Yeni Üyelik
20.
Bölüm

7. Bölüm - Kısa Bir Veda (Part I I)

@mrsmilagros

Şarkı -> Love To See You Cry - Enrique Iglesias

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻


***


Aradan geçen birkaç saatin ardından Esin bir kez daha Christopher 'la karşılaştı. Bu kez yanında Lucas ve Peter da vardı. Çıkış işlemlerini yapmak için resepsiyondaydılar ve kendilerini iskelede bekleyen tekneyle otelden ayrılıp uzun bir uçak yolculuğunun ardından Miami'ye döneceklerdi. Leo Martinez çoktan dikkat çekmeden otelden ayrılmış, teknede yerini almıştı. Diğerleri de işlemler tamamlandıktan sonra onunla buluşacaklardı.


Arzu hanım en az Leo Martinez kadar önemsediği misafirlerini en iyi şekilde yolculamak istemişti. Bu yüzden pek çok personel lobideydi ve bir kısmı bavulların tekneye taşınması için görevlendirilmişti. Kızlar da bu uğurlama komitesinin içindeydiler ve Arzu Hanım her birini önemsediği görevler için seçmişti. Geleneksel bir uğurlamaydı amacı. Kızlar da bu amacın en çarpıcı kısımlarını oluşturuyorlardı.

Lucas, oda kartını Günce'ye uzattığı sırada Günce, elindeki kolonyayı oradan geçip giden birkaç müşteriye ikram etmekle meşguldü. Lucas'ın işine mâni olmasından hoşlanmayarak kısa bir an ona baktı ama onun istifini hiç bozmadan kartı uzatmaya devam ettiğini gördüğünde mecburen kartı aldı. Çekmecelerden birini açıp kartı yerleştirdikten sonra alışılagelmiş şekilde kalçalarıyla gözü kapadığı sırada Lucas'ın dudakları imalı bir gülümsemeyle kıvrıldı.

"Uzuvlarını dikkatli kullan da olur olmadık yerlere değmesin."

Manalı yorumunun Günce'yi şaşırtması gerekiyordu belki. Hatta şaşırdığı, bir nebze sinirlendiği bile söylenebilirdi. Ama sözleri onu kışkırtsa da Günce ona istediğini vermemek niyetindeydi. Otelde kaldığı günler boyunca bir araya geldikleri sınırlı zaman dilimlerinde Lucas'ın gizli bir yanını keşfetmişti. Onun dışa kapalı yapısı ve geçit vermez görünüşünün altında ender olarak sergilediği haylaz bir tarafı da vardı. Laf oyunlarında iyiydi ve ciddi görünüşüne rağmen Günce'yle önemsiz atışmaları sırasında bu yönünü fark etmeden ortaya çıkarıyordu. Günce, zaman zaman elde ettiği küçük zaferlerin sinirlenmekten çok daha kârlı olduğuna karar vermişti. Üstelik beklenmedik cevapları karşısında Lucas'ın afalladığını görmek de onu fazlasıyla memnun ediyordu.

Bu yüzden dudakları bilmiş bir gülümsemeyle kıvrıldı ve yorumuna kulak asmadan ona kolonya ikram etti.

"İster misiniz?"

Lucas, kendisine aldırış edilmemesine bozulsa da belli etmedi ve yaklaşıp avuçlarını Günce'ye uzattı. Günce kolonyayı döktüğünde ellerini şöyle bir ovuşturdu ama Günce'nin bu kadarla yetinmeye niyeti yoktu.

"Lütfen, sadece ellerinize sürmek olmaz. Bu bizim geleneklerimizden biridir. Şöyle güzel bir nefes çekin de içiniz ferahlasın."

Lucas, Günce'ye baktı bir süre. Yüzündeki muzip ifadeden onun bir şeyler karıştırdığından şüphelenmişti ama sonra bunun sadece ilginç bir adetten ibaret olduğunu düşündü. Koklamanın ne zararı olabilirdi ki? Avuçlarını yüzüne yaklaştırdı.

Derin bir nefes aldığında kolonyanın keskin kokusu sinirlerine ulaştı ve kısa bir an burnunun sızlamasına, yüzünün buruşmasına sebep oldu. Hazırlıksız yakalanmıştı ve onu kıskıvrak yakalamak Günce'yi eğlendirmişti. Lucas bakışlarını ona çevirdiğinde yüzünde sitemkâr bir ifade vardı. Günce keyifle gülümsedi.

"İyi yolculuklar Bay Paredes"

Lucas, gözlerini devirdi ve çıkışa ilerleyip gözden kayboldu. Günce, Lucas'ın ismini o anda masanın üzerinde duran evraklara göz attığında öğrenmişti. Oda numarasının hemen karşısında yazıyordu adı. Günce, bu ismin hayatında büyük bir yeri olacağından habersizdi.

