Köprüyü nasıl geçeceğiz?

Kimisi; "Bana tavsiye ettikleri gibi, gördüğüm ayıya dayı diyeceğim." deyip, kolay ve rezil yolu tercih ediyor. Kimisi ise gölge boksu yapmayı!..

Bunları iki uç olarak varsaymamın yanı sıra; rezalet durumu es geçip, ikinci durumu anlatayım: Gölge boksu yapanlar, birinci grubun aksine vatan evladıdırlar. Kolaycılığı ve adaletsizliği reddederler! Köprüye atılan ilk adımla gördüğü her karartıyı, ayı sanırlar ve orada hatırı sayılır bir zaman kaybederler. Ya da zamanlarını yok ederler.

Örneğin; memursunuz ve yanınızdaki memur da rüşvet alıyor. Doğal olarak ikinci durumu tercih edenler, buna sessiz kalamayacaktır. Fakat orada, rüşvetçi memurla kavga etme durumu; gölge boksudur ve büyük zaman kaybıyla sonuçlanması da muhtemeldir.

İyice abartıp, bu iki memurun silahlı ve kolluk olduğunu varsayalım. Olayda rüşvet yiyenin veya rüşvet yedirtmeyenin ölmesi durumu ise zamanı yok etmektedir.

Bu durumda yapılacak ilk şey; hukuksal olarak hak aramadır. İkincisi ve evlası ise meslekte veya ilimde kendini yetiştirmektir. Yönetilen konumundan çıkıp, yöneten konumuna gelmek ve yılanın başını ezmeye çalışmaktır ki bu muazzamdır.

Üçüncü durum; köprüdeki ayıyı evcilleştirip, onunla birlikte geçmektir. Yapılabilecek şeylerin en iyisi ise köprüyü her şeyiyle satın almaktır!

O halde yazıyı şu diyalogla bitirelim:

- Ya bu köprüyü satın alacağım ya da bu köprüden atlayacağım!

- Hangi köprüden?

- Hani var ya şu; üzerinden geçerken, ayıya dayı dememiz gerektiği belirtilen...