Herkese selam

yeni bölümü çok istediniz bende hemen geldim canlarım. Kitabımı beğenmeniz ve destek olmanız gerçekten beni çok mutlu ediyor. Sizleri çok seviyorum 🫶

Derya telefonunun zil sesi ile çantasında telefon aramaya başladı. Arayan ikizi beyzaydı, bekletmeden açıp kulağına yasladı.

"alo beyzacım? "

"derya hemen buluşmamız lazım iyi değilim ben "

derya, beyzanın sesini duyunca panik oldu ve panikle sordu

"dur sakin ol ne oldu? "

"telefonda olmaz. Bizim evin ordaki kafeye gelsene "

"tamam geliyorum 20 dakikaya "

telefonu kapattı ve yolunu değiştirip beyzanın yanına doğru yola koyuldu.

*****

gerilmiş ve biraz da sinirlenmiştim. Naz olacak o kız Timur'a sevgili olduğunu söylüyordu ve sarışın kızıl sevdiğinden bahsediyordu. Bu kız nerden biliyordu bu ayrıntıları eğer gerçekse tabi

"güzelim yapma ama ya eski bir mevzu diyorum sana "

"baştan anlat o zaman nasıl eski bir mevzuymuş "

Timur arabayı sağa çekti. Derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı.

"Bak seni sevmeden önceydi tamam mı? Biz lise birdeydik o zamanlar. Naz bizim okula yeni gelmişti ve bende hoşlanmıştım ondan. Sonra biz bir ara sevgili olacak gibi olduk naz ailesinin işi yüzünden Almanyaya gitti. İlişkimiz de böylece bitmiş oldu "

"ilişkimiz diye bahsetmezsen benim yanımda!"

"Tamam hayatım özür dilerim "

yaklaşıp bana sarılmaya çalıştı ama şuan yumuşayamazdım sinirliydim. Trip atıyordum ama suyunu çıkarmadan

"tamam çekil yılışma hemen ayrıca bir daha o kızı sağda solda görmek istemiyorum "

"bir daha nerde göreceksin ki zaten? "

"bilemiyorum artık " ellerimi teslim olur gibi kaldırdım. Başını salladı ve uzanıp bana sarıldı. Dedim ya suyunu çıkarmamak lazımdı. Bende hemen karşılık verdim sarılışına.

"Eee nereye gidiyoruz? "

"bilmem nereye gidelim"

"lunaparka gidelim mi? Sen çok seviyordun "

sevdiğim şeyleri aklında tutması gülümsememe sebep oldu. Sevinçle ellerimi çırptım ve onayladım. Arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladı.

*****

Derya koşarak kafeye girdi. Gözleri ikizi beyzayı arıyordu. Panik yapmış, merak etmişti. Cam kenarında oturan ikizini görünce hemen yanına koştu.

"kuzum ne oldu? Ne bu hâl? "

beyza geldiğinden beri ağlıyordu. Ciddi mânâda korkmuş kendini toparlayamamıştı. Tanımadığı bir adam onu öpmüştü, şükür ediyordu ki daha kötü birşey yapmamıştı. Haberlerde olanlar malûmdu.

"derya off nasıl söyliycem bilmiyorum "

"Kızım merak ettirmesene biri birşey mi yaptı?"

Beyza olumluca başını salladı. Derya artık delirecek gibiydi.

"Beyza anlat bak yoksa bir tanede ben çakarım haa endişelendirme beni "

beyza suyundan bir yudum aldı ve anlatmaya başladı.

"ben kıyafet alacaktım. O taraftaki dükkanlara bakıyordum" bir iç çekiş

"sonra kapşonlu bir çocuk üzerime doğru koşuyordu, ilk başta aldırmadım. Sonra benim üzerime geldiğini görünce ara sokağa girdim "

"kızım manyak mısın sen ne işin var senin ara sokakta? "

"off derya dinlemeyeceksen anlatmıyorum "

"tamam tamam hadi anlat"

"sonra o da girdi ara sokağa peşinde adamlar varmış. Onlardan kurtulmak için beni öptüğünü söyledi "

"öptü mü yani? "

beyza dolu gözlerle başını salladı. Derya elini ağzına kapatmış şaşkınca baka kalmıştı.

" başka birşey yapmadı demi? "

olumsuzca salladı başını. Konuşmaya da hali kalmamıştı artık. Gelene kadar ağlamıştı hatta taksici bir problem varsa polise gidelim diye öneride bulunsa da söylemedi hiçbir şey.

"tamam korkma. Gidelim polise şikayetçi ol"

"olmaz! "

"ne olmaz beyza saf saf konuşma gidelim şikayetçi olalım. Sen susarsan ben susarsam herkes yaptıklarından sonra elini kolunu sallaya sallaya dışarda mı gezecek? "

"hayır ama ya şikayetçi olunca benim peşime düşerse "

"bunun polisi var jandarması var hiçbir şey yapamazlar "

beyza biraz düşündü. Sonra haklı bulmuş olacak ki başını salladı.

"Tamam biraz kendime geliyim gidip şikayetçi olurum "

"gelmemi ister misin? "

"hayır kendim hallederim "

onlar birbirine destek olup el ele tutuşurken dışardaki genç adam ağacın kenarından izliyordu olanları. Kızı korkutmuş, çok üzmüştü. Özür dilemesi gerekiyordu. Yaptığı doğru değildi elbette ama adamlardan kaçmak için mecbur kalmıştı.

*****

"Ağğğhhhh inmek istiyorum!"

Başım dönüyordu artık. Lunaparka gidelim diye beni getirmiş üstüne makas, gondol, hızlı tren ne varsa bindirmişti. Galiba beni öldürüp kurtulmak istiyordu. Başım dönüyor miğdem bulanıyordu.

Şimdi de tsunami mi ne haltsa ona binmiştik ve dönüyordum. Timur yanımda gayet rahat bir şekilde otururken ben artık öleceğimi hissediyordum.

"Yeter artık yağğğğ! Ne zaman duracak bu? "

Saçım başım birbirine girmiş hafif tipim kaymış olsa da hâlâ güzeldim. İnanıyorum. Makine yavaşlamaya başladı. Artık inme vaktimiz gelmişti anlaşılan. Yaklaşık 3,4 dakika sonra tamamen durdu.

Üstümüzdeki koruma şeysi kalkınca ayağa kalktım ve koşarak aşağı inmeye çalıştım. Bakın dikkatinizi çekerim çalıştım diyorum çünkü başım fevkalade dönüyordu ve merdivenlerden bir tur tomballak açtım.

Bizim burda böyle derlerdi. Neyse ki kırık çıkık yoktu. Timur yanıma gelmiş endişeyle bana bakıyordu

"Ceylan iyi misin? "

"İyi miyim? " Ters ters baktım kendisine. Bana "çok eğlenicez" demişti ama sağolsun ki tek kendi eğlenmişti. Ben ölmek üzereydim. Kurtarın beni

"Tamam gel dinlenelim biraz. Sen şu ilerideki banka otur ben su alıp geliyorum "

Sarsak adımlarla ilerledim ve banka oturdum. Başım gerçekten çok dönüyordu. Bunu söylemiş miydim? Yandaki bankta üç kız oturuyordu. İkisi esmer biri kumral. Banklar yakın olduğundan sesleri duyuluyordu.

"Kanka girişte bir çocuk gördüm. O kadar yakışıklıydı ki ama yanında bir kız vardı" dedi sonlara doğru sesi kısılırken. Bir diğeri de

"Boşver ya zaten yakışıklı erkekler hiç boş kalmaz ki. Ya sevgilisi olur ya flörtü " diye konuştu.

Konu beni pek alakadar etmiyordu o yüzden onları boşverip çantamdan aynamı çıkarıp yüzüme baktım. Bakmaz olaydım. O kadar alete bindikten sonra tipim gerçekten kaymıştı. Rimelim akmış gözlerim simsiyah olmuştu. Aynı cin filmlerindeki içine cin kaçmış karakterlere dönmüştüm.

