Yeni Üyelik
8.
Bölüm

7. Bölüm

@mrvreizonline

SELAAAMMMM

Ben geldim. Nasılsınız??

Lütfen yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınızı görünce mutlu oluyorum.

Hepinize iyi okumalar ballarım🍯

 

💜💜

"Ben Ali Asaf. Beş dakika aşağı iner misin? Konuşmamız gerekiyor."

Kalp atışlarım hızlanmıştı. Yataktan hızlıca kalktım. Üzerimde pijamalarım vardı ve değiştirmeye zaman harcamak istemiyordum. Siyah ayıcıklı pijamamın üzerine hırkalarımdan birini alıp giydim. Başıma penye şallarımdan siyahını alıp taktım.

Odamdan çıkıp sessizce aşağı adımladım. Dış kapıyı aralayıp terliklerimi ayağıma geçirip Ali Asaf'ı görebilmek için gözlerimi etrafta gezdirdim.

"Buradayım." diyen ses ile yerimden sıçramıştım. Sesin geldiği yöne çevirdim bakışlarımı. Bizim evin yan cephesinde bulunan erik ağacına yaslanmış bana bakıyordu. Yanına adımlayıp önünde durdum.

"Selamünaleyküm."

"Aleykümselam." dedim.

"Konuşmamız gereken konular var biliyorsun Asel."

"Biliyorum."

Hırkamın uçlarını çekiştiriyordum. Gerilmiştim. Birazdan duyacaklarımdan, onu kaybetmekten korkuyordum.

"Kalbin başkasına aitken neden bu evliliği kabul ettin. Kendini zorunlu mu hissettin?"

"Ne?" dedim anın şokuyla. Ne demek istiyordu? Başkasını sevmek mi? Kim? Ben mi? Şokla yüzüne baktım. Lafa başlayacakken beni durdurdu.

"İlk önce ben konuşmak istiyorum. Lütfen." Başımı sallayarak onayladım onu.

"Dilimin ucunda söylenmeyi bekleyen o kadar çok kelime var ki. Nereden başlayacağımı bile bilmiyorum sanki düşüncelerimin arasında kayboldum. Seni unutmak için çok çabaladım. Seni sevmem yanlış geldi o an. Unutmak için yıllarca İzmir'e gelmedim. Ama olmadı. Yapamadım. Kalbime ince ince işlendin. İstesem unuturdum ama istemedim belki de. Özür dilerim seni unutamadığım için."

Dedikleri karşısında donup kalmıştım. Şuan tam olarak ne oluyordu? Rüyada falan mıydım. Gözümden bir damla yaşın elime düşmesiyle ağladığımı fark ettim.

Gülerek devam etti.

"Annem evlilik olayını benimle konuşunca heyecanımdan hemen evet dedim."

Sonra bir anda yüzü düştü.

"Ama o gün arabamda başka birisi için döktüğün göz yaşlarını görünce kendimden nefret ettim. Bu evliliği kabul ederek seni zor duruma düşürdüm özür dilerim. Bugün istemede yüzün hiç gülmedi. Kendime ne kadar sinirlene bilirsem o kadar sinirlendim. Gerçekten özür dilerim Asel. İstersen hemen ayrılabiliriz. Ben konuşurum bizimkiler ile. Kendini mecbur hissetme yeter ki."

Dediklerine daha fazla dayanamadım. Yere çöktüm ve ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırıklara boğuldum.

Ağlamam belki abartı gelebilirdi ama ben yıllarca bunun hayalini kurmuştum. Siz hiç imkansız birini sevdiniz mi? İmkansız. Bir kelime nasıl bu kadar gaddarca olabilirdi. Sadece sevmekle kalırsın. Ötesi olmaz. Eğer onun kalbinin başkası için attığını görürseniz sizinki o anda dururdu.

"Asel? Yanlış bir şey mi söyledim? Özür dilerim. Asel, ağlama kendimi kötü hissediyorum. Akıtma o yaşlarını. Bana bakar mısın."

