
Uzuuunnn... Alex dolu ve bol eğlenceli bir bölüm sizlerle... =) ben yazarken çok eğlendim, umarım sizde eğlenirsiniz =) Sera'nın babası ile tanışalım mı?
--------------------------------------
“Alex kız kardeşim aradı babamla annem bana sürpriz yapıyorlarmış. Bu gece buraya gelip, yarın beni izleyeceklermiş. Ne yapayım? Hadi çık odadan.”
“Sokakta kal ben, sokakta kal,” dedi isyan eder bir sesle.
“Sokakta mı kal diyorum. Başka oda tut kendine. Sadece bu gece, lütfen!” dedi Sera yavru kedi bakışları ile.
Alex sırıttı, “Bak Sera ben düşündü şeytan fikir.”
“Maşallah sana, senden de zaten melek olmaz.”
“Şimdi ben kalacak bu oda, çıplak. Sen de kalacak çıplak. Sonra baba diyecek biz si-”
“Sevişti Alex, o kelimeyi kullanma!” diyerek kapattı adamın ağzını.
Alex kızın elini çekti. “Ee işte seviş çok, öptü ben, girdi çıktı. O da seni bana verecek.”
Sera alkışladı. “Gerçekten çok dahice sevgilim. Ama babam bizi evlendirmez. Öldürür.”
“Ölür ben senin uğruna Sera.”
Sera aşkla yanaklarını sıktı adamın, “Ay bende senin uğruna ölürüm birtanem.”
Alex üstündeki kareli gömleği çıkardı, “O zaman sevişmek biz. Hadi.”
“Hayır Alex, sıvışmak sen. Hadi!”
“Sıvışmak ne? Sevişmek başka çeşit?”
“Yok canım, yani buradan siktir olup gitmek demek!”
Alex kaşlarını çattı, “Gidiyor ben Sera, ama dönüş olacak çok güzel! Görecek sen!”
“Tamam canım hadi hadi!”
***
Alex bir sürü bira alıp sahile gitti. Önce Çetin’i aradı. Ama Çetin nefes nefese açınca telefonu Alex’in suratı daha da düştü.
“Aradığınız kişi şuan da meşgul Alex lütfen sabah ara!”
“Sen seviş, o seviş! Alex yalasın avuç!”
“Evet Alex’im yala sen avuç, hadi koçum hadi, konsantrasyonumu bozma benim.” Telefonu kapattı.
Sonra Sarp’ı aradı, o hiç açmamıştı. “Talih yok Alex, kız da yok. Hiçbir bok yok.”
“Ne oldu delikanlı,” dedi orta yaşlı adam yanına oturarak.
“Kız yok Alex dertli.”
“Adın Alex mi?”
“Evet. Sen de bana kısaca baht yok Alex.”
Adam kahkaha attı. “Pek kısa olmadı ama Memnun oldum baht yok Alex, ben de Tunga.”
“Tanga. Ben memnun oldu dost. Benim sevgili giyer hep, çok yakışır.”
Adam kaşlarını çattı, “Tanga değil Alex evladım, Tunga.”
“Tamam işte Tanga amca.” Poşetten bira çıkarıp, adama uzattı.
Adam başını sağa sola salladı. Teşekkür edip, aldı birayı. “Derdin ne bakalım?”
“Aldı koydu kapı beni! Seviş dedim yok, kes pipi dedim yok. Göster amca diyor pipi. Amca ne yapsın benim pipi? Kalkmaz benim pipi amca. Ona kalktı, ama kıymet bilmek yok,” dedi elindeki biradan büyük bir yudum alarak.
“Valla oğlum, pek bir şey anlamadım. Neden kapı önüne koydu seni? Bir onu anladım,” dedi adam karşısındaki sarışın çocuğa bakarak.
“Gelecek baba ona, sürpriz yapacak. Aynı oda olmaz, baba öldürür dedi. Ne var? Bizde kalır aynı evde iki sevgili.”
Adam kaşlarını çattı, “Kız haklı ama şimdi,” dedi adam bilmiş bir tavırla, “Oğlum sizde normalde biz Türklerde değil. Benim kızım da kalsa çok kızarım ben.”
“Ama ben sevilecek erkek, evlenecek erkek. O istiyor Alex eğlenecek erkek olsun.”
“Aaa şimdi de kıza kızarım bak. Neden evlenmiyormuş seninle? Senden iyisini mi bulacakmış? Baksana yakışıklısın da.”
“Baba vermez diyor ben sana. Diyor ben pipi kesecek, kesme diyor. Seviyor benim pipi,” dedi gülümseyerek. “Benim pipi de çok seviyor onu. Hep istiyor görmek.”
Adam başını ‘seni seni’ diye salladı, “Ayıp oğlum ayıp. Hele evlen bir, sonra bu işler olur.”
