@mydarkqueene
|
Dağlık arazilerin çam kokusu, ağaç dallarının hışırtısı.. huzurlu bir mekanda bulunmak için fazla gergin bir ortamdı.
Taehyung bunun aksine çok rahat yürüyordu. Nerden ne çıkacağını ezberlemiş gibi adımlarına uymaya çalışıyordum. Arada konuşuyordu ama ben ne dediğini anlayamıyordum. Yüzüne vuran guneş ışığı kızıl tutamları belli edip altın bir heykel gibi bana sunuyordu kendini. Şaşırmıyordum buna. Tanrı güzelliği tabiri bu çocuktan mı türemişti acaba?
Üstüme asker üniforması yerine benim için satın aldığı büyük beden kıyafetlerden giyindiğim için rahattım.
"Burada durmalıyız!"
Dediğinde bana döndü. Kaşları çatılmıştı.
"Bir sorun var. Askerlerin tuzaklarının bazıları ortada yok."
"Bunu tek fark eden ben değilim sanırım."
Taehyung'un arkasına baktığımda bunun Jimin adlı o sersem çocuk olduğunu fark ettim. Taehyung ona yaklaşıp el ele tokalaştı. Dostluklarına sözüm yoktu ama fazlasında gözüm vardı.
"Ne oldu burada Jimin?"
"Çekiliyorlar. Bence bu fırsatı değerlendirmeliyiz! Bu her zaman olmaz."
Jimin beni tanıdığı için yanıma gelip elini uzattı.
"Sen şu Binbaşı olmalısın. Demek geri döndün."
Taehyung utana sıkıla araya girdi.
"Aslında hiç gitmemiş Jimin."
"Ne?"
"Planınızı biliyorum. Ama siz de şunu bilin. Hiçbir sessizlik hayra alamet değildir!"
Jimin daha şaşıramadan korkuyla Taehyung'un yüzüne baktı.
"Bu ne demek oluyor?"
"Bu bir tuzak! Küçük tuzakları ezberleyen kişiler illaki kaçmak için kolay yolu seçer.. kendi çıkışımızı kendimiz yapmalıyız. Yanisi delikanlı dediklerin olamaz."
Elimi Taehyung'a uzattım. Elimi tereddüt etmeden tuttuğu gibi yanıma çektim onu. Daha önceden gordüğüm bir noktayı ona gösterdim. Yüzümü ona yaklaştırıp gösterdiğim yere dikkatle baktı.
"Orada bir izleme noktası var. Yeni olmalı yapraklar yeni kopartılıp üstüne konmuş. Hatta askerlerin dürbünü bile ilk bakışta anlaşılamıyor."
Dediğim gibi Taehyung'un yüzüne baktığımda dediklerim yerine bana bakıp daldığını fark ettiğimde yarım ağız gülmeden edemedim.
Benden etkilenmişti..
Kendine gelip utana sıkıla bahsettiğim yere baktığında kaşlarını birleştirmesi bir oldu.
"Haklısın. Askerler küme halinde değil nokta nokta izleme noktası konarak ilerliyor. Bu demek oluyor ki silahlı kuvvetler komutanlığı başka bir yerde. Bir şey olmuş olmalı.."
"Bu yoldan gidemeyiz.. ama bir arkadaşıma ulaşabilirim. Ekip için kullandığım telsizler hala senin evinde değil mi?"
Dediğimde başını salladı.
"Güzel. Yoongi illaki bir açık bulur."
Jimin anlamaz gözlerle bana baktı.
"Yoongi de kim?"
Yarım ağız gülerek ona baktım.
"Zamanı geldiğinde anlayacaksın zaten. Yoongi benim çocukluk arkadaşım."
Taehyung çekingen bir şekilde bana baktı. Gözlerindeki korkuya dayanamayıp ona sarıldım. Başını göğsüme saklayıp kendini bana kapatırken dayanamayıp kömür karası kızıl saçlarını öptüm.
"Buradan gideceğiz Taehyung! Sakın kendini korkutma küçüğüm.." |
0% |