@mylavanta_5
|
Merhaba canlarım. Sizleri çok bekletmeden geldim. Bu gün biraz yoğundum ve bölümün yarına kalmasını istemediğim için erkenden yazıyorum Ayrıca bu platformda bir kitap okuyum dedim ama düzgün yazılmış bir kitap malesef bulamadım. Ya yazımları kötüydü yada olaylar çok hızlı ilerliyordu ve heyecan vermiyordu. Neyse uzatmadan başlayalım bunları sonra konuşuruz nijhahhsjaha Sabah gözlerimi aşağıdan gelen seslerle açtım. Teyzem ve eniştem annemle konuşuyordu. Üzerimde siyah düz takım pijamam vardı. Sırtıma bir hırka alıp indim aşağıya. "Hayır abla hayır daha fazla kalamam bu evde yeter artık burnumuzdan getirdiniz" Ben kapıya gelince dönüp bana baktılar. "Anne noluyor?" "Teyzenler gidiyor kızım" Sesimi çıkarmadım. Zaten nişandan sonra gideceklerdi ama dün olan olaydan sonra bana küs gitmeleri biraz üzüyordu beni. "Keşke bir kaç gün daha kalsaydınız teyze" lafın gelişi söylediğim bir sözdü. "Niye kalalım hâlâ? Haa söyle niye kalalım? Sen hayatımızı bir daha mahfet diye mi? Utanmadan nasıl yaptın bunu? " Ben ne yapmışım bakışları atarken teyzem devam etti. "Hem savaşa seni seviyorum demişsin geri gidip timurla sevgili olmuşsun. Yazıklar olsun sana aynı babası işte nolacak" Teyzem yine babamdan laf vuruyordu. Ağzımı açmıştım ki abimin sesini duydum; "Hopp teyze ağır ol. O ne biçim laf? Ben ceylanın savaşa gidip de seni seviyorum dediğine inanmıyorum yok öyle birşey de zaten. Sende milletin lafına inanıp bizi bu şekilde yargılayamazsın. Hele bizim aileye asla karışamazsın. Dünkü olaylar içi çok özür dileriz haklısın gününü mahfettik ama bu sana bizim aileye hakaret etme hakkını vermez. Şimdi toplayın eşyalarınızı güle güle" Abimin konuşmasıyla abime döndüm, o da bana. Birbirimize gülerek baktık. Teyzem duyduklarına bozulmuş bavulunu hırsla çekerek çıkmıştı evden. Bizde ayıp olmasın diye arkalarından çıktık. Teyzem ve eniştem arkalarına bile bakmadan arabaya binerken tekin abi abimle vedalaştı annemin elini öptü ve bindi arabaya. Zeynep de sadece bakmış başını sallamıştı ve gittiler. Nihayet Anneme kahvaltıyı kızlarla yapacağımı söyleyip yukarı çıkıp hazırlandım ve evden çıktım. Dün olanlardan sonra derya da beni merak etmişti. Timur'a da abimin ilişkimizi onayladığını söylemiştim dün kısa bir mesajla. ceylan: günaydın sabahın en güzel ışığı mesajı gönderip mekana girdim. Kızlar benden önce oturmuş sipariş vermişlerdi bile. Saat daha dokuz buçuktu ve benim canım hâlâ birşey istemiyordu. Malesef iştahsızlık sorunum vardı. "Günaydın kızlar " neşeyle onları selamlamama derya karşılık verdi ilk olarak. "Ooo taze aşıklar ne kadar mutlu bu gün neden aceba? Günaydın" diyerek selamımı aldı. Beyza da aynı şekilde onay verdi ve oturdum masaya. "Sağol derya. Dün abime ne dedin bilmiyorum ama ilişkimize onay verdi. Beni ne kadar mutlu ettin bilemezsin biran hiç beni affetmeyecek sandım" "Ben sadece aynı durumda olduğumuzu söyledim o kadar gerisi çorap söküğü gibi geldi zaten " lafı beyza devraldı. "Bu kız samet abiye cilve yapmadıysa bende birşey bilmiyorum" işaret parmağıyla deryayı gösterdi. Derya ağzını eliyle kapatmış beyzanın söylediğine şaşırmıştı. Biz beyza ile gülerken telefonuma bildirim geldi. Timur: günaydın dünyanın en güzel parlayan yıldızı Timur: nerdesin? Size geldim annen çıktı dedi Bizim eve gelmesine şaşırmıştım ama bekletmeden cevap verdim. ceylan: kızlarla kahvaltı yapıcaktık sen neden gelmiştin? Timur: seni almaya. Özledim de bir şeyler yaparız diye yüzümde bir tebessüm oluştu. Ben gülerken beyza ortaya konuştu; "Ohh valla ne güzel yaa ikisinin de sevgilisi var. Biri elinde telefon gülüyor diğeri sevgilisini övüyor bana iyi valla beni kimse düşünmesin " Başımı kaldırıp Beyza'ya baktım. Halinden dert yanıyordu. Derya onu teselli ederken bende Timur'a cevap verdim. ceylan: istersen sen de gel kahvaltıdan sonra ayrılırız kızlardan Timur: olur konum at geliyorum. anında cevap vermesine gülüp konum attım ve siparişimi verdim. Bu gün restorant doluydu biraz, herkes ya kahvaltı yapıyor yada bir şeyler içiyordu. Yan masamızda kızıl saçlı, hafif çilleri olan, güzel bir kızın bana baktığını gördüm. İlk başta umursamadım ama uzun süre bana bakınca merak edip sordum; "Pardon ama birşey mi oldu? " Kız ona seslenmemle vücudunu bana çevirdi ve cevap verdi "kusura bakmayın birine benzettim de sanki " Başımı sallayıp önüme döndüm. İnsan insana benzerdi normal. Biz kahvaltımızı yapmış kahvemizi içerken içeri Timur girdi. O kadar heybetli duruyordu ki dikkat çekiyordu. Boyu erkeklere göre idealdi 1.92 boyundaydı ve bir ara spor yaptığı için yapılı duruyordu. Onu süzerken yakalanmamak için önüme dönüp kahvemden bir yudum aldım. Yanıma gelip boynuma bir öpücük bıraktı. "Selam kızlar afiyet olsun" Derya "selam enişte hoş geldin " Timur deryanın dediği hoşuna gitmiş gibi gülümserken masaya oturdu. Beyza da imalar yaparak selam verdi. Timur'a dönüp bir şeyler içip içmeyeceğini sordum, o da kahve içeceğini söyleyince hemen ona da bir kahve sipariş verdik. Yan masaya gözüm kaydı. Kızıl olan kız yine bize bakıyordu ama bu sefer bana değil Timur'a Rahatsız olmuştum ve dönüp bu durumu Timur'a söylemek istedim. "Timur? " "Güzelim? " Ben afallayıp aptal aşıklara dönerken konuyu unutmamak için bir kaç saniye durdum ve yan masayı hafifçe gösterdim; "Şu yan masadaki kız bize bakıp duruyor da rahatsız oldum biraz" Timur da o tarafa dönünce bir kaç saniye baka kaldı. Sonra kız ayağa kalkıp bizim masaya gelmeye başladı. Ben ne olduğunu anlamadan Timur'un yanındaki boş sandalyeye oturup konuştu; "Aaa Timur bu sen misin? Ne kadar değişmişsin tanıyamadım " Ben kızlarla anlamaz gözlerle baktık Timur'a "Timur kim bu hanım efendi aşkım? " Ben aşkım deyince kız bana bakmış umursamadan Timur'a dönmüştü. "Konuşmayacak mısın? Kitlendi adam eski sevgilisini görünce" Eski sevgili lafını duyunca Timur'a döndüm, o da bana döndü hemen. Bir açıklama bekler gibi baktım suratına "Eski sevgilim değil, sadece eski bir arkadaş. Lisede arkadaştık üniversite için yurt dışına çıkmıştı sonra da birdaha görüşmedik nazla" Demek kızın ismi nazdı. Ben aşkım deyince olayı farklı anlatmış olmalıydı. salak. "Eee nasılsın görüşmeyeli " diyerek Timur'un koluna dokundu. Timur bundan rahatsız olmuş hemen çekmişti kolunu. Kız bozuntuya vermemiş cevap bekliyordu. "İyi. Aynı işte iş güç" "Ne güzel. Bu kız da sana aşkım deyince şaşırdım açıkçası. Sen normalde ya kızıl yada sarışın seversin ya bu kız alışılmışın dışında olmuş " deyip beni gösterdi. O an kan beynime sıçradı ve kızlara döndüm. Gözlerimden alevler çıkacaktı Kızlar ne yapacağımı anlamış söze girmişlerdi. "Hadi enişte kalkalım mı? Sizde bir yerlere gidecektiniz zaten geç kalmayın " Timur başını sallayıp ayağa kalktı bende çantamı toplamış koluma takarken elimi tuttu ve naz'a döndü "Hayır naz ben ne sarışın sevdim nede kızıl. Ben bir tek ceylanı sevdim. Benim esmerim bana yeter" Kız bize baka kalırken timurla el ele çıktık mekandan kızlar da peşimizden geldi. Hesabı Timur ödedi kızlar ne kadar ısrar etse de. Deryaya da teşekkür olmuş oldu. Nazın bozulması beni nedense mutlu etmişti çünkü sevdiğim adamın yanında ben varken böyle konuşmaya hakkı yoktu. Timurda haddini bildirmişti zaten. Anlayana. Beyza alışverişe gideceğini söyleyip bizden ayrıldı. Ben Timur'un yanına deryada arkaya bindi ve yola çıktık. ***** Beyza, ceylanlardan ayrılmış yolda yürüyordu. Dolabındaki kıyafetlerden sıkılmış kendine yeni birşeyler almak için bu mahalledeki dükkanlara bakarak ilerliyordu. Birden ona doğru koşarak gelen bir kapşonluyu gördü. İlk başta kafasını çevirdi ve bakmadı ama bu kapşonlu kişi beyzanın üzerine geliyordu. Tam ara sokağa girmişti ki kapşonlu kişi de ara sokağa girip kızın kolundan tutup kendine dönderdi ve dudaklarını kızın dudaklarıyla birleştirdi. Beyza ne olduğunu anlamadığı için korkmuş, panik yapmış ve kilitlenmişti. Adamı itmeye bile hali kalmamıştı. Yaklaşık bir dakikanın sonunda adam kızdan ayrıldı. Beyza hâlâ şoku atlatamamış korkuyla adama dönmüştü. Adam yavaşça kapşonunun şapkasını çıkardı. Kumral mavi gözlü genç bir çocuktu. Tahmini yaşı ise 24 falandı. Ellerini teslim olur gibi kaldırdı ve nefes nefese konuşmaya başladı. "Özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim. Peşimde adamlar vardı. Seni öpmek zorunda kaldım çok özür dilerim" Beyza yavaş yavaş kendine gelmiş ve sinirle adama bağırmaya başlamıştı "Ne özürü diliyorsun yaa! Sen benim ilk öpücüğümü aldın saçma sapan bir sebeple ve nasıl korktum haberin var mı senin!? " Kelimeler ağzından istemsiz çıkmıştı ve çocuğa sert bir tokadı yapıştırdı. Genç adamın yüzü yana dönerken bunu hakettiğini kendi de biliyordu. Ne olursa olsun böyle bir şeyi yapmaya elbette hakkı yoktu ama filmlerde yada dizilerde kaçan herkes bu taktiği kullanıyor ve taktik işe yarıyordu. Yaramıştı da, peşindeki adamlar kaybolmuştu ortadan. "Bak gerçekten haklısın özür dile... " Sonra ilk öpücüğümü çaldın lafı geldi aklına. Kızı ilk defa kendisinin öptüğünü duymak içinde garip bir duyguya yer vermişti. "Hâlâ özür diliyor. Uzak dur benden " Beyza gözleri dolu bir şekilde oradan uzaklaşırken genç adam hâlâ duyduklarını düşünüyordu. Kızı üzmüştü malesef ve kendini affettirmesi gerekiyordu. Ama önce kızın kim ve nerde olduğunu öğrenmeliydi. Emindi ki kız şu anki sinirle onu görmek istemeyecekti. Olsundu o da kızı takip eder en azından nerde kaldığını öğrenirdi. Beyza çok korkmuş ve gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Alışverişi boşvermiş direk eve doğru yola koyulmuştu. Yoldan çevirdiği taksiye atladı ve ilk olarak ikizi deryayı aradı. Derdini ilk ona anlatacaktı. canlarım umarım beğenmişsinizdir. Düşüncelerinizi bekliyor olacağım sizleri seviyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın 🥹🥹 |
0% |