Üşüyorum. Lanet kollarını zincir gibi bedenime dolamıştı. Kollarının arasında beni taşırken aklını kötüye kullanacağı çok belliydi. Tir tir titriyorum kollarında. Konuşmaması beni germekten başka hiçbir işe yaramıyor, sıkıştırıp duruyordu!

İşler ne zaman ters gitmeye başladı bunu bile kestiremedim. Merdivenlerden adım adım çıkarken odasına doğru çıktığımızı anladım. Yorgun beni kurtarabilecek hiç kimse yoktu..

Hayatta kalmak istiyorum! Beni sebepsiz yere korkuya itiyorsun! Ben bunu kelimelerle anlatamam Jungkook.. Kurşun geçirmez ruhun benim kırık kalbimle bir değil..

Koridordan hızlıca geçip kapıyı bir hışımla beni taşımasına rağmen açtı. Küçük odada ıslak bedenimi yatağa fırlattığı gibi adını haykırdım!

"Bunu neden yaptın!" dediği gibi üstüme çıktığında kaçmam izin vermeden iki eliyle bacaklarıma bir yılan gibi doladı elini. Bedenini benim bedenime yapıştırırken yatakla onun arasında kaldım! Ellerinin sert hissi beni olduğum yere mıhladı. Saçlarının tutamlar alnıma damla damla su döktü. Yüzümle onun yüzü arasında en fazla dört parmak vardı.

Yakan o sıcak bakışları başkasında hiç görmediğim hırsı taşıyordu. Gözleri dudaklarımla gözlerim arasında git gel yaşarken devam etti.

"Benden kaçabileceğini cidden düştün mü?"

Dolu gözlerimle onun yakıcı ateşine bakarken bu çocuğun beni bitireceğini bakışlarından bile anlayabilirdim.. Titrek ellerimle onun ıslak omuzlarına koydum ellerimi. Kalbim korkuyla çığlık atıyordu. Kalın kaşlarının çatıklığı görüntüme bir anlık yumuşama yaşasa bile durmadı. Kulağımın yakınına dudaklarıyla bastırıp daha yumuşak bir sesle konuşmaya başladı.

"Bensiz göklere dokunmayı bırak koynumda benden başka bir kokuyu bile soluyamazsın Taehyung!"

"J-Jungkook! Dur artık!" ellerimle omzunu sıkıp başımı boynuma gömdüm. Korkudan bayılmamak içim kendimi zor tutuyorum. Gururumu bir kenara bırakıp yalvarmaya başlamamak için zor tuttum kendimi. Dişlerimle dudaklarımı deşerken Jungkook'un yüzüne gerginlik ve bir kısmı endişe olan yüzümü ona çevirdim. "Beni neden yalnız bırakmıyorsun! Hayatımdan her şeyi çıkartmak istiyorum derken en başından içinde senin de dahil olduğunu söyemiştim!"

"Buna izin vereceğimi düşündüren ne seni aptal! Benim seni unutacağımı düşündüren şey nedir?!"

"Senin sevgin çok tehlikeli.. Beni sevmiyor gibi duruyorsun ama bir anda içimden geçiyorsun! "

"Bunun tehlikeli olduğunu bence ikimizde yeterince biliyoruz. Ama ben bunun ne kadara mal olacağını umursamıyorum! Gitmene izin veremem! Dünya yansın Taehyung! Umurumda değil, sen benim olacaksın!"

"Tam bir piçsin! Dudaklarından zehir fışkırıyor farkında değilsin! Beni istiyor musun Jungkook?! Ben istiyorsan önce kendini değiştirmelisin! Kendini istediğin kadar zirveye çıkar benim gözümde diplerde sürünüyorsun!"

"İstediğin kadar küfür et yıldızlı gece." gözlerinde sinsi ve bir o kadar arsız bir gülümseme yer edindi. "İkimiz de bu yanlışın en dibinde sürüneceğiz!" dediği gibi elleri bacaklarımı sevmeye başladı. Dikkatimi dağıtan heraketleri içimde bilinmez bir isteği en dibinden tutup çıkartırken nefesimi tek düze çıkardı! "Bu gölgen kadar yakınında olan çocuk, her gece özlemle seni andı! O yattığın soğuk yatakta kaç defa seni aradı!" bacaklarımı bir hışımla kaldırıp ıslak alt bedenlerimizi birbirine bastırdı!

Kulaklarımda sirenler, gözlerimde kırmızı ışıklar ard arda kendini gösterirken dokunuşlarında kendimi kaybetmek üzereydim. Dudaklarımdan kısık bir inleme gösterirken onun yüzüne bakmak istemediğim için başımı başka yöne çevirdim. Bana okunuyordu ama neden hayır diyemiyordum! Karanlık, boğuk bir sisin içindeydi sanki düşüncelerim..

"Bırak sana olması gerektiği gibi hissettireyim aşkı.."

Gözlerimle onun yüzündeki ihtiyacı anlamaya çalışırken yutkundum.

"Burada seninle yatsam, kalbim kiminle yatacak Jungkook? Ben aşkı aramak istemiyorum bunu sana kaç defa söyleyeceğim. Bedenini benden uzak tut!"

Gözlerinde anlık bir hayal kırıklığı hissettim. Yine de kendini bozmadı.

"Pes etmeyeceğim! Seni benden başkası sevemeyecek hale getireceğim! Seni.. benden başka kimse beceremeyecak hale getireceğim! Durmayacağım Taehyung! Seni incitmek istemiyorum ama sen canın yanmadığı veya zora düşmediğin sürece benim yanıma gelmiyorsun! Benim utanmam yok! Benden başka tutacak elin olmayana dek durmayacağım!"

Dedikleriyle bir sinirle omzuna vurdum! Her zaman kendinden emin tehditkar halleri gelecek için daha çok stres yapmama neden oluyordu!

"Çok can sıkıcısın.. "

Dudaklarında alaycı yan gülüş belirdi. Alaylı ifadesiyle başını yana eğip devam etti. Göz göze bakarken bakışları nefesimi kesip uzaklara dalar gibi bakmama neden oluyordu..

"Seni kaybetmek için her şeye sahibim, ama kazanmak için de tüm ipler elimde bebeğim!"

.

.

.

.

.

.

Ulan ne ballısınız. Bugün haftada bir bölüm yazacağımı unutup yıldızlı Gecelere bölüm yazdım ve ben bunu yazdıktan sonra fark ettim..

Normalde yeni yayınladığım kitaba bölüm yazacaktım! Amaaan neyse her zaman olduğu gibi gece yazıp yarına yayınladığım gibi tam o zaman sevgilime sırnaşır olurum. Sabah attığım gibi sevgilimin yanına KAÇACAĞIM YANİ ehe :D

Sevgilime yaptığım dramayla onu kendime çekeceğim ki asıl sürtüğün ben olduğumu anlasın!

oy ve yorumlarınızı eksik etmeden okursanız çok memnun olurum!

sevgilerle, zafer 𝔒kyanusların karayip fatihine..