Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24. Bölüm

@mylavanta_5

Merhabalar. Biliyorum çok geciktim kusura bakmayın. Bir türlü müsait olamadım

Düğünler bitti derken bu sefer de söz nişan başladı. Akraba ve arkadaşlarımın mutlu günlerinde yanında olmak istiyorum ve bu yüzden bu bir haftam çok yoğun geçiyor.

o yüzden yazamadım ama çok şükür müsait bir ara sıkıştırdım araya. Hadi başlayalım keyifli okumalar

Ben söylemiştim, bir şeyin bokunu çıkarmazsam olmazdı. Yatarken uyuyana kadar yüzüğümü izlemiştim, sabah uyanır uyanmaz millet telefona bakar ben yüzüğe bakıyordum.

Tektaşım kenarlarında üçer tane minik taştan oluşan ortasında da su damlası şeklinde bir taşla çok güzel duruyordu.

Dün abim yüzüğü görünce düşüncelere daldı. Hatta bende mi deryaya evlenme teklifi etsem diye bile sordu.

Ona elbette yardım ederdim çünkü bir taraf arkadaşım, bir taraf abimdi.

Şimdi de oturmuş plan yapıyorduk. Abim benden önce evlenemezsin önce ben evlenicem diyerek teklif için plan yapmaya kalktı.

Abime kalsa internette gördüğü bir videodan örnek alacaktı. Derya ile yolda araba ile giderken bir kaç kişi yolu kesecek abimi dövüyormuş gibi yapacak ve derya da aşağı inecekti. Abim de o ara yüzüğü çıkarıp evlenme teklifi edecekti.

Peki ya derya arabadan inmezse? Muhtemelen inerdi ama çok saçmaydı bana göre. Sonra bir akrabanın nişanında pistte edecekti ama bu başkasının özel gününde rol çalmak olurdu.

Ben de bu fikirlere daha fazla dayanamadım ve olaya el attım.

"Bak ceylan bu kaçıncı fikir delirtme beni! "

"Bu nasıl fikir abi ya? "

"Nesi varmış? "

"Korku tüneline gideceklermiş de deryayı orda bırakıp kaçma numarası yapacakmış da evlenme teklifi edecekmiş. Pehh "

Abim gözlerini devirdi. Sıkılmışa benziyordu çünkü sabahtan beri fikir bulmaya çalışıyorduk.

"Sen söyle ceylan hanım ne yapıcam ben? "

Biraz düşündüm. Aklımda çok güzel fikirler vardı ama dilimden dökülmüyordu. Derin bir nefes aldım ve anlatmaya başladım.

"Bak şimdi bir yol hazırlıycaz, yol boyu balonlar asıcaz balonların üzerine de ufak notlar yazıcaz. Mesela çok özelsin yada ne biliyim buna benzer bir şey. Sonra yolun bitimine çiçeklerle bir geçit yapıcaz orayı da süsleriz sen evlenme teklifi ettikten sonra o da evet derse havai fişek falan patlar nasıl? "

"Bu muydu yani? " yine göz devirdi. Pardon ama sen benim fikrime kurban ol abi. Senin fikirlerinden daha yaratıcı ayrıca.

Çantamı alıp içine telefonumu koydum.

"Ben beğendim bir kere bu planı. Biz timurla malzemeleri almaya gidelim, sende " önüne postiş kağıtları ve bir kalem koydum.

"Bunlara güzel notlar yaz. Ben çıkıyorum haberleşiriz"

Koşarak evden çıktım. Biraz daha çıkmasam abim beni hâlâ göndermezdi. Abimin elinden böyle işler hiç gelmezdi. Aşırı odundu ve romantiklikten asla anlamazdı. Ben yardım etmesem derya kuşumun güzel bir evlenme teklifi bile olmazdı heralde.

Timur'u arayıp nerde olduğunu sordum. Evden yeni çıktığını söyleyince hemen yolumu değiştirip eve doğru yürüdüm.

"Güzelim hayırdır sabah sabah? "

Yanına geldiğimde belimden tutup sarıldı ve yanağıma bir öpücük bıraktı.

"Abim deryaya evlenme teklifi edecekmiş bir haftadır düşünüyor ne yapsam diye. Yardım edicez bizde seninle "

"Hmm peki edelim. Ne yapıcaz? "

"Alışveriş "

"Hadi o zaman"

Elimi tuttu ve arabaya geçtik. Sohbet ederek alışveriş mağazasına geldik. Burası büyük bir AVM idi. Yani burda herşeyi bulabilirdim.

Timur meşale ve havai fişek aldı. Bende kalpli balonlar ve çiçekli geçit için asılabilen yapay çiçek aldım. Arka plan için çeşitli süslemeler de aldıktan sonra tamamdı.

Bir sürü büyüklü küçüklü mum da aldıktan sonra yola döşemek için koca bir buket gül aldım. Derya gül severdi.

Timur da işini bitirdikten sonra beyzayı aradım hemen.

"Kanka nasılsın? "

"İyiyim canım dışarı çıkıyorum. Sen?"

"Bende iyiyim. Abim deryaya evlenme teklifi edecekmiş ona yardım ediyoruz sende gelsene. Deryaya söyleme ama "

"NEE! Ayyy çok sevindim. Olur gelirim hemen. Konum at sen bana"

"Tamam atıyorum. Hatta kayrayı da getir meşale tutarken yardım eder. "

"Olur yarım saate ordayız"

Telefonu kapattıktan sonra sahile geçtik. Trafiğin olduğu yerlerde olmazdı, orman tarzı bir yer de olmazdı. Daha sakin bir yer bulamadığımız için yaz ayının vazgeçilmezi sahili düşündük.

Beyza'ya konum attıktan sonra timurla sahile gittik önce ne yapsak diye düşünürken Timur aldığım geçit çiçeklerini kalp şeklinde yapıp arka plan yapmayı önerdi. Benim de aklıma yatınca hemen işe başladık.

Timur onu yapmak için gerekli olan demir alet ne gerekiyorsa getirdi, bende mumları ve çiçekleri koydum etrafa.

Biz alışveriş, hazırlık derken saat nerdeyse akşam beş olmuştu. Deryayı çağıracaktık ve muhtemelen otobüsten inip yürüyerek gelecekti.

Otobüs yolundan başlayıp buraya kadar belli aralıklar ile balonları yerleştirdik. Geriye sadece abimin notlarını balona yapıştırmak kaldı.

"Hadi abi notları da ver de bitsin derya gelir bir saate "

"Ya ceylan ben notları yazdım ama pek içime sinmedi"

Timurla abime döndük. Elimi ver dercesine uzattım. Avcuma gelen birsürü postiş ile baka kaldım.

"Bu ne abi? "

"Not işte "

"Not olduğunu görüyoruz heralde neden bu kadar çok? Baksana toplasan otobüs yolundan buraya 30 balon var. Burda en az 50 not var"

"Beğenmediğini atarsın ceylancım ne yapıyım şimdi kurban olduğum kardeşim"

Abim mala anlatır gibi tane tane anlattı. Bıkkın bir nefes verip notları okumaya başladım.

"Hayalim" başka bir nota geçtim "nefesim", " ışık yüzlüm", "gökkuşağım"

Timur dayanamamış en sonunda sormuştu abime.

"Bu ne lan? "

"Not işte "

"Ben senin yazdığın nota tükürüyüm"

Aslında güzel kelimelerdi fakat böyle özel bir gün için alakasızdı bence.

"Anlaşılan bu iş de bana kaldı. " dedim ve Timur'un arabasına ilerleyip arabanın ön gözünden kağıt ve kalem aldım. İnternetten güzel ve anlamlı bir sürü söz bulduktan sonra kağıtlara yazdırdım abime.

