

Sevimsiz gibi gözükerek arabanın yolunu tuttum. Arabanın önüne geldiğimde arkadan yavaş yavaş geldiğini fark ettim. Sinirli tonlarla konuşarak yüzüne haykırdım.
"Lanet olası arabanın önüne gelecek misin?! Yoksa ben burda ağaç mı olayım!"
Sırıtarak üstüme doğru gelmeye başladı, o anki panikle geriye doğru ilerlemeye başladım. Araba ile arasına alarak yüzüme eğildi ve konuştu.
"Senin gibi bir kızın hoş olmayan sözcükler kullanmasını yakıştıramadım güzelim.. Eğer ki o ağzını susturmamı istemiyorsan çeneni kapatmanın öneririm."
Tek kaşımı kaldırıp meydan okurcasına tısladım. "Nasıl susturacakmışsın beni?"
Yandan bakıp düz gözlerle baktı. "Devamına gerek yok, Hadi bin şimdi arabaya."
Diyerek sıcak nefesini yüzüme verdi. Yüzlerimiz o kadar yakınken hem sinirli, hemde heyecanlanmıştım. Tanrım! Neler oluyor bana böyle!
Üstümden eğilip şoför koltuğuna doğru ilerledi. Bende arabaya binip üstümü düzeltmeye çalıştım. Lanet olsun neden bu kadar kısa giymiştim?!
Rahatsız olduğumu anlayarak bıkkın nefes verip konuştu.
"Kızım madem rahatsız oluyorsun niye giyiyorsun bu kadar kısa?"
Çok mu biliyorsun sen diye bakış attım. "Canım istedi giydim. Ne var bunda?"
Elini bacağımın üstüne koyup konuştu.
"Oradaki erkeklerin bakmasından başka bir şey yok."
Sinirli halde bana bakarken garip bir şekilde etkilenmiştim. Sinirden kasılan çenesi beni sahiplenmeye çalıştığını anlatmaya çalışıyor gibiydi.
"Arkada sana göre bir ceket var, al ve onu ört."
Arkaya baktığımda ceketi görmüştüm. Araba çalıştığında artık aşağıya inemezdim, bundan dolayı eğilerek almaya çalıştım. O sırada da Yağızın bir küfür saydığını duydum.
Mekanın önüne gelince arabadan inecekken konuştu.
"Bekle."
Arabadan inip kapının yanına geldi. Açıp önüme geçti ve iki elimden tutarak indirdi. Bizimkiler de geldiğinde artık tamamlanmıştık.
İçeri girdiğimiz de kafayı yemiş, evet tam olarak kafayı yemiş insanlar gördüm. Sarhoş olup delicesine dans edenler, orasına burasına dokunup sevişen- a pardon öpüşenler ve daha bir çok iğrenç şey.
Gecenin sonunda bizimkilerin de böyle olmaması için dua ederek masaya geçtik. Koltuklara yayıldığımız da abim konuştu.
"Afra sen içki içme."
Kaşlarımı çatarak ona döndüm.
" Pardon? Niye içmiyorum siz içiyorsunuz ama"
Konuşacağı sırada sözünü bölüp devam ettim.
" Gecenin sonunda buradakiler gibi olmayacağımı hepimiz biliyoruz abi."
Bıkkın nefes vererek koltuğa sindi. Masa alkollerle donatılırken Buket ve Ece'yi yanıma aldım.
Üç kız kendi aramızda hem insanları süzüp onları konuşurken, hem de kafamıza içkiyi gömüyorduk.
Yazar anlatışıyla
Gecenin sonunda üç kız delicesine sarhoş olmuş kahkahalar atıyorlardı. Buket burak' ın yanında, Ece Keremin Afra da yağızın yanında cilveşiyordu.
Afra çapkın gözlerle bakıp daha da süzüldü. "Yağıızz.. Gerçekten çook kırıcışın, insan gibi arabaya bindiremez miydin?!"
Ne yapacağını bilemeyen Yağız alttan almaya çalışıyordu. "Kusura bakma güzelim bir dahakine daha nazik olurum."
Afra sinirli bakışlarla ona baktı. "Lanet olası bir arabaya da gelemiyorsun!"
Yağız küfürüm ardından çapkınca bakıp söylendi." O güzel ağzına küfür yakışmadığını söylemiştim güzelim.. evimize gidelim yapacaklarımı göreceksin..."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |