Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@mylavanta_5

Merhabalar bu sefer biraz geç kaldım malesef. Yoğundum ve birazda hastaydım o yüzden yazmaya fırsatım olmadı ama şimdi biraz iyiyim. Sizi daha fazla bekletmek istemediğim için iyi olur olmaz geldim. Hadi başlayalım keyifli okumalar.

 

Başım felaket biçimde çatlarken Timur bana dönmüş benimle konuşmaya çalışıyordu. Ben dinliyor muyum diye sorun bana; Kesinlikle dinlemiyorum. Başım çatlıyordu. Bunu söylemiştim galiba ama olsun başım çatlıyor.

"Ceylan gözlüm bak valla beğenmiyceni bilsem asla getirmezdim seni "

Bana ne kadar iltifat etse de başım çatlıyordu ve onu umursayamıyordum. Konuşmaya bile halim kalmamıştı ayrıca gözüme rimel kaçmıştı sanırım gözlerim acıyordu.

"Ceylan uzatma artık gerçekten sinirleniyorum "

"Aman iyi bee sana da ağız tadıyla trip atılmıyo "

Evin önüne gelince arabayı kenara çekti ve yanağımdan öptü.

"Senin tribini yesinler " ben o kayık tipimle tebessüm ederken benden taraftaki cam tıklatıldı. Başımı sağa doğru çevirince abimin in işareti yaptığını gördüm. Timur'a baktığımda gayet rahat bir şekilde arabadan iniyordu, bende bozuntuya vermeden indim hemen.

Arabadan inmiş çantamı koluma takmıştım ki abimden bir kahkaha koptu. Dönüp ters ters baktığımda bana güldüğünü anladım.

"Kızım " kahkaha "bu hal ne lan " bir kahkaha daha. Ben ona en ters bakışlarımla bakarken Timur'dan da bir pıskırma şeklinde gülüş sesi geldi. Hemen ona döndüm, benim dönmemle gülüşünü bozdu ve ciddi bir ifade takındı.

"Ne varmış halimde? " abim hâlâ gülerken zar zor konuştu.

"Kızım hortlağa dönmüşsün " bir kahkaha daha attı ama bu diğerlerinden küçüktü en azından. Abime doğru yaklaşıp koluna bi şaplak çaldım. Abim kolunu tutup sızlandı.

"Ne vuruyorsun manyak. Elin de ağırmış haa " ardından Timur'a döndü;

"Bana bak sen eminsin demi bu kızı bu tiple alacağına " bir gülüş daha kaçtı dudaklarından. Ben en sıkılmış göz devirme hareketimle abime bakarken o hâlâ gülüyordu.

"Hayır yani sonra geri getirirsen geri iyademiz yok" bir gülüş daha.

"Yeter ya gülüp durma artık! " abim benim bağırmamla kendini az da olsa toparladı. En sonunda ciddileşti ve konuşmaya başladı

"Şaka bir yana ne bu hâl? Nerden geliyorsunuz? "

"Lunaparktan "

Abim bir daha gülecek oldu ama bakışlarımı görünce sustu. Gerçekten çok sinirlenmiştim ve az daha devam ederse üzerine atlayıp boğabilirdim.

"Ben gidiyorum ne haliniz varsa görün " tam arkamı dönmüş giderken Timur arkamdan bağırdı.

"Sarılmadan mı gideceksin? " olduğum yerde durdum. Timur bana, ben abime, abimde timura bakıyordu. Sonra Timur'un bakışı abime, abimin bakışı bana, benim bakışım Timur'a döndü. Timur tekrar bana dönüp; " neyse bu seferlik böyle olsun " diye ağzında geveledi. Abim;

"Şansını çok zorlama istersen " diye tehdit vari konuştu. Ben uzatmadan içeri girerken abimle Timur da kendi arasında konuşuyordu. O kadar alete binmiş, yoğun baş ağrısı ve miğde bulantısı artı bir de baş dönmesi ile kendimi duşa attım.

*****

Beyza gözlerini açmak için yoğun çaba sarf ediyordu, ama sanki gözlerinin üzerinde tonlarca ağırlık var gibi açılmıyordu gözleri. Bir kaç dakika sonra zor da olsa açtı. Önce beyaz bir tavan gördü gözleri, sonra etrafına bakındı, bir hastane odasındaydı. Kalkmaya çalıştı ama kolundaki serum buna izin vermedi.

Ardından kapı açıldı. İçeriye elinde tepsi ve üzerinde yemekler ile beyzayı öpen çocuk girdi. Beyza bir an panik yapsa da belli etmemeye çalıştı korktuğunu

"Senin ne işin var burda? "

Genç adam elindeki tepsiyi masanın üzerine bıraktı ve konuşmaya başladı.

"Korkma sana zarar verecek değilim. Sadece sen bayılınca hastaneye getirdim, Öylece bırakamazdım. Bu arada tanışmadık Kayra ben "

Kayra elini Beyza'ya uzatmış sıkmasını bekliyordu. Beyza sözlerinde samimi olduğunu düşünmüş onu affetmek istemişti. Usulca elini uzattı ve sıktı.

