@muziginmavisi
|
Bu kurgum gerçek hayat ve hayallerimden oluşmakta öncelikle bu tür olaylar hayatımızda mevcut ve çoğunu başkaları yaşarken görülmüş veya haberlerden izledik.O yüzden çok içime sinen bir kurgu oldu. Destek ve yorumlarınızı bekliyorum. Sizi çok bekletmeden bölüme alayım umarım beğenirsiniz.Keyifli okumalar💖✨
Bana cehennemi yaşatanlar iki kurşun ile ölmüşlerdi.
Artık ikiside yerde kanlar içindeydi.Bir an olsun onlar için canım yanmamıştı.Gözyaşlarım abim,benim ve geçmişimiz için akıyordu.Zaten bi o severdi beni benim onu sevdiğim gibi.
Abime döndüğümde zaten bana baktığını gördüm.
Benim için de elini kana bulamıştı…
Onlar için ağlamıyordum çünkü o insanlar benim ölmem için ellerinden geleni yapmışlardı ama olmamıştı,yaşamıştım.
Abim için ağlıyordum çünkü o benim için elini kana bulamıştı.Abim elindeki silahı beline koyup iki koca adımda beni kolları arasına aldı.
“Korkma su perim tamam mı? Ağlama birtanem ağlama canımın içi ağlama kalbim.Özür dilerim güzelim affet beni gözünün önünde olsun istemezdim.” bir yandan telkin veriyordu bir yandanda gözyaşlarımı siliyordu.
”Birtanem şimdi buradan gideceğiz! Tamam mı? Sen ve ben gideceğiz buradan!”saçlarıma kondurduğu öpücükleri arasından söylediklerini kafam ile onayladım.
Beni kendinden uzaklaştırınca “Şimdi buradan çıkacağız eve gidip eşyaları alıp havaalanına çıkacağız!”dediğinde abimin elini tutup “Sana güveniyorum İrza prensim!”dediğimde alnıma küçük bir buse kondurdu.
Bir kaç saat önce…
Mutfakta bulaşıkları diziyordum.Birden abimin sesini duyunca konuşulanlara kulak kesildim.
“Baba ben diyorum da dağ evine mi gitsek?”
Bu da nerden çıkmıştı şimdi?Uzun zamandır gitmiyorduk.Yalan yok,seviyordum orayı ama şimdi birden bu fikir nerden çıkmıştı.
“Hem uzun zamandır gitmemiştik.Özledim oraları!”
Zaten babamın kabul edeceğini bildiğim için işime devam etmiştim.Kabul etmesinin sebebi de abim işini kurduğunda parasına çöreklenmekti.Adi herif!
“LARA!”diye bağıran iblise içimden küfürler saydırmıştım.
Ayaklarımı sürüye sürüye salona gelince boş gözlerle babam olacak adamın gözlerine bakıyordum.O da bana karşılık olarak nefret saçan gözlerle bakıyordu.
“Bana bak! Git hazırlık yap dağ evine gideceğiz.Çabuk hazırla yoksa sonra olacaklar beni ilgilendirmez.Duydun mu beni?Şimdi defol karşımdan pislik!”diyen adama sadece boş gözlerle bakıp cevap vermiştim.
“Ya duygular karşılıklı demek gerçi sana pislik demek ayıp olur.İBLİS!”dediğim anda saçımın arka kısmının çekilmesi bir olmuştu.
“Ahh!”diye bir inleme dökülmüştü dudaklarımdan.
“Seni küçük şeytan!Baban o senin baban ona nasıl böyle dersin?”diyerek saçımı daha fazla çekmişti.
Saçımda hissettiğim acıdan gözlerim dolmuştu.
“Bırakın beni!Allah sizin gibi insanlar belasını versin!”diye bağırınca saçlarıma daha sıkı sarılarak yere savurmuştu.
İnlememek için zor durmuştum.Dolan gözlerimi kırpıştırarak yerden kalktım.
“Lara çabuk mutfağa git hazırlığını yap bu sefer benim elimde kalacaksın!”diyen abimin belirginleşen damarları ve yumruk yaptığı eli ile zor durduğunu fark ettim.
Bu benim için değil onlar içindi.Onlar bana zarar verdikçe benden daha çok canı yanıyordu.
Bana şu an yardım edememesinin sebebi onların yanında olduğunu göstermekti çünkü beni kurtarmak istiyorsa bunu yapması gerekiyordu.
Şu an o ikisini öldürebilecek gibi bakan abime bakarken bir damla gözyaşım gözümden aşağı süzülmüştü.
Hemen hızlıca salondan çıkıp mutfağa girmiştim.Gözümden akan yaşlarla beraber hızlıca eşyaları hazırlıyordum.
Bir anda mutfağın kapısı açıldı ve kapandı.Ben hala gelenin kim olduğuna bakmamıştım.
Geleni tahmin etmekte zor değildi.Abim kolumdan tutup beni kendisine çevirdiğinde yüzüne bakmıyordum.
Çenemi tutup bana baktığında yalvarır gibi “Yapma su perisi yapma canımdan can kopuyor zaten!”demişti.Kalbim daha çok acımıştı.Bu sözlerinden sonra hemen boynuna sarılmıştım.
“Başın çok acıdı mı?”dediğinde elleri saçlarımın arasında geziniyordu.
“Sen dokundun ya geçti İrza prensim!”dediğimde saçlarıma bir öpücük kondurmuştu.
“Su perisi sana diyeceğim şeyi yapmanı istiyorum.İtiraz etmeden tamam mı?”dediğinde her ne kadar endişelensemde kafamı sallamış ve geriye çekilip yüzüne bakmıştım.
“Şimdi yanına almak istediğin bir şey varsa bir çantaya koy ve çantayı yatağının üstüne koy sonra ben alacağım. Daha sonrada işimiz bitince çantaları almaya son kez bu eve geleceğiz!”dediğinde şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.
Şaşkınlığımı az da olsa attığımda “Nereye gideceğiz?”diye sormuştum.
“Akşam öğrenirsin güzelim hadi çabuk işlerini bitir!”dediğinde şakaklarıma bir öpücük bırakarak mutfaktan çıkmıştı.
Daha fazla böyle dikilirsem olay çıkacaktı.O yüzden hemen mutfaktaki işlerini hemen bitirip odama geçmiştim.Dağ evi için sırt çantasına bir kaç parça kıyafet sıkıştırıp kapatmıştım.
Abimin söylediği için almak istediklerim için ayrı büyük bir çanta yapmıştım.
O çantayıda yatağa bırakıp sırt çantasını alarak odadan çıkmıştım.
Tam koridora çıktığımda bana bağıran kadını duyunca sinirden küplere binmiştim.Söve söve salona girip boş gözlerle onlara bakmıştım.
“Hazır mı eşyalar?”diyen adama bakmadan mutfağa girip elimde poşetler ile salona dönmüştüm.
“Haydi çıkıyoruz Hanım!”diyen adamın suratına kusmamak için kendimi zor tutmuştum kendimi.Arkamı onlara dönerek kapıya gittiğimde abimin kapının oradan beni izlediğini gördüm.
Ufak bir tebessüm ile ona bakıp spor ayakkabılarımı giyip dışarı çıkmıştım.
Abim arabaya doğru ilerleyerek bagajı açmıştı.O iki nağlet insan arabaya binerken bende bagaja eşyaları yerleştirmeye başlamıştım.
Abimde eğilip saçlarıma bir öpücük kondurmuştu,aynı zamanda saçımın kokusunu da içine çekmişti.
Bunların hepsini sırf bana o kötü anları bir nebze unutturmak için yapıyordu ama şunu bilmiyordu,o olduğu sürece hep iyiydim.
Kocaman gülümseyerek bagajı kapatmış ve arabaya doğru ilerlemiştim.
Arka koltuğa oturduğumda abimde şoför koltuğuna kurulmuştu.Abim arabayı çalıştırmıştı.
Araba sokaktan çıkınca akan yolu izlemeye başladım.Abimin arada dikiz aynasından bana baktığını biliyordum ama asla bakışlarımı ona değdirmiyordum.
Bir kaç dakika sonra Emre Fel-Senden güzeli mi var açılınca gözlerimi dikiz aynasına çevirdim.
Bu şarkının yeri bende ayrıydı çünkü abim bu şarkı açılınca ‘bu şarkı senin güzelim’ derdi.
