Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.BÖLÜM

@mvsemine

 

...Sırf bunun için yaratılmadı mı o,bir anlığına da olsa yakın olmak için senin yüreğine?

İ.Turgenyev~

 

Bölüm1

OPERASYON

 

 

"Ürkek ama bir o kadarda göz alıcı."

Beni onaylayan sesler çıkardı.

"Gökyüzüne ahenkle süzülüyor "

​​​​​​Sesime şehvet katıp "aynı zamanda ateşli"diyerek son analizimi yaptım.

Analizlerimin son bulmasına vesile olan şey ise Hediye 'nin "yeter"diyerek çığlık atması oldu.

Onun bu ani yükselişlerine alışkındım.Bu yüzden tepki vermeden yüzüne boş bir bakış atmayı tercih ettim.

Şimdi yeterince saçmaladığımı, susmam gerektiğini söyleyecekti ama en edebi sözlerle sıcak kahve buharı analizime eşlik eden de o olmuştu.

"Of yeterince saçmaladın Elmas.Sus artık."

​​​​​​Sitemine gülerek göz devirdim.Hediye benim çocukluk arkadaşımdı. Her anıma şahit olmuştu.Olamadığı zamanlarda ise çekirdeğini alarak dizimin dibine oturup favori dizisini bekleyen teyzeler gibi heyecanla başımdan geçen olayı anlatmamı beklerdi.

Çok iyi bir dinleyiciydi ve aynı zamanda çok iyi akıl verirdi.Verdiği teselli de genelde "en azından içinde kalmadı kanka "olurdu.

Onu gerçekten seviyordum.

Peki ya ben kimdim?

Çoğu zaman sorardım kendime bu soruyu.İki yıl öncesine kadar beni memnun eden bir cevap bulamasamda kendimi geçiştirecek cevaplar bulurdum.

Mesela iki yıl önce ben sıradan bir polis memuru,Elmas Sevinç,Hediye'nin en yakın arkadaşı,annemin ilk göz ağrısı, babamın ilk prensesiydim.

Ama İki yıl önce kendime sorduğum "ben kimim?" sorusuna beni memnun edicek cevabı bulmuştum.

Ben Yiğit'in Elmasıydım.

İki yıl önce girmişti hayatıma Yiğit.Altı ay önce de hayatımdan aniden çıkmak zorunda kalmıştı.

​​​​​​Nasıl çıktı diye sorarsanız ona yakışır bir şekilde gittiğini belirtirdim sadece.Devamına sizin benimle birlikte şahit olmanızı isterdim çünkü.

Yiğit'in hayatımdan nasıl çıktığı şöyle dursun, girişi olaydı. "Olaydı " kelimesini cümleyi ballandırmak için kullanmamıştım.

Yİğit'in hayatıma girişi gerçekten olaylıydı.kahvemden bir yudum alarak heyecanla Hediyeye "Yiğitle nasıl tanıştığımı hatırlıyor musun?" diye sordum.

Hediye'nin telefonda olan bakışları bana döndü.

Yüzünde buruk bir gülümseme oluşurken"hatırlamam mı?"diyerek cevapladı.

 

2YIL ÖNCE

 

Başarılı insanlar risk alanlardır.Korkak insanlar ise başarısızlığa mahkumdur.Yirmi beş yıllık hayatımdan bunu öğrenmiştim.Ben başarılı olmak istiyordum.Bunun içinde risklerden en büyüğünü alıyordum.Evet tamda şuan.

Çantamdan aldığım kırmızı ruju avuç içimle sıktım. Çok kolay bir operasyon olacaktı.Hallederdim.Başka şansım yoktu!

Baş komiser Elmas Sevinçtim ben.Başarırdım.Açık bıraktığım kıvırcık siyah saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.Ardından tekrar aynaya dönerek özenle rujumu sürdüm. Gözümde takma kirpik bile vardı.Pavyondan fırlamış gibiydim.Altımda kalçama yapışan kısa mini etek üstümde ise ilk düğmelerini açık bıraktığım beyaz bir gömlek vardı.Bu operasyon benim fikrimdi o yüzden başrolünde hayat kadını olarak ben vardım.