Kayra; beyzanın bu hareketinden cesaret alarak sıkı sıkı tuttu elini, hiç bırakmamak ister gibi.

"Memnun oldum" beyza da başını salladı ve elini çekti.

"Doktor çok üzüldüğün ve korktuğun için stres yapıp bayıldığını söyledi. Galiba üzülünce, korkunca ve stres yapınca bayılıyormuşsun. Ben seni hem korkuttum hem üzdüm özür dilerim "

Beyza hiçbir şey söylemedi ama yüzünden bile belli oluyordu kayra'nın pişman olduğu. Onu artık affetmek ve hayatına devam etmek istiyordu.

"Olan oldu zamanı geriye alamayız. Sende mecbur kalmasan yapmazdın kaç defa söyledin zaten "

Kayra başını kaldırdı ve Beyza'ya şaşkınca baktı.

"Ne yani bu beni affettiğin anlamına mı geliyor? " beyza da gülerek başını salladı. Kayra yerinden kalktı ve sevinçle Beyza'ya sıkıca sarıldı. Beyza ilk başta şaşırsa da sonradan sarılışına karşılık verdi.

Kayra ne yaptığının sonradan farkına vardı ve geri çekildi. Utançla elini ensesine attı ve kaşıdı.

"Yemek getirmiştim. Soğumadan yedireyim"

"Gerek yok ben kendim yerim"

"Olmaz.ben yediririm sen hastasın bana bırak "

Eline tepsiyi aldı ve Beyza'ya yaklaştı. Azar azar kaşığa çorba alıyor dökmeden yediriyordu. Yemek bittikten sonra su şişesinin kapağını açıp dikkatlice Beyza'ya içirdi. Beyza ne kadar utansa da hoşuna gitmişti. Biri tarafından değer görmek özel hissettirilmek çok güzel bir duyguydu.

"Teşekkür ederim "

"Ne demek her zaman"

Beyza yine anlamaz gözlerle baktı. Kayra serumun bittiğini hemşireye söylemek için çıkınca beyzanın yüzünde saf ve temiz bir gülüş yerini aldı.

*****

Duş aldıktan sonra kendimi yatağıma bıraktım. Hava zaten sıcaktı ve saçım kendi kendine kurur diye düşündüm. Derya bana mesaj atmış beyzanın iyi olmadığını, bir sapığın onu öptüğünü söylemişti. Olayları detaylı anlatsın diye sesli aramıştım ve bir saat konuşmuştuk.

En sonunda abim ile buluşacağını söyleyip kapatmıştı. En yakın arkadaşının abinle sevgili olması güzel bir şeydi bana göre. Sonra beyzayı aramıştım ama açmamıştı. Daha sonra konuşuruz diye nasıl olduğunu sorduğum bir mesaj gönderdim ve yemek yapmak için anneme yardıma indim.

Nişandan sonra abimle olan konuşmamızı annem de duymuş Timur hakkında kötü bir şey dememişti. Zaten ne diyecekti ki? Mahalledeki herkes timuru çok severdi ve Timur kimin kızını istese hemen verirlerdi gözü kapalı. Ama Timur beni seçmişti nihahaha.

Neyse annemin yanına inip yardım ettim. Sarma sarmış onu pişiriyordu. Sarma deyince aklıma tiktokta dolaşan burcu yaprak sarması geldi. Bir ara timurla deneyip video çekmeyi aklımın bir kenarına yazdım. Bende salata ve çorbayı yaptım.

Herşey hazır olunca abimi beklemeye başladık. Kendisi derya ile buluşacağı için geç gelebilirdi. Zaten bizde çok acıkmamıştık, beklerdik.

Bu sırada whatsappa girip Timur'a yazdım.

ceylan: timurum yörüyon?

Timur : yörüyon mu?

ceylan : napıyorsun demek istedim yani. İç Anadolu'da köylüler nörüyon der ya bende yörüyon dedim işte. Aman neyse anlamıyorsun sen beni 😭

Timur: 😂😂 ceylan yiaa alem kızsın valla

ceylan : 😠 ne varmış

Timur: bir şey yok bitanem

ceylan : abimle ne konuştunuz?

timur: hiç öyle havadan sudan. Seni ne kadar sevdiğimden bahsettim

ceylan: sen? Sen mi bahsettin?

Timur: evet ceylan ben bahsettim olamaz mı?

ceylan :olur canım neden olmasın. Bu arada yarın yine buluşalım mı? Senle yaprak sarma yeriz

Timur: 😍 sen mi sardın?

ceylan: hayır tabiki tiktok için video çekicem uzun zamandır çekmiyordum. Meşhur burcu yaprak sarmasını deniycez seninle.

Timur: ıyyy ben onu yemem. Geçen tiktokta gördüm içinden saç çıkıyordu.

ceylan: öff tiksindirme beni yaa! Deniycez dedim o kadar!

timur: tamam aşkım nasıl istersen.

zafer kazanmış bir şekilde gülümsedim ve telefondan başımı kaldırıp annemle göz göze geldim. Dikkatle bana bakıyordu.

