Yeni Üyelik
25.
Bölüm

25. Bölüm

@mylavanta_5

Merhaba benim ay çöreklerim. Hemen geldim sizi bekletmeyeyim diye.

oy vermeyi ve görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

​​​​​​Samet yatağında huzurla yatarken telefonu çalmaya başladı. İlk başta alarm sanıp kapattı, ama telefon ısrarla bir kez daha çaldı. En sonunda başını kaldırıp arayanın kim olduğuna baktı. Arayan karakoldan bir tanıdığıydı. Bekletmeden açıp kulağına yasladı.

"Alo"

"Samet uyandırdım bu saatte ama acil olmasa aramazdım"

"Önemli değil ne oldu? "

"Dün, sizin şikayet ettiğiniz egemen denen çocuk kaçmış."

Olduğu yerde oturur pozisyona geldi samet hemen.

"Ne diyorsun oğlum sen? Nasıl olmuş? "

"Ankara cezaevine götürülecekmiş, araç ormanlık yolda ilerlerken nasıl oldu bilmiyorum ama arkadaki adamları etkisiz hâle getirip öndeki sürücüyü de öldürmüş. Sonra kaçmış işte. Her yerde arıyoruz ama yok. Sizde dikkat edin diye aradım. "

"Tamam kardeşim sağol"

Telefonu kapattıktan sonra aklına dün akşam deryanın egemeni gördüm dediği an geldi. O an inanmamışlardı ama demek ki gerçekten görmüştü.

Deryaya söylese tedirgin olurdu biliyordu. Onu korkutmadan burdan uzaklaşmaları gerekiyordu. En azından egemen yakalanana kadar.

Hemen üzerini değiştirip aşağı indi. Ceylan annesine kahvaltı hazırlamada yardım ediyordu.

"Ceylan baksana bi"

"Ne var abi? İşim var "

Sametin acelesi vardı. Bir dakikayı bile boşa harcayamazdı.

"Bak dedim ceylan iki dakika yaa"

"Offf" diyerek yanına geldi ceylan. Kolundan tutup hemen dışarı sürükledi.

"Abi ne oluyo? Bıraksana kolumu"

"Bak tek seferde anlatıcam. Anladın anladın, anlamadın beni alakadar etmez tamam mı? "

"Eee anlat hadi"

"Egemen hapisten kaçmış"

"NEEE! " Diye bağırdı ceylan. Samet hemen eliyle ağzını kapattı ceylanın.

"Ne bağrıyorsun kızım"

"Ciddi misin sen? "

"Yok şaka yapıyorum" dedi alayla. Sonra ciddileşip konuştu.

"Bak bizim derya ile burdan gitmemiz lazım tamam mı? Eminim ki yine deryanın peşine takılacak. İlk seferinde öldüremedi bu sefer öldürmeden bırakmaz "

"Abi ne diyorsun sen? "

"Ne dediğimi duydun işte. Ben deryayı da alıp gidicem. En azından egemen yakalanana kadar. Annem sorarsa derya ile tatile gittiler de kimseye de detay verme "

"Nereye gideceksiniz peki?"

"Bunu sana söyleyemem ceylan. Bunu kimseye söyleyemem. Eğer bilirseniz sizin de başınız belaya girer "

"Abii" diyerek abisine sıkıca sarıldı. Başlarının dertte olması onu da üzmüştü haliyle. Gözleri dolmaya, burnu sızlamaya başlamıştı bile.

Samet kardeşinden ayrıldı ve yüzünü avuçları arasına aldı.

"Sizde kendinize dikkat edin tamam mı? Bir şey olursa hemen beni ara "

Onaylar gibi başını salladı. Annesi Fadime hanım kapıyı açıp bir adım dışarı çıktı.

"Ne oluyor? Ne karıştırıyorsunuz siz yine benden gizli? "

"Yok bir şey anne. Hadi görüşürüz" diyerek evden ayrıldı samet. Nereye gideceğini o da bilmiyordu. Ama bulurdu bir çaresini. Deryayı arayıp oraya geleceğini ve deryayı alacağını söyledi. Derya çoktan hazırlanmaya başlarken o akıp giden yolda düşüncelere daldı.