Yandaki kızın yine sesini duydum " bak kanka buydu gördüğüm çocuk" bende merak edip kafamı kaldırdı. Gelen timurdu ve galiba kız Timur'a yavşıyordu.

Kıza döndüm ve seslendim

"Bana bak kız alo"

Kız bana baktı. Önce şaşırmış sonra soran gözlerle bakmıştı.

"Benim sevgilim o tamam mı? Bakmayın bir daha da ona"

Kız sinsice sırıttı.

"Sen bu tipinle mi ayarttın bu çocuğu? "

Ayağa kalktım ve kıza yaklaştım. Nerdeyse aynı boydaydık. Timurda çoktan yanımıza gelmiş ne yapmaya çalıştığımı çözemez şekilde bakıyordu.

"Ne varmış tipimde? En azından senin gibi maymun surat değilim "

Kız bozulmuş bana saldıracakken Timur beni arkasına çekti hemen ve kızdan uzaklaştırdı.

"Bulaşma şu tiplere ceylan. Hadi gidelim artık zaten yoruldun "

Benim de canıma minnetti. Galiba üç gün yataktan kalkamayacaktım bu miğde bulantısı ve baş dönmesiyle.

*****

Beyza karakola gitmek için derya ile ayrıldı. Saat öğleden sonra beş olmuştu. Beyza ne kadar belli etmese de korkuyordu yine karşıma çıkar diye. Ve korktuğu da başına gelmişti. Onu öpen çocuk az ilerde duvara yaslanmış ayağının tekini de duvara sabitlemiş Beyza'ya bakıyordu.

Beyza çocuğu görünce hemen arkasını döndü ve hızlı hızlı yürümeye başladı. Genç adam koşarak kızın kolundan tuttu ve kendine dönderdi.

"Bekle lütfen "

Beyza hışımla çekti, kurtardı kolunu.

"Bırak beni! Dokunma bana! "

"Tamam sakin ol. Birşey yapmıycam sana" teslim olur gibi ellerini kaldırdı.

"Bak ben özür dilemek istiyorum. Yaptığım şey doğru değildi biliyorum ama mecbur kaldım. Peşimde adamlar vardı"

"Ne adamı ya? Ne adamından bahsediyorsun. Beni mi buldun "

"Beni affetmen için elimden gelen herşeyi yaparım. Yeter ki affet beni ve benden korkma "

"Nasıl buldun beni? "

Sıkıntıyla yüzünü ovuşturdu genç adam. Seni takip ettim dese yine korkacaktı belki de

"Ne önemi var ki? Bu gün benim yüzümden yeterince ağladın şu haline bak gözlerin kıpkırmızı olmuş" diyerek ne yaptığının farkına varmadan kızın yüzünü avuçları arasına aldı.

Beyza şaşırmıştı. Sesi çok naif dokunuşu kırılacak bir parçaya dokunur gibiydi. Yavaş yavaş niyetinin kötü olmadığını düşündü, sonra aklına şikayetçi olacağı geldi. Hemen bir adım geri gitti ve ellerinden kurtuldu.

"Seni şikayet edicem diye böyle davranıyorsun biliyorum "

Genç adam öylece baka kaldı.

"Şikayetçi mi olacaksın"

"Evet ne sanıyordun. Öylece unutup gideceğimi mi? "

Genç adam umutsuzca başını salladı.

"Peki sen bilirsin git şikayetçi ol. Ama benden korkma ve daha fazla üzülme. Bir daha da karşına çıkmam"

Beyza bu sözler üzerine boşluğa düşmüş gibi hisseti kendini. Ama umursamamış gibi yaparak yürümeye başladı. Bir kaç adım daha attıktan sonra sesler anlaşılmamaya başladı. Başı dönüyor gözü kararıyordu. Bir adım daha atacakken kendini yere bıraktı.

Son hatırladığı şey birinin onu yere düşmeden tuttuğu oldu.

Nasıl buldunuz bölümü?

umarım beğenmişsinizdir. Elimden geldiğince özeniyorum görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın. Sizi çok seviyorum kendinize iyi bakın. Hoşçakalın

​​​