@muhammedguner46
|
22.07.2022
Hükümdar Ganak bir ekip kurmuştu. Zeki yardımcılarına emretmiş ve ülkesindeki sıradışı olan tüm insanları yanına getirilmesini istemişti. En sıradışı bulunan yirmi sekiz kişi Ganak ile görüşmek üzere huzura getirildi. Ganak her birini ayrı ayrı test etmiş ve zekalarından emin olmuştu. Onlara, "Bundan böyle sizden tarımla, hayvancılıkla ve savaşla ilgilenmeyeceksiniz. Siz yalnızca düşünecek ve bu ülke için faydalı, kolaylaştırıcı buluşlar yapacaksınız." dedi. Aslında halk arasında bazı inanışlar vardı. "Mükemmel buluşlar yapılmış olması, bulunabilecek her şeyin bulunmuş olması, yeni tek bir buluş yapılamayacağı..." gibi... Yeni kurulan, Ganak'ın kafa takım dediği ekibin tüm üyeleri farklı düşünmekteydi. Örneğin; Kerb her şeyi sorguluyordu. Herkes başka bir şey icat edilemeyeceğine inanırken, o kuşları inceliyor ve kendisi yapamasa bile kesinlikle insanların da kuşlar gibi uçacağını biliyordu. Tarlada çalıştığı günler hep bir alet düşünüyor fakat bir türlü bulamıyordu. Şu taşıdıkları yükün onlarca, yüzlerce insan tarafından taşınmasındansa bir aletle taşınabilirdi belki. Ve oturup derin derin düşünüyordu. Bu şekilde çalışmanın yanlışlığını hükmediyordu. Köylerindeki bilgeden matematik öğrenmişti ve her şeyi kıyaslıyordu. "Bütün gün boyunca çalışsam yüz adet malzeme ancak taşıyabilirim ama yüz adet malzemeyi tek bir seferde taşıyabilecek alet yapsam; yüz günde yapacağım bir işi, bir günde yapabileceğim. O halde doksan dokuz gün bu aleti yapmayı düşünmek tamamen zararsız bir iştir. Eğer çare bulamazsam bir doksan dokuz gün daha üzerinde çalışırım ve bu uğurda harcadığım yüz doksan sekiz günü de üçüncü gün tamamıyla kurtarmış olurum." şeklinde düşünüyordu. Bütün köy ona tembel diyor fakat o zeki bir çalışkan olmak istiyordu. Ekibin diğer üyeleri de benzer hayatlar yaşıyordu. Ganak aralarındaki en yaşlı ve bilge olan Denam'ı ekibin başı yaptı. Her gün belirli saatlerde bilge Denam, ders vermekteydi. Denam mükemmel bilgilere sahipti. Ekip onu dinlemekten bugün zevk alıyordu. Hatta bazen hükümdar da derslere katılıyor; bilge Denam'ın bilgilerine o da hayran oluyordu. Diğer üyeler de arasıra konuşma yapıyor ya da Denam'ın anlattıklarına itirazlarda, pekiştirirci sorularda ve kanıt desteği isteme bakımından katılım sağlıyorlardı. Denam'ın anlattıklarını herkes mükemmel duruyordu lakin bir müddet sonra bazı sorunlar ortaya çıkmaya başladı. İki kişi aralarında sohbet ederken, Denam'ın anlattığı bir şey üzerine konuşmak istiyorlar fakat bazen Denam'ın anlattıklarını hatırlayamıyorlardı. Bu büyük bir sıkıntıydı. Gün geçtikçe daha az şey hatırladıklarını da fark ettiler. Denam'a anlattıklarını nasıl unutmadığını sordular. Denam ise duvardaki bir takım şekilleri gösterdi. Herkes o şekilleri anlamsız buluyordu. Demek ki Denam için bu şekillerin bir anlamı vardır; "Bunu size öğretmek için iyice merak etmenizi ve öğrenmeyi çok istemenizi bekledim. Bu gördüğünüz şekillere yazı ismini taktım. Doğru araçlarla kaydettiğiniz asla yok olmaz ve kalıcı hale gelir. Bu elimde gördüğünüz aleti hepiniz biliyorsunuz. Atalarımız sürekli oraya buraya resim çizmek için kullanmışlar. Fakat tam olarak ne anlattıklarını anlayamıyoruz. Çünkü; resimle anlatmak neredeyse imkansız ve çok yorucu. Bu nedenle ben de resimleri çizmeyi vakit kaybı gördüğüm için onun yerine konuştuğumuz her şeyin en küçük yapılarını şu işaretlerle ilişkilendirirdim. Bir geyik çizmek günün büyük bir kısmını alırken; ben geyik yazıyorum ve neredeyse hiç vaktim gitmiyor." dedi. Tüm ekip Denam'ı büyük bir iştahla dinledi. Kısa bir sürede de yazı yazmayı ve okumayı öğrenmişlerdi. Kerb böylece çalışmalarının da notunu çıkarıyor. Diğer ekip üyelerinden de sürekli akıl istiyordu. Kerb, bazı aletler tasarladı tasarladı, taşımacılık için. Ama bunların hiçbirisi ihtiyacı tam olarak karşılayamıyordu. Kerb çözüm bulabilmek için doğayı inceliyor ve sürekli geziyordu. Gezmek onun için ilham demekti. Ormanda hayvanları ve bitkileri incelemeye başladı. Ormanın içinde ilerlemeye devam ederken; "çözüm burnumun ucunda olabilir ama farklı bakamazsam göremem." dedi. Neredeyse köküne kadar kesilmiş bir çam ağacına rastladı. İçerisindeki yuvarlakları takip ederken başı döndü ve etkilendi. Neyseki Ormancılar testerelerini de orada unutmuşlardı. İnce bir parça kesmek için epeyce yoruldu fakat sonunda kesti. Kesilen parçayı yokuştan aşağı bıraktı ve hayretler içerisinde çok uzaklara dek ilerleyişini izledi. Hemen bir parça daha kesti ve ekibin bulunduğu yere doğru koştu. Ekibe heyecanla taşımacılık için alet icat ettiğini ve nasıl yapılacağını anlattı. Herkes farklı farklı fikirler ortaya koydu ve kısa sürede taşımacılık için birkaç araç ürettiler. Ekip üyeleri bulduğu ve tekerlek olarak isimlendirdikleri aletin; resmini çizmeyi ve yanına Kerb yazmayı teklif ettiler. Ama o reddetti.; "Eğer bunu yaparsak, gelecek nesiller yalnızca beni takdir eder; halbuki bunu elbirliğiyle yaptık. Benim tekerliği keşfedişimse bir tesadüf herkesin ismini yazmak da olamaz. Çünkü; ormancıdan ve bu ekibin tüm üyelerine kadar yazmak gerekir Bu da kafa karışıklığına neden olur. Bu büyük bir keşif ve icat. Belki gelecekte her alanda kullanılacak. Bu alet kullanılarak üretilen diğer tüm araçların da insanlara kolaylık sağlamasından ötürü aldığı iyi dileklerinden daima bizler de pay alacağız." dedi. Kafa takımı ekibinden tekerlek gibi daha bir çok icat çıktı. Onlar düşünerek daha çok çalışıldığının ve çalıştırıldığının kanıtıydılar. |
0% |