@mutluyazar
|
Asker olduğumdan beri çoğunu dağda taşta gizli görevde ya da kargahta geçirmişimdir şuan ise aylardır olduğum yerde sınırdan 108 km uzakta bir mekandayım evet son durum olarak inlerinden çıkmama az kala yarım akıllı itler beni albay ile konuşurken yakaladı ve şuan içinde bulunduğum işkence odasına getirdiler ince bir zincirle ellerim kafamın üstünde bağlı dururken şerefsiz ceno elindeki sopayla onların dilinde işkence ediyodu her bir darbe ile dişilimi daha çok sıktım "asker,asker valla tebik ediyorum nasıl biz seni bu zamana kadar fark edemedik ha-a acaba gerçek adında maria mı?" bir daha vurdu,biraz daha "konuş bana bir asker ismi söyle bende seni bağışlayim asker" dik durmaya çalıştım oda durup bana baktı dikkatle "sana isim ölüceğimi bilsem söylemem ama sen eğer yaşamak istiyosan beni öldürmelisin" daha sert bir darbe daha ve ben ağzımı bile açmadım "ölümün ucunda olup korkmaz olmanız a-ah siz türkler cesur görünüyosunuz ama hepiniz yok olucaksınız" gür bir kahka attı, ağzına kurşun soktuğumun iti "eğer öyle birgün gelse bile sen ozamana kadar bizim ellerimizde can vermiş olucaksın ceno" gülüşü yok oldu "bize neden kurt derler bilirmisin ceno?" yüzüme hem sinir hemde merakla bakmayı sürdürdü "çünkü biz siz itler gibi her yemeğe konmaz kapmayız bizim olana göz dikenleri tek tek parçalarız sonra bizim daha çok yemeğimiz olur bilmem anlata biliyor muyum?" gözlerini devirip ağzından sinir tükürükleri çıktı arkasındaki köpeğine döndü "makineyi getir" elektroşoptan bahsediyodu biliyodum daha önceki görevlerin birinde maruz kalmıştım ama kısa bir süre tişortumu yırtmıştı südyen ve askeri atletim harici ve kotum botum dışında bişeyim yoktu it suyu boynumdan aşağı döktü kabloları bağlayıp elektirik verdi ve ben ilk acılı inlemeler,feryadları sonrasında bağırışlarımı tutamadım boş oda benim sesimle yankılanıyodu zaman algımı kaybediceğimde işkenceyi kesip başıma bir köpeğini bırakıp çıktı kendime gelmeye başladığımda ellerime baktım zinciri koparırmıydım denemekten başka şans yoktu "bismillahrahmanrahim yarabbim annemi birkez daha görmek istiyorum lütfen yardım şu itleri senin yolunda temizleyip yok ediyim" sesimi tek ben duydum zinciri sürterek incelttiğimde tek elimi çıkarttım ama hala havada tuttum "özel işim var gel şu zinciri çöz" mal mal suratıma bakınca türkçe konuştuğumu anlayıp diline çevirdim dibime girip zincire bakınca kafa attım diğer elimi de kurtardığımda ona dönmemle bacağımda sızı belirdi mal it vurmuştu önemli bir böle değildi bir daha vurucakti ki dirsek atıp çenesinin altından yukarı doğru yumruk attım yere serildi ağzından kan gelene kadar tekmeledim silahı alıp 12 den vurdum olayım buydu 12 den vurmak beni abim yetiştirdi yüzbaşı Emir Karahan kurt timinin komutanı onlarda öyle imzamız 12 den vurmak benim timim yok serbest takılmak benim olayım bugün burdaysam yarın sınırda veya başka itlerin ininde silahı alıp kapıya yöneldim kındırıktan baktığımda 2 kişi vardı ses çıkarttım ve kapının arkasına saklandım girdikleriyle beni göremeden öldüler sürükleyip diğerinin yanına çektim yedek mermi aldım ve odadan çıktım biraz ilerdeki sağdan ilk kapıdan girdim tahmin ettiğim gibi şuan boştu kimse yoktu en önemli odada silahlar bombalar hepsi bu odadaki sandık ve dolaplarda saklanıyodu 5 bomba çıkardım 3 nü birbirine bağlayıp 20dk dan başlattım ozamana benim burdan sızmam lazımdı 2 kurulandan alıp çıktım kurulandan birtanesini işkence odasına itlerin üzerine bırakıp aşağı yöneldim merdivenlerde durdum ses çıkarıp geri çekildim 6 tane it olması gerekiyo silahı hazırda tuttum ardı ardına gelen 2 iti vurdum sonrasında hepsi geldi ve onlar silahı kaldıramadan ben onları vurmuştum aşağı bacağımın izin verdiğince koşar adımlarla ilerledim. ceno ve çoğu adamı evde yoktu öldürdüklerim hariç ev boştu bu işte bir bokluk net vardı ceno'nun çalışma odasına yöneldim boştu