Ellerimi yüzümden çekip ona baktım. Benim gibi yere çökmüş endişeyle bana bakıyordu. Elleri yanaklarımdaki yaşları silmek için yaklaştı ama ne yaptığını fark edince uzaklaştırmak zorunda kaldı.

"Neden ağlıyorsun? Benim yüzümden mi?"

Cevap veremedim. Ne demem gerekiyordu? Evet senin yüzünden çünkü seni deli gibi seviyorum ama kalbinin başka birini ait olma düşünce beni yiyip bitiriyor. Bir kaç saniye önce o kalbin benim için attığını öğreniyorum ve anlık şok yaşıyorum. Korkma birazdan geçer falan mı demeliyim?

"Ne!" Ali Asaf'da şimdi benim gibi bakıyordu.

"Hı?" dedim içime kaçmış sesimle. Asaf ayağı kalkıp arkasını döndü. Bende ayaklandım.

"Ali Asaf?" Seslenmemle tekrar bana döndü. Gözlerinde gördüklerim kalbimi bin parçaya böldü.

"Az önce bana dediklerinde ciddi miydin."

"Ben n-ne dedim ki?" Asi düşündüğüm şey mi yaşandı az önce.

"B-beni mi seviyorsun g-gerçekten?" Titreyen sesi altüst etmişti beni.

Galiba ben içimden konuştuğumu zannederken dışımdan konuşmuştum. Yine mi be Asi. Neyse en azından söyledim ve kurtuldum. Bir rahatladım sanki. Oh be. Keşke en başında söyleseymişim. Tüh. Atalarımız ne demiş Asi 'Geç olsun ama güç olmasın.' Çok haklı bir cümle. Sevdiğinin tarafından sevildiğini öğrenince insanın dertleri bitiyormuş.

O değil de Ali Asaf niye anlamaz gözlerle bakıyordu bana? Yoksa? Hayır! Bu sefer olamaz! Hayır! Hayır Asi!

"Ben az önce dışımdan mı konuştum yine?"

"Galiba?" Arkama dönüp kafama vurdum. Sonra derin bir nefes çektim. Her şeyi açıkça anlat gitsin kızım. Zaten anlattın gibi bir şey oldu. Sen yaparsın. Hadi Asel. Boğazımı temizleyip tekrar Asaf'a döndüm.

"Ali Asaf, dediklerimin hepsi doğruydu. Seni sevdiğimi neden yıllarca söylemedim bilmiyorum. Belki de korktum. Benden uzaklaşmandan korktum. Gidip gelmemenden korktum. Bugün istemede moralimin bozuk olma nedeni de sendin." dedim hafif tebessümle. "Bu evliliği istemediğini düşündüm."

"İkimiz de birbirimizi yanlış anlamışız." Başımı sallayarak onayladım onu. Ali Asaf yine volta atmaya başladı.

"Yani biz isteyerek evleniyoruz?" Tekrar başımı salladım.

"Yani sen beni seviyorsun hem de yıllardır?"

Gülerek "Evet, Ali Asaf." dedim.

"Ali Asaf?" Durup bana baktı.

"Efendim?"

"Peki, sen? Senin kalbin ne zamandır benim için atıyor?"

"Seninle ilk kez konuştuğum, göz göze geldiğim günü unutamıyorum. O an çok farklı gelmişti her şey. Benim için en güzel andı. O günden sonra asla senden vaz geçmedim. Her gün katlanarak arttı sevgim. Sabır ettim. Bir gün yollarımızın birleşmesi için dua ettim. Sonunda dualarım kabul oldu."

Yanında saçma tepkiler vermemek için kendimi kasıyordum. Odamda halay falan çekesim vardı.

"Ali Asaf, benim gitmem gerekiyor artık."

"Tamam." Tam arkamı dönecekken bana seslendi. Gözlerinin içi gülüyordu.

"Asel, sabah imam nikahımız var."

"Tamam." dedim gülümseyerek.

"Hayırlı geceler."

"Hayırlı geceler, Asel."

🍯🍯

Sessizce odama girip kapıyı kapattım. Yatağımdan yastığımı aldım ve yüzüme kapatıp çığlık attım. İçim içime sığmıyordu. Yastığı fırlatıp yerimde zıplamaya başladım. Zıplamamla toplanan halıma takılıp yeri boylamamla zıplamam son bulmuştu.

