Neden buradasın hüzün kovan kuşu? O kadar geldiğin yol dağın taşın arasında oturup gözyaşı dökmek için miydi?

Saldın gözyaşlarını biçim biçim, ne durmaz nehir oldu için..

Bir uçurumun kenarında ağaca yaslanmış manzaraya karşı gözyaşı döküp dalmış gitmiş haliyle bitap düşmüştü Taehyung. Elinde dalla bir yandan ucunu sivriltip nasıl olduğuna bakıyordu. Sürekli biri geldi mi gelmedi mi diye diken ucunda oturuyordu.

Bense gizli gizli onu takip ediyordum. Açıkçası derdinin ne olduğunu bilmeden yanından gitmek istemedim. Benim yokluğum askeriyede anlaşılır bir vaziyetteydi. Benimse salak gibi tek derdim Taehyung olmuştu.

Onu düşünmek istemiyorum. Yavru kaplan ucunu sivriltip hazır hale getirdiği dalı bir sinirle yere saplandığı anda dikkatle baktım ona.

"Nerde kaldın Jimin! Ağaç oldum burada.. siktir yaa!"

Dediği gibi oturduğu yerden kalkarken arkadan birinin sesi duyuldu. İnce ve bir o kadar güzel sesi vardı. Minyon tipli, siyah saçlı ve beyaz teniyle delikanlı duruyordu karşısında.

"Biraz daha küfür etsene. Küfür arsızı olmak çok zor biliyorsun."

İkili bir anda gülüp birbirlerine sarıldığında onlara yakın olacak şekilde konum değiştirip daha yakından izlemeye başladım. İkisi sevinçten havalara uçarken sırtlarına vurup eğlenerek birbirlerini kaldırıyordu. Tabi Jimin o sırada kaldırırken yanlışlıkla belini açtığında dişlerimi sıktım!

Hem ince beli vardı hemde dokunmasına izin veriyordu! Başımı anlık sabır dilemek için yana çevirip derin nefes aldım.

Dayanmalı ve bu ikisinin ne çevirdiğini öğrenmelisin, Jungkook!

Sen bu değilsin, Jungkook!

İstediğin zaman içinden geçip buradan siktir olabilirsin, Jungkook!

"Yolun buraya gelmesey di benim sana yolum düşecekti Jimin! Çok özledim seni."

"Seni ahmak en fazla 3 veya 4 gün görüşmedik! Tutturdu ki bir askerin peşinden koşacak! Ah bu arada. O askere ne oldu?"

Taehyung'un yüzü düştü. En ihtiyacı olan yerde bir anda terk edilmiş hissini ta buradan hissetmiştim. Yeşil gözleri manzaraya dikmiş iken uzakta kalan deli akan nehre sabitledi.

"O asker, Binbaşı Jeon Jungkook.. sabah gitmesini istedim."

"Ulan salak! Hani bize katılmasını rica edecektik lan ne oldu plana! Niye kovup gönderdin adamı evinden! Tek başına buradan gidebilmesi imkansız amk!"

Taehyung'un gözleri sulanmaya başladığında ellerinin tersiyle gözlerini silip burnunu çekti.

"Biliyorum.. bunu yapacaktık ama Jimin, ya bizi ifşalar ise biz ne yaparız! Adam asker? Kaçtık mı bizi yakalaması an meselesi olur!"

Jimin anlık bir durma yaşadı. Taehyung kendini baygınlık geçirir gibi yere atıp otururken Jimin de onun yanına oturdu.

Bunların gizledikleri şey ne olabilir ki?

"Haklısın.. o kadar yapılan şey burada yasak ama orada neden yasak olsun ki Taehyung!"

"Ya bizi teslim ederse Jimin! Bütün plan çöp olur.. o kadar yasak film, dizi ve müzik sattıktan sonra hemde.. biz o parayla sürgünden kurtardığımız askerleri kullanıp buradan gideceğiz! Bunu o adam yüzünden riske atamam.. Zaten beni yanında istemiyor!"

"Dostum sakin ol. İster o Binbaşı olsun veya isterse olmasın, biz buradan gideceğiz!"

Taehyung bir anda hırsla Jimin'e baktı.

Gözünü kan bürümüştü!

"Ve intikamımı alacağım! Beni buraya satan ailemi bulup onları yok edeceğim!"

Jimin elini omuzuna atıp ona destek verdi.

Taehyung'un kini, Jimin için ölüm farmanı gibiydi. Gözlerinde olacakların hırsı yatıyordu. Deli kanı gençlerde temiz akar derlerdi oysa.. ikisinin de kanından buz akıyordu!

"Bunu birlikte yapacağız, kardeşim!"

.

.

.

.

.

Merhaba! Umarım kitap sizin için güzel gidiyordur.. açıkçası içimde kötü bir his var. Kitap kötü olacak diye çok korkuyorum! Acaba beğenmediğiniz yer olursa bana der misiniz?

Sizinle tanışmak da isterim! Şahsen sizler de benim için önemlisiniz. Sizinle tanışıp arkadaş olmak çok güzel olur benim için (⁠ ⁠ꈍ⁠ᴗ⁠ꈍ⁠)

Lütfen o ve yorumlarınızı eksik etmede. Okursanız çok memnun olurum! Kendinize dikkat edin ve sağlıkla kalın. Bir sonraki bolüma kadar görüşürüz..

✨ ✨ 🐇❤️‍🔥🐯 ✨ ✨