“Ama evlenecek diyor, baba vermez olmaz diyor. Kaçmak biz diyor, yok diyor. Seviş diyor yok diyor. Ben ne yapacak bilmiyor. Durum oldu bok, Alex de o bokta çukur düştü.”
“Bok çukurundayım diyorsun yani.”
“Evet tam orada ben,” poşetten bir bira daha çıkarıp adama verdi.
“Şimdi delikanlı sen diyorsun ki bu kızın babası sana kızı vermiyor. Peki adamın derdi ne?”
“Sevmiyor sünnetsiz damat. İstiyor pipi kesilsin.”
“Anladım. Kız Müslüman sen değilsin.”
Alex üzgünce başını aşağı yukarı salladı. “Ama ben çok tatlı. Her baba sever ben. Bak çok şirin,” derken tüm dişlerini göstererek sırıttı.
“Azıcık sapıklık da var ama, evet sevilmeyecek gibi de değilsin,” dedi gülerek. Adamın acayip içi ısınmıştı çocuğa. Her ne kadar o da başka dinden damada karşı olsa da bu çocuğa kızını verirdi.
“Ben bir tek ona sapık. Ah... Ah...” elindeki birayı bir dikişte içti. Adam da ona ayak uydurdu. Başkasını açtılar. Sonra Tunga bey lafa girdi.
“Bak oğlum ne yalan söyleyim, bende kızımı başka ırktan birine vermem. Ama seni sevdim. Bence o kızın babası da seni tanısa sever.”
Alex gülümsedi. “Sever. Diyor ben Sera, tanıştır baba ile sever diyor. Ama yok diyor, ruh olur fatiha.”
Adam duyduğu isimle kaşlarını çattı. ‘Yok canım tesadüftür’ dese de içindeki kurtların sesi kesilmiyordu. “Kızın adı Sera mı?”
“Evet. O büyük aşk, tutku. Kalp sahibi, prensesi.”
Adam yutkundu, “Bu Sera ne iş yapıyor?” sesi ciddileşmişti.
“Dans. Biz aynı grup. Geldik buraya dans yapıyor.”
Adam derin nefes aldı ve adamın konuşmaları tekrardan beyninde dönmeye başladı. Bu adam kendi kızından nasıl bahsediyordu lan öyle?
“Sen iki saattir benim Sera Poyraz’dan mı bahsediyorsun lan? Benim kızımdan?”
Alex içtiği birayı püskürttü ve adama ağlamaklı baktı. “Sera? Senin? Kız?” resmen ruhunu teslim edecekti Alex.
“Hee, benim karımdan ebesi çıkarttı, ebesini ... Tövbe tövbe! Lan sen benim kızımın odasında mı kalıyorsun?”
“Yok, attı oda beni,” yerde sürünerek geri geri gidiyordu. Tunga bey de ona doğru emekliyordu. “Sevişmedi ben çarpsın Tanrı ki sevişmedi Tanga amca uyudu sadece biz.”
“Lan ben çarpacağım seni! Hala Tanga diyor bir de! Bir de dans ediyor! Öldürürüm lan seni!”
“Kucak dans değil, normal dans. Ama sevdi sen beni. Demin dedi öyle.” Alex denizin içine girmişti neredeyse. “Kıç ıslandı gelme artık ya! İmdat!”
“Lan otel gelse kurtaramaz elimden seni!” dedi ve adamın üzerinde atladı.
***
“Çetin Alex’i gördün mü?” Sera her yerde onu arıyordu.
Çetin tişörtünü giyerek sabır çekti. “Arkadaş ne gudubetli Alex’miş kendi sevişemiyor, bizi de engelliyor.” Diye homurdandı. Sonra üzerini düzeltip, “Sahildeydi Sera’cım,” dedi. “Dertliymiş. İçiyor. Derdi de malum zaten."
O sırada arkasından bir ses duydu. “Sera kızım!”
Sera sevinçle arkasına baktı. “Annecim, inanmıyorum. Bu ne güzel bir sürpriz.” -çok mu yapmacık olmuştu şaşırması?
“Ah bebeğim, aslında yarın arayacaktık seni. Şuan görmem tesadüf oldu. Antalya’da olduğunu öğrenince baban kaçırmak istemedi. ilk kez canlı izleme fırsatımız oldu.”
“Ya ne hoş.”
“Sana söylesek yine engelleyecektin bizi.” Sonra Çetin’e baktı. “Bu kim?”
“Aa, Çetin annecim. Bizim gruptan.”
İçeriden Şule de çıkınca kadın olayı anlamaya çalıştı. “Siz evli misiniz?”
Şule ile Çetin ve Sera birbirlerine baktılar. “Iıı... Yok teyzeciğim de şey için gelmiştim ben odaya, Sera ile ben aynı odada kalıyoruz. Bir şey almaya geldim. Çıkıyordum.”
Kadın kızın dediğinden bir şey anlamasa da pek takmadı. Kızına döndü. “Ben de babana bakıyordum. Sahile inmişti en son. Ama hala dönmedi.”
Sera içindeki tuhaf histen hoşlanmadı. “Sahile mi?” demesi ile karşıdan sırılsıklam bir şekilde önde Alex, arkada babasını koşarken gördü.
“İmdat ben! Yardım ver!”
“Alex!” diye bağırdı Sera, “İnanmıyorum.”
Çetin ile Şule ise gerçekten şaşırmışlardı.
Alex kızın arkasına girdi. “Kurtar ben Sera, baba öldürecek.”
Çetin gülerek kapı pervazına yaslandı. Şule de arkasında durmuş olanları izliyordu.
“Çekil Sera önümden, sana da sıra gelecek. Önce şu sünnetsiz gavuru öldüreceğim!”
“Babacım, neden öldürüyorsun sevgilimi ya?!”
“Bak daha da soruyor! Sakine al şu kızı önümden yoksa elimden bir kaza çıkacak!”
“Sikine, alma kızı ya! Öldürecek beni!”
Sera adama baktı, “Sikine değil, Sakine Alex!”
“Konu bu Sera! Baba dedi ben her şey. Bak öldürecek beni.”
Sera dehşetle önüne döndü, “Babacım, bak valla bunun şive bozuk. Dil yok. Ne demişse yanlış demiştir.”
“Yok maşallah Türkçe sular seller gibi. Ben anladım anlayacağımı. Çekil önümden Sera.”
“Ay bey bu çocuk kızımızın sevgilisi mi?”
“Rahmetli sevgilisi Sakine, rahmetli. El Fatiha!” diye bağırıp, adama uçtu. Sera çığlık atarak önünden çekilince adam Alex’le birlikte yere yuvarlandı.
“İmdat! Alex öldürüyor bu adam! İmdat!”
“Kes lan kes!” diye bağırıp, boğazına sarıldı.
Sera ile Şule babasını tutmaya çalışıyordu. “Baba Allah aşkına çekil, bak ben çok seviyorum onu. Baba!” sonra Çetin’e baktı, “Yardım etsene.”
Çetin gülüyordu. “Amcacım şurası hassas, oradan sıkarsanız daha çabuk can verir.”
Sera adama tekme atacakken, annesi fenalık geçirdi. Çetin atik bir şekilde kadını kollarına aldı.
“Anne!” diye bağırdı Sera babasını bırakıp, annesine koşarak. Tunga bey de karısını fark ettiğinde adamı bırakıp, karısına baktı.
“Sakine, Sakine’m?” Karısını Çetin’den çekip, kendi kollarına aldı.
Çetin “Nasıl bir gece arkadaş?” diye isyan etti.
***
Kadın revirden çıkarken, adam kızına kendi odasını işaret etti. “Konuşacağız Sera!” dedi sert bir şekilde.
Sera başını sağa sola salladı. Alex de öne atıldı ve kızın elini tuttu. “Ben geliyor.”
“Sen kalıyor Türkçesi eksik gavur!”
“Gavur diyor ama sende dinsizlik ediyor. Kız-kadın özgür hak var.”
Adam Alex’in yakasına yapışınca Çetin ile Sera aynı anda adamı uzaklaştırdılar Alex’ten.
“Baba ben seviyorum onu, neden böyle yapıyorsun? Sen değil misin bana insanların yüreğini sevmeyi öğreten? Senle annemden ben öğrendim aşkı. Annem geçirdiği o kazada hiç yürüyemeyebilirdi ama sen onu terk etmedin. Aşkın engel tanımadığını gösterdin. Aylarca taşıdın onu, birgün bile sana muhtaçmış gibi davranmadın. Şimdi neden benim aşkıma engel koyuyorsun?”
Adam saçlarını çekiştirdi. Lanet olsun ki kızı doğru söylüyordu ve yine lanet olsun ki bu gavur oğlu gavuru gerçekten sevmişti.
“Sünnet olmamış mısın sen?”
Cık, yaptı Alex dudaklarını büzerek. “Ama olur. Sera için her şey olur ben.”
Adam başını sağa sola salladı. “Bir şey olma evlat. Senin de anan-baban var. Kimse için kendi inancından vazgeçme. Kızımı çok sev yeter.” Alex gülümseyerek sevgilisine bakarken, adam son sözünü söyledi. “Bir de evlenene kadar o sünnetsiz yerlerini kızımdan uzak tut!”
Alex’in gülen yüzü solarken, Sera babasına koşarak sarıldı. “Babacım seni çok seviyorum.”
“Bende seni seviyorum kızım.”
Alex de ikisine birden sarıldı. “Ben de seviyor Tanga baba sen.”