Canım acımamış gibi kahkaha atıyordum. Gülmemi bastırdım ve yere uzandım. Gözümden bir damla yaş düşmüştü.

"Teşekkür ederim, Allah'ım."

Yerden kalkıp yatağıma uzandım. Gözlerimi kapatmamla uyku beni kollarının arasına almıştı.

🍯

Kulağıma evdeki koşuşturma sesleri geliyordu. Yastığımı alıp yüzüme kapattım. Tekrar uyumaya çalıştım ama yok olmuyordu. Sinirle nefes verip telefonuma uzandım. Saat 09.00'dı. Gördüğüm mesaj bildirimi ile yatakta doğruldum. Ali Asaf mesaj atmıştı.

'Günaydın, Gönlümün Rızkı...'

Yazdığı şey için oturup ağlayabilirdim şuan. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), eşi Hz. Hatice annemize 'gönlümün rızkı' şeklinde hitap edermiş. Kalbim ne kadar doğru birini sevdiğini bir kez daha anladım. İyi ki onu sevmişti. En güzel duamdı.

'Günaydın, Ali Asaf.'

'Bir buçuk saat sonra imam nikahımız var. Bir saat sonra kapının önünde buluşuruz.'

'Tamam, hazırlanıyorum hemen.'

Telefonu bırakıp hızlıca yataktan kalktım. Banyoya gidip işlerimi halledip çıktım. Aşağı inip mutfağa adımladım. Annem ve babam birlikte kahvaltı hazırlıyorlardı. Gördüğüm görüntüye hayranlıkla baktım.

"Günaydın, canım ailem."

"Günaydın, prensesim."

"Günaydın, annesinin balı."

İkisinin yanağına öpücük kondurdum.

"Eee yardım edilecek bir şey var mı?"

"Yok, kızım. Sen git Barın'ı uyandır."

"Tamam. Anne bu arada bir saat sonra imam nikahı için gidiyormuşuz."

"Biliyorum, yavrum. Birazcık hızlı olun hadi."

Barın'ın odasının kapısını açıp içeri girdim. Hala uyuyordu. Odasının camını açıp temiz havanın girmesini sağladım. Yanına gidip alnına öpücük kondurdum.

"Barın, hadi kalk. Çok uyudun. Yeter bu kadar." Üstündeki pikesini çekmemle bağırması bir olmuştu.

"Abla!!!"

"Kalk hadi. Nikahım var birazdan."

"Ya ben mi evleniyorum. Beni ne yapacaksınız. Benim de mi evet demem gerekiyor? Bırakın uyuyayım lütfen."

"Barın hadi ya. Bak anneme söylerim gelir o uyandırır." Hemen yataktan kalkıp karşıma dikildi.

"Aman Allah korusun." Dediğine gülerek odadan çıktım.

Kahvaltımı hızlıca yaptıktan sonra hazırlanmak için odama gelmiştim. Dolabımdaki beyaz elbisemi alıp yatağıma bıraktım. Şallarımdan beyazı da alıp yanına bıraktım. Banyoya gidip abdestimi alıp geri döndüm. Üzerime giyinip aynadan kendime baktım.

Her şey rüya gibi geliyordu. Yıllarca kalbimde yaşamıştım. Şimdi ise kalbimdeki adamla Allah katında evleniyordum. Üstelik o da beni seviyordu. Dualarım kabul olmuştu çok şükür. Ben sadece sabır etmiş beklemiştim. İyi ki de beklemiştim. Ömrümün sonuna kadar bile beklerdim.

Odamdan çıkıp aşağı indim. Annemler de hazırlanmış beni bekliyorlardı. Ayakkabılıktan beyaz topuklu ayakkabılarımı alıp giydim. Şimdi bende hazırdım.

"Hadi çıkalım." diyen babamla kapının önüne çıktık. Asaf'lar da tam biz çıkarken çıkmışlardı. Alkım koşarak yanıma gelip sarıldı.

