@mrsmilagros
|
Şarkı -> Bad Liar - Selena Gomez Hey sen,
***
İnsanların arasından sıyrılarak geçiyorlarken birisi Chris'in ismini bağırdı ve Esin de Chris de o tarafa döndü doğal olarak. Esin önce bağıran kişiyi tanıyamadı. Bulundukları yer ışığın çok fazla altındaydı ve kim olduğunu seçemiyordu dolayısıyla. Sonradan onu gerçekten tanımadığını fark etti. Ancak gözü birazcık kenara, bağıran kızın yanındaki kadına kaydığında neredeyse şok geçirecekti. İfadesi değişti aniden, müthiş bir şaşkınlığa dönüştü ve bunu gizlemek için bile uğraşmadı Esin. "Merhaba," dedi Chris'in annesi rahatsız edici gülümsemesiyle. "Esin'di, değil mi?" Esin onun ne söylediğine dikkat bile etmedi. Aklında binlerce senaryo dönüyordu. Akıl hastanesinden kaçan kadın, doğum günü partisinde insanların üstüne atlayan deli... Endişelenmişti, tedirgin hissediyordu. Aynı hisleri paylaşmak için Chris'e döndü ancak onun yüzünde şaşkınlıktan eser yoktu. Sadece suratı asılmıştı ve gergin görünüyordu. Esin onun haberi olmadığından emindi; muhtemelen annesi çıldırmasın diye hastaneyi aramak için buradan uzaklaşmayı bekleyecekti. Kadın buraya nasıl girdiyse, herhalde yanındaki şu kızla ilgiliydi. Durumu zorlaştırmamak için ifadesinin kontrolünü ele aldı hemen Esin. "Merhaba, Bayan Mcmillan," diye toparladı hemen. Kadının gözleri parladı bir anda. "Barrymore," diye düzeltti ateşli ateşli. "Bayan Barrymore." "Tabi ya" diye düşündü Esin. Kocasından nefret ediyordu bu kadın. "Partiye gelmeniz ne hoş," dedi yüzüne samimi görünen bir gülümseme yerleştirdi. Kadın Chris'e dikkatli bir bakış attı önce; düşüncelerinde sürekli yeni şeyler beliriyor gibiydi. Esin'in hiç hoşuna gitmiyordu ona bakmak. "Uzun bir süreden sonra yeni yeni büyük toplulukların bulunduğu ortamlara giriyorum. Biraz garip." "Sadece partiye geldiğinizi sanıyordum ben," dedi Esin biraz solmuş bir gülümsemeyle. Ardından bu işin hemen kontrol altına alınması gerektiği düşüncesiyle Chris'e baktı ancak Chris'in ifadesinde değişiklik yoktu. "Hastaneden çıktığımdan beri birçok davete gittim ben. Doktorlar ben ayrılmadan önce uyum sürecini hızlandırması için bu tür sosyal aktiviteler önerdi." "Hastaneden ayrılmadan mı?" dedi Esin kaşlarını çatarak. "Evet. Haberin yok muydu yoksa?" Esin yüzünü buruşturarak bunu sindirmeye çalıştı. Ne diye saklamıştı Chris bunu ondan? En ufak lafını bile etmemişti ve görünüşe bakılırsa etmeye de niyeti yoktu. Esin bilmediğini söylemekten çekiniyordu; Chris'in kız arkadaşıydı o. İki gündür takıldığı bir kız değildi ki. Neredeyse bir yıldır görüşüyorlardı. "Yoktu," dedi boğuk bir sesle. Boğazından karmakarışık bir düğüm vardı sanki. "Ben Camilla," dedi diğer kız hemen araya girerek. "Chris'lerin aile dostuyum." "Ben de Esin," diyebildi sadece. Kız Esin'i suratındaki gülümsemeyi birazcık bile eksiltmeden kısaca süzdü. "Chris'in arkadaşı mısın?" diye sordu özellikle. Başından beri bu soruya gelmeyi planlıyor gibiydi sanki. Esin'in