*****

Abim gittikten sonra salona geçtim. Öylece duvara bakıyordum. Dilimde acı bir tat vardı. Neyin tadıydı bilmiyorum ama hiç güzel değildi. Annem ne olduğunu sormuştu, bende abimle deryanın tatile gittiğini beni götürmediğini söyledim.

Beni kıskanç tripli biri olarak görüyordu şuan ama umurumda değildi. Abime yeniden bir şey olursa bu sefer kaldıramazdık. Babam olayından sonra zaten anca kendime gelmiştim. Şimdi bir olay daha kaldıramazdım.

Daha fazla evde duramayıp çantamı alıp çıktım. Timur'un evine doğru ilerledim. Ona anlatıp anlatmamakta kararsızdım ama beni ondan başka anlayacak kimsem de yoktu zaten. Beyza da bilmemeliydi. Beyzanında başı yanardı o zaman.

Egemendi bu her türlü pisliği yapardı biliyorduk hepimiz. Zamanında derya onu nasıl sevmişti onu da anlamış değildim.

Timur'un evine yaklaştığımda kapıda Timur'u gördüm. Altında siyah eşofman vardı ama üstünde hiç birşey yoktu. Ve ayrıca önünde kızıl bir kız dikiliyordu. Sanırım bu da nazdı.

Burda ne işi olduğunu sorgulayarak eve ilerledim.

"Ne var yani girsem. 5 dakika konuşup çıkıcam" diyordu Timur'a. Timur beni hâlâ görmemişti çünkü sağ çaprazında kalıyordum.

"Hayır dedim naz. Ne konuşacaksan burda konuş ve git! "

Naz bıkkın bir nefes verdi.

"Aman iyi bee. Akşam parti var ipeğin. Sende gel diyecektim. İstersen sevgilini de getir. Tek sen gel de nasıl gelirsen gel. Onu görmezden de gelirim ben"

"Gerek yok naz sağol " kapıyı yüzüne kapattı. Naz bunu beklemiyor olacak ki yüzü dumar olmuş bir ifadeyle baka kaldı. En sonunda kendine gelip ayağını yere vura vura çıkıp gitti.

O gidince ben geldim kapının önüne. Üç kere çaldım. Kapı açıldı ve Timur'un sert sesi duyuldu.

"Hayır dedim naz anlamıyor musun?"

Sonra beni görünce sesini alçalttı.

"Haa sen miydin? Bende başkası sandım. Hoş geldin güzelim geçsene "

Kapıyı geçmem için araladı. İçeri geçip salonda ikili koltuğa oturdum.

"Bir şey içer misin? "

"Hayır"

Donuk hallerimden bir şey olduğunu anlamış olacak ki hemen yanıma geldi.

"Hayırdır aşkım ne oldu? "

"Timur ben nasıl söyliycem bilmiyorum. Bu söylediğim aramızda kalsın ama olur mu? "

"Tabiki. Merak etme ne oldu? "

"Dün egemen hapisten kaçmış. Abim de deryaya zarar verir diye onu burdan kaçırmayı düşünüyor. Hatta şuan yolda bile olabilirler "

Sonlara doğru sesim kısılmış gözlerim dolmuştu. İnşallah abime yada deryaya bir şey olmazdı. Timur beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.

"Şşş sakin ol. Hiç bir şey olmayacak. Hem iki bilemedin üç güne yakalanır o merak etme sen. "

"Gerçekten mi? "

"Evet. Hem abinlerin gitmesi iyi olur. Gezer dinlenirler. "

"Bilmiyorum yaa. İçimde bir sıkıntı var "

"Boş ver sen onları da gel bitane öpiyim"

Yanıma iyice sokuldu ve bana doğru uzandı.

"Mmm hayır "

"Ne hayırı yaa"

"Ya olmaz. Şimdi öpmenin sırası mı? "

"Öpmenin sırası mı olur"

"Abimlerin başı dertteyken biz burda birbirimizi mi öpücez?"

"Aman bee! Senin abinin başındaki dert de hiç bitmiyor" diye geri çekildi. Kızgınca Timur'a döndüm.

"Bana bak! "

"Off iyi iyi napalım şimdi? "

"Bilmiyorum.hiç keyfim yok "

"Hadi gel biraz sahile inelim de kafan dağılsın "

"Olur"

Çantamı da alıp kapıya doğru ilerledim. Timur üzerini değiştirmek için odaya gitti. Beş dakika sonra arabaya bindik ve sahile doğru yola çıktık.

