Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. BÖLÜM

@mvsemine

KEYİFLİ OKUMALAR 🌻

 

 

BÖLÜM 3

İLK NOT

 

 

2 YIL ÖNCE

İnsanın en çaresiz anı hisleri tarafından ele geçirildiği andı.Hisler aklı mağlup ettiğinde insanın yaslanıcak bir duvarı olmaması felaketiydi.Peki duvarını içinde inşa etmiş bir insanın ruhu, o duvarın enkazında kaldığında ne yapmalıydı?

Karşımdaki manzarama bakarak çayımdan keyifle bir yudum aldım.

"Höbürdetme şunu!"

Umursamadan höpürdeterek bir yudum daha aldım.

Sabır çekerek göz devirdi.

Şuan aklımla değil,tamamen duygularımla hareket ediyordum. Hislerim aklımı tamamen ele geçirmişti.Yaptığım şey yasal bile değildi ama o bunu bilmiyordu.

"Beni burda suçsuz yere tutman yasal değil!"

Biliyormuştu ama dert değildi.

Elimdeki kupa bardağına dudak büzdüm.Çayım bitmişti.

Çayımı tazelemek için nezarethanenin kapısına doğru ilerleyen adımlarım, parmaklıklar arkasındaki bedenden gelen sesle durdu.

"İtiraf etsene."

​​​​​​Olduğum yerde durup ağır hareketlerle arkamı döndüm.

​​​​​​Göz göze geldiğimizde oldukça açık kahve gözlerinde bilmiş bir eda vardı.

"Neyi?"

Elini saçına daldırarak kumral saçlarını biraz daha dağıttı.

"Beni burda tutmanın tek bir amacı olabilir."

Tam karşısında durdum.Aramızda sadece siyah parmaklıklar vardı.

"Neymiş o amaç?" diye sordum.

Hafifçe güldü.Dudak kenarının hemen yanında oluşan gamzesini şuan fark ediyordum.Derin sayılmazdı.Yüzüne tatlı bir hava katmıştı.Espirli bir konuşma tarzı olmasına rağmen ses tonu ve bakışları oldukça sertti.Gamzesi onu daha masum göstermişti.

Zaten bu kadar cesur ve iyi niyetli bir adam sadece masum olurdu.

Evet masum bir adamı nezarete tıkmıştım. Niyeti her ne kadar iyi olursa olsun onun yüzünden operasyon mahvoluyordu.Ülkenin askeri ve polisi vardı.Bunları yok sayıp kendini kahraman ilan etmesinin elbette bir cezası olacaktı.Bu ceza her ne kadar yasal olmasada onun iyiliği içindi.Geceyi nezarette geçirmek aklını başına getirirdi.Amerikan dizilerinde değildik.O da bir örümcek adam değildi.Ne bekliyordu?Beni kurtardıktan sonra binaya tersten asılıp beni öpeceğini falan mı?

"İyi niyetli olduğunu nerden biliyorsun?" diyen iç sesim ise gereksiz şüpheliydi.

Adam hiç tanımadığı bir kadın için hayatını tehlikeye atmıştı.

Yüzüne merakla bakarken sorumu yeniledim.

"Sana diyorum! Neymiş benim seni burda tutma amacım?"

İki eliyle demir parmaklıkları kavradı.Eli damarlıydı ama benim ilgimi çeken tırnak kenarlarındaki yaralardı. Ergen gibi tırnak yemiyordu umarım.

Yüzünü parmaklıkara dayadı.

"Etkilendin benden.Beni buraya kapatıp karşımda çay içmende bir çeşit fantezi türü.Suçsuz yere burda olmamın başka açıklaması olamaz."

Yüzüm ne hâl aldı hiç bir fikrim yoktu.Ama oldukça şaşırmıştım.

Adam yürüyen ego!

Vay anasını sayın seyirciler!

İfademi hızlıca toparladım.Tek kaşım çocuklar duymasın Haluk gibi "ba ba ba ba"dercesine havlandı.

Bu sefer ben ellerimle sardım parmaklıkları. Ellerim ellerinin hemen altında duruyordu.Teni tenime değmişti ama ikimizinde umrunda değildi bu.Odak noktamız gözlerimizdi.Gözlerindeki ifadeyi ilk defa seçememiştim.Ama karamel gözleri yüzümün her zerresini tarıyordu.

Çözmek istiyordu.Bir günde hayatına bu kadar dahil olan kadın kimdi?

Bunu sorguluyordu.

Oysa hayatıma bir anda kapımı çalmadan dahil olan o olmuştu.

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan sorumlu polise seslendim.

"Enes!"

"Buyurun başkomiserim."

"Arkadaşı bir saat daha misafir edelim,sonra uğurlayalım."

Yüzüme hayretler içinde bakmıştı.

"Zevk alıyorsun değil mi?"

Kesinlikle alıyordum ama profösyenel bir polis gibi konuşmayı tercih ettim.