Babam bu halimi görse polis olmamı destekler miydi? Ölürdü de desteklemezdi.

Bir restaurantın tuvaletinde operasyon için makyajımı tazeliyordum.

Operasyonun amacına gelirsek onlarca kız çocuğun hayatı söz konusuydu.Birazdan buluşacağım adam oyunculuk eğitimi vasıtasıyla onlarca genç kızı genel eve götürüp zorla tutan çetenin üyelerinden biriydi.

Ekip olarak biz ne bu evlere ulaşabilmiştik ne de bu çetenin suçunu kanıtlayacak delil bulabilmiştik.

Ama ortada dönen olayların farkındaydık.Bu rol bizi o evlerden birine götürücekti.Yer tespit cihazını ayakkabıma yerleştirdim.Çünkü telefonuma da çantamada el koyacaklardı.

Sonunda tuvaletten ayrılarak mekanın içine ilerledim.Kalabalık değildi.Gözüme ilk olarak çarpan şey sağ tarafımda kalan masada oturan Hediye ve Yusuf oldu .Onlar da bu operasyonun içindelerdi.Sivil müşteri olarak takılıyorlardı.Ürkekçe ilerledim rolüm gereği.Rezervasyon yaptığım masaya yerleştim.Adam daha gelmemişti.Yusuf ve Hediye arka masamda kalıyorlardı ama ben onların görüş alanındaydım.

Kulaklığımdan gelen sesle gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Elmas erkek olsam ilk senden."

Benim yerime cevabı Yusuf vermişti.

"Erkek olsanda seçimlerin zevksiz olurdu yani Hediye.Başkomiserim kusura bakmayın ama şuan pavyondan fırlamış gibisiniz."

Haklıydı.Hem benim için söylediklerinde hemde Hediyenin partner seçimlerinin zevksiz olduğu konusunda.

"Geliyor"diye mırıldandım.Anında kulağıma gelen şamata kesildi.

Adam masaya yaklaştığında ayaklandım.Kısa boylu ve ten rengi karanlıkta gözükmeyen cinstendi.Siyah gömleğinin onu sıktığı eşkereydi.Sonunda yanıma ulaştığında elini tokalaşmak için uzattı.Selamına karşılık verdim ve masaya geri kuruldum.Yüzündeki ifade halimden tatmin olmuş gibiydi.

Kelepçeleri bileğine takttığımda bende çok memnun olucaktım.

"Fotoğraftaki halinizden daha seksiymişsiniz Aynur Hanım"

Oturduğum yerde nazlanarak kıpırdandım.Operasyondan sonra Hediye büyük gırgır yapıcaktı bu halime .

"Teşekkür ederim Mustafa Bey.Televizyona yakışmak isterim tabiki "

Elimi avuç içine aldı.

"Sen yakışmazsan kim yakışır?"

Cilveli bir şekilde kahkaha attım.Polis olmasaydım muhtemelen oyuncu olurdu benden.

"Ee gitmek için neyi bekliyoruz?"

"Hadi gide-" sözünü yarıda kesen şey telefonun çalması oldu.

Fırsat bu fırsattı. "Sen telefon görüşmeni yapana kadar ben lavaboya gideyim sonra kalkarız."

Beni başıyla onayladığında araçtaki ekip üyelerinin dinlediği telefonumu masada bırakıp lavaboya ilerledim.

Diğer çete üyeleriyle konuştuğu her kelime bizim için çok önemliydi.

Lavaboda bir kaç dakika oyalandıktan sonra dışarı çıktım ama bir beden ağzımı kapatarak beni geri lavaboya geçirdi. Kolları çok kuvvetliydi, kurtulamadım.Ama bugünki niyetim zaten kaçırılmaktı.Her ne kadar bunun böyle olacağını tahmin etmesemde.

Bir kolunu belime dolayıp kendine yapıştırmıştı.Diğer eli ise ağzımdaydı. Rol gereği çırpınıyordum.Normalde çoktan bana değen elini kırmıştım.

Adama "hadi beni kaçır artık çok sıkıldım "diyecek halim yoktu.

"Sakin ol. Seni kaçırmıyorum. Tehlikedesin. Ben bu restaurantın şefiyim. Beni dinlemem gerekiyor."

Çırpınışım durdu.Ne oluyordu? Kaçırılmam gerekiyordu artık. Bu adam ne saçmalıyordu?

Çırpınışım durunca kollarını gevşetti.Ama hâlâ bedenim bedenine yapışık bir haldeydi.

"Seni bırakıcağım ama sakın bağırmaya falan kalkma.Beni dinle sonra istediğin yere git."

Beni bırakınca yüzümü ona döndüm.Anlık burun buruna gelince bir adım geriledim ama o kaçacağımı sandığından kolumu tekrar kavradı.

"Başkomiserim adam çoktan telefon konuşmasını bitirdi. Yanına gidebilirsiniz." Yusuf'u yanıtsız bıraktım.

Odak noktağım operasyona aniden dalan bu adamdı."Bak masandaki adam çok tehlikeli biri.Şuan ne demek istediğimi anlamıyorsun ama bana güvenmen lazım."

Bakışlarım önce bileğimi tutan eline kaydı.Sonra tekrar sürpriz yumurtadan çıkan yüzüne .

Benden biraz uzundu. Saçları kumral ve hafif kıvırcıktı.Kollarındaki kuvvetten ve omuzlarından spor yaptığı anlaşılıyordu.Hafif kirli sakallarını kaşıdığında ne diyeceğini kestiremiyordu.Göz rengi oldukça açık kahveydi .Bal rengi desem yalan söylemiş olmazdım.Bakışlarından çok sayıda duygu okudum.Tedirginlik ve endişe bunların başında geliyordu.Kısa süredeki bu analizimde polis olmamın etkisi vardı.

"Ne saçmalıyorsun?"

​​​​​​Telaşla konuştu "Saçmalamıyorum! Dinle beni."

Kollarımı önümde birleştirdim.Vaktim azdı.Bir şekilde bu adamı ayak altından almam gerekiyordu.

"Masandaki adamın telefon konuşmasını duydum. Senden bahsettiği açıktı ve genel evde mahkum olmandan söz etti."

Operasyon kendini kahraman zanneden bu adam yüzünden çöp olacaktı.Buna izin veremezdim.

Alayla güldüm." Ne saçmalıyorsun sen?"

"Saçmalamıyorum! Bana inanman gerek. Konuşmadan anladığım kadarıyla kaçırılan tek kız sen olmayacaksın.Polisi aramamız gerek."

Yüzüm anında ciddileşti.Bu adam gerçekten operasyonu bok edicekti.

Ben polisim zaten de diyemez,güvenemezdim.

"Bak sen ne yap biliyor musun?"

Ciddiyetle beni dinliyordu.

"Git yemeğine bak .Ocakta kalmıştır. Seni ilgilendirmeyen şeylere de burnunu sokma! Yanlış duymuşsun öyle birşey yok. "

Göz devirerek nefesini sıkıntıyla üfledi.

Dudaklarını araladığında seri bir şekilde bana engel olmasına izin vermeden tuvaletten çıktım ve masaya doğru ilerledim.

Böyle şansızlıklar hep benim yürüttüğüm operasyonları bulurdu zaten!

Mustafa beni gördüğünde çapkınca gülümseyip masadan ayaklandı.

Umarım bu işin sonunda kusmazdım.

Kısa bir anlığına Hediye ve Yusuf'a herşey Yolunda bakışı atıp Mustafa'nın yanına gittim.

Hesabı ödeyip geleceğini söylediğinde bakışlarım masaya döndü.Kaş göz arasında künefe yemişti.

Onu başımla onaylayıp beklemeye başladım.

"Her şey yolunda mı?"

Hediye'nin sorusuna"tuvaletten ufak bir sorun oldu ama hallettim "cevabını verdim.

Hediye "tamam "diye mırıldadığında Mustafa yanıma gelmişti.

Birlikte mekandan çıkıp arabasına doğru ilerledik.Zor olan kısım bitmişti. Bundan sonraki görev sadece beni takip edip evi basmalarıydı.

 

 *                                           

Sonunda evin içindeydim. Oda dört kişilikti.Ev ise oldukça sessizdi. Mustafa bana bu odada dinlenmem gerektiğini söyleyip gitmişti .Yarım saattir de ortalıkta yoktu.Eve getirilmiş olmama rağmen bana kibar davranmaya devam etmiş ama tahmin ettiğim gibi çantam ve telefonuma el koymuştu.üç katlı, geniş bahçeli bir villadaydık.Evin dışı da ormandı.Baskını gerçekleştirmek için benden işaret bekliyorlardı ama henüz baskının zamanı değildi.Çünkü ortalıkta kimse yoktu.Belkide kızlar başka evlerdeydiler şuan.kimseyi görmemiştim.Ekip evin yakınlarındaydı.Baskın için doğru zaman geldiğinde kulaklığımla haber verecektim.

Mustafa ben gelmeden odadan ayrılma demişti ama onu dinleyecek halim yoktu.Evi dolaşıp diğer kızların nerde olduğunu görmem gerekiyordu.

"Evi dolaşıyorum."

Kulaklıktan "dikkatli ol"diyen Faruk'un sesini duydum.

​​​​​​Seri adımlarla kapıyı aralayıp kendimi odadan dışarıya attım.

​​​​​​Üçüncü kat yani en üst kattaydım. Bu katta dört oda vardı.Hemen yanımda ki odanın kapısı ise aralıklıydı.Ses çıkarmamaya özen göstererek o tarafa doğru ilerledim.

Aralıklı kapıdan odaya göz attığımda görünürde kimse yoktu.

Mustafa'nın beni yerleştirdiği odada bir ipucu, diğer kızlara dair birşey bulamamıştım.Bu odada bulma ihtimalim vardı.Sessizce odaya süzüldüm.Bu oda da dört kişilikti.Dört tane nevresimi bozulmamış yatak vardı.

Derin bir nefes aldım.Bu hafta aksiyon rotamı aşıyordum ama dert değildi.Hayatımın olmazsa olmazı heyecandı.

Tabi bir de Hatay usulü tavuk döner.Karnım gurulduyordu.Açtım.Operasyon biter bitmez döner söyleyecektim.

Bu sefer kurcalamak için dolaplara doğru ilerlediğimde gözüm pencereye kaydı.Bu odadaki pencereden bahçenin büyük bir kısmı gözüküyordu.Pencere kenarına ilerleyip bahçeyi gözetledim.

Görünürde ağaçlar ve otlar dışında sadece bagajından insan çıkan bir araba vardı.

Bir dakika !Ne?

Gözlerimi kısıp daha dikkatli bakmaya çalıştım.Araba Mustafa'nın beni buraya getirdiği arabaydı.

Sonunda adam arabadan inip bagajın kapısını kapattı.Etrafa bakınıp dururken gözlerimi yüzünü seçmek için biraz daha kıstım.Biraz daha ve biraz daha...

Hass.!

Bu restauranttaki şefti. Bunu yaptığına inanamıyordum.Şaşkınlıltan ağzım beş karış açıldığında şok bedenimi ele geçirmişti. "Cesur adammış"diyen iç sesimi "Tam bir aptalmış"diyerek susturdum.

Operasyonu gerçekten mahfedicekti.Adamların onu görmesi an meselesiydi!

Adamlar kendini kahraman zanneden şefi görmeden onun yanıma almalıydım.

Kapıdan bahçeye inmem hep tehlikeli hem çok uzun sürerdi. Pencereyi kullanıcaktım.

Pencereyi açıp aşağıya baktım. Üçüncü katta olduğum için direkt atlarsam ayağımı incitirdim. İlk önce ikinci kata ordan da bahçeye atlayacaktım. Önce camın kenarına oturup bacaklarımı sarkıttım.Etrafa bakındığımda şeften başka kimse yoktu.Arabanın kenarına kabak gibi yakalanmayı bekliyordu resmen.Operasyon bittikten sonra ben ona ne yapacağımı biliyordum!

Sırtımı bahçeye verip camın kenarına tutunarak bedenimi ikinci kata sarkıttım. Bir kaç saniye ikinci kattaki pencereyi aradıktan sonra buldum. Cama tekme atamayı deneyerek pencerenin açık olup olmadığını anlamaya çalıştım ve ayağım boşluğa gittiği için açıktı.

Kendimi sallandırarak ikinci katın penceresinden ikinci kattaki odaya girdim. Odada birileri olabilirdi ama risk almak polisliğin doğasında vardı.

İkinci katın penceresinden de önce bacaklarımı sarkıttım .Ardından da bedenimi bahçeye bıraktım.

Dizlerimin üzerine düşmüştüm ama alışkındım bu acıya.Kendimi hızlıca toparlayarak ayağa kalktım.Şef beni çoktan fark etmişti.Alık gibi bakıyordu ama umrumda değildi! koşarak yanına gittim.

"Nasıl yaptın bunu?"diyerek bağırdı.

Ona cesur diyen iç sesim hemen şuan utanmalıydı.Herşeyi geçtim bilinçsiz yükselen sesi bizi yakalatıcaktı. Avuç içimle ağzını hızlı bir şekilde kapadım.

"Kes sesini yakalanıcaz senin yüzünden!"

Karamel gözleri şaşkınlıkla büyüdü.Elimi geri çektiğimde konuşmasına izin verdim.

"Sen nasıl üçüncü kattan öylece indin?"

Göz devirdim."Senin yüzünden aptal!"diye bağırmak vardı ama yapmadım.Onun yerine "Basit.Sadece etek biraz zorladı."dedim.

Gözleri anlık eteğime kaydı.Yandaki yırtmacı kalçama kadar açılmış, mini olan boyu daha da kısalmıştı.

Bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattı.

Ondan önce davranarak ilk konuşan ben oldum.

"Canına mı susadın sen?Araba bagajında gelmek ne demek?Seni biri görmüş olsaydı şuan yaşamıyor olurdun!"

Yeni çıkmaya başlayan sakalını kaşıdı.Ne yaptığının şuan farkına varıyordu.

"Burda ne oluyor ?Kimsin sen ?"

​​​​​​Sorusuna " Asıl sen kimsin? "diye çıkıştım.

Gerçekten sabrım deneniyordu şuan!

"Araba bagajına gizlice girmek ne demek?!Sen kendini süper kahraman mı zannediyorsun?"

Yüzüne ukala bir gülüş kuşandı.

"Genede Yiğit derler." Yüzündeki ukalalık sesine de bulaşmıştı.

Tam ona haddini bildiricekken Mustafa'nın sesiyle ikimizin birden susması bir oldu.

 

"Lan karı yoksa sen bize tuzak mı kurdun?"

Bir kaç saniye şef ,ben ve Mustafa öylece birbirimize baktık. Bir kaç saniyeyi geçmemiştir ama bir an ağır çekimde olduğumuzu düşündüm.Ortam Bihter ve Behlül'ü yakalayan Beşir havasındaydı.

İçimden şefe sövdükten sonra kulaklığıma "şimdi" diye konuştum.

 

 

BÖLÜM SONU

 

 

Hikayeyi toparlayabilmek adına olaylar bu kadar hızlı gelişti.Diğer bölümlerde herşeyi sindire sindire okuyacağız.Bir sonraki bölümde buluşalım 🌻

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​​​

​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​

 

 

​​​​​

​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​

​​

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​​​

 

​​​​​​

 

 

 

​​​​​​

 

 

​​​​​

 

 

 

 

​​​​​

​​​​​

​​​​

 

 

​​​​​

 

 

 

 

 

 

​​​​​​.

 

 

​​​​​

 

 

 

 

​​​​​

 

 

 

 

​​​​​​

​​​

 

​​​​​

 

​​​​​

 

 

Loading...
0%