Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5|"Yabani Toprakların Cennet Bahçesi"

@mydarkqueene

Yarı baygın gözlerle Taehyung'u izliyordum. Saçlarına sürekli sürdüğü kömürden dolayı ellerinde yarım yamalak kömür izi vardı. Sürekli çantasına birkaç eşya ekleyip dışarıyı kontrol ediyordu.

 

Bu gizemli çocuk kim bilir hangi hayatlara karışıp kendini gizlemeye çalışıyordu. Acı feryatlara dayanmak kolay değildir. Kaç defa yüreği parçalanan şehit annesi gördüm. Bazıları feryat figan dağlara sığmaz, bazılarıysa dimdik durup 'vatan sağolsun' der.

 

Taehyung bunların yanından bile geçmezdi.. ecelde bizi bekleyen ölüm meleği gibi duruyordu. Sürekli kolundaki saate bakıp yolunu tuttuğu gizli bir sancak gibi taşıyordu kolundaki saati.

 

Anlamıştım bir şeyler çevirdiğini. Bana bile bakamıyordu yoğunluğundan dolayı.

 

Belki dünün de etkisi vardı. Ona cevap vermediğim için gecenin yarısında hıçkırık sesi duyup sırtını bana dönmüştü. Ne kadar seslensem de bana bakmamıştı. Kırıldığını anlayabiliyorum hatta onu anlamak için uğraşıyorum. Garip davranıp sürekli bana sığındığı bedenimi artık istemeyi reddetmişti.

 

Sonunda durduğunda kapının önünde gerginlikle derin nefesler alıyordu. Bakışlarındaki kararlılık arası korku sabit bir biçimde anlaşılıyordu. Dayanamıyor gibi hissettiğine bahse girerim. Dili damaği kurumuş gibi yutkundu olduğu yerde.

 

"Nereye gidiyorsun?"

 

Bakışlarında gizli bir soğukluk hissetsem de tekrar önüne döndü. Bana karşı duvar kuruyordu. Gece bana alışmak istediğini söyleyen çocuktan çok farklıydı.

 

"Senin olmayacağın bir yere."

 

"Benim olmayacağım tek yer cennettir yavru kaplan. Cennetin çocuğu gibi konuşuyorsun."

 

Hırsla bana döndü. Bakışlarında ciddiyet akıyordu. Çenesini sıkmaktan kıracak gibi duruyordu. Ellerini yumruk yapmış olsa da kendini toplarladı.

 

"Benden ne duymak istiyorsun? Özgürlük mü? Artık özgürsün.. çıkış mı istiyorsun? Onu bende bilmiyorum.. tek bildiğim şey beni yanında istemediğin Binbaşı Jeon Jungkook."

 

Dediği gibi tekrar arkasını dönüp kapı kulbunu tuttu. Derin bir nefes alıp başını arkaya çevirip ihtişamla gözlere çarpan bakışları benim yaban toprağıma bakmıştı.

 

"Bütün gün evde olmayacağım. Senden tek istediğim.. Akşam saatlerinde evimde olma! Cennete girdin mi bilmem ama, ben seni benim evimden kovuyorum!"

 

Kapıya sertçe asılıp açtığı gibi yüzüme parçalamak ister gibi kapatmıştı. Yarım ağız sırıttım sadece.

 

Ne tatlı bir isyandır bu..

 

Senin cennetin kuralsız deyip de kurallarla çevrili iken benim yabani topraklarımdaki kuralsız dünyada senin cennet bahçen yaşar mı zannediyorsun?..

Loading...
0%