"Suçlu dolu olan bir evde yakalandın.Normalde işin savcılığa taşınması gerekirdi ama sorgunda buna gerek duymadık.Ama emin olmadığımız bir kaç şey daha var.O yüzden bir saat daha misafirimizsin."

Yalandı. Ama kimeneydi?

Enes'e tebessüm ederek ortamdan ayrıldım.

~~~

 

​​​​YAZARIN ANLATIMIYLA.

Tavandaki noktaları sayarken aklına yine aynı yüz geldi.Umutsuzca başını iki yana salladı Yiğit.Tam bir baş belasıydı Elmas.Bunun farkındaydı.

"Çok bilmiş"diye bir başka düşüncesini de dile getirdi.Ardından baş hareketiyle kendini onayladı.

En son can dostuyla birlikte yemek yapıyordu.Bir gün içerisinde başına gelen şeylere inanamıyordu.

Merhametinin insanlara fazla olduğunun farkındaydı ama onun doğrusu buydu.Bu hayatta en çok mahrum kaldığı şeydi merhamet.Belki bundandı mazlumu görmemezlikten gelememesi,düşene ilk el uzatanın o olması.

Çoğu zaman yaptığı iyiliğin karşılığını görmemişti ama merhametinin karşılığını hiç bir zaman beklememişti.

İsyan etmesine neden olan tek şey yaptığı iyiliğin karşılığının ceza olmasıydı.Buna bir türlü anlam verememişti.

Aklına Elmas'ın haset eder gibi çay içmesi gelince küfür mırıldandı.

Teşekkür edeceğine yaptığı şeye aklı ermiyordu!

Duyduğu sesle yerde olan bakışlarını polis memuruna çevirdi.

"Serbestsin."

Dizlerinden destek alarak ayağa kalktı.

"Bir saatin dolduğunu sanmıyorum."

"Şansını zorlama istersen?!"cevabını aldı polis memurundan.

Daha fazla burda durmak istemiyordu.

Cep telefonunu alarak kendini karakolun kolidoruna attı.

Kapalı olan telefonunu açtığında bildirimler henüz gelmemişti.

"Ulan bu kadar mı yalnızım!"diye sitem ettiğinde ekran düşen bildirimle memnuniyetle gülümsedi.

Kirvem' den 12 cevapsız çağrı.

Kirvem' den 1 mesaj.

Mesaj bildirimine tıkladı.

Ulan pezevenk !Kitledin bütün mutfağı bana, feleğim şaştı.Hangi bok çukurundaysan hızlı çık.En güzeline sokucam seni.

​​​​​​Ekranda gördüğü sevgi dolu mesajla gururlandı.

Dostunu gerçekten iyi seçmişti.

Aynı sevgi seviyesinde mesaja cevap vericekken telefonu çaldı.

Ekrandaki yazı şaşırtmamıştı.

Kirvem arıyor.

"Söyle hayatım."

"Ulan!"

Derin bir nefes aldı telefondaki ses.Cümlesini toparlayamıyor gibiydi.

"Ulan nerdesin sen?"

"Çok mu özledin."

Telefondan gelen sesin ciddi anlamda sinirli olduğunu biliyordu ama bir yerlerine takmamıştı.

"Karakoldayım."

Bir kaç saniye karşı taraftan ses gelmemişti.Muhtemelen sakinleşmek için imanlı tarafına baş vuruyordu.

"Abi bir kere de seni ,siktiğimin sokaklarına yalnız saldığımda bir boka karışma."

"Önemli birşey değil "diye mırıldandı Yiğit.

Yediği azar ise umrunda değildi . Alışıktı.Gücenmiyordu da.

Çünkü arkadaşı tanıyordu onu.Endişelenmekte ve bundan dolayı sinirlenmekte haklıydı.

"Konum at ,alıcam seni " dedi telefondaki ses.

"Tamam " diye mırıldandıp kapattı telefonu Yiğit.

Her tarafı ağırıyordu.Malum yoğun ve hızlı bir gün geçirmişti.

Bagajda yolculuk yapmış,kuş kadar bagaj bedenine oldukça dar gelmişti.

Şuan tek istediği yorganın soğuk tarafına sarılıp uyumaktı.

Ama burdan ayrılmadan son kez görmek istediği bir yüz vard.

 

Elmas.

​​​​

Şuan göz altında değildi.Suçlu katagorisinin onunla uzaktan yakından alakası yoktu.

Normal insanlar gibi ona soru sorabilirdi.

Kahve makinesinin önünde duran kadını tanıyordu.Elmas'ın yanında görmüştü bugün.

Dua ediyordu ki Elmas'ın yakın arkadaşı olmamış olsundu.

Aksi takdirde aynı hamurdan olma ihtimali çok yüksek olurdu ve bir kadın tarafından daha terslenmek istemiyordu.

Alışık olduğun bir şey değildi kadınların onu reddetmesi.

Sporcu fiziği ve kemikli yüzü şöyle dursun,kadınları en çok etkileyen şey yaptığı yemeklerdi.

Elmas'ın onu bu kadar çok terslemesi sinirini bozmuştu.

