Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10| İkinci Adam

@mydarkqueene

Sevmediğim bütün dizi cvd'leri, onun yanında uzun bir kütüphanede sırasıyla dizili olan ilgimi çekmeyen kitaplar.. Günler bu kadar iğrenç geçemez herhalde! Yanımda oturan jungkook elinde bir kitapla hem bana bakıp hemde okuduğu kitabı ilginç yüz hatlarıyla dikkatini vermiş bakıyordu. Elindeki kitap ilgimi çekmediği için umursamamıştım ama nedense werther ismini gördüğüm anda tanıdık hissiyle hemen gizliden kitabın ismine baktım.

Kitabın ismini görür görmez inanamadım ve elimde olmadan sesli söyledim. "Genç Werther'in Acıları!" yüzümde beliren hüzünlü korku dolu bakış, heyecanla karışık duygularım içimde bilinmez bir özlemin getirisini yanında hissettirdi. Jungkook'un dikkatli gözleri bunu der demez bana dikmişti. Çatık kaşları havaya kalkarken bana karşılık verdi.

"Bu kitabı biliyor musun?" dediğinde içimde beliren kalp ağrısıyla elim yüreğime gittiğinde masaj yaptım.

"Her bir satırına binbir heyecanla bakardım.. Sevdiği kadına kavuşamayan, her zaman ikinci adam olan, onu korumak için kendini öldüren ve bir intihar için tanrının kuluna sırtını dönüşünü nasıl bilmem.." şaşkınlıkla elindeki kitabı bırakan jungkook bütün dikkatini bana vermişti.

"Sen acıyı hissettiren eserleri seviyorsun.. Rus edebiyatı da sever misin? Şahsen hristiyanlığı önemsedikleri dönemler en sevdiğim kitaplara imza attı. " dediğinde başımı sallayıp bende bir heyecanla ona katıldım. Şahsen en sevdiğim konulardan birisiydi.

"Rus edebiyatı en sevdiğim kitapları içinde barındırır.. Bazı insanlar fazla baygınlık içerdiğini ve ruhu körelttiğini söyler.. Ama ruhu körelen bir insan için buna gerek yoktur.. Çünkü hepsini önceden görmüş bir insan için sıradan şeylerdir. Acı, depresyon, yetersizlik hissi ve arada tat katsın diye-" tam devam edecekken diyeceğim şeyi ben demeden söylemişti.

"Tahammülsüzlük.. Hatta biz ona her sabah kahvaltıda içtikleri içkileri de katalım!" dediğinde ikimiz de aynı anda hafif bir gülüşmeye girdiğimizde ben devam ettim.

"Biz böyle konuşuyoruz ama o zamanın fakirliği ellerinde kuruşluk rubleler içinde yaşayan insanlar kim bilir hangi fakirliği göğüslenip hayatlarına devam ettiler.." Dediğimde jungkook da bana yaklaşıp içimdeki burukluğu anlamış gibi teselli vermeye çalıştı.

"En azından hayallerinde zengin insanlardı. Nede olsa her fakirin evinde en az bir hizmetli olurdu." dediğinde bende ona hak verdiğim için başımı salladım. Yüzümdeki anlık burukluk anlaşılmasın diye başımı başka yöne çevirdim. Yüz hatlarımın hareketinin takip edilmesini sevmezdim..

"Gerçek yaşamda zengin olmaktansa hayallerimde zengin olmayı tercih ederdim." Dediğimde bir eli yanağıma gidip sevdiği sırada yüzümü ona döndürdü. Sanki bir şeyi anlamak ister gibi baktı.

"Ailenin geçmiş soyundan tut hayatlarına varana kadar işleyen bir serveti varken bu yüzden mi kaçmayı seçtin.." ona gülümseyip elinin üstüne hafif severek elimi onun elinin üstüne koydum.

"Ben hiçbir zaman güç ve para istemedim.. Ben sadece sıradan bir insan gibi yaşamak istedim" dediğim gibi benim yanağımda duran elini tutup benden uzaklaştırdım. "O kadar hayallerle dolu isteğim varken sen beni buraya hapsettin.." anlık bir hayal kırıklığı bedenimden kayıp onun gözlerinin içine giderken ikimizin arasına okyanusları serdim. Bütün bu grilikte kitapların adı silindi. O kadar yazılan heyecan dolu hikayeler bütün benliğini yitirdi. Bu son dememle hiçbir şeyin telafisini önüme koymadan hayatına devam edeceğini biliyordum..