ilgisini de o zaman çekti. İlk bakışta insanda iyi izlenim bırakabilecek bir kızdı; hoş bir Latin teni vardı ve dolgulu saçları omuzlarına iniyordu. Gülümsemesi ise düzgün ve sıcaktı, hiçbir sorun yoktu. Ancak bu genel izlenimdi. Daha özele ilerlediğinde ise Esin onun bir film karakteri olsa, melek yüzlü amigolardan olacağını düşündü. O samimi yüz çizgileri yoktu onda. Hep incelemeye ve eleştirmeye yöneltilmiştiler sanki. "Chris'in kız arkadaşıyım," dedi Esin düz bir şekilde. Şu an her taraftan bir baskı hissediyordu. Chris'in kız arkadaşıydı ama annesinin iyileştiğinden haberi bile yoktu ki en son baktığında kadın son derece deli görünüyordu. Deli taklidi yapması daha muhtemeldi. "Öyle mi?" dedi kız kaşlarını indirip kaldırırken. Kısa bir sessizliğin ardından devam eden yine kız oldu. "Bayan Barrymore 'un gelmesi harika oldu," dedi sevinçle. "Chris ve ben o hastaneden çıkacağı için çok heyecanlıydık." Esin hemen Chris'e döndü ve sorar gözlerle baktı ona. Chris bir şey söylemek için ağzını aralayacak gibi oldu ancak sözcükleri geri kaçtı hemen. Kıza dönerek ona bıkkın bir bakış attı sadece. Kız ise küçük bir çocuk gibi gözlerini kaçırarak başını eğdi ancak utanmışa filan benzemiyordu. Bilerek söylediğine ve pişman olmadığına emindi Esin. "Ben de söz yazarıyım biliyor musun?" dedi Esin'in sevimli bulması gerekiyormuş gibi gerçekten de sinir bozucu bir şekilde sevimli görünen bir gülümsemeyle. "Birlikte birkaç şarkıda beraber çalışmıştık, Leo için." Esin derin bir nefes alarak kibarlığını sürdürmeye çalıştı. "Öyle mi? Hangi şarkı?" diye sordu bu yüzden. Kız aptal sırıtık gülüşünü ufacık bile kıpırdatmadan cevap verdi. "Push." "Efendim?" dedi Esin gözlerini kısarak. "Push. Hani Lil Wayne ile olan," diye tekrarladı kız aynı sırıtışla. Esin parmaklarının onu suratına bir yumruk indirmek için karıncalandığını hissediyordu. "Sanırım onu hatırlamıyorum ben," diye yalan söyledi çaresizce. Tam ortaya çıkıp what the fuck is going here diye bağırmak istiyordu. "Evet, idare eder bir çalışmaydı işte," diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı Chris ancak faydasızdı. Kız yine de ısrarla oradan yürüdü. "Ses getiren bir şarkı olmuştu oysaki," dedi dudak bükerek. Ardından gözleri parladı. "Ama ondan çok daha fazla sevdiğim ve çok daha büyük başarı getirmiş bir şarkı var." Esin yapmacık bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. "Nedir o?" "Tonight!" dedi kız coşkuyla. Esin bahsettiği sözlerin sansürlü versiyonu olması için dua ederken kızın üstüne kusabileceğini hissediyordu adeta. Leo'nun ilahi filan yapmadığı ortada olduğu için bir şarkıyı daha kaldıramayacaktı bünyesi. "Döndüğünüze sevindim Bayan Barrymore. Umarım bundan sonra daha sık görüşürüz," dedi moral bozukluğunu saklamaya çalışarak. "Arkadaşlarımın yanına uğramalıyım şimdi, size eğlenceler," diyerek bağladı konuyu hemen ve Chris 'in ne tür bir tepki vereceğini beklemeden uzaklaştı oradan.
***
|
0% |