Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@mrvreizonline

Herkese merhaba 👋

Wattpad'de yayınladığım kitabımı artık burada devam edeceğim. Umarım beğenirsiniz.❣️

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın ballarım🍯

🌬

Alarmın sesiyle iki saatlik uykumdan zorlukla uyandım. Bugün olacak mahkeme için sabaha kadar dosyaları gözden geçirmiştim. Yorgunluktan uyuya kalmıştım.

Telefonu alıp saate baktığımda bir saat içinde evden çıkmam gerektiğini aksi halde geç kalacağımı görünce, yataktan kendimi atarcasına kalktım. Dava 10.00'da başlayacaktı ve yaklaşık elli dakikalık sürem kalmıştı. Yavaş hazırlanan biri için bu süre imkansızın adıydı.

Banyoya adeta uçarak koşarken bir karartının yanından geçtim ama dönüp bakacak kadar zamanım bile yoktu. Üç harfliler gelmediyse evden biridir inşallah diyen iç sesimi onayladım. Hemen akabinde;

"Anne, evde Usain Bolt varmış da bizim haberimiz yokmuş." diyen biricik kardeşim Barın'ın sesini duydum.

Kapalı banyo kapısına bakarak bağırdım;

"Usain Bolt, işine baksın kardeşim. O, hiç geç kalma korkusuyla baş başa kaldı mı? Ben, kaldım. Birde davanın savcısı benken. Bak tüylerim diken diken oldu. Çok kötü çok. Hayır ben nasıl savcı oldum onu da bilmiyorum ama neyse." dedim. Barın;

"Tamam, en çok sen." dedi alayla.

"Evet en çok ben." diyerek banyodan çıkıp odaya koştum. Dolabımı açıp, elime gelen ilk takımımı aldım. Hızlıca onları üzerime geçirdim. Şallarımın arasından siyah olanı yani hayat kurtarıcımı alıp başıma taktım. Makyaj masamdan maskaramı alıp sürdüm. Geç kalacağımı bilsem bile o maskara sürülmeden çıkamazdım. Saçma takıntılarım vardı.

Evrak ve kol çantamı alıp odadan çıktım. Merdivenleri ikişerli üçerli inerken mutfağa doğru bağırdım;

"Günaydın ve güle güle." diyerek vestiyerden siyah topuklularımı ve cübbemi alıp evden çıktım. Kapının önündeki terlikleri ayağıma takarak, arabama doğru koştum. Arabaya binip elimdekileri yan koltuğa fırlattım.

"Allah'ım bismillah." diyerek arabayı çalıştırdım. Adliye ile ev arası on dakika sürüyordu. Saate baktığımda yirmi dakikam olduğunu görüp rahatladım. Başarmıştım valla.

"Aferin kız Asel." diyerek yanağımdan makas aldım. Adliyenin önüne gelince arabayı park edip ayakkabılarıma uzandım. Topuklular ile araba kullanana helal olsundu. Diğer eşyalarımı da alıp arabadan inip kilitledim. Adliyeye doğru yürürken, topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sesler daha dik yürümeme sebep oluyordu.

"Savcım, günaydın." diyen güvenlikçi arkadaşlara baş selamı verip odama ilerledim. Kapımı kapatıp masama ilerledim. Dava ile ilgili evrakları çıkarıp masaya koyarken kapım tıklatılıp hafif aralandı. Katip Naz gelmişti.

"Savcım müsait misiniz?"

"Gel Naz."

"Asel savcım, dava başlamak üzere."

"Tamam canım, sağol çıkıyorum şimdi." Cübbemi giyip dava dosyalarını elime alıp odamdan çıktım. Mahkeme salonuna girip yerime oturdum.

Açıkçası biraz gerilmiştim. Bu davaya aylardır hazırlanıyordum. Yıpratıcı bir süreç olmuştu benim için. Sıkıntıyla derin bir nefes aldım.

Hakime Alkım hanımın, geldiğine dair ses duyunca ayağa kalktım. "Allah'ım sen bana güç ver." dedim fısıltı şeklinde.

Hakime hanım davayı başlatmıştı.

"Savcı hanım, sizi dinliyorum." Ayağı kalkıp dik bir şekilde hakime hanıma doğru yürüdüm. Elimdeki dosyayı uzatıp yerime döndüm.

