@mrsviia
|
Bu kurgu için o kadar heyecanlıyım ki! Okuyan güzel insan, bu yeni kurgu evreni için hoş geldin. Umarım beğenirsin, bir şan vererek girmiş olman bile benim için çok kıymetli. Her zaman dile getirdiğim gibi iyiyim diye hiçbir iddiam yok sadece kendi hayal dünyamı kendi çapımda yansıtmaya çalışıyorum elimden geldiğince.
Kitapta şiddet, argo, +18 eylem ve vahşet içeren unsur ve anlatımlar olacağı için 18 yaşından küçük okuyucularımın bilgisine. İki hastalıklı ana karakterin, şiddetli aşkını okuyacaksınız.
Psikolojik gerilim ve dram dolu sahneler için uyarımı baştan geçiyor, yetişkin içerik olduğunun bilincinde olmanızı umuyorum.
Bunu bilerek kitaba başla lütfen güzel insan ve aramıza hoş geldin. Kitabımın konusunu, gidişatını sever ya da sevmezsin, her şeye rağmen kitaba bir şans vermiş olman ve o güzel dakikalarını kitabıma ayırmış olman beni fazlasıyla mutlu ediyor. İyi ki varsın, iyi ki geldin, keyifli okumalar dilerim🌹
Tekrar altını çiziyorum, argo hakaret, manipülasyon ve psikolojik şiddetin olduğu bir kurgu. Bunun bilincinde olarak okumanızı istiyorum. Burayı okuyorsanız okuduğunuz sahnelerde yorumlara karşı biraz daha ılımlı olabilirsiniz. Bu bir rica, kitap zaten psikolojik bunu çok kez dile getiriyorum canlarım🙏🏼🤍
Düşmandan aşka doğacak olan derin bir kurguyla sizleri baş başa bırakacağım...🥹❤️🔥
❝ "Yıllar boyunca ailesinden türlü şiddet gören Efil Vural, ailesinden intikam alabilmek için mafya sevgilisi Karan Kızıltuğ ile birlik olur. Sevgilisi olan bu adam, karşı düşman ailelerinin çocuğudur ve bu iki düşman ailenin istediği tek bir şey vardır. Bataklığın sahibi olmak, koltuğun başına geçmek ve tek yöneten olmak. Koltuğun başında olan Kızıltuğ'ları bitirmek, kan davası ve düşmanlık başlatan Vural ailesi için oyun başlamıştır. Efil'in babası, kızının düşman ailenin çocuğuna deli gibi aşık olduğunu ve onun için her şeyi yapabilecek olduğunu fark etmesiyle ikisini ayırmak için Efil'e zorlu bir seçenek sunar. Sevdiği adamı kurtarmak için yaptığı seçimle birlikte Efil, aylarca sapkın babasının deneği olmayı kabul ederek türlü işkence, ilaç ve şiddete maruz kalır. Deneylerin sonuç vermesiyle Efil hastaneden çıkarılır ancak artık Efil değildir. Çoklu kişilik bozukluğu yaşayan bir hastadır ve içinde yer alan Efil ve Ahu, iki farklı kişiliğe ayrılır. Küçüklüğünden beri gördüğü şiddet ve ilaçlar, Efil'in kafasında kötü ve sıfırdan hayata başlayan bir karakter oluşturur. 'Ahu Vural.' Babası kızının her şey silinmiş bir halde hafızasının olmayışını fark etmesiyle, türlü yalanlar ve iftiralarla kafası yıkanan Ahu, Karan Kızıltuğ'dan nefret eden ve Kızıltuğ'lardan intikam alacak olan bir ölüm makinesine dönüşen bir bomba haline gelir. Onları bekleyen bir sürpriz daha vardır. Efil'e küçüklüğünden beri saplantılı olan Maskeli Katil, ikisini düşman tutabilmek için uğraşacak ve Efil'i almak için çabalayacaktır. Bu ikisi arasında yaşanacak olan çatışmalar, kan davası, intikam, yalan, yarım kalmış aşk hikayesi, ihanet ve gizlenen gerçeklerin ortaya çıkması için perde aralanır, ardından olaylar başlar..❞
Hazırsanız bu kaos ve aksiyon dolu hikayeye başlayalım!