*****

Derya acele ile aşağı indi. Samet aramış onu bir yere götüreceğini söylemişti. Hızlıca çantasına ne bulduysa attı, hızlı da bir makyajın ardından aşağı indi.

"Ne oluyor samet ya anlamadım valla. Ne bu acele böyle yangından mal kaçırır gibi? "

"Sürpriz güzelim sürpriz. Hadi geç arabaya "

"Bana bak! Sen benden ne saklıyorsun? "

"Bir şey sakladığım Yok yaa derya denizim benim. Ne saklıycam sürpriz yaptım kendi çapımda oraya götürücem hadi uzatma da bin "

Derya daha fazla sormadı. Çünkü anlatmıyordu zaten. Arabanın ön koltuğuna geçti ve kapıyı kapattı. Araba hareket ettikten sonra neşeli bir de müzik açtı.

Şarkıyı çok beğenmişti. Zaten derya tuğçe kandemirin tüm müziklerini severdi.

Bekarlık sultanlık diyorlar

​​​​​beni de yalana inandırıyorlar

biz el ele verince sevgilim

alkışlıyorlar.

derya ellerini kaldırıp bir yandan söylüyor diğer yandan oynuyordu. Samet tedirgindi. İstanbul'dan çıkmadan rahat edemezdi ama deryaya da çaktırmamak için gülümsüyordu.

Çalsın davullar, oynasın dostlar

düğünümüz var.

Evlenelim mi sevgilim

Onların hepsi biz tek diyelim

Sakın abarttım sanma

Seninle ölüme bile giderim.

derya bu noktada samete yaklaşmış cilve yapıyordu. Bir saat boyunca bu yolculuk böyle devam etti. Derya çalan şarkılara dalıp gidiyor samet de düşünceleri ile akıp giden yolu seyrediyordu.

*****

Biz sahilde uzun uzun oturup düşüncelere daldık. Aceba ne olacaktı. Ya egemen hiç bulunmazsa o zaman ne olacaktı?

Bu süre zarfında beyza aramış nerde olduğumu, derya olmadığı için sıkıldığını ve benim yanıma gelmek istediğini söylemişti. Bende timurla sahilde olduğumuzu gelebileceğini söylemiştim.

Beyza da Kayra ile gayet iyi gidiyordu. Artık birbirine aşkım demeye bile başlamışlardı. İlişkilerde ilk günden aşkım diyenleri sevmezdim. Ama beyza öyle yapmamaıştı.

Gelirken kayrayı da yanında getirdi. Kayra Timur'un yanına otururken beyza da benim yanıma oturdu.

"Selam"

"Selam hoş geldiniz" dedik timurla aynı anda.

Beyza " siz ruh eşi olabilir misiniz aceba? " diyerek güldü.

Ben de hafifçe tebessüm ettim. Aklım abim ve deryadaydı başka bir şey düşünemiyor tepki veremiyordum. Beyza'ya çaktırmamam gerekiyordu. Abim nerde olduğumuzu bilirseniz başınız tehlikeye girer demişti.

Egemen muhtemelen deryayı bulamayınca beyzayı sıkıştıracaktı emindim. O zaman beyzanın da başı dertteydi. Nasıl bir oyunun içine düşmüştük biz böyle?

Deryayı annesi, babası merak etmesin diye üniversiteden arkadaşının babası ölmüş dedik. İnşallah gerçek ortaya çıkmazdı.

Kendimi bir çıkmazın içinde gibi hissediyordum. Nereye gittiler bilmiyordum ama inşallah şimdiye varmışlardır ve inşallah egemen yakalanana kadar onları bulamaz.

Biri omzuma dokundu. Dönüp baktığımda beyza bana bakıyordu.

"Ceylan sana sesleniyorum. İyi misin sen? "

"Evet evet iyiyim birşey yok. Sen ne diyecektin? "

"Diyorum ki beraber diğer sokaktaki markete gidelim mi? Susadım ben"

Kayra; " susadıysan ben hemen alıp geliyim" diye atıldı. Beyza onu eliyle durdurdu.

"Hayır biz gideriz. Hem biraz da konuşuruz yalnız"

Kayra olumluca başını salladı. Bende çantamdan cüzdanımı aldım ