tatlı kasıldığını hissetti. "Mesela," dedi ve Aylin'e yaklaşarak usulca boynuna gömdü başını. "Kokuna bayılıyorum." Nefesini boynunda hissedince bir anlığına gözleri kapandı Aylin'in. Ardından elini kaldırdı yukarı ve Leo'nun saçlarına uzanarak usulca karıştırdı onları. "Ve," dedi Leo kelimeyi biraz uzatarak. "Ellerini saçlarımda hissetmeyi seviyorum," dedi ona biraz daha yakınlaşarak. Ardından dudaklarını usulca boynunda dolaştırdı. Aylin başını geriye atıp ona daha fazla alan açtığında ellerini kanepeyle Aylin'in arasındaki boşluktan geçirerek belini sardı ve onu kanepenin koluna doğru yaslayarak hafifçe üzerine eğildi. Ardından oyunbaz bir tavırla aniden boynunu dişledi. Aylin boğuk gülüşlerle onu geri itti. "Ve de hep böyle güldüğünü duymak istiyorum," dedi Leo gülümsemesine eşlik eden şefkat ve sevgiyle. Gerçekten de önemsediği tek şey Aylin'in mutluluğuydu. O mutlu olduğu sürece Leo da mutluydu. Onu yeniden kendine çekti ve kollarını etrafına dolayarak kaybettikleri zamanın acısını çıkarmak istercesine sıkıca sardı onu.
*** 🫢 |
0% |