@murat_.akpek
|
Araba Ve Kaza Hayatta kaybettiklerimiz ve bedel ödediklerimiz vardı. Kimi çocuklar bolluk gülistanlık içinde bile başarılı değilken Kimileri yoksullukta iken başarılı olur. Zolanır çünkü hayat tek bunu sunar. Bir zamanlar anne babam olan biz şimdi yok ben ve abilerim. Sinan Baltacı babam Esma Baltacı annem Hayat birden almıştı onları Bir trafik kazasına gitmişlerdi. Kerem Baltacı En büyük abimiz oda cinayete kurban gitmişti. Anne ve babam bizden gidince bize bakma derdinde düşmüştü. Bu yüzden kerem abimde bizi terk etmişti. Miran Baltacı bir diğer hayatım ve tek ailemdi. O ve ben tek ikimiz, Ve ben Meriç 25 yaşındayım Miran abimde benden iki yaş büyüktü. Genelde abi derim. Bazende sinir olsun diye ismi ile seslenirim. Mesleğim doktorluk abim ise şerbet meslek kerem abimden sonra bana bakmak için canını dişine takmıştı. Annem ve babam vefat ettiğinde 12 abim gittiğinde ise 14 yaşında idim iki yıl aralıklı olarak almıştı onları benden, Miran abime çok şey borçluydum. Bu borcumu şehrin en iyi hastanesinde çalışarak ödüyordum. Aslında oraya torpil ile giriliyordu ama biz yedi arkadaş canımızı dişimize takarak çalışmış ve alınmıştık. Semih Güz en korumacımızdı. Emin Uzarlı en olgunumuzdu. Gülizar Güz semihin kardeşi ve güvenilir biri idi. Derya Tiben en konuşkanımız. Yıldıray Bezgen en şakacı dalgacımızdı. Melek Deniz en safımız Ve ben cana yakındım Hepimiz aynı hastanede idik ama miran biraz daha gelmezse hastaneden atılabilme ihtimalim de vardı. Abimi bekliyordum güya beni hastaneye bırakacaktı ama ortada yoktu! Ne zaman gelir Allah bilir O zaman o gelene kadar anne ve babamı tanışma hikâyesini anlatabilirim Babam annemi seviyormuş ve çıkma teklifi ediyormuş. Annem reddediyor sürekli babamı görmezden geliyormuş. Annem tek kızmış ve ninem ise kaçarak evlenmiş, ninemin babası ninemi evlatlıktan reddetmiş, Bunun üzerine dedem hem ninemi ailesini hemde kendi ailesini silmiş. Daha sonra ikisinde aynı anda vefat etmiş ve annem ortada kalmış. Babam bunun üstüne anneme yalvarmış ve evlenmişler ama babam annem istemesikçe onunla birlikte olmamış daha sonra annem de istemiş babamı ve olan olmuş... Ve abim gerzeği hâlâ yoktu. Umarım karıya kıza kaçmamıştır. Daha fazla bekleyemedim ve abime 'ben hastanedeyim' diye mesaj atıp hastaneye taksi ile gittim. Hastaneye geldim önlüğümü giydim. Hastalarımla ilgilendim hatta ve hatta aşşağıya inip giriş kattaki holde boş boş dolaşırken bile mesajıma cevap vermemiş, görüldü bile atmamıştı. Ne olmuştu bu adama? Ben hâlâ holde iken ambulans geldi iki tane ambulans iki hasta Boğazıma bir şeyler çöreklendi. Yoksa... hayır, hayır, değildir. Seri adımlar ile ambulansınyanına geldim hemşire seren o anda bana hasta hakkında bilgiler verilmekte idi. "Hocam trafik kazası durumu iyi ama bilinci yok alerjisi kahve ve karanfil" güldüm içimden sahimiydi. benkisi ise kırmızı çizgimdi.Derin bir nefes aldım ve üzerimdeki kara bulutları dağıttım. Seren ise saymaya devam etti."27 yaşına erkek İmran Kıraç Altınsoy" sedyeyi hızlı hızlı sürerken başka bir hemşire nin dedikleri ile kaskatı kesildim. "Erkek alerjisi yok trafik kazası bilinci yok durumu kritik 28 yaşında Miran Baltacı" dedikleri beynime mıh gibi oturmuştu. Sadece üç kelimede kalmıştım. 