"Ben bir abime mesaj atıyım nerde kaldı "

Abime mesaj atma bahanesi ile salondan kaçtım.

*****

Derya ile samet sahilde el ele yürüyorlardı. Ellerinde en sevdikleri kakaolu dondurma vardı. Hava kararmaya yüz tutmuş ama henüz ışıklarını söndürmemişti.

"Güzel mi? "

"Evet. Hâlâ çocukluğumuzdaki gibi tadı. "

Samet usulca gülümsedi.

"Hatırlıyor musun? Bir akşam çocuklarla akşam evin önünde körebe oynuyorduk, sende karanlıkta küçük köpeği görememiştin ve köpekle çarpışmıştın"

Derya hayretle samete döndü.

"Evettt iyiki beni ısırmadı. "

"İyiki"

"Bir gün de sen beni elektirik direğinin çukuruna saklamıştın, üzerimi kiremitler ile kapatıp kaçmıştın"

Samet olumsuzca başını salladı.

"Hayır. Ben seni sakladım evet ama geri açacaktım. O ara bir amca geldi benden bir şey istedi bende onu almaya eve gittim. Zaten o zaman da çocuktuk seni unutmuşum orda. " derya içten bir şekilde gülümsedi bu duruma.

Samet ile çocukluktan beri arkadaşlardı. Ama bu zamana kadar onun sevgisini hiç fark etmemişti. Belki de ailesi ona hep "o senin abin" dediği için konduramamıştı bilmiyordu.

Samet "derya " diye seslendi. İkisinin de adımları durdu. Birbirine döndüler. Samet bir adım yaklaştı deryaya. Derya kaçmadı, geri çekilmedi çünkü artık o da samete karşı bir şeyler hissediyordu. Daha önce egemen ile sevgili olmuştu ama onu gerçekten sevdiğini hiçbir zaman hissetmemişti

"Seni seviyorum"

Derya duyduğu söz ile mutlu olmuştu. Karnında kelebekler uçuyordu sanki ve kramplar giriyordu miğdesine. Cevap vermeliydi. Ona, onu sevdiğini söylemeliydi.

"Bende seni... "

"Derya! "

İkisi de arkalarından gelen sese döndü. Egemen sinirli bir şekilde üzerilerine geliyordu. Samet deryayı hemen arkasına çekti.

"Senin ne işin var bununla? " egemen çok sinirli görünüyordu, belki ki olay da çıkaracaktı. Derya sakince göndermek istedi egemeni.

"Seni ilgilendirmez lütfen gider misin? "

Egemenin gözleri birleşmiş ellerine değdi. Sonra tekrar deryaya yaklaşmaya çalıştı ama samet önündeydi ve hiçbir şey yapamıyordu.

"Benden ayrılıp başkalarına gidemezsin derya! Seni bırakmam dedim sana bak geldim işte hadi gel gidelim burdan"

Umutla elini uzattı deryaya ama samet eline vurup aşağı inmesini sağlayınca umudu kırıldı.

"Derya ne bir mal nede sana Sahipli. Şimdi defol git huzurumuzu bozma egemen "

Egemen bu sözlerden sonra daha da sinirlendi ve samete yumruk atmaya çalıştı. Samet deryayı eliyle biraz geriye itip çevik bir hareketle yumruktan sıyrıldı. Ardından egemene sert bir yumruk geçirip yere düşmesini sağladı.

"Sana ilk ve son kez söylüyorum beni iyi dinle ; bir daha seni deryanın yanında, yöresinde görmiycem egemen. Deryayı rahatsız etmiyeceksin yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim. "

Samet deryanın elini tutmuş ilerliyordu. Egemen yenilmenin verdiği ağırlıkla yerinden kalktı ve cebinde her zaman taşıdığı bıçağı çıkardı.

"Şimdi gösteririm sana gününü "

Samete doğru koşarak ilerledi ve karın boşluğuna bıçağı sapladı. Derya ne olduğunu anlamadan bıçağa bakarken egemen bıçağı da alıp koşarak ordan uzaklaştı. Derya olayı sonradan idrak edip acı bir çığlığı dudaklarından koyuverdi.

"AĞĞHHH SAMET"

*****

Umarım beğenmişsinizdir. Bundan sonraki bölümleri ayrı ayrı olacak şekilde yazıcam. Yani bir bölüm tamamen Timur ve ceylanın olurken bir diğer bölüm derya ve sametin olacak. Bir diğer bölüm de beyza ve Kayra ya yer vericem.

bir sonraki bölümde derya ve sametin ağırlıklı olduğu bölüm okuyacaksınız.

böyle yapmamın sebebi üç kişinin hikayesini de bir bölüme sığdırmaya çalışıp sığdıramamam. Üçü de bir bölümde olunca bölüm az oluyor ve olaylar sığmıyor bende ayrı yapmaya karar verdim.

bir sonraki bölümde görüşmek üzere sizleri seviyorum canlarım kendinize iyi bakın 🤗

 

Loading...
0%