Yanlış birşey yapmadığına emindi.

Haksızlığa uğradığını düşünüyordu ve bu sebepten mi bilinmez Elmas'ın onu görünmez bir iple kendine çektiğini düşünüyordu.

Kumral saçlarını her zaman ki gibi sıkı bir at kuyruğu yapmıştı Hediye.

Kafeyine düşkünlüğü çok fazlaydı.Kaçıncı kupası olduğunu saymadan acı kahvesini yudumladı.

Ona doğru gelen bedeni fark etmiş ama görmemezlikten gelmişti.

Sosyal pili belli bir saatten sonra tükeniyordu.Şuan görev deseler en önde o olurdu ama konuşmak için hali yoktu.Bugün uzun zamandır peşinde oldukları çeteyi çökertmişlerdi.Şuan sadece sessizce zafer kahvesini yudumlamak istiyordu.

Lakin olmadı.

Beyaz t-shirtli ve koyu renk pantolonuyla Yiğit tam karşısında durmuştu.

​​​​​​Gözlerinin kesişmesine rağmen Hediye sessizliğini koruyarak kahvesini yudumlamaya devam etti.

"Elmas nerde?"

Daha resmi sorması gerekiyordu .

Kendine kızarak yanağının içini dişledi Yiğit.

Hediye Elmas'a göre daha soğuk bir tipti.

En nefret ettiği şey açıklama yapmaktı insanlara.

Ama bugün diğer günlere göre iyi günündeydi.Ekstra birşey olmamasına rağmen öyle hissediyordu.

​​​​​​"Kolidordun sonunda Müdür'ün odası var, yanında kalan oda."

​​​​Yiğit bu kadar basit olacağını düşünmüyordu.

Sorusu yüzünde sorguya alınacağını bile düşünmüştü hatta.

Şaşırmıştı ama şaşkınlığını çok iyi gizleyerek "eyvallah" dedi.

Normalde Hediye'nin sorgusundan mahrum kalmazdı şuan ama Hediye modunda değildi.

Seri adımlarla kolidorun sonuna doğru ilerleyip Hediye'nin tarif ettiği odanın önünde durdu .

Kapı açıktı.

Yinede kapıyı tıklattı. Elmas'tan şuan herşeyi beklerdi.kapıyı tıklatmadığı için tekrar nezarete kapatılsa şaşırmazdı.

Bugün o hale gelmişti.

Kapıyı tıklattıktan sonra"gel"emrini duymadan içeriye daldı.

Masaya baktığında Elmas'ı görmemişti.

Ona yetişemeden gitmiş miydi?

Bakışlarını oda da gezdirdi.

Masasına doğru ilerledi.

Masanın üzerinde gördüğü onlarca dağınık dosyaya yüzünü buruşturdu.

Hani polislik titiz bir işti?

Bu kız resmen dağınıktı!

Mavi dosyaların altında kalmış çerçeveye ilerledi eli.

Başta her ne kadar tereddüt etsede galip gelen Yiğit'in merağı olmuştu.

Çerçeveyi eline aldığında fotoğraf karesi srıtmasına neden oldu.

Komik bir fotoğraf değildi, hoşuna gittiği için sırıtıyordu.

Elmas ayçiçeği tarlasındaydı.

Çiçeğin yüzü ona dönmüş,onun yüzü ise kameraya.Gülümsüyordu.

Üstünde ince askılı, beyaz renkte mini bir elbise vardı.

Beyaz, esmer teninde kusursuz duruyordu .Lüle lüle saçlar şimdiki halinden daha uzundu ve her bir teli rüzgârın ahengine kapılmıştı.

Sanırım ilk defa esmer bir kızı etkileyici buluyordu Yiğit.

Onun için normalde sarışınların olduğu yerde esmerler getir götür yapardı.

Fotağrafı aldığı yere koydu.

Tabi daha düzenli bir şekilde.

Ardından gözüne çarpan turuncu renkteki not kağıdını kopardı.

Kutu kalemlikten tükenmez kalemi alarak özenle yazmaya başladı.

 

"Adalet sadece somut şeyleri desteklemez.Duyguların da adalete ihtiyacı vardır.Yarın 9 'da sahil yürüyüşü?"

 

Yiğit'in bakışları tekrar masadaki fotoğrafa kaydı.

İçinden bir ses gün bitmiş olsada bu hikeyenin burda bitmeyeceğini söylüyordu.

Elmasla karşılaşmıştı kader sayesinde ama yan yana devam etmeleri onun gayreti sayesinde olacaktı....

 

 

 

BÖLÜM SONU

 

Umarım buraya kadar sıkılmadan gelmişsinizdir:)

Not;Bölüm uzunluğu artacaktır.

 

                
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​​

 

 

​​​​​​

​​​​​​​​​​

​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​​​

​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​

​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​

 

 

​​

 

Loading...
0%