'trafik kazası ve Miran Beynimde durmadan dönen kelimelerdi bunlar, binlerce kez yankılandı ve ben idrek edemedim. Miran Baltacı benim abimdi! O, o sedyede olmamalı lütfen abim olmasın, lütfen Seren bana doğru birşeyler diyordu ama algılayamıyordum.! Anlamıyordum! Algılamakta istemiyordum. Kafamı yavaşça yukarı kaldırdım. Ve Allah'tan bir dilekte bulundum. 'ne olur abim olmasın o benim tek varlığım' son defa 'lütfen' diye fısıldadım. Durumu kritik olduğunu için etrafında bir sürü doktor vardı. Ben sedyeyi görmeye çalışırken semihi gördüm. "semih" diye bağırdım. Anında bana baktı. "Hastaları değiştirelim" başı ile onayladığında sedyeye doğru yürümeye başlamıştım. Yakınlığımız kesiştiğinde. Güç vermek istercesine omuzuma dokundu. Aslında bu bile bir cevaptı bana anlamadım. Sedye önüne geldiğimde kaskatı olan vücudum transa girer gibi titremeye başladı. Burnum sızladı. Genzim yandı. Ve. Gözlerim doldu. Bu oydu benim Abim! Kavruk teni bembeyaz olmuştu. Ağlamak istedim. İçimi dökmek hıçkırmak sarsıla sarsıla ağlamak ama yapamadım. Çok zordu. Güç bela "abi" diye fıldadım. Bileğini avuç arama aldım. Ben ağlamasığımı sanarken koluma ardı sıra yaşlar düştü. "Bunu sana kim yaptı" kahve gözleri açıldı. Direkt beni görmüştü. Gülümsedi ve gözleri gitti. Bu bana bir mesajdı anlamadım. Doktorlar hızla amaliyathaneye gittiler ben yerimde öylece kaldım. Yapayalnız. Dizlerim yeri bulmuştu. Gerisi yoktu. Tekrar uyandığımda acil serviste kolumda serum ile yatıyordum. Başımda bir ağrı vardı. Olduğum yerde doğruldum. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ki zebani hazretleri içeriye girdi. Çetin Ulu çok zıt bir herifti. Böyle bizi sıkıyor bırakmıyordu. "Bu ne rezalet" diye başladı. "Biz size para ödüyoruz sırf hasta iyileştirin diye siz drama sergiliyorsunuz" eliyle beni gösterdi. "Sen herkesden daha iyi performans sergileyen bir öğrenci idin bu yüzden buradasın" elini indirdi. "Kendini topla doktor hanım Altınsoy'un ameliyat'ına sen giriyorsun" kafamdan ne diyo bu moruk diye attıp tutuyordum. Bir şeyler söylemek için dudaklarımı araladım. Ama susturdu. "Sen giriyorsun çünkü diğer önemli doktorların hepsi Miran Baltacı ile uğraşıyor. Demesi ile gülümsedim. "Fazla söze hâcet yok" gidecekken durdurdum "teşekkür ederim hocam" "teşekkürünü altınsoy'un ameliyatına girerek edersin toparlan hadi" ...................................... Ameliyata girip çıkmıştım. Ve śuan dinlenme odasında abimin haberini bekliyordum. Şimdiden 2. Saate girmiştik. Seren'in beni dışarıya çağırması ile dışarıya çıktım. Koridorda kıvırcık saçlı, uzun boylu, mavi gözlü ve beyaz tenli biri ile bakışıyordum. Seren açıklama yaptı. "Beyefendi sizinle konuşmak istiyor" deyip gitti. "Merhaba Meriç siz kimsiniz?" "Memnun oldum doktor hanım ben Yağız Umut Yalçın, Kıraç'ın arkadaşıyım ve siz onun doktoruymuşsunuz durumunu öğrene bilirmiyim?". "Durumu iyi normal odaya aldık. 1 hafta gözetim altımda tutacağız daha sonra taburcu olabilir". "Teşekkürler doktor hanım" deyip gitti. Tekrar dinlenme odasına döndüğümde elif vardı. Oda hemşireydi ve abimin durumundan haberdar idi. Hızlıca yanına gittim. "Maalesef hocam" tek iki kelimesi ile daha çok battım. Yıkıldım. Enkaz oldum. Abimi kaybettmiştim. ...............................................
Bölüm sonu umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarda ve oylamada belirtirseniz mutlu olurum. BURAYA KADAR OKUYANA TEŞEKKÜRLER...
|
0% |