@muhammedguner46
|
2018
Aramıza bulut dahi girse, bizlerden ışığını esirgemeyen; Güneş'in ve her şeyin sahibi olan Allah'a hamd-ü senâlar olsun. Gözümüzün gördüğü ve görmediği her şey, senin varlığının kanıtıdır; bazı kulların varlığını kabullenmez, kabullenmek istemez. Çünkü; ısrarlarından dolayı, onların kalplerini mühürlemişsindir. Onların bir kısmı senin varlığını kabullenmemek için, bir teoriye inanırlar. Bu teorinin ismi, evrimdir. Çoğu bilgin böyle bir şeyin olamayacağını kanıtlamaktan bıkmış olsa da onlar bu teorinin peşinden koşmaya devam ediyorlar. Evrim teorisi dünyanın en çok tartışılan ve inanılan saçmalığıdır. Pekâlâ evrim, neden saçmalıktır? Bir şey icat etmek istiyorsak; ondan zeki olmalıyız. Nitekim biz kendi icatlarımızdan zekiyiz; (En azından icat edenlerimiz!..) bilgisayar, akıllı telefon, uçak... Evrim fedaileri, türler arası geçiş olduğunu iddia ederler. Örneğin; onlara göre biz, maymunumsu bir canlıdan türemişizdir. Lakin bu iddianın arkasında bir adet delil bile yoktur! Herhangi bir ara geçiş formunun fosili bulunamamıştır. Bundan daha saçma olanı ise ilk canlıların atomlar, onların birleşmesiyle oluşan hücreler ve onların da birleşmesiyle oluşan diğer canlıların meydana gelmesi iddiası. Bütün bunlardan daha da büyük saçmalıkları ise bu atomların dünyada bulunan su üzerine düşen şimşeklerden oluştuğunu iddia etmeleridir. Pekâlâ bilime ve akla aykırı olan bu saçma teori neden hâlâ benimseniyor ya da bilim gibi gösterilmeye çalışılıyor? Çünkü: İnsan inanmalıdır, özümüzde inanç yatar. Tarihi bulgular, gösteriyor ki tanrı inancı; çok eski dönemlere dayanıyor. Evrim fedailerinin çoğu kendini kanıtlama çabasından, bir kısmı sorumluluklardan kurtulma amacıyla ve bir diğer kısmı ise inanmak (tutunacak bir dal, anlam...) için tanrının varlığını reddediyor. "İnan" der, bir alim; "Oduna da olsa inan..." Az önce bahsi geçen gayri meşru atom varoluşuna, bir açıklık getiremediler. Hiçbir söylemlerine getiremedikleri gibi! Başta bahsettiğim gibi; bir şeyi oluşturmak, meydana getirmek istiyorsak; mutlaka ondan zeki olmalıyız. Yaratmak ise icat etmekten çok daha üstün bir fiil olması hasebiyle; yaratılanla yaratanı karşılaştırmak: Akıl sahiplerinin yapacağı bir iş değildir! Evrimciler, atomların bir araya gelmesiyle milyonlarca yılda, bir sürü evrim sonrası, meydana geldiğimizi iddia ederler. Şöyle düşünelim, bu atomlar madem bizi oluşturacak kadar zeki; bizim neden irademiz var? Bu kadar evrim sonrasında neden sadece insan ırkı akıl sahibi, diğer canlılar da aynı atomlardan gelmedi mi? Konuştuğum evrime inanan insanlar, evrime dair okuduklarım ve izlediklerim şunu söylüyor: Milyonlarca yılda evrimleştik. Zaten on-yirmi yılda diyemez. Neden?.. Sabırla bu iddialarını da doğru varsayalım. Milyonlarca yılda evrimleşmiş olsunlar. Bu bizden önceki canlı türü varsaydıkları maymunumsu canlılar, bir toplantı kurup; "Bakın maymunumsu canlılar, yarın hepimiz evrimleşmeye başlayacağız." demediklerine göre, bunlar aynı anda evrimleşmeye başlamadılar. Öyleyse evrimleşmeye başlamaları arasında zaman farkı olacaktır. Bir maymunumsu canlı; hokus pokus deyip, birden insana dönüşmüyor. Öyle değil mi? Zaten evrimciler hep; "50 milyon - ∞ milyon yılda evrimleşti." şeklinde söylerler. Öyleyse 50 milyon yıl önce evrimleşmeye başlayan bir maymunumsu varlık, bugünlerde insan oluyorsa; 25 milyon yıl önce evrimleşmeye başlayan maymunumsu varlık, bugün yarı insan yarı maymun halinde olmalı ki ben hiç böyle bir şey görmedim! Şu husus da çok önemlidir: Bu 50 milyon yılda insan olan maymunumsu varlıklar, birden insan olmayacaktır. Bunların ara geçiş formları olmalı. Bu 50 milyon yıllık süreçte; hiç mi bir tane ara geçiş formu dönüşürken ölmedi de Bunun fosili günümüze kalmadı? Sorarım sana Darwin'in uşağı! 250-500 milyon yıllık fosiller var ve günümüzde yaşayan canlıyla tıpatıp aynı. Bunlar neden o 50 milyon yılda evrimleşmedi? Sanırım unuttular! Biliyor musunuz; kara cahilliğin ne olduğunu? Kendisini zeki sanıp, çevresini aptal saymaktır! Âlim, ben zekiyim demez. Zaten zekiyim, geliştim, artık cahil değilim dediğinde; çalışmayı bırakır ve âlimliği de durmuş olur. Allamelik, süregelen bir gelişmedir! Asla durağan değil! Daima ilerlemek, daima... Ben şuna çok üzülüyorum; bu Darwin'in uşakları hiç durmadan insanlara evrimi aşılarken; neden İslam dünyasının bilginleri, Müslüman topluluklarını bilinçlendirmiyor? Neden her hafta sadece diyanet tarafından yazılmış hutbeler okutuluyor ve onunla yetiniliyor? Bir ateist cami imamına soru sorduğunda: "Git başımdan, şuna bak beni dinden çıkaracak" deniliyor? İmamlarımız neden daha fazla bilinçli değil? Kimlerin arkasında namaz kılıyoruz? Allah bu milletin temiz yürekli, güzel düşünceli insanlarına yardım etsin. Onlar ise kendi milletinin her ferdini bir lahza daha yukarıya taşıyabilmek için çalışsın. |
0% |