karargaha geleli tahmini 15 dk olmalıydı giyinme odasında üstümüzü değiştiriyoduk ilk duş aldım ve kiyafetlerimi alıp kabine ilerledim kurulanıp siyah iç çamaşırlarımı giydim altıma tayt üstüne crop ve yapışan bir ceket giyip çıktım ayağımda botlarımı bıraktım dolaptan kişisel eşyalarımı alıp çıkışa yöneldim karargahtan tam çıkarken önümde siyah mat maserati durdu içeriyi göremiyorum çünkü kaç kat yaptırmış allah bilir film vardı ben görevden gelmişim ve yorgunum bununlamı uğraşıcam EVET elbette o arabayı ondan alıcam arabanın önünden geçip sürücü kısmına ilerleyip kapıya tekme attım elim belime gitti browning özel yapım silahımı aldım çektim ön lastiğe tam vurcakken kapı açılıp hızla biri çıktı karam ay karan

"kumsal yapma dur" eli elimdeki silaha gitti geri çekildim silahı boşa alıp geri yerine taktım "karan adam mı kaçırıcan napıyon önümü kesmeler falan"

"evet tam öyle bişi ama bu kaçırmak olmaz kaçamak olur anca" beni kucakladı ufak bir çığlık bastım iyi alıştı bu da beni kucaklamaya ya hatta ben niye söylemiyorum bunu ben ona "karan iyi alıştın kucaklamaya ya bıraksana be adam" omzuna vurdum ön kapıyı açık beni koydu tam bişi dicekken kapattı kendi tarafına doğru yöneldi noluyo be niye ben bindim nereye ey ahali sorarım size noluyoruz hayırdır yani ne bu yakınlık valla halimden memnunum sussana sen ne yalan mı hala sevmiyomusun yoksa karamı karam değil karan küçükken öyle demiyoduk ama karam kara- sus be iç sesim yalan onlar kuru iftira valla bak biz yani ben öyle şeyler dicek kızmıyım ki valla sen tutup böyle şak diye öpücek kızsın biz aynı kişiden mi bahsediyoruz acaba aynen ondan canım az cilve cilve ne demiş asiye kaleli cilve evliliği kurtaran bişi bizde cilveyle çözelim olsun bitsin ama abim o olmazsa nasıl mutlu olayim ben abim mutlu olalım en çok biz hep birlikte olalım isterdi

"kumsal" gelen sesle sıçradım dalmıştım gitmiştim bunu unuttum ben gözlerine baktım "efendim" şimdi harbi şapşik gibi bakıyo ama benden insanca cevap beklemiyodu herhalde biz buyuz aslanım alırım böyle arada aklını "bağırmican mı niye beni bindirdin,nereye gidiyoruz yada az dayak yokmu" valla erkek milletine yaranamıyoruz ya yapsak bir suç yapmasak bir suç "karam ya ben öyle miyim hep yalan söyleme"

"valla öylesin kumsal yalan mı yani küçükken beni kızların yanında görünce dövüyodun şimdi canın sıkıldıkça dövüyosun" kahka attım yalan sayın seyirciler yok öyle bişi "yoo yok öyle bişi" yola döndü ben ise hayla gülüyodum napim komikti gülmemi durduramıyodum "bak fena yaparım kumsal gülme" daha fazla güldüm yola odaklanmaya çalıştım ama olmadı yine kahka attım sonra araba tak diye durdu kafamı yana çevirdiğimdeki yakınlıktan susmak durumunda kaldım yutkunma sesi geldi şey ben mi yutkundum o mu harbi aklımızı aldı yok öyle bişi var artık öyle şeyler tamam kabul ediyorum etkilendim elini yanağıma koydu çenemde durdu baş parmağı bastırıp kafamı daha fazla kaldırdı gözlerime baktı burnuma kırmızıya dönmüş olduğuna yemin ediceğim yanağıma dudaklarıma bir süre orda kaldı sonra tekrar gözlerime tırmandı "kumsal" kumsal olduğumu belirten bir mırıltı çıkardım dudaklarımız gözlerimiz arasında mekik çekiyoduk "sen hala seviyomusun" başımı salladım şuan bu doğru gelmişti belki pişman olucam olucaz ama denemiş olucaz "sen sevmiyodun bir kere söylemiştin sevdiğini beni geçiştirdin dimi" kafasını iki yana salladı oda mı beni seviyodu gözlerim düşündüğüm şeyle kısıldı o gece yanlış duyduğumu sanmıştım oysa güzelim demişti elimi boynuna koydum parmaklarım ilerleyip ense kökündeki saçları buldu onlarla oynamaya başladım dudaklarına baktım aramızdaki mesafe çok az kaldığında eli boynuma inip beni kendine çekti dudakları dudaklarımın üstündeydi gözlerim kapandı yıllar önceye gidip bunun yaşandığını söylesem mutluluktan kudurur karamı ozaman öpmek için sıkıştırırdı ama şimdi kaçmadan,saklanmadan beni öpüyodu üst üste olan dudaklarımız iç içe oldu üst dudağımı esir aldı saçından tutup kendime çekme isteğine engel olamadım bunu yaptığımda sırıtıp tekrar dudaklarıma yöneldi boynumdaki el belime inip beni kendi kucağına oturttu bir elim saçıyla oynarken diğerini yanağına koydum şuan ölebilirim evet hatta şuan tam zamanı eli bel oyuğumda gezinirken tikim olduğundan kucağında hareket etmek durumunda kaldım daha çok eli gezinince daha çok hareket ettim sanırım onu zorda bırakıyodum çünkü altımda sanki kaya duruyodu en sonunda kendimi hareket ettirmeyi bıraktım yoksa bana olan olcak gibiydi dudaklarım istemeden durduğunda korkuyla gözlerine baktım hiç hoş şeyler görmüyodum şahsen benim niye öyle baktığımı çözmüş olucak ki kahka atmaya başladı omzuna vurdum daha fazla güldü öylemi paşam çok pardon gıcık etmicekti kendi kaşındı kucağına geri yerleştim ufak bir hareket ettiğimde gülüşü soldu gözünü kapatıp derin nefes aldı alsın alsın oksijen iyidir ben bu sefer bu haline gülüp kalkıp kendi yerime geçicekken tekrar otuttu "bari biraz dur acı bana albayın kızı" güldüm kafamı göğsüne koydum elimi boynuna koydum parmaklarımla saçlarıyla oynamaya tekrar başladım