Tabiki ben yazmayacaktım bir zahmet onu da yapsın yani. Sonra beyza ve Kayra da gelince hep birlikte kağıtları yapıştırmaya başladık. Tüm işimiz bittikten sonra saat altı buçuk olmuş deryanın gelmesine az kalmıştı.

Timur lafa girdi hemen.

"Bakın arkadaşlar samet bir halt beceremiyor iş bize kaldı "

"Oğlum! Halt malt ne biçim konuşuyorsun kaç yıllık dostumsun şurda. Hem yaptığınız iyilikleri başımıza kakacaksanız oynamayalım yani"

"Oynamayalım mı? "

Beyza; " öfff neyse ne hadi yaa ne yapıyoruz anlatın artık" diye çıkıştı. Tatlı kız seni. Sevgilisinin yanında sert duracak güya. Neyse.

"Neyse işte şimdi derya otobüsten indikten sonra buraya gelecek, biz onu çiçekli yolun başladığı yerde meşale ile karşılayıp buraya getiricez sonrası zaten samette"

Herkes abime döndü. Abim hâlâ ne yapacağını bilmez bir şekilde heycandan elinin terini pantolonuna siliyordu.

"Biliyorsun demi abi ne yapacağını "

"Biliyorum biliyorum. Diz çökücem, yüzüğü çıkartıp evlenme teklifi edicem "

"Hahh aferin abime "

Beyza heyecan ile ellerini çırptı.

"Ayy durun durun deryanın en sevdiği şiiri de oku o zaman daha çok mutlu olur "

"Şiir mi? Ne şiiri? "

Abim birden dona kalmıştı. Çok heycanlıydı ve şiiri duyunca daha çok heyecanlandı. Hani 23 Nisan'da öğretmenin seni çağırır şiir okuman için ama sen şiiri ezberlememişsindir ya hahh öyle bir ifade vardı şuan abimin suratında.

Beyza;" seni bağırabilsem seni

Dipsiz kuyulara

Akan yıldızlara

Bir kibrit çöpüne varana

Okyanusun en ıssız dalgasına

Düşmüş bir kibrit çöpüne"

Aslında şiir çok güzeldi ama abim bunu aklında tutabilecek miydi? Sanmam.

"Olur olur söyler hadi yerlerinize geçin bende meşaleyi getiriyim. " diyerek arabaya ilerledi Timur.

Abim biraz daha dursa ölecek gibiydi heyecandan. İlk defa onu böyle görüyordum. Bende heyecanlanmıştım açıkçası.

*****

Derya otobüsten inmiş yavaş yavaş sahile doğru iniyordu. Samet onu aramış buluşmak istediğini söylemişti. Elbette geri çevirecek değildi çünkü bir haftadır düşünceliydi samet ve ne olduğunu deryaya söylemiyordu.

Derya birden durdu. Aklına ya benden ayrılmak istiyorsa düşüncesi geldi. İçini bir ürperti aldı. Ama ön yargılı değildi derya gidip görecekti ne olduğunu.

İleride pembe bir balon gördü. Yaklaşıp ne olduğuna baktı. Üzerinde bir kağıt vardı, hemen okumaya başladı.

"Yıldızlar kadar güzel olan" sadece bu yazıyordu ileriye doğru bakınca bir balon da göründü gözüne. Hemen oraya ilerledi.

"Ay gibi parlak olan" yazıyordu bu kağıtta da. Bir sonrakinde "güneş gibi sıcak gülümsemesi olan"

"Hayatıma neşe saçan"

"Günümü güzelleştiren "

"Nefesim olan kadına " yazıyordu notlarda. Derya balonları geçtikçe gözleri doluyor heyecan ile ilerlemeye devam ediyordu.

Sahile gelip de sametgili görünce gözünden bir damla yaş firar etti. Mutluluk gözyaşıydı bu lakin. Önünde iki kenarı güllerle süslenmiş bir yol vardı. Timurla ceylan, beyza ile de Kayra elinde meşaleler ile deryayı bekliyordu. Derya onlara gülerek ve dolu gözlerle yaklaştı.

