Yeni Üyelik
2.
Bölüm

B.1: Haşhaşlı Revani

@muzlukebapp_

Evet ilk bölümle karşınızdayımm. Buraya bir başlangıç alalım bakalımm

🤍

Bölüm sonu görüşürüzz.

'Ben aşk nedir bilmem!

Eski kafalıyım.

Bir seni bilirim,

Bir de adın geçince sıkışan kalbimi.'

Atilla İlhan

...

Elimdeki çırpma teliyle bir elimle kek harcını çırpmaya devam ederken diğer elimle un katmaya devam ettim.

'Tatlı dile, güler yüze,

Doyulur mu? Doyulur mu?

Aşkınan bakışan göze

Doyulur mu? Doyulur mu?'

Arka fondan gelen Neşet babanın sesine sesim karışırken harcın içindeki unun yeterli olduğuna karar verip un katmayı bıraktım ve daha hızlı çırpmaya başladım.

'Tatlı dile, güler yüze,

Doyulur mu? Doyulur mu?

Aşkınan bakışan göze

Doyulur mu? Doyulur mu?'

 

Doyulur mu, doyulur mu?

Canana kıyılır mı?

Cananına kıyanlar

Hakk'ın kulu sayılır mı?

 

Yar doyulur mu, doyulur mu?

Canana kıyılır mı?

Cananına kıyanlar

Hakk'ın kulu sayılır mı?'

Harcı çırpmayı bıraktım ve borcamı kendime çekerek içine döktüm. Ellerimi temizledikten sonra borcamı önceden açtığım fırına attım.Sonrası ise bulaşıkları yıkamak ve oturma odasını toplamakla geçmişti.

Bakmaya geldiğim bücürümle evi biraz dağıttığımız doğruydu. Kendisi namı değer Hatice'ydi. Ve benim halamın 1,5 yaşındaki kızı olurdu. Annesinin işi çıktığı ve benimde kendisine olan aşkım ortada olunca haalm beni kızına bakmaya ve de akşam çayına çağırmıştı.

Bazen kendisine 'kız Hatçeeee' diye seslenesim olduğu doğrudur dhjdjdkdks.

Hazır gelmişken canım haşhaşlı revani çekmişti ve hanımefendiyi uyuttuktan sonra yapmaya karar vermiştim.

Çayın yanında ne de güzel gider şimdiii...

Sus iç ses, zaten zor tutuyorum kendimi.

Haşhaşlı revani aşktır gerisi sadee laftır.

+1

Neyse neyse, konumuza dönecek olursak revaninin kekini yaptıktan sonra odayı ve mutfağı toplamış sonrasında şerbetini ve krem şantisini yapmıştım. İşimi bitirdikten sonra keki çıkarıp soğumaya bırakmış ve banyoya geçmiştim. Vakti girmek üzere olan ikindi için abdest aldıktan sonra Hatice'yi kontrol ederek içeri geçmiştim. Öğlen Hatice ile yemek yediğim için toktum.

Tam o sırada kapı çaldı. Halamın gelmiş olması gerekiyordu. Başıma yazma geçirdim ve kapı deliğinden baktım. Evet halamdı. Kapıyı açtım ve sadece başımı dışarı çıkardım. Ayakkabısını çıkarmakla meşguldü."Hoşgeldinn pastaya banılmış yaprak sarmam." Halamla böyle konuşmayı seviyordum. Eğlenceli oluyordu. Yüzüme baktı ve gülerek karşılık verdi. "Hoşbuldum çikolata soslu lahmacunum." İkimizde aynı anda yüzümüzü buluşturarak güldük. "Benzetme, gözünü seveyim sen beni birşeye benzetme." Dediğime daha çok güldü ve içeri geçti. O geçince kapıyı kapattım.

Tam içeri geçecekken pıtı pıtı adım sesleri duydum. Yan tarafıma baktığımda saçı başı dağılmış gözünü ovuşturan cadıyı gördüm."Annii, Annii!" diye pıtı pıtı yürüyordu. Onu zıbınından tuttuğum gibi havaya kaldırdım ve kucağıma aldım. Tabi hanımefendi çığlık çığlığa bağırıp kahkaha atıyordu. "Ne bağırıyorsun kız?! Bırakayım mı seni aşağı, atayım mı?" Dedim. Tabi kaşlarımı çatılmış, sinirli sinirli bakmaya çalışıyordum.

Hgsjsjskdh her çocuğa şöyle yapmaktan vazgeç kızım yaa.

Yiyormuş gibi yapıp kucağımda annesine götürdüm. Hatice hemen "Annii Annii kuytay binii." dedi ellerini sallayarak. Halam da benden alıp "bırak kızımı pis canavar." diyerek bana kızıyormuş gibi yaptı. Hatice de kucağında bana dil çıkartıp annesinin yanağına bide kondurdu.

Bana bana, Esila'sına...​​​​​​

Aynen ondan iç ses.

...

Hava kararmış, ben de halamın evinden çıkmıştım. Tatlıyı halamla hazırlamış, sonrada vakit geçirmiştik. Şimdiyse elimde revani bulunan bir kapla eve geçiyordum, yatsı vakti girmesine az kalmıştı ve ben akşamı kılmamıştım. Allah'tan abdestim vardı da yol üstünde camiye girip kılabilirdim. Üstümdeki kıyafete göz attım, namaz için uygundu şükür.

Caminin girişine doğru yürüdüm, ayakkabımı çıkardım ve yukarıya yöneldim.

...

Ayakkabımı yere koydum ve ayağımı geçirdim.

Allah kabul etsin aşko.

Sağol yawrum.

Yatsıyı kılıp çıkmıştım. Telefonum çalınca ekrana baktım. Annem arıyordu, tam açacakken telefon kapandı. Geri aradım ama açmadı, yine aradım ama yine açmadım. Oflamamak için kendi kendime derin nefesler aldım.

Anne, sen neden böylesin? *Yıkıkamaayaktaduranemoji

Aynısından iç ses, aynısından.

Tam o sırada annem geri aradı. Bu sefer kapatmadan hemen açtım.

"Alo, efendim annem." "Kızım çıktın mı halanlardan, neredesin?""Çıktım annem, çıktım. Yoldayım, camide kıldım da namazı. Geliyorum." "E tamam o zaman annem, gel çabucak bir de açık yer bulursan iki soda alsana bana ile babana." "Tamam annem, bakarım bulursam alırım. Allah'a emanetsin. Kapatıyorum.""Tamam kızım, sende emanet ol. Kapat kızçem."

Telefonu kapatınca iki sokak ötede açık bir bakkal gördüm. Girince kasadaki amcaya başımla selam verdim. O da bana başıyla selam verdi. Dolabın önüne gelip iki sade soda iki de limonlu soda bir de Niğde gazozu çıkardım.

Geleneğini koru knk jehdkdkjdjk

Aldıklarımın parasını ödedikten sonra kolay gelsin diyerek dükkandan çıktım. Elimde poşetlerle tam sokağın köşesinden dönecekken ileride bir çekişme dikkatimi çekti. Bir kız kolundan sürükleniyordu. Ve ağzı kapatılmıştı. Mahallenin sokakları saat 11'i geçtiğinden mütevellit boştu. Ve çoğu kişide klima olduğu için balkonda değildi. Yani görebilecek kimse yoktu.

 

Hemen o tarafa doğru giderken olayı anlamaya çalışıyordum. Tabii ki onlara seslenip saldıran kişinin bana karşı korunmasını sağlamadım ama hemen arkalarına gelmiştim. Yani kıza saldırmasına izin vermeyecektim. Sokağın köşesine geçip kızı sıkıştırınca hemen o an elimdeki poşetten bir cam şişe çıkarıp kafasına geçirdim. Adam eliyle kafasını tutup arkasını dönerken elime aldığım diğer şişeyi de hemen yüzüne geçirdim."SEN KİMSİN DE BİR KADINA BÖYLE DOKUNABİLİRSİN?!" diye bir yandan bağırırken diğer yandan kalan şişeleri de hemen kafasına vurdum. "ŞEREFSİZ! SİZİN YÜZÜNÜZDEN BİZ DIŞARI ÇIKAMIYORUZ!" Adamı bayıltana kadar kafasına bulduğum şeyleri geçirmiştim. Saldırıya uğrayan kızın hıçkırık sesleri kulağıma geliyordu ve benim sinirimi tavan yapıyordu.

Hiçbir kadın bunu haketmezdi. Hiçbirimiz bunu haketmiyorduk.

Ben bugün birini kurtarmıştım ama ya kurtulamayanlar?

Ve hep bu kadar şanslı olamıyorduk.

Mahalleli evlerinden sokaklara çıkınca ve durumu görünce benim yerimi mahalle gençleri aldı. Şuan herkes adamın üstüne çullanmıştı. Bende hemen kızın yanına geçtim. Yüzü sırılsıklam olmuş, göğsü hızla inip kalkıyordu. Bir eli göğsünün üzerinde diğer eli boğazını sarmış, gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Dizlerinin üzerine düşmüştü. Durumu çok kötü görünüyordu. Kollarına sarıldım ve bakışlarını yakalamaya çalıştım. "Hey bana bak, sakin ol. Sakin ol. Bir şey yok. Biz yanındayız korkma." Söylediklerimi tekrar ederken kızın nefes sesleri yükselmeye başladı. Sanki...

Sanki kriz geçiriyordu.

Aklıma gelen şeyle kanım buz kesti. Hemen kızın yüzünü avuçladım ve kendime çevirdim.

"Bana bak! BANA BAK!" Kızın solukları tıkanıyordu. Hemen gözlerimle üstünü taradım. Sonra yana atılan çantayı fark ettim. Onun çantası olmalıydı. Hemen alıp içine baktım. Ve astım ilacını gördüm.

Tam da tahmin ettiğim gibi...

Hemen elime aldım ve kıza döndüm. Başını dizime yatırdım ve ilacı ağzına koydum. Besmele çekerek ağzına sıktım.

Hadi be kızım hadi.

Birkaç kere daha ağzına sıktım. Yavaştan nefesi düzelirken gözlerini kapattı ve az önce alamadığı nefesi şimdi derince içine çekti. Gözlerini açıp bana bakınca gözlerinden bir yaş daha düştü.

"Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim." Endişesini almak için tebessüm ettim.

"Teşekkürlük birşey yok. Şimdi sakin ol tamam mı?" Kız da bana tebessüm etti. Gerisi tam bir kaostu.

...

Malum olaydan sonra polis gelip dayak yemiş adamı, kızı -ve görgü tanığı olarak- beni alıp götürmüşlerdi. İfadelerimizi almış, adamı tutuklamış ve bizi de geri salmışlardı. Mahalledeki emekli polisimiz Veysel abi, bizi almaya geldiklerinde kendi arabasıyla bizi takip etmiş. Sonra da ifade alımında bizle ilgilenen komisere durumu anlatmıştı. Şimdiyse bizi eve bırakacaktı. Az önce bizim sokaktan girdiği için yavaştan toparlandım. Yanımda kendisi de toparlandı. Galiba o da inecekti.

Yorucu bir gündü ve tatlımız heba oldu.

Sus iç ses, zaten yeni dindi öfkem.

Araba durunca ikimizde araba kapısını açtık ve indik. Eğilip Veysel Abi'ye baktım. O da bize döndü.

"Sağol Veysel abi. Herşey için teşekkürler. Semiha ablaya selam söyle. Allah'a emanet olun." O da tebessüm etti.

"Ne demek kızım, görevimiz. Siz de Allah'a emanet olun, babanlara selam söyle." Teşekkür ederek kapıyı kapattım.

Kız bana bakınca ben de ona baktım. "Tekrar teşekkürler." Karakola geçtiğimizden beri teşekkür edip duruyordu. Önemli olmadığını, benim yerime kim olsa aynısını yapacağını söylesem de bir türlü kendisini toparlayamamıştı.

Normal değil mi?

"Elin de yaralandı benim yüzümden, çok özür dilerim." Yara dediği şeye baktım. Şişeleri adamın kafasında parçalarken bir kaç cam parçası benimde elimi kesmişti. Allah'a şükürler olsun çok derin değildi de çok acımıyordu. Orada dövdüğümüz adama ne yaptılar, gelip yaralarını sardılar mı bilmiyordum ama oradaki kadın bir polis memuru gelip kızla da benle de ilgilenmiş, yaramı sarmıştı. Kesikler çok derin değildi ama avuç içime denk gelmişti ve sayıca çoklardı.

İnşallah o insan müsveddesinin yaralarına bakmamışlardır da kan kaybından geberip gider. Pis sapık herif.

"Artık önemi yok, eğer iyi olursan en büyük teşekkürü etmiş olursun." Dediğime karşılık yorgun bir gülümseme sundu. Bende ona gülümsedim.

Tam eve yönelecekken arkadan tekrar sesini duydum.

"Şey, adın neydi?" Kafamı geri çevirdim ve kıza baktım.

"Esila. Senin?"

"Yüsra benimki de." Başımı salladım. Yüsra güzel isimdi.

"Tamam Yüsra, bundan sonra daha dikkatli ol. Olur mu?" Bana gülümseyip başını salladı. Bende gülümsedim ve önüme dönüp dış kapıya geçtim. Arkama bakınca o da karşı evin kapısını açıyordu. O an aklıma dank etti.

Kız karşı evde oturuyordu ve ben daha yeni böyle birini mahallede görüyordum.

Karşı tarafta boş bir daire vardı. Belki de yeni birileri taşınıyordu. Yakın da öğrenirdim.

Şuan eve gidip dinlenmek istiyordum. Hızlıca içeri geçip merdivenleri aştım. Tam sessizce anahtarı kilide takacakken kapı açıldı.

Ve açan kişi gözlerindeki ateşlerle beni yakıyordu. Canım annem...

Şöyle bir yutkundum.

Gazamız mübarek olsun aşko...

...

1. Bölüm sonu

Nasıl buldunuzz? Biraz uzun oldu ama şöyle bir olaylara giriş yapayım dedim. Ama olaylar böyle hızlı ilerlemeye ek tabii kii. Biraz meraklanın hsgskdjdndnxh.

Yorumlarınızı merak ediyorum. Bölüm içinde görüşelim kuşlarım. Bölümü bir Nazım Hikmet sözüyle bitireyim bari.

​​​'Seni sevmek güzel şey,

Ümitli şey,

Dünyanın en güzel sesinden

En güzel şarkısını dinlemek gibi bir şey...'

Sizi seviyoruuuum askilebomcikolatalarımm...🤍

Allah'a emanet olun, sağlıcakla kalın.

 

 

​​​​​

 

 

 

Loading...
0%