Abim bana göz kırpıp yola dönünce şarkıyı dinleyerek dikiz aynasına bakıyordum ama aslında abimi izliyordum.
Yollarına gül dizeyim, ver elin', ner'de? Al canımı, yıllarına sereyim, gitme Benim gönlüm sendedir, yâr, sendeki bende Bir başkasına yaramaz bu can, üzülme
Hayran oldun, gülüm Bu dünya aşka büründü Başka başka diyarda bi' benden güzeli mi var?
Ömrüm bir idi, bin oldu Sevdam coştu, kudurdu Aşka karşı diyarda bi' senden güzeli mi var?
Bu yol uzun, ben beklerim günahım neyse Sen canım' al, ben razıyım bir hazin söze Senin gönlün bendedir, yâr, bendeki sende Bir başkasına yaramaz bu can, üzülme
Hayran oldun, gülüm Bu dünya aşka büründü Başka başka diyarda bi' benden güzeli mi var?
Çoğu kızların ilk aşkları babasıdır.Benim ilk aşkım hiçbir zaman babam olmadı ve zaten bunu hak eden bir adam değildi.Ben onu baba kalıbına bile koyamayı geçtim,insan kalıbına koyamıyordum.
Benim ilk aşkım abimdi ve böyle bir abiye sahip olduğum için çok şanslıydım.Bu hayatın güzel kısmını bana gösteren kişi abimdi.
Allahtan tek bir isteğim vardı eğer bu hayatta ben mutlu olamayacaksam sorun değildi ama abim kendisi gibi seven birini bulup mutlu olsundu.O bunu çok hak ediyordu.
Bir süre uykum gelince kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.
~~~~~~~~~
“Lara!”bağıran kadının annem olacak yellozun olduğunu biliyordum.Gözlerimi açıp ona boş gözlerim ile baktım.
“Ne var?”dediğimde, “Kalk birde yatıyor pişkin pişkin dağ evine yetişmek üzereyiz!Oraya gidince direkt etrafı temizliyorsun daha sonra yemek yapacaksın duydun mu beni?”dediğinde içimden beddualarımı söyleyerek önüme döndüm.Cama bakınca benzinlikte olduğumuzu anladım.
Abimi görünce bana gizlice gelmemi işaret edince “Tuvalete gidiyorum.”diyerek arabadan inip markete girdim ve lavobaların orda durdum.
Abim yanıma gelince “O mu kaldırdı benim su perimi?”diyince kafam ile onayladım.Etrafına baktıktan sonra “Sana tost ve içecek bişeyler aldım.Onları ye!Bende arabadaki insan olamamış insanlara su felan verip lavobaya gireceğimi söylerim.Sana bişey demezler öyle tamam mı birtanem?”dediğinde yanağına kocaman bir öpücük bırakıp geriye adımladım.
“Tabi ki prensim teşekkür ederim ama ilk lavobaya gireyim öyle!”diyerek lavaboya yönelince abimin gülmesini duyunca yüzümdeki sırıtış genişledi.
Lavobada işlerimi halledip çıkınca “Tost ve içecek orada çabuk ye ben de geliyorum!”diyen abimi dinleyerek tostu elime alıp hızlı bir şekilde yemeye başladım.İçeceğimi de içip ayağa kalkınca abim elinde en sevdiğim çikolatayla beraber geldiğini gördüm.
“Buyrunuz prenses Lara !”dediğinde hemen elinden çikolatayı alıp yemeye başlamıştım.Abim bu halimi gülerek izliyordu.Keşke bu anda şu an kalabilseydim.
Çikolata bitince hemen abime dönüp “Ben gideyim sonra sen gel prensim.”dediğimde abim gülerek kafasını salladı.
Arabaya doğru gittiğimde yavaşça kapıyı açıp oturdum.Beş dakika sonra abimde gelip oturunca arabayı dağ evine doğru sürdü.
Araba dağ evinin önünde durunca ilk arabadan inen ben ve abim olduk.
Annem olacak sinsirella arabadan inerken birden bir çığlık koparınca bütün dikkatler ona döndü.
~~~~~
Evet bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum.
Görüşmek üzere!💖✨
|
0% |