Yeni Üyelik
2.
Bölüm

YALNIZCA BARIŞ İÇİN SAVAŞ!

@muhammedguner46

(Bu denememi "Barışçı" mahlasımla üniversite sıralarında ve panoya asılması amacıyla yazdım.)

 

Tüm bildiklerimiz, duyduklarımızdan ibaret!

 

Bilmiyoruz; nedir, gerçek ibadet?

 

Saf ve bir o kadar da temiz inançlarla yapıyoruz...

 

İlk emir? Nedir ilk emir?

 

İşte o tam bir bereket.

 

Fakat kimi zaman bereket zannederiz aslen felaket olanı. Taraflı okuma yapıp, okuduğumuzu zannettiğimiz gibi... Taraflı okuma, okuma değildir. Tabii "demek" kolay fakat o kalıplardan çıkmak o kadar zor ki...

 

Sürüsüne bereket, birçok gazeteci; sırf size bunun için hizmet ve aynı zamanda önderlik eder!

 

Betondan kalıbın içine sokarlar sizi ve yukarıdan fısıldayıp dururlar. Nasıl olsa siz görmüyorsunuz, inanıyorsunuzdur.

 

Gazetecilerin neredeyse tamamı taraflarına öyle hizmet eder, öyle savunurlar ki; okuyucularını birbirine düşman ederlerken, kendileri bir masada topluca kutlama tarzı yemek yiyebilirler.

 

Güya ülkelerine hizmet ederler!

 

Hitler'in propaganda bakanı "Gazeteciler çok önemlidir, onları satın alın." demiştir.*

 

Birçoğu satılıktır...

 

Ülkeyi dilim dilim doğrarlar da farkında bile olmazlar?

 

Dürbünleri vardır onların, tüm okuyucularına hediye! Bir müddet sonra dürbünün gazeteciden geldiğini bile unutursunuz!

 

Güya uzakları gösterirler?

 

Dürbün gerçek değildir. Fakat sizi gerçekliğine inandırırlar!

 

Nasıl olsa siz görmüyorsunuzdur uzakları. Hem kolay olan (elinize tutuşturulan dürbünü kullanmak) varken, başka dürbünleri denemeye ne gerek var?!

 

Hatta başka bir dürbün gördüğünüzde çıldırır duruma gelirsiniz bir müddet sonra! Ya da getirilir?!.

 

Etraflıca düşünmeden hiç kimseye kin gütmeyin! Bizzat, (isteyerek) bu ülkeye silah (kalem dâhil) çekenler hariç!

 

Bunların dışındakilerin fikirleri her zaman gereklidir. Karşıt fikir asla ölmemelidir! Rakipler birbirini düşman görmemesi ön şartıyla rekabet elzemdir. Aynı zamanda gelişim için ön şartlardandır!

 

Günümüz gazetecilerinin rekabeti (görünen!) böyle değildir. Onlar ülkenin sağlık ve selametini kendi taraflarının iktidarına bağlarlar.

 

Karşı tarafı bir düşmancasına okuyucularına dikte ederler. İşte böylelikle ayrıştırmacılığın en büyüğünü yapmış olurlar.

 

Birlik ve beraberlik için asıl olması gerekenlerin (Aynı bayrak altında yaşamak, aynı topraklarda doğmak, aynı dili konuşmak...) var olduğunu görmezler?! Onlardan bir kısmı da birleşecek ay yıldızlı bayrağımız varken, farklı bayraklara yönlendirirler!

 

Bu ayrıştırmacılara itibar etmemeliyiz. Karşıt görüşümüz de olsa, bu cennet vatanın bekası için uğraş gösteren her ferdi desteklemeliyiz.

 

Şeyh Edebali "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" der. Bu yüzden olsa gerek; Osman Gazi'nin babası olan Ertuğrul Bey "Beni kır, Şeyh Edebali'yi kırma!" demiştir.

 

İlim, irfan adamına değer vermek...

 

Çok büyük suçu olmadıkça, suçlular da ölmemeli. Hatta hapishanede ıslahı sağlanmalıdır. Okuma yazma konusunda desteklenmelidirler.

 

Kimin ne olacağını asla bilemeyiz! "Yedisinde ne ise, yetmişinde de odur insan." sözü, saçmalıktan başka bir şey değildir!

 

İnsan değişime ve dönüşüme açık olmayı istedikçe; her devir ve yaşta farklılaşabilir!

 

Bunlarla birlikte saf ve temiz düşünmeye önem vermeliyiz! Kötü huy ve davranışları insan sonradan edinir. Özünde kötülük yoktur, hiçbir insanın. O halde özlerine döndürmeye çalışmalıyız.

 

Tabii düşündüğümüzü de düşünmeliyiz, düşünüp düşünmediğimizi de! Acaba hep başkaları mı (dürbün üreticileri) istikamet verdi düşüncelerimize ve yaşamımıza? Bunu bilebilmek ve görebilmek için kendi dürbünümüz olmalı!

 

Kuvvet muhtemel şu an elinizde bir dürbün vardır. Eğer sizin yaptığınız bir dürbün değilse; diğer tarafların dürbün sahiplerine de gidin. Onlar şevkle size kendi dürbünlerinden vereceklerdir.

 

Farklı farklı dürbünlerden bakın ve aynı olan parçaları büyük bir meziyetle bulun.

 

Fikir işçisi olun, herhangi bir tarafın savaşçısı değil! Savaşınızı, yalnızca barış için yapın.

 

Bu ülkenin barışçısı olun! Benim bu ülke meseleleriyle ilişkim (işim) yok demeyin. Bu ülkenin her ferdinin var ve de olmalı!

 

Tüm sorunlar okumamaktan doğar. Ve okuyarak öldürülebilir... Okumak; en önemli ibadettir. Bu nedenle ilk emirde "Oku!" denilmiştir!

 

İş bu metin "Barışçı" mahlasının sahibi tarafından kaleme alınmış olup, okuyucunun ruhunun derinliklerine hediye edilmiştir.

 

#BARIŞÇI

 

* Paul Joseph Goebbels (29 Ekim 1897, Rheydt (Mönchengladbach) - 1 Mayıs 1945, Berlin), 1933-1945 yılları arasında Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmış Alman politikacı ve Nazi Almanya'sının ikinci şansölyesi. Adolf Hitler'in en yakın arkadaşlarından biri ve en sadık yandaşıydı. (Wikipedia)

Loading...
0%