❄️
"Ne kadar kaçsanda başarısız olacağını sana acı bir zevkle söylemek durumundayım Savcı hanım!" Ondan kurtulabilmek için koşuyordum. Gür sesi tüm ormanda yankılanıyor, bana kaçışımın olmayacağını dile getiriyordu. "Benim çizgilerim içerisindesin, ben istemediğim müddetçe değil benden kaçabilmek, adımını karşı tarafa bile atamazsın güzelim." Gözlerimden düşen nefretin yaşları belki yeri boyluyordu ama benim kalbimi eziyordu. Ruhum parçalanıyor, kurtulmak için elindeki bütün kozları deniyordu. Bu adamdan kurtulmak zorundaydım. Tek bir çarem vardı. Buradan kurtulamazsam ondan bir daha asla kurtulamazdım. "Seni psikopat! Buradan da senden de kurtulacağım. Beni yakalayabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Duyuyor musun beni!" Sesim o kadar yüksek tonda çıkıyordu ki, onun duymama ihtimali yoktu. Kendi koşuşturmam dışında hiçbir ayak sesi duyamamaya başladım. Ya bir yere saklanmıştı ya da benim peşimden gelmeyi bırakmıştı. O kadar emindi ki ondan kaçamayacağımdan. Ancak Karan Kızıltuğ ilk defa yanılıyordu. Ben kaybetmezdim. Dakikalardır koşuyor arkama dahi bakmıyordum. Gelmiyordu. Artık peşimde değildi. "Aptal." diye fısıldadım kendimden emin bir sesle. "Beni yakalayabileceğini sanacak kadar aptalsın." Hiçbir ses seda yoktu. Nefes sesim orman içerisinde duyulan tek sesti. Kendime gelebilmek için biraz olsun soluklanmayı umarken, başımda aniden hissettiğim soğuk namlunun ucu, durduğum yerde buz kesmeme sebep olurken arkamda hissettiğim hareketlilik, onun peşimde olmadığıyla ilgili erken hüküm verdiğimi gösteriyordu. "Aptal." diye fısıldadı gülümseyerek. "Oyun bitmeden kazandığını sanacak kadar aptalsın. Oyunu oyuncu bitirmez savcı, kurucu bitirir. Şimdi söyle bana, bu silahla akıtayım mı pekmezini?" Sessizce karanlığın hüküm sürdüğü ormanı izlerken, "Öldür." dedim acımadan. "Şayet beni burada öldüremezsen, ben seni öldüreceğim. Ve inan bana, senin kalbinde yer alan o iki gram merhametin kırıntısı bende yok Kızıltuğ. O yüzden acımadan şans elindeyken, sık kafama." Büyük ve soğuk elini önce belimde hissettim. Ardından bedenimi kendi göğsüne yasladı. "Güldürme beni Savcı." dedi acımasızca. Sözleri birer mızrak gibi ruhuma saplanırken acımadı bana bir an bile. "Seni öldürmem senin kurtuluşun olur, siz Vural'ların daha bana çok borcu var." Gözlerim nefretle kısılırken, "Yok!" dedim gür ses tonumla. "Benim sana bir borcum yok, bunu o zehir aklına sok!" Kahkaha atmaya başladı. O kızıyorsa sorun yoktu. Gülüyorsa sorun vardı. Ses tonu o kadar yerin dibine sokar nitelikteydi ki, kendimi aşağılanıyor gibi hissediyordum. Kollarından kurtulmak için bir yandan debeleniyordum ancak nafileydi. Çok kuvvetliydi. Dudaklarının sol kulağıma değdiğini hissederken soğukluğundan sebep ürpermeden edemedim. "Savcı." dedi nefretle. "Savcım." diyerek kokumu içine çekti nefretini bu sefer gizleyerek. "Vural'ların borcu ya kana kana kan ya da cana can şeklinde çözülecek. Neyi kastettiğimi anlayacak kadar akıllı bir kadınsın sen değil mi? Üzgünüm ki kurunun yanında yaşta yanar. Yanacaksın. Ateşim seni de beni de, herkesi de yakacak. Yıllardır beni yakabilmeyi başardıysanız, siz de acımadan yanacaksınız!" Bedenimi hızla büyük ağacın gövdesine yaslı bir şekilde bulurken, silahın namlusunu bu sefer şakaklarıma dayadı. Gözleri gözlerimle kesişirken gördüğüm tek şey nefretti. Saf nefret. Gözyaşlarım bana ihanet ederek teker teker çeneme doğru süzülürken yüzü nefretle kasıldı. Ağlayan insanlardan nefret ederdi. Cümlenin üzerini çiz Efil. Benim ağlamamdan nefret ederdi. Ona yaşattığım bu yabancı duygular, canını yakıyordu. Değişiyordu. Düşmanının kızı, onu değiştiriyordu. Bunun farkında olmak onu deli ediyordu. Her bir kalp atışım, ruhumu kirletiyordu. Hızlanmamalıydı. Yasaktı o bana. "Bu silaha iyi bak..." diyerek cümlesine gerçek adımı zar zor dile getirerek devam etti. "Efil Vural. Ya bu silah bizim sonumuz olacak ya da-" "Ya da ne?" Silahı şakaklarımdan çekerek soğuktan buz kesmiş ince uzun parmaklarım arasına bırakıverdi. "Cevap belli Savcı." "Kendi kafana sık!" diyordu aklınca. "Sıkmazsan buradan yine de sağ çıkamazsın, ölünü çıkarırım." diyordu. Onu artık o kadar iyi tanıyordum ki. Adımları geri büyük dağ evine giden yöne doğru ilerlemeye başlarken o kadar emindi ki buradan kaçmayacağıma. Yanında olacağıma. Onu vurmayacağıma. Unuttuğu bir şey vardı. Ben onun tanıdığı babamın kızı değildim. Ben yıllardır esir aldıkları, annemin kızıydım. Ellerim arasında duran silah patladı acımadan. İki el kurşun çıktı bu gece. Biri onun ruhuna saplandı. Bir diğeri de kalbime. "Yanlış yaptın Savcı." dedi onun değil de benim bedenim kanlar içerisinde yere kapaklanırken. "Ben sana merhamet ederek el uzatmışken tutmazsan, o el gelir ve acımadan seni boğar. Hayata tutunmanı sağlayan şey, ölümün olur. Bu geceyi sakın unutma, bu gece bana mahkum olduğun gün. Artık benimsin." Gözlerim acıyla kapandı. Son hissettiğimse güçlü kollar ve hafif bir mırıldanıştı. "Ne yapacağım ben seninle be kızım, ne kurtulabiliyorum ne de bırakabiliyorum. Sonum olacaksın benim! Kaçamazsın demiştim, ben istemediğim sürece hiçbir şey yapamazsın. Benim sınırlarım, senin sonun olmadan kurtul bu adamdan. Kurtulamazsan daha çok yanacağız." |
0% |