Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2| Şeytanın Üzüntüsü

@mydarkqueene

Acımı katlanılmaz kılan neydi? Sonsuz bir paradoksun içinde ben hangi sayıya kapılıp da derinlerde kaybolmuştum.. Bu sonsuzluğun içinde deliler gibi kendimi unutabilir miydim? Ahh.. bir serap görmek kadar olurdu. Sarsıntılar içinde yaşıyorum, Yanlış dünyanın insanı olup, bu hayatı sevmek zorunda kalıyorum.. Yapayanlızım!

Kafamı ütüleyen telefonun zil sesine bir sinirle elime alıp arayan kişi kim diye baktım. O kaltak kadın beni arayıp duruyordu. Her seferinde bu acıyı unutabilmek için dibimde tuttuğum sürtük dayanamadığım bir anda içkiliyken gelmişti. Her zamanki gibi yalnız başıma barın bana ait olan ofisinde içkimi içip ağlıyordum. Geldiğinde kendimi düzeltmiştim ama sevişip birlikte olduğumuz sırada kendimi tutamayıp ağladığım anda bana tokat atıp kaçmıştı.. Kendi kendine susan telefona bakmayı kesip umursamadan başka tarafa attım. Aradan bir hafta geçmişti kim bilir nereden aklına esip beni aradı.. Arka taraftan gelen spot ışığı dikkatimi çektiğinde gözlerimi kamaştıran ışığa baktım.

Yalnızdım, Kendi barımda her akşam yaptığım gibi içkimi içip ağlıyordum. Hasta olmuş bünyem beni kaldırabildiği kadar ayakta tutuyordu. Buna rağmen, o spot ışığının altında altın gibi parlayan çocuğa gitmeye korkmuştum. Gecemin eziyetine kontrolü sağlar gibi bir havasıyla girmişti bu içki dışında hiçbir şey kokmayan alana. Yanağımdan süzülüp koluma damlayan gözyaşıma varana kadar canlı canlı yanıyordum.

Güzel şeyler uzun sürmez.. Onun o kalın ama içine çeken sesi, serseri haliyle hem yerinde durmayıp hemde ortamı coşturması.. Beni iyi yakalamıştı. Serseri havasıyla acayip hoşuma gitmişti. Sanat ve ilmin vücut bulmuş hali onun için bir ceza olup başkaları için bir lütuf mu olmuştu bilmem ama şeytanın üzüntüsü olacağı belliydi. Hep o haliyle kalmanı istesem haddimi aşmış olur muydum Taehyung? Senin bu güzel narin bedenin yetimhanede huzurla uyuması gerekirdi.. Sense benim barımda, benden habersiz şarkı söylüyordun..

Ne zamandan beri bunu yapıyordun? O soluk soluğa bitirdiğin şarkınla sana tezahürat yapan hayranlarına son konuşmanı yapıp inecektin. Tabi gözlerin uzun bir süre bende takılı kalmasaydı..

Beni bu halimle görmeni istemezdim.. Göz yaşlarımı pislik içinde can çekişen bir barda döküyordum.. Bu sis içinde çok acınası görünüyor olmalıydım. Bana bakıp hafif bir gülüşle sahneden ayrıldığında zorlukla yutkundum. Aydınlığın ardında getirdiği karanlıkla bir süre bakıştım. Ellerimin arasında döndürüp durduğum içimi masaya bırakıp çıkışa ilerlemeye başladım.

Bitmiş bedenim yorgunluk ve içkinin verdiği ağırlıkla sallana sallana gidiyordu. Kalabalığın arasında itilip kakılan bedenim anca kendine gelmişti. Alıştığım bir durumdu. Kalp çarpıntısı yavaştan kendini belli ederken sonunda dışarı çıkıp arabamın kaputuna yasladım kendimi. Ne hafif çiseleyen yağmuru umursadım nede dalıp dalıp giden gözlerimi. Bakışlarım gri, gözlerim bulanık. Gerçi, kış uykusuna yatan kutup ayısı tembelliği vardı. Keşke bende onlar kadar mutlu uyuyabilseydim.

"Bay Jeon, iyi misiniz?" İyi miyim? Kalbimi alıp kendi ellerimle çiğ çiğ yedim! Hissizim çocuk.. Herkesin arasında bir hiçkimseyim..

Sorusunu görmezden gelip elimi cebime atacağım sırada üstümü ıslatan çiseleyen yağmur bir anda kesildiğinde kaşlarımı çatıp Taehyunga baktım. Elindeki şemsiyeyi bana tutuyordu..

"Bay Jeon, Üşüteceksiniz! Lütfen arabanın içine geçin." bunu derken gerçekten de yüzünden endişe akıyordu.. Üstünde olan kısa siyah tişört, deri kırmızı ceket ve siyah kot pantolonla gerçekten gözlerimi ondan alamadım. Parmaklarında altın bir alyans yüzük takılıydı. Günahlarımı onun gün ışığında saklar gibi utançla bakarken zorlukla nefes aldım.

"Merak etme. Bu soğuk herkesten daha sıcak geliyor. Sanki beni yeniden hayata döndürüyor." dediğim gibi şemsiyeyi tutan ellerinden umursamadan alıp ikimizi yağmurdan koruyacak şekilde tutmaya ben devam ettim. Yasaklı cennet gözleri bana çekinceyle baktı. Durumumuz garipti. Kan emici, hayal yıkıcı bedenim onun umut etmeyi kutsal ruh bellemiş, ellerinin arasında kılıç tutar gibi bağlandığı altın alyans..

Kötülükten korkmayan kör çocuğum!

"Şey.. Bana kızmayacak mısınız?" dediğinde kendi küçük krallığında ona rahatsızlık vermek nedensizce içimde sıkıntıya neden oldu. Bunu yapmak istemedim. Bu hayat onun hayatıydı. Kendi dünyasında benim gibi umutsuz hissetsin istemedim.

"Ben buna kızmam Taehyung. Aksine kendi dünyanda ayakta alabildiğin için seninle gurur duyarım!" dediğinde ışıltılı gözlerine bakmıştım bir süre. Mutluluktan gülmemek için dudaklarını büzüşü, deli dolu gençliğine rağmen çocuk gibi hareket etmemek için parmaklarını sürekli hareket ettirip içinde tutmaması sevimli gelmişti. Bir ruyadaydım sanki. O an elimdeki her şeye bir anlık sahip olmuş gibiydim.. Yalan söylemek istemiyorum. O heyecan dolu bakışlara yıllarımı verirdim..

Taehyung da siyah kuğu ışıltısı vardı. Kalbimi titretti.. Hiçbir şeye etkilenmeyen bedenim neden bir anda senin için umutlanmaya başladı. Karnımda bir ağrı.. Çok mu içmiştim? Yoksa o mu kırmızı okyanusa itmişti beni. Kendimi onun kollarında sonsuz bir filme itiliyor gibi hissetmem normal mi? Bu ruhsal baskıyı nasıl benden çekip çıkarabilirsiniz bilmem ama.. diğer sürükler gibi olma! O ilgili bakışlarında ne geziyor bilemem.

Bildiğim tek bir şey var, o da çok derin bakıyor Taehyung!

"Ne zaman yetimhaneye gideceksin, Taehyung?" dudaklarını dişlerken çekinceyle konuştu.

"Aslında, bugün burada kalmak istiyordum.." kaşlarımı çattım. Saat gece yarısına geçerken başımı olumsuzca salladım.

"Anlıyorum burada kalmak istiyorsun ama sabah olduğunda çok sıkıntı çekersin. Bence bu saatten sonra bugünlük bir ara ver Taehyung." çiseleyen yağmurum sesini gözlerini kapatıp dinlemeye başladı. Sanki içinde bir durum toplantısı yapıyordu. Derin uykudan uyanır gibi açtığı gözleriyle tekrar konuştu.

""Beni siz bırakabilir misiniz, bay Jeon?"

.

.

.

.

.

.

Merhaba kuzularımm! Çok özledim sizi yemin ediyorum şu bir haftadır canımı çıkardılar daha bir haftam var yine canımı çıkaracaklar..

ಥ⁠‿⁠ಥ

Djdbxjndkdndjdndjdkf

Kusura bakmayın şu sıralar çok ağladım geçen hafta kedimi kaybettim.. cennetime istediğim yavrum HIV hastasıymış.. son anını göremeden ölmesi ve ona veda bile edemeden gidince.. anlayın işte sözün bittiği yerdeyim. Aslında kendime gelmeseydim burada durmayı düşünürdüm.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere ballarım..

 

Sevgilerle, zafer 𝔒kuanusların Karayip fatihine..

Loading...
0%