"Dosyanın ilk sayfasında fotoğrafı bulunan Elif B. 3 ay önce evlerinin arkasındaki kömürlükte köylüler tarafından bulundu. Gelen ihbarlar üzerine ekipler olay yerine gitti. Arkadaşlar oraya vardığında Elif hanım ölmüştü. Olay yeri inceleme ekibimizin uzun araştırmalar sonucu bazı saç ve parmak izi örneklerine ulaştık." derin nefes alıp devam ettim.

"Ayrıca o günün sabahı yağış olduğu için toprak ıslak olduğundan dolayı bir ayakkabı izine de ulaşmış olduk. Ay-" ben devam edemeden Avukat araya girdi.

"Hakime hanım, ihbar köylüler tarafından gelmiş. Ayakkabı izi köylülerin birine de ait olabilir. İtiraz ediyorum."

Te Allah'ım ya.

"Söz verdiğimi hatırlamıyorum Avukat bey. Devam edin lütfen Savcım." dediğinde Avukat oturdu. Bir Avukatın çöküşünü de görmüştüm. Nihahah

"Ayakkabı izleri kömürlüğün içinde de mevcut. İzler evin bir kaç yerinde de mevcuttu. Bu yüzden şüpheler Fevzi beye döndü. Baş şüpheli olarak kendisini ekiplerimiz aradı. Telefonunda belli bir sinyal noktası vardı. Hemen arkadaşlar o noktaya gitti. Şehrin çıkışında izbe bir yerde yıkık dökük ev olduğu görüldü. Evi arayan ekipler Fevzi beyi saklanırken yakaladı. Emniyete getirilip bulunan örnekler ile Fevzi beyin örnekleri karşılaştırıldı. Deliller eşleşti. Kısacası Hakime hanım Elif hanımın katili Fevzi beydir. Söyleyeceklerim bu kadar. Teşekkürler." dedim ve oturdum.

Davanın buradan dönme şansı yoktu. Zaten beş dakika sonra kararı açıklayan hakime hanım da beni doğrulamıştı. Katilin götürülmesini büyük bir keyifle izlemiştim.

Odama geçtiğimde masamdaki telefonumu elime aldım. Annem aramıştı. Arama tuşuna tıklayıp telefonu kulağıma götürdüm. Üçüncü çalışta hemen açıldı.

"Asel, müsait miydin kızım?"

"Müsaidim annecim."

"Akşama yemekte Asude teyzenlerde olacağız. Sende direkt oraya gel kızım."

"Tamam, annem. Hadi ben kapatıyorum işlerim var. Öptüm seni."

"Bende, kızım." dedi ve kapattı. İlgilenmem gereken dosyalar birikmişti.

Akşama kadar kafamı kaldırmadan dosyalarla ilgilendim. Kapım tıklatılıp açıldı.

"Asel savcım, bana ihtiyacınız yoksa ben çıkabilir miyim?" dedi Naz. Kolumdaki saate çevirdim bakışlarımı. Baya geçmişti.

"Çıkabilirsin, Naz. Bende çıkıyorum şimdi zaten."

"Tamam, savcım. Yarın görüşmek üzere."

"Görüşürüz, canım."

Eşyalarımı hızlıca toparlayıp, adliyeden çıktım. Mahalleye girince bizim eve uğramadan karşı eve geçtim. Arka bahçeden gelen seslere yöneldim. Babam ve Akif amca bahçede oturuyorlardı.

"Ben, geldim." sesimle bana döndüler.

'Hoş geldin, prensesim."

"Hoş buldum, babacım." deyip yanağından öptüm.

"Hoş geldin, güzel kızım."

"Hoş buldum, Akif amca. Eee annemler yok mu?" Babam;

"Mutfakta yemeklerle uğraşıyorlardı kızım." dedi.

"Ben gidip bakayım bir." dedim ve içeri yöneldim. Mutfaktan konuşma sesleri geliyordu. Sessizce ilerleyip "Naber, hanımlar." diye bağırdım. Yerlerinden sıçradıklarını görünce güldüm.

"Nerede kaldın be Asel." diyen biricik dostuma döndüm.

"Dosyalara dalmışım, Alkım'ım. Hem insan adliyeden çıkarken haber verir." dedim sitemle. Gelip boynuma sarıldı.

"Valla erken çıktım ben bebeğim. Anamlara yardıma geldim. Önemli bir misafirimiz varmış." diyerek gözlerini kaçırdı benden.

"Kimmiş bu misafir, hanımlar." diyerek annemlerin yanına gittim. Annem gözlerini kaçırmıştı. Noluyor bu lanet olasıca evde, diyen iç sesime hak verdim. Vardı bir şeyler kesin. Beni cevaplayan Asude teyze oldu.

"Ali Asaf geliyor, kızım." demesiyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Gözlerimi Alkım'a çevirdim.

"Öyle mi?" dedim titreyen sesle. Sadece bana bakmakla yetindi. Göz pınarlarıma yaşlar hucüm etmeye başladığını hissettim. Hayır burada olmaz Asel. Hayır.

"Ben bir ellerimi yıkıyayım." dedim zorlukla. Hızlı adımlarla banyoya ilerledim. Kapıyı kapatır kapatmaz, gözlerimi zorlayan yaşları serbest bıraktım. Elimi kalbime götürüp bastırdım. Çok acıyordu. Özlemi acıtıyordu. Yere çöküp sırtımı kapıya yasladım.

"Sakinleş, Asel. Sakinleş, lütfen. Bir gün geleceğini biliyordun. O gün bugünmüş. Dört sene. Tam dört sene sonra tekrar göreceksin onu. O yüzden, sakinleş ve kalk ayağı. Özlemini dindirelim kalbimin." diye kendimi telkin ettim. Gözlerimdeki yaşı silip lavabonun önüne geçtim. Aynadaki aksime bakıp gülümsedim. Sonunda geliyordu. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım banyodan.

Kapının önündü gözleri dolu dolu olan Alkım'la karşılaştım. Onu görünce otomatik olarak benim gözlerimde dolmuştu tekrar. Kollarımı beline doladım.

"Alkım, çok özledim onu."

"Biliyorum, birtanem." beni uzaklaştırıp devam etti;

"Şimdi sakinleş. Herkes bir şey olduğunu anlayacak. Toparla kendini." dedi. Gözlerimden akan yaşları silerek, yanağıma buse kondurdu.

Birlikte ev ahalisinin yanına bahçeye çıktık. Koyu sohbet vardı. Gözlerim onu aradı ama bulamadı. Daha gelmemişti. Bizimkilerin yanına geçip oturduk. Başımı Alkım'ın omzuna bırakıp gözlerimi yumdum.

Ali Asaf Kaya; çocukluğum, gençliğim, bütün anım. Kendimi bildim bileli onu seviyordum. O ise her şeyden bir haber. Onu sevdiğimi hiç dile getirmemiştim ona karşı. Göstermeye çalışmıştım sadece , ama bana kör olmuştu sanki gözleri. Sevmekten usanmadım yine de. Dönt yıl önce PÖH sınavlarından geçmiş ve doğu görevi için gitmişti. Antep'de eğitim görmüştü. Doğu görevi falan derken yıllar geçmişti. Ve bugün sonunda geliyordu evine.

Karnıma ağrılar giriyordu. Midem kasılıyordu. Ellerim buz kesmişti. Gerilince veya heyecanlanınca hep böyle olurdum.

"Oğlum!" diye bağıran Asude teyzenin sesi ile gözlerimi araladım.

"Sultanım!" dedi o ses. Kalbimin durması sağlayan ses, yedi yıl hasret kaldığım ses. Gözlerimi dolduran ses.

Ayağı zorlukla kalkıp yönümü ona çevirdim. Herkesle sarıldıktan sonra bana dönmüştü.

Kahveleri, kahvelerime takıldı. O an kalbimin atışı durdu. Bu gözlerde hep kalmak istedim.

" Hoş geldin, Ali Asaf." dedim kendimi sıkarak.

"Hoş buldum, Asel."

Evet nereye bayılıyoruz.

🍯🍯

"Uzaktan sevmediyseniz birini, hiç sevdim demeyin."

'Cemal Süreya'

 

 

Loading...
0%