"Asi'im mükemmel olmuşsun yine bebeğim."

"Biliyorum, tatlım." Gözlerini devirerek güldü. Asaf ile göz göze gelince bu sefer o gözlerini kaçırdı. Kendi kendi bir şeyler mırıldanıyordu ama anlayamamıştı.

"Kanki, bu abime bir şey olmuş. Sabah kalktığından beri pamuk gibi." demesiyle gülümsedim.

"Ben bu gülüşü biliyorum. Ne oldu? Bir şey olmuş."

"Sonra anlatırım uzun biraz ama kısacası abin de beni seviyormuş."

"NEE!!" diye çığlığı basmıştı. Elimle ağzını kapattım hemen.

"Kızım ne yapıyorsun ya!" bizimkiler sorgular gözlerle bakıyorlardı. Yok bir şey der gibi kafamı salladım.

"Asi, harbi mi? Benim abim? Seni? Seviyormuş? Ali Asaf olan? Hani benim abim var ya o mu?"

Gülerek "Evet." dedim.

"Nasıl ya? Ben niye fark etmedim? Bana neden söylemedi? Çok üzüldüm ama üzülmedim de değil. Bana anlatabilirdi."

"Belki seni zor durumda bırakmak istememiştir." dedim.

"Neyse, boşver. Ben onu sorguya çekerim."

"Hadi gidelim, çocuklar."

🍯🍯

Camii'ye gelmiştik. Ayakkabılarımı çıkarıp Camii'ye adım attım. Ali Asaf ile ikimiz ilerleyip imamın karşısına oturduk.

"Bismillahirrahmanirrahim. İsimleriniz nedir?"

"Ali Asaf Kaya."

"Asel Sönmez."

"Oğlum babanın adı?"

"Akif Kaya."

"Kızım babanın adı?"

"Fatih Sönmez."

"Kızım mehir olarak ne istersin?" Hiç düşünmemiştim. Aklıma çok istediğim şey gelince söylemeye karar verdim.

"Umreye gitmek istiyorum." dedim.

"Oğlum, kabul ediyor musun?"

"Ediyorum."

"Akif oğlu Ali Asaf ile Fatih kızı Asel nikahları bir umre mehiri muaccel olmak üzere şahitlerin ve hazirunun şehadeti ile. Allah'ın emri Peygamberin kavli ile Fatih kızı Asel'i zevceliğe aldın kabul ettin mi?"

"Ettim." Bunu üç kez tekrarladıktan sonra sıra bana gelmişti.

"Siz Fatih kızı Asel, Akif oğlu Ali Asaf'a zevce olmayı kabul ettiniz mi?"

"Ettim." Aynı şekilde üç kez tekrarladım. Kalbim heyecandan patlamak üzereydi.

"Bende emri Peygamberin kavli ve buradaki hazirunun şehadeti ile nikahınızı kıydım. Allah mübarek eylesin."

"Amin." dedik topluca.

Dualar edildikten sonra bitmişti.

"Şükür namazı kılalım mı birlikte?" diyen Asaf'a döndüm.

"Kılalım." Herkes çıktıktan sonra Asaf'ın biraz arkasına geçtim. Birlikte namazımızı kılmıştık. Ayağa kalkmam için Ali Asaf elini uzattı. Tereddütsüz şekilde elimi avucunun içine bırakıp bana yardım etmesine müsaade ettim. Yüz yüze gelince diğer elime de uzanıp tuttu.

"Ellerin buz gibi."

"Heyecandan." dedim gülerek. O da hafif tebessüm etmişti.

"Benim ellerim varken üşümezler artık." Ellerimi dudaklarına götürüp öptü.

"Ali Asaf, seni seviyorum." dedim istem dışı. İki eliyle yanaklarımdan tutup öpücük kondurdu.

"Bende seni seviyorum, gönlümün rızkı."

🍯🍯

 

Bölüm nasıldı??

Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonra ki bölümde görüşürüz.💜

 

🍯🍯

 

'Bazen beklemek lazım, en güzeli için...'

Şeker Portakalı

 

 

Loading...
0%