Adam onu üzerinden attı, “Tanga değil lan hergele, Tunga. Sünnet olup bir yerlerini kısaltacağına az dilini düzeltip kısalt.”
Başını salladı, “Ben çok öğrenecek Türkçe, gelip isteyecek kız Tanrı emri İsa kabri ile.”
Tunga bey sabır diledi, “Daha ne diyeceğini bilmiyor, kızı nasıl isteyecek acaba.”
Hep birlikte odalarına ayrıldıklarında, Sera ilk kez bu kadar huzurlu bir uykuya daldı.
***
Sarp yatakta dönüp duruyordu. Bugün olanlardan sonra odaya girdiğinde yine gardını almış ve onu itmişti Alara. Deli olacaktı Sarp, hayatında daha önce hiç böyle bir duygu yaşamamıştı. Aşka inanmadığından değil, sadece öyle biri denk gelmemişti ve Alara bu kalbi titreten, yüreğini bir bakışıyla yerle bir eden tek kızdı.
Yatakta tekrardan kıpırdandı ve kızın uykuya daldığından emin olduğunda yataktan kalktı. Dudağını ısırarak eğilip kızın önünde elini salladı. Tepki olmayınca sırıtıp, yatağa girdi. Tam yastığa başını koyduğu an ‘Düüüüt!’ diye kulak tırmalayan bir ses çıktı ve Alara yatakta doğruldu.
“Sarp!” diye bağırdı.
Sarp kulaklarını tıkamıştı. “Bu ne lan?” dedi sinirle.
“Senin gibi Sap’sızlara karşı önlem diyelim. Ne yapıyorsun sen benim yatağımda?”
“Uyur gezerim dedim ya! Ayrıca Alexleşme lütfen!” kulağını kaşıdı.
Alara ayağı ile itekledi onu, “İyi uyandın işte hadi yatağına!”
Adam ayaklarını yatağa sabitledi ve kızın üzerine eğildi. “Ya yanında uyusam ne olur bebeğim ya?”
“Hayır!”
“Ama sahilde... Alex gelmeseydi...”
“Öpüşüyorduk sadece Sarp.”
Sarp’ın dudağı çapkınca sola doğru kıvrıldı. “Alara sence o öpüşmeyle mi kalacaktı?”
Alara o anları düşününce kızardı. Kabul o anda Alex gelmeseydi çok farklı şeyler olacaktı. Üstelik ahlaksız bedeni de istemiş, adama karşı koyamamıştı.
“Sarp o anda şey oldu...” derken üzerine eğilmiş adamdan gözlerini kaçırmaya çalışsa da çok zordu. Bu adamın bakışları onu eritiyordu.
Sarp eğildi ve dudağına bir öpücük bıraktı. “Çok güzelsin Alara, aklımı başımdan alacak kadar.”
İkisi de tam ateşli bir öpüşmeye başladıkları an kapı yumruklandı. Önce takmadan öpüşmesine devam ediyordu ki, tekrardan yumruklandı.
Sarp “Gelenin ebesini de sülalesini de becermeyen Sarp değil!” diye tısladı ve sinirle kalkıp, kapıyı açtı.
Alex elinde mendil, Çetin’le halay çekiyordu. “Lurke lurke lurke Alex aldı kız lurke.”
“Lorke Alex lorke!” dedi Çetin kahkaha atarak.
“Ne oluyor lan burada?” dedi Sarp onlara ters ters bakarak.
Alara da gülerek izliyordu onları. “Alex ne oldu? Ne bu hal?” üstünü değiştirmemişti, üzeri hala ıslak ve kumdu.
“Evleniyor Alex! Düğün olacak! Hem de kesilmeyecek pipi!” sonra yeniden mendilini salladı, “Alex oldu damat sıra geldi Sap!”
Sarp derin nefes aldı, “İyi abicim, gidip kızla odanızda başbaşa kutlayın bunu. Benim huzurumu ne kaçırıyorsunuz? Hem sen önce babasını ikna et istersen.”
“Babadan aldım ben kız. Sahipten sıfır model.”
“Ne?”
“Ne?”
Alara ile Sarp aynı anda bağırmıştı.
Çetin gülerek omzunu sallayıp oynuyordu. “Valla abi doğru söylüyor, Sera’nın babası verdi kızı.”
Alara sevinerek sarıldı adama, “Alex çok sevindim. Tebrikler.”
“Teşekkür ben.”
Sarp kızı kendine çekti, “Tamam yeter bu kadar, bende tebrik edeyim azıcık. Tebrik ederim kardeşim,” dedi adama sarılarak.
“Hadi halley edeceğiz.”
Sarp ile Çetin aynı anda bağırdı, “Halay Alex halay!”
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.4k Okunma |
257 Oy |
0 Takip |
20 Bölümlü Kitap |