Yeni Üyelik
126.
Bölüm

45. Bölüm- Başladığı Yerde Bitiş (Part V)

@mrsmilagros

Şarkı -> Love Story - Taylor Swift

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

 

***

 

Sonraki birkaç gün yarı tatil, yarı koşturma havasında geçti. Tatil planıyla düğün planını birleştirmek çoğu açıdan keyifli sayılabilirdi tabi... Ancak Natalie ve tuhaf sevgilisiyle bu daha farklı bir etkinliğe dönmüştü. Natalie sürekli kararlar değiştiriyor, Dax Kanguru çiftliğinde yem ihracatıyla ilgili bir sorun çıktığı için yana yakıla telefon görüşmeleri yapıyor, kızlar ve çocuklar ise tüm bu karışıklığın arasında düzgün bir tatil yapmaya çalışıyorlardı. Neyse ki her şey büyük bir problem çıkmadan çözüme kavuşturuldu ve düğün günü geldi.

Kızlar sabah erkenden kalkıp hazırlandılar.

Ardından Natalie'nin özel isteği üzerine ona yardımcı olmak adına çocukları bile görmeden ilk iş onun yanına gittiler. Bunun için pek hevesli oldukları söylenemezdi ancak Natalie'nin yanında otelin sözde düğün organizatörü olan ellilerinin ortasındaki Meryem hanımdan başkası olmadığı için içleri rahat etmedi. Sabahtan beri onun gelinliğine eklemeler ve çıkarmalar yapmaktan hiçbirinde beyin kalmamasına rağmen çocukları görme isteğiyle her şeyi ellerinden geldiğince hallettiler ve bahçeye çıktılar.

Kalabalık değildi, aksine hayli az insan vardı mekân seçiminden dolayı ancak bu Natalie'nin gerçekten umurunda değil gibi görünüyordu. Kızlar onun belki de doğru bir seçim yapmış olabileceğini düşündüler. Dax'ın Türkiye'deki birkaç müşterisi kibarlık edip düğüne gelmişti. Kızlar pek de derin olmayan ve alışverişe dayalı bir ilişki için başka şehre gitmeyi mantıklı bulmadılar önce. Ancak daha sonra kanguru satın alan bir insan için bunun pekâlâ normal olduğuna kesinlik getirdiler aralarında.

İnsanlarla biraz konuştuktan sonra çocukların oturduğu masayı gördüler ve yanlarına gittiler böylece. Çocukların onlar için ayırdıkları tüllü sandalyelere oturdukları an masa tamamlanmış, canlanmıştı.

"Sabahtan beri ortalarda görünmüyordunuz," dedi Peter merakla.

"Natalie biraz heyecanlıydı ve bizde onu yatıştırmadan gelmek istemedik," diye açıkladı Derin yarım bir gülümsemeyle. Aslında bu çok daha kibar bir tanımdı, kızların hepsi biliyordu bunu.

"Umarım heyecanının tek nedeni mutluluğudur," dedi Chris başını sallayarak. "Ani kararından dolayı pişman olmasını istemiyorum."

Lucas onun omzunu sıvazladıktan sonra güldü.

"Sen şu şarkı sözlerini hazırlamaya başlasan iyi edersin. Natalie'yi ilk defa bu kadar kararlı görüyorum."

Chris gizli bir gülümsemeyle ona bakarak gözlerini devirdi.

"Haklısın," dedi. "Senin de harika bir besteci olduğunu bilmek isteyecektir."

"Neyse ki benden pek hazzetmiyor," dedi Leo ellerini kaldırarak.

Hepsi güldü ve bir süre daha aralarında sohbet döndü. Ardından çocuklar Dax'ı bulmak üzere masadan kalktılar ve kızlar baş başa kaldılar. Tam bu sırada garsonlardan birkaçı boş bardakları doldurmak üzere masaya geldi ve onlardan tanıdık olan bir tanesi kızları gördüğünde o fazla soprano sesiyle ciyakladı.

"Kızlaaaarrrr!"

Kızlar bu sesi uzun süredir duymadıkları için gözlerini kıstılar ister istemez ve Cansu ile karşılaştılar. Geçen yazdan beri biraz daha kokoşlaşmış ve biraz da zayıflamıştı.

"Sizi görmeyeli ne kadar çok oldu!" dedi Cansu abartılı bir sevinçle. İçinde çoktan kabarmaya başlamış kıskançlık duygularını saklarken kendini ifşa ettiğinin farkında değil gibiydi. Kızlar zorla gülümsediler ve ona sarılmak üzere ayağa kalktılar. Sarılma merasimi bittikten sonra masaya oturdu Cansu.

"Düğüne davetli misiniz yoksa!" diye şakıdı. "Nasıl sağladınız bunu!"

Ardından kahkaha attığında kızlar gözlerini devirmemek için özellikle çaba harcadılar.

"Çaba harcamamız gerekmedi," dediler sadece.

"Otelde mi kalıyorsunuz?" diye sordu Cansu konuyu kurcalamadan.

"Evet, birkaç gündür," dedi Aylin.

"Sizi hiç görmedim," dedi Cansu yüzünü buruşturarak. Ardından abartılı bir anlayışla elini göğsüne tuttu. "Bodrum katında kalıyorsunuz herhalde. Kıdemli olmayan çalışanlar orada kalır. Biraz üzücü açıkçası. Elimde değil, iyi ve masum kalbim buna üzülüyor."

"Aslında," dedi Esin. "Biz kapatılan bölümde kalıyoruz. Üçüncü katta."

Cansu bilmiş bilmiş güldü.

"Ay, yok canım, bir yanlışınız var. Orası dört özel müşteri için kapatıldı ve üçüncü katta onlar kalabilir, siz değil."

Ardından sır veriyormuş gibi eğildi.

"Kim olduklarını elbette biliyorum. Şu geçen sene Sony müzik şirketiyle gelen grubu hatırlıyor musunuz?" dedi parıltılı gözlerle. "Leo Martinez, Lucas Aurelien, Christopher Mcmillan ve Peter Vincent." Kıkırdadı. "Peter geldiği için biraz mutluyum tabi. Geçen sefer ona yüz vermediğimiz için aramızdaki etkileşim bitmek zorunda kalmıştı ancak şu an hoşuma gidiyor gibi. Onları tanıyorsunuz değil mi?" Alayla güldü. "Daha doğrusu, biliyorsunuz değil mi?"

"Onları tanıyoruz," dedi Derin dudaklarını sinirle dişleyerek. "Kız arkadaşları olduğumuzu biliyor musun?"

Cansu, oraya yapışmış bir gülümsemeyle duraksadı bir süre. Algılayamıyormuş gibi sallandı başı belli belirsiz.

"Kız arkadaş mı?" dedi sırıtmaya devam ederken.

"Sevgili yani," diye üsteledi Derin bundan zevk alarak. "Peter ve ben. Lucas ve Günce. Chris ve Esin. Leo ve Aylin."

Cansu tekrar duraksadıktan sonra kahkaha atarak ayağa kalktı yavaşça.

"Ay, inanamıyorum!" Birkaç adım geriledi. "Benim işe dönmem gerekiyor. Size iyi eğlenceler!"

Böylece beceriksiz bir girişimle yanlarından ayrıldı o saniye. Derin o gittikten sonra ters ters bakarak gözlerini devirdiğinde kızlar güldüler.

Güneş batmaya başladığında ise çocuklar tekrar geri gelmiş ve tüm misafirler gelini beklemek üzere damatla beraber mihraba toplanmıştı. Dax uzun saçlarını geriye doğru jölelemiş ve hardal rengi bir takım giymişti. Kocaman gülümsemesiyle Natalie'yi bekliyordu.

Kısa süre sonra huzurlu bir müzik eşliğinde Natalie Chris ile beraber mihrabın ucunda göründü. Kızlar onun için mutlu olmalarına rağmen, Bayan Mcmillan'ın burada olmayışını hatırladıklarında başlarını eğdiler ister istemez. Bunu hatırlayan onlarca kişiden biriydiler sadece. Yine de Natalie'nin umurunda bile olmadığını görmek iyi bir şeydi. Chris kibar bir gülümsemeyle onu Dax'e verdikten sonra usulca geri çekildi.

Natalie ve Dax yeminlerini ettiler, öpüştüler, aşk sözcükleriyle birbirilerini pohpohladılar ve düğünün en önemli kısmı geride kaldı böylece. Ardından sevimli bir müzik çalmaya başladı ve herkes dans etmek üzere harekete geçti. Lucas elini hemen Günce'nin beline yerleştirerek onu göğsüne çekti ve hoş bir gülümsemeyle dansa çekti onu. Peter ise ellerini Derin'in belinin iki kenarına koyarak onu dans eden diğerlerinin yanına yönlendirirken omzuna yumuşak bir öpücük bıraktı. Aylin kızlara bakıp sevgiyle gülümserken Leo onun parmaklarını parmaklarına geçirdi ve bileğine küçük bir öpücük bıraktıktan sonra nazikçe belini kavrayıp dans etmeye başladı. Esin ise biraz durgun olan Chris'i elinden tutarak dansa davet etti ve Chris'in gülmesini sağladı böylece. Chris onu elinin altında nazikçe döndürdükten sonra kendine çekti ve dans etmeye başladılar.

İnsanların yüzünde hoş, anlamlı bir gülümseme vardı. Belki de herkesin böyle hayati bir birleşmeden kendine pay çıkarmasından kaynaklanıyordu bu. Kızlar eğleniyorlarken dahi, akıllarının bir köşesinde o şaşkınlık hali hep vardı. Buraya ne zaman gelmişlerdi? Nasıl olmuştu da bu mutluluğa ulaşabilmişlerdi? Sadece hayatları değil, onlar da değişmişlerdi. Kendileri için doğru olduklarından şüphe etmedikleri insanları yine burada bulmuşlardı ve o zaman bunu bilemezlerdi bile. Tüm risklere, tüm soru işaretlerine ve tüm vedalara rağmen. Şimdiyse hayallerinden çok daha fazlasını elde etmişlerdi. Leo'yu, Lucas'ı, Peter'ı, Chris'i. Ve zaman zaman başını belaya sokan tüm o insanları bile. Four Seasons, Miami ve Mystery Of Sound'un eşlik ettiği bu serüvenlerinin farkındalık anı zamanın tam olarak şu saniyesi ve evrenin tam olarak bu noktasındaydı.

Bindikleri o sarı taksiyle başlayan yolculukları, buraya kadar ulaşmıştı. Burada bitmeyeceği ise kesindi.

 

***
Nihayet🥲

 

Loading...
0%