Önden derya arkadan da diğerleri sametin yanına doğru geldi. Samet hâlâ şiiri ezberlemeye uğraşırken tebessümle bakabildi deryaya.

Deryanın ellerine uzandı ve tuttu. Sonra şiirini okumaya başladı.

Parantez içindekiler doğrusu olan

"Seni çağırabilsem seni (bağırabilsem)

Dipsiz kuyulara

Kayan yıldızlara (akan)"

Ceylan ve Timur'dan bir kıkırtı çıktı. Gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı çünkü samet şiiri yanlış okuyordu. Derya da gülecek gibi oldu ama bozuntuya vermedi. Samet okumaya devam etti.

"Bir kibrit çöpüne varana

Okyanusun en sessiz dalgasına (ıssız)

Dönmüş bir kibrit çöpüne ( düşmüş)"

Beyza da kendini sıkarken Timur'dan bir kahkaha koptu. Onun kahkahası ile herkes gülmeye başladı. Derya da dahil.

Samet bozuldu bu duruma.

"Ne gülüyorsunuz oğlum? "

Timur kahkahasını zorla durdurup kolunu ceylanın omzuna attı.

"Şiiri o kadar yanlış okudun ki afedersin tutamadım kendimi" bir küçük kahkaha daha attı.

Diğerleri de gülerken samet onları boş verip deryaya döndü.

"Derya bak biliyorum ben romantiklikten pek anlamam zaten şiiri de okumayı beceremedim. Sende anlamışsındır ne yapmaya çalıştığımı. " deryanın önünde diz çöktü.

"Benimle evlenir misin? "

Derya hâlâ gülmemek için direniyordu. Okyanusun en sessiz dalgası demişti demi o. Şair duysa oracıkta bayılırdı heralde çünkü bir şiir ancak bu kadar değiştirilirdi.

Derya düşünür gibi yaptı ve cevabını verdi.

"HAYIR"

Herkesten "aaaaa" nidaları dökülürken "dermişim EVETT" diye bağırdı.

Herkes alkışlamaya başlarken samet derin bir nefes verip ayağa kalktı ve deryaya sarıldı. Deryayı bir tur etrafında dönderdikten sonra yere indirdi ve yüzüğü parmağına taktı.

Bir kez daha sarılmışlardı ki derya uzaktan bir silüet gördü. Bu kişi tıpkı egemene benziyordu. Panikle geri çekildi derya. Samet bu hareketine anlam veremezcesine baktı.

"Samet? "

"Ne oldu güzelim? "

"Egemen ordaydı gördüm, bize bakıyordu"

Herkes deryanın eli ile işaret ettiği noktaya baktı ama kimsecikler yoktu.

"Kimse yok aşkım korkma. Hem egemen ceza evinde biliyorsun. Yanılsamadır korkma "

Deryaya bir kez daha sarıldı. Ama derya emindi, oydu. Nerde görse tanırdı o bakışları. Egemen ne zaman sinirlense hep alttan alttan bakardı. Yine öyleydi. Başı eğik bakıyordu işte.

Ama akşamın mahfolmaması için fazla kurcalamadı derya da. Bir şişe su getirdi ceylan. Yarısını içti, sakinleşince herkes çiftiyle beraber dans etmeye başladı. Herkes eğleniyordu.

Eğlenmeyen tek kişi vardı. Onları uzaktan seyreden egemen.

Canlarım bölümü nasıl buldunuz?

umarım beğenirsiniz. İnstagram hesabımda örnek karakter parodilerini paylaştım. Bakmak isterseniz instagram hesabım

@my_lavanta00

görüşlerinizi bekliyorum. Oy vermeyi de unutmayın. Bir sonraki bölümde görüşürüz hoşçakalın kendinize iyi bakın 🤗

​​​​​​

Loading...
0%