@mrsmilagros
|
Şarkı -> Chelsea - Stefy Hey sen,
***
Peter içecek almaya gittiğinde boş masalardan birinin yanında durdu ve dirseklerini oraya yasladı Derin. Parti o kadar gürültülüydü ki, yarın sabah başının fena olacağına emindi. Telefonunu çıkararak ellerinin arasına aldı ve birkaç tane mesaj geldiğini gördü. Birinci Günce'dendi. Bu kız da nereden çıktı şimdi? Yemin ederim suratına patlatacağım iki tane. Gıcık oldum. İkincisi de Günce'dendi. TEŞEKKÜRLER MİAMİ! Üçüncüsü ve geri kalan hepsi ise Aylin'dendi. Leo'nun annesi öyle tatlı ki! Mickey bakışlarıyla bile tüylerimi diken diken ediyor. Az önce Leo'nun çocukluk arkadaşıyla tanıştım. Leo hep benden bahsediyormuş. Sevinçten çıldıracağım. Tüm mesajları okuduktan sonra ister istemez gülümsedi Derin. Tam cevap yazmaya hazırlanıyordu ki, bir ses dikkatini dağıttı. "Seni gülümseten mesajı yazan kişi olmak isterdim," dedi o kişi bir anda. Derin yüzünü buruşturarak başını kaldırdı ve adamın yüzüyle karşılaştı. Tanıdık geliyordu ama... Yüzünü hatırlamaya çalıştığı birkaç saniyenin sonunda söylediklerini algıladı beyni. Adama kızmaya çalıştı ancak söylediği o kadar bayat ve klişeydi ki, neredeyse gülecekti. "Pardon, anlamadım?" dedi ciddi görünmeye çalışarak. "Ben Nicky Collins" dedi adam konuyu değiştirerek. "Tanıyorsundur herhalde." İsmini duyunca kim olduğunu hatırladı Derin. Bu Leo'nun düet yaptığı sanatçılardan biriydi. "Evet," dedi Derin. "Leo'dan" diye de eklemeyi unutmadı. "Sende sanatçı mısın?" diye sordu Nicky. "Hayır. Kesinlikle hayır," Adam yapmacık bir üzüntüyle karşılık verdi. "Ah, oysa ki yüzün kadar sesinin de güzel olduğuna emindim. Ve bence," Derin'e doğru eğilerek alıcı gözüyle baktı ona. "Sadece mütevazilik ediyorsun." Derin gözlerini devirmemek için zor tuttu kendini. Geri çekilerek suratını asmakla yetindi. "Hayır, olduğu gibi söylüyorum. Hayalindeki neyse artık, öyle olmadığından eminim." "Pekâlâ," dedi Nicky Derin'in terslemesi karşısında bozuntuya vermeden. "Müziğimi beğeniyor musun?" "Pek bana hitap etmiyor," diye cevap verdi Derin hemen. "Hmm," dedi Nicky. Beklediği cevabın bu olmadığı ortadaydı ancak başka bir yoldan gitmeyi denedi bu sefer. "Ne tarz müziklerden hoşlanırsın?" Derin yüzünü buruşturdu ve ağırlığını tek ayağına verdi. "Şey..." dedi uzatarak. "Neden soruyorsun ki?" "Sen sadece söyle," diye diretti Nicky. "Bilmem," dedi Derin. "Pop, pop-rock, R&B..." Yüzünü flörtöz bir gülümseme eşliğinde buruşturdu Nicky, Derin'in bunu çekici bulması gerekirmiş gibi de kollarını göğsünde buluşturarak masaya yasladı. "Tarzımı değiştirmeliyim o halde." Derin alayla güldü kendine engel olamayıp. Ardından itiraz etmek için dudaklarını araladı. "Aslında hiç..." Tam o sırada Peter yanında belirerek kolunu beline sardı ve Derin'i yanına çekti. "Kız arkadaşımla tanıştın demek," dedi anlamlı bir gülümsemeyle. Nicky hemen toparlanarak, o laubali görünüşünden sıyrıldı ancak yine de şu rahat tavırları hoşuna gitmedi Derin'in. "Merhaba, dostum," dedi düz bir sesle. "Kız arkadaşın olduğunu bilmiyordum. Öncekilerden epey farklı da..." Derin, belindeki elin gerildiğini hissettiğinde biraz endişelense de Peter'ın kontrolü elinde tutacağına emindi. "Bilmem, onları unuttum bile," dedi umursamazca. "Senin hala hatırladığın ortada." Nicky başını sallayarak güldüğünde hoş şeyler olmayacağını anlamıştı Derin. "Böylesine rastladığında," dedi Derin'i işaret ederek. "İnsan her şeyi unutur." Peter'ın yüzü gerildi anında. Derin belinin boşlukta kaldığını fark ettiğinde Peter Nicky'nin üstüne gitmek için harekete geçmek üzereydi ki, Derin onun önüne geçerek elini göğsüne koydu hemen. "Peter, doğum günündeyiz. Boş ver gitsin," dedi telaşla. Söyledikleri üzerine yavaşça geri çekildi Peter ancak gözleri hala Nicky'nin üzerindeydi. Derin'in elini tuttuktan sonra oradan uzaklaştılar hızla.
***
|
0% |