masasında dosyalar vardı onlara yöneldim ani hareketimden bacağımın acısıyla inledim dosyalarda tam 2 gün sonra sınırda olucak silah ve uyuşturucu alişverişinden bahsediliyodu altta benim fotorafımın olduğu kağıdı çıkarttım benim hakkımda dıştan bilgiler vardı yaşım,nereliyim,nerden mezun olmuşum gibi dahasını istesede bulamazdı ben normal bir asker bile değilim normal hayatımda yüzümü ben bile zor görüyorum yüzümün yarısınu genellikle flar,maske,bandana falan kapatıyo karargaha ulaşabileceğim bir telefon gördüğümde alıp cebime koydum saate baktığımda bombaya 5 dk kaldığını görmemle elimdeki son ayarlana bilir bombayı kurdum 5 dk dan başlattım masaya bıraktım ve çıkışa yöneldim kapıyı açtığımda 3 it bana döndü 12 den 2 sini vurdum diğerini boynundan ah be içimde kaldı nasıl yaptım ben bunu koşabildiğimce sınırın olduğu yöne batıya ilerledim etrafın sakin olduğuna inandığım bir mağara olduğunu gördüğümde içeri girdim oturdum bacağımda katlanamicam acı yükseldi dişimi sıktım bunu yapmassam kurşun beni zehirlicek ve ölücem kurşunun olduğu bölgedekii kotu hafif yırttım ve kurşun çokta derinde olmadığından parmaklarımla kurşunu aradım elime gelince bağırış döküldü dudaklarımdan çekip çıkartıncada, yarayı biraz yontmuştum sanırım atletimin ucuna elimdeki kanı silip altetimin ucunu yırttım yaranın yukarsına gilicek şekilde bacağımı sıkıca bağladım ayaklanıp çıkıcağımda sağ taraftan doğudan gelen cenonun it sürüsünü gördüğümde geri mağaraya girdim beni görmüş olacaklarki silah sesleri yükseldi jarjörümü açtım 1,2 tane vardı yedek mermileri taktım gördüğüm her iti indirdim mağaranın bir yerine kuruldum. gelen itleri indirirken sol omzumda acıyla inledima ama durmadım mermimin bitmesine yakın bir süre durdular bende bir yere sığınarak karargahı aradım açıldığında "üstteğmen Bala Karahan albaya bağla acil" sesim kısıktı "emredersiniz komutanım" kısa bir süre sonra" "üstteğmenim" "komutanım rütbede olmaya bilirmiyiz?" "rütbede değilsin noluyo orda iyi misin?" "baba hakkını helal et olur mu sanırım benim burası son durağım vatanıma,sana yaraşır bir evlat olamadıysam affet beni baba" "hayır yok öyle bişi geliceksin buraya kordinat ver bana hemen" "baba yapma senden tek bişi isticem yap olur mu annemin mezarına her imkanın olduğunda git papatyada götür sever o abimi tek bırakma" "kordinat ver dedim asker son kez söylüyorum bir timim sınırın ötesinde batıda sana yakın olabilirler hadi kızım" "Batının 14 derece solu tahmini 56 km kala bir mağaradayım baba" "Tamam dayan tamam mı dayan kızım lütfen sen beni bırakma annen üzülür" Hat bir süre sessiz kaldı dürbünden baktım hala ses yoktu kolumdaki mermiyi çıkarırken ses yapmamaya çalıştım zordu ama yapmıştım ona birşey dolayamicaktım bir süre sonra hattan ses geldi "Bulunduğun bölgeye en geç 15 dakikaya bir tim geliyor üstteğmenim" "Tamam komutanım ama hiçbişeye söz vermiyorum sözlerimi bana bişey olursa unutmayın ayrıca Cemo denen it 2 gün sonra sınırda alişveriş yapıcak komutanım bilginiz olsun Allah'a emanet olun" "Silahın şaşmaz gönlün korkmaz olsun asker sende Allah'a sonra kendine emanetsin" Hat kapandığında gözümden bir yaş aktı ben kıdemli üstteğmen Bala Karahan tim'i olmayan ama teröristleri tek başına korkutmaya yeten asker babamın bana oyuncak aldığını,bişeyler izlediğini hiç görmemiştim hep sertti çünkü annem şehit düşmüştü babam vardı ama hem bana hem abime anne de olmuştu aynı zamanda abim babamı örnek alıp asker olmak istiyordu ben annemi örnek aldım o da askerdi babamla birlikte aynı timdeydi ozamanlar sevmişler evlenmişler bizler yürüyüp okula gitmeye başlayınca annem askerliğe geri döndü yine bir babamla bir görevdeyken annem vurulmuştu ağırdı durumu hastaneye yetişemeden şehit düştü haberde ise 40 saniye bile sürmeyen bir şekilde söylendi sonrası magazin haberi kim ne giymiş ne kadar vermiş herzaman o haberler bizlerden daha değerli oldu silah sesiyle tekrar silahıma odaklandım gelene vurdum mermim bitene kadar elimi botuma indirdim özel hançerim B harfi ve türk bayrağı olan demirden olan hançerim bu zamana kadar 1 kere kullanmıştım 2.ci bu güne denkmiş demek ki ayağa kalkmaya yeltendiğimde ayağıma sızı bastı ilerledim mağarnın doğu duvarına yaslandım gelen ince silah görünce ilerlemesini bekledim birazdaha ilerleyince silahı tutup çektim adamın boğazına hançeri saplayıp çektim silahı dışarı doğrulttum siktiğimin itleri kene gibi çoğalıyolar bildiğin gôrdüğüm her kafayı çıkaramadan vurdum mermi yine bitince silahı yana fırlattım hançere yine kalmıştım sanırım sonra mağaranın yukarsından gelen silah sesiyle yere oturdum bu Türk silahlı kuvvetlerin sesiydi gelmişlerdi ama ben yorulmuştum ama söyleyemezdim çünkü biz Türküz yorulduk diyemeyiz,pes etmeyiz ihanet hiç etmeyiz bacağıma baktım fazla mı kan vardı bana mı öyle geliyo şuanda kolum yarı kurumuş ama şiş hala kanıyodu sırtımdaki kesikler ve karnımdakinlere girmiyorum bile bedenim oturduğum için acıları bastırdı inleme döküldü dudaklarımdan bir süre sonra sesler kesildi adım sesleri gelmeye başladı köşeyi biri döndü kadındı ela gözleri balık etli diyemeyeceğimden daha az kilolu yanıma eğildi kaskını çıkardı sarı saçları vardı örülüydü bende örerdim "Teğmen Nisa Gürdal komutanım" selam verdi " Kıdemli Üstteğmen Bala Karahan" mikrofona konuştu sonrasında kalıplı biri mağaraya girdi keskin hatlarını yüzünde maske kapatıyodu gözleri yeşildi ben burdayım diyodu "yüzbaşı Karan" beni gördüğünde yanıma eğildi "Bala iyimisin?" "İyiyim komutanım önemli bişeyim yok" "Komutanım yaranız var 2 kurşun nasıl iyisiniz hemen hastaneye gitmeliyiz" Nisa bana bakarak konuştu "Kurşun yok temizlendi karargaha gidip albayla görüşmeliyim" kalkmaya yeltendiğimde nisa kolumun altından belime elini koyunca acıyla inledim geri oturcakken karan tuttu nisa bıraktı "Komutanım işkence görmü-" dik dik baktım suratına sustu "emredersiniz" Mağaranın dışına çıktığımızda tim belli yerlerde kurulmuştu "Sis timi toplan gidiyoruz eren karargaha ulaş en yakın kordinata helikopter gelsin üstteğmen hayatta ama yaralı bulunduğunu söyle" Kısa sürede yürüyüş başladığında ben topallıyodum nisa ceket vermek istedi lakin işkenceden kaynaklı canım yandığından giyemedim helikoptere yaklaştığında biyanlık gözüm karardı lakin dik durmaya devamettim kısa sürede helikoptere bindiğimizde camın yanına yere oturdum yanım boştu diyerleri koltuktaydı yanımda hareketlilik olunca yanıma karanın geldiğini gördüm gözlerine baktım gözleriyle konuşuyodu küçükkende böyleydi bu büyüyünce değişir sanmıştık lakin değişen ben olmuştum ozaman annem vardı neşeli,mutluydum hep gülerdim şimdi sert,acımasız,asi oldum istenende o değil miydi zaten eliyle bacağına vurdu kafanı koy diyodu yavaş koydum yüzümü ona dönüp yattım eli saçıma gitti gözler üstümüzdeydi belki ama şuan pek te umrumda değildi küçükken karan bana soğuk yapar sonra geceleri dibimde biter saçımla oynardı ona bir zaman "seninle evlenicem karam" dediğimde "rüyanda görürsün bücür ayrıca abi desene kızım bana kaç yaş büyüğüm" diyip duruyordu bu masal hep aynı biterdi evlenemez şehit olurlardı. "Yaran var kumsal" saçımı açtı zaten at kuyruğuydu iyice bozulmuştu çekmişti ceno yutkundu ama buz yutmuştu sanki anlındaki damarlar belli oldu "A-aa yüzbaşı yapma böyle üzüyosun beni bak ben askerim asker eğitiminden geçtim ceza çektim dersini gördüm yeri geldi boğuldum yeri geldi darbe aldım şimdi iki işkence yaptılar diye karalar mı bağlıyalım" "Kadın olduğumu kabul ettin ha yüzbaşı yeter da yeter sus 10 nunda neysen 30 dada oysun be adam ben Türk kadınıyım onun ötesi özel kuvvetlerde askerim yani canım şeker değil eriyip gitmem birazdaha ağzını açarsan ben sana işkence edicem" tek nefeste söyleyip gözümü kapattım uykuya ihtiyacın vardı biraz dinlensem zararı dokunmazdı dimi. |
0% |