"Senin kalbini kazanmak için ne yapmalıyım Taehyung? Seni serbest bırakmak istiyorum ama başkasının olacaksın diye çok korkuyorum. Kendine dikkat etmeyen bir bünyen var ya hasta olursan? Sen, içindeki bu deli nefretle okyanusta yüzmeyi göze alır ama nefesini tutamazsın.. Bazen Jimin'i nasıl sevdiğini anlayamıyorum.." dediğinde bakışlarımı rengi değiştiği gibi bütün ciddiyetle ona kulak verdim. "Aslında onu severken senin olmayacağını bile bile sevdin.. Sen kıskanç bir insansın sevdiğin insanları paylaşmaktan nefret edersin! Jimin seni arkadaşı olarak gördüğünde bile ona aşık olurken sadece kendini düşündün. Sen onun arkadaşlığından faydalanıp kendi yanında tuttun ama bu sende aşka olan nefretini körükledi.." dediğinde yüzümde huysuz bir sitem belirdi. Ona yan gözle bakarken cevap verdim.

"Bunu da nereden çıkardın? Yok böyle bir şey" Dediğimde bana alaylı ifadesini takındı..

"Seven insan bırakmaz, Taehyung.. Sen tek yuvanın o olduğunu bile bile bıraktın! Bu erdemlilik değil. Sen onu gerçekten sevmedin!" dediğinde yorgun bakışları arasında derin bir nefes verdi. "Sadece takıntı yaptın.. Seven insan bırakmaz.. Daha doğrusu huzurlu yuvasını bırakamaz." dediğinde içime düşen yorgunluğun daha ne olduğunu anlayamadan kanepede kendimi geriye atıp gözlerimi kapatırken o konuşmaya devam etti. "Bana kızma kızıl gerdanım.. Benim seni bırakmaya gönlüm el vermiyor! Sen kaçarsan, bende seninle kaçarım..!"

"Ne dokunaklı.. İçim baydı sayenizde!" dibimizde gelen kız sesiyle ikimizde sakin ortamın bir anda dağılmasıyla irkilip yanımıza baktığımızda gözlerime inanamadım. Jungkook bir anda ayağa kalkıp kızın ismini seslendi.

"Lisa!" yarım ağız gülüp diğer tarafta oturan şaheser bedeni bacaklarını üst üste atıp rahatını bile bozmadan alay ederek karşılık verdi.

"Ta kendisi bebek!"

.

.

.

.

.

.

selam güzellerim.. umarım iyisinizdir. Şahsen iyi olmanızı en çok ben isterim! Şu dönemde iş yeri beni o kadar çok yorup üstüne psikolojimi bozup ağlattı ki buraya bakmaya gücüm yetmedi.. Şu iki veya üç gündür buna cesaret bulup yazıyorum. Yazıklar olsun ki 1000 kelimelik olması gereken kitabı iki bölümde 700 e yakın yazıp bırakıyorum! Olayın akışına girmeye az kaldı.

 

Eğer bir sıkıntı yaşamazsam yine buraya girmeye devam edeceğim.. Sürekli söz verip sizi yüz üstü bırakıyorum ama gerçekten isteyerek olmuyor. Şu 2 haftadır bana yapılan zorbalık nasıl oldu bilmiyorum ama yavaş yavaş diniyor. Bedenim yorgun olsa bile zihnim biraz daha berrak hissettiriyor..

 

Kendimi bütün insanların karşısında tek yüzlerine kapıyı kapatan kişi benmişim gibi hissediyorum. İçimin sıcak yanını onlara anlatmaya kalksam 'kabasın' diyip uzak duracak. Ben onlar yapmadan yapmak isteyince içine kapanık oluyorum..

 

Olması gereken yapılınca suçlu hep ben oluyorum..

 

Evimi istiyorum.. Sevgilime yazmak istiyorum... Tabi onunla son anımız mi olacak yoksa tek bir konuşmayla benim işimi mi bitirecek hiç bilmiyorum.. 21 yaşında ö!meyi isteyen bir gencim..

 

Ben hep genç yaşta ö!meyi isteyen biriydim!

 

Onun yokluğunda özüme dönmek istemiyorum...

 

Sevgilerle, zafer 𝔒kuyanusların karayip fatihine...

Loading...
0%