1 saat sonra;

1 saat geçmişti yoldaydık nereye gittiğimiz hakkında zerre fikrim yoktu gözlerimi kapattım elim boynuma koydum yanlış mı yapmıştım

abimi yeni kaybettik sayılırken benim yaptığım doğru muydu camdan dışarı baktım yıldızlar vardı ay dolunaydı bu gece ışıl ışıl parlıyodu ay benim en sevdiğim sembollerden biri çünkü yüzeyinde çok çukur olmasına rağmen güneşin verdiği ışığı bizlere veriyo biz insanlarda öyle değilmiyiz başkaları yaralar ona rağmen ayakta kalırız ailemiz,sevdiklerimizin bize verdiği sevgiyi güce çevirir dışa gösteririz abi eğer bizi gördüysen ve mutluysan yıldız kaysın noğlur senin desteğine ihtiyacım var gözümü açtım yıldızlara baktım en sonunda pe edip kapatacağımda yıldız kaydı mutlu olalım.

bakışlarımı ona döndürdüm üstünü yeni yeni inceliyodum siyah gömlek kot vardı klas kombindi saçını hep dağınık bırakıyodu saçı normal kestirmek yerine kaşının altına kadar bırakıyodu kaşının yanında küçük bir darbe izi duruyodu ama nedense bu yara yüzüne yakışıyodu dudakları dolgundu benim gibi burnu'nu hep kıskandım benimki güzel olmasına rağmen bir adama göre ayı burnuna sahip değildi kesken hatlara sahipti koyu kahverengi gözleri mezarım gibiydi derin ve anlamlı vücudunu dikkatli hiç bakmamıştım lakin antremanlarda babam parfiks çektirirken görmüştüm baklavası vardı kol kasıda vardı köprücük kemikleri benim bayıldığım bişey ve onda bu epeyce güzel onun dışında bakamamıştım ben ise mavi gözlü,siyah saçlı,vücudum kum saati belirgin hatlar ikimizi yan yana hayal ettim hayali bile mükemmeldi gülümsedim gözümü açtığımda bana bakıyodu daha çok gülesim geldi "ne bakıyosun öyle" dedim en sonunda

"güzele bakmak sevapmış bende uzunca bakimde sevap sınırını zorlasam noğlur diye meraktan sana bakıyorum" güldü bende güldüm

"daha varmı" başını salladı ayaklarıma uzandım botlarımı çıkarıp kendime çektim kapıya yaslanıp gözlerimi kapattım sonra ayağımda hisseddiğim elle gözümü açtım ayaklarımı kendine çekti ayaklarımı uzattım gülümsedim "karam" mırıltı çıkarttı

"noldu yani şimdiye kadar kaçıyodun şimdi seni bana bağlayan ne" araba hızlandı yola baktım boştu sonra beni şaşırtan cevap geldi "sevgim" anlamazca baktığımda cevapladı "sana olan sevgim artık içimde tutamicam kadar çoğaldı annem fazlası olan bazen zarar verir derdi ne kadar sevsen de bende senden uzak durdum,kaçtım,görmezden gelmeye çalıştım ama" elini kalbine götürdü iki parmağıyla kalbine vurdu tekrar direksiyonu tuttu "kalbim senden kaçamadı ben kaçtıkça kovaladın görmedikçe daha çok önümde durdun en sonunda bende yakalandım" nefes alıp devam etti "abine gittim söyledim ona eğer zararım dokunucaksa göreve gittiğimde al canımı aldır canımı dedim bilirdi sana olan sevgimi ama korkum hep ağır bastı albayın kızı ağladığında yanında olmadım üzüldüğüğünde ben yoktum bugün görevden gelince babanla konuştum git kızımın gönlünü al yoksa sana sınırda 1 aylık ceza veririm dedi ve şimdi burdayız albayın kızı" güldüm baba ya beni seviyordu hareketlenip öne gittim dudaklarına ufak bir buse kondurdum ilk başta hızlı gittiğimizi düşünmüştüm ama aslında evet zaten hızlı olmalıydık çünkü biz yan yanayken birbirimize geç kalmıştık tekrar yerime dönüp ayaklarımı tekrar kucağına koydum gözümü kapattım oraya kadar uyuyabilirdim herhalde.