Lucas'ın ardından kolonya sırası Chris ve Peter'a geldi. Günce, onlara kolonya ikram ettikten sonra çok fazla koklamamaları gerektiğini belirtmeyi de ihmal etmedi. Peter ve Chris'in dudakları Günce'nin az önceki ufak hilesi karşısında oyunbaz bir sırıtışa dönüştü. Kızlar da gülmemek için kendilerini zor tuttular.

Chris, son imzaları atmak için evraklara döndüğünde Peter, diğerlerinin dikkatini çekmeden Derin'in yanına yanaştı. Onu aniden yakınında bulmak Derin'in beklemediği bir şey olsa da Peter'ın omzunun bir anlığına kendininkine değmesi hoştu. Peter'ın yüzünde sıcak bir ifade vardı. Gözleriyse haylaz bir çocuğun gözleri kadar ışıltılıydı.

"Bana bir gömlek borçlusun."

Leo'nun odasındaki o malum sigara kazasından bahsediyordu Peter. Odadan apar topar kaçışları aklına geldiğinde Derin, biraz utansa da gözlerini kaçırmadı ve dudaklarında dışarı çıkmaya yüz tutmuş bir gülüşün izleri belirdi.

"O yanığa benim sebep olduğumu sanmıyorum. Ama yine de bir borçtan söz edeceksek eğer o borcu ben dün gece zaten ödedim."

Konser sırasında sahneye fırlatılan gizemli gömleğin sahibi ortaya çıkmıştı işte. Peter'ın gözleri şaşkınlıkla büyüdü ama bakışlarında üstü kapalı bir memnuniyet de seziliyordu. İkisinin de dudakları ortak bir gülümsemeyle kıvrıldığı sırada Chris gitme vaktinin geldiğini söyledi.

İkili otelden ayrılmak için çıkışa yöneldi. Uzaklaşmak üzereydiler ki Arzu Hanım telaşla Esin'i uyardı.

"Ne duruyorsun? Peşlerinden su döksene."

Arzu Hanımın telaşlı sözleri Esin'i heyecanlandırmıştı. Bir anlığına nasıl tepki vereceğinden emin olamasa da kenarda duran ve önceden hazırlanmış bir kap suyu çabucak eline aldı. Aceleci adımlarla peşlerinden gidip nihayet onlara yetiştiğinde Chris ve Peter geniş bahçeye inen merdivenlerdeydiler. Esin daha önce kimsenin arkasından su dökmemişti. Mesafeyi tutturabileceğinden emin değildi. Ama yine de duruşunu ayarladı ve kabı rastgele merdivenlerden aşağı boşaltıverdi.

Bir kap su merdivenden çok Christopher'ın sırtına boca edildiğinde Chris, bedenini saran ani soğukluk karşısında kaskatı kesildi. Esin'se yaptığının farkına vararak şaşkınlıkla olduğu yerde dondu kaldı. Chris'in gömleğinin arkası boylu boyunca ıslanmıştı ve kollarından bileklerine doğru sular sızıyordu. Peter yanında olmasına rağmen ıslanmaktan kıl payı kurtulmuştu. O da Chris gibi şaşkınlık içindeydi ama yine de Chris'in halini gördüğünde şöyle güzel bir kahkaha koyuverdi.

"Yüzünün ifadesini bir görsen. Oh Tanrım, karnıma ağrı girecek."

Kahkahaları bahçeyi doldurduğunda içerdekiler de dışarı çıktı ve manzara karşısında Derin'le Günce'nin dudaklarından engelleyemedikleri gülüşler döküldü. Esin dönüp onları uyardığındaysa Christopher arkasını döndü ve Esin'in şaşkın bakışlarıyla karşılaştı.

"Ben... özür dilerim."

Esin, dudaklarını birbirine bastırdı ve Arzu Hanımın da yanında tereddütle Chris'in tepkisini beklediğini fark ettiğinde içinden kendisine söylendi. Ama neyse ki herhangi bir problem çıkmadı. Christopher, bileklerini sallayarak üzerindeki ıslaklıktan kurtulmaya çalıştı ve gitmeden önce başını sorun yok anlamında iki yana salladı.

Merdivenlerden inip gözden kaybolurlarken Chris, Esin'le aynı yerde yaşıyor olsalar kızın kim bilir daha ne ilginç karşılaşmalarla karşısına çıkabileceğini düşündü. Bu düşüncenin neden gelip zihnine yerleştiğini bilmiyordu çünkü aralarında kilometreler olacağının bilincindeydi. Ama aslında Chris, farkında olmadan, önlerinde uzanan gelecekte ikisinin yeniden bir araya geleceğini hissetmişti.


***


Alemsiniz kızlar 😁

Loading...
0%