@mrsmilagros
|
Şarkı -> Daylight - Taylor Swift Hey sen,
***
Takip eden diğer günlerde ise Günce, Lucas'ın ailesiyle tanıştı. Valentine ve Austine ile. Tanışmaları Lucas'ın isteğiyle olmuştu. Valentine onu evlerine çağırmak konusunda ısrar etmişti ve Lucas da bunun Günce'yi onlarla tanıştırmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüştü. İçinden bir ses ikisinin de Günce'yi seveceğini söylüyordu ve Valentine'e göre daha içe dönük olan Austine bile Günce'nin de onlara katılacağını öğrendiğinde bunu doğal karşılamıştı. Valentine ise ona nazaran çok daha heyecanlı ve meraklıydı. Günce'nin evlerine geleceğini ve onunla tanışacaklarını öğrendiği günden beri Lucas'a sorular soruyor, Günce ile neler konuşabileceklerini düşünüp duruyordu. "Sence Türkiye hakkında araştırma yapmalı mıyım? Belki ona ülkesi hakkında sorular sorabilirim. Hem burası onun için yabancı bir yer. Ülkesi hakkında konuşmak onu iyi hissettirebilir." Ancak bu onu tatmin etmemiş olacak ki bu kez başka bir fikirle çıktı Lucas'ın karşısına. "Ya da direkt neler yapıyor olduğunu sorarım ona. Her ne kadar bize ondan söz etmiş olsan da sen de ara sıra Austine kadar ketum olabiliyorsun. Ağzından cımbızla laf alıyorum. Belki de Günce'yle karakterinin bu yönü hakkında konuşmalıyız." Lucas, saçlarını karıştırdığında gülerek ustalıkla kaçtı ondan ve sonra yeniden yemek masasını hazırlamaya döndü. Valentine, tam bir küçük kız kardeşti. Yeri geldiğinde cadaloz ve şakacı, yeri geldiğinde destekçi ve hoşgörülüydü. Yaşı 16 olmasına rağmen bazen Lucas'tan bile daha derin düşünürdü. Annesiyle babasını kaybetmek onu yaşıtlarından hızlı olgunlaştırmıştı. Austine'e gelince... O ailenin suskunuydu. Çok fazla konuşmaz, kendi yağında kavrulup giderdi. Bu annesiyle babasını kaybetmeden önce de böyleydi. Ancak onların yokluğu Austine'in biraz daha içine kapanmasına sebep olmuştu. Evlerine gidecekleri gün geldiğinde Lucas, Günce'ye anne ve babasından söz etti. Onları nasıl kaybettiklerinden, trafik kazası sonrası yaşananlardan ve toparlanmanın güçlüğünden bahsetti ona. Peter ile tanışıklıklarının çok eskiye dayandığından ve onun da önerisiyle yeni bir hayat için Miami'ye taşındıklarından söz etti. Leo ve Chris'le de o zamanlar tanışmıştı. Tek başına kardeşlerine sahip çıkmak ve onlara yeniden normal bir yaşantı sunmak zorunda kalmıştı Lucas. Her ne açıdan bakılırsa bakılsın zor bir görevdi bu ve üstesinden gelebilmiş olsa da bu süreç onu da yıpratmıştı. Günce'nin gözünde bir kez daha büyümüştü Lucas. Yaptığı şey tam bir fedakârlık ve sevgi örneğiydi. Kardeşlerine öyle bağlıydı ve onları öyle çok seviyordu ki çoğu zaman onların hayatını kendi yaşantısının önüne koyduğu bile söylenebilirdi. Sözlerini bitirdiğinde elini tuttu Günce ve başını omzuna yaslayarak destek oldu ona. Sessizlikte huzur bulmasını sağladı. Varlığı bile iyi geliyordu Lucas'a. Ve hiçbiri farkında olmasa da Günce, Lucas'a iyi geldiği gibi Valentine ile Austine'e de iyi gelecekti. *** Austine ise sessiz olmasına rağmen ara sıra verdiği akıllıca cevaplarla şimdiden Günce'nin sempatisini kazanmıştı. Hatta ona biraz Lucas'ı hatırlatmıştı. O gün çok keyifli zaman geçirdiler ve sonraki günler de bu buluşmalar artarak devam etti. Günce istekliydi bu konuda. Çünkü Valentine sıcak kanlıydı ve Günce'yi sevmişti. Üstelik iyi de anlaşıyorlardı ve içine kapanık Austine bile Günce'nin yanında açılmaya başlamıştı. Lucas ise bu durumdan memnundu elbette. Kardeşleri önemliydi onun için; hele ki anne ve babalarını kaybettikten sonra... Onların Günce'yi benimsemiş olmaları Lucas'ı rahatlatmış ve sevindirmişti. Sonraki günler bolca zaman geçirdiler, oyunlar oynadılar ve sohbet ettiler. Günce, Valentine'in mezuniyet için duyduğu endişeleri bile giderdi. Ne giyeceği ya da saçını nasıl yapacağıyla ilgili tüm sorunlarında Valentine ona koşmuş ve onu bir dost, bir abla gibi görmüştü. Bu yüzden Günce için şimdiden her şey yolunda gidiyordu ve Lucas'ın ailesinde bir yerinin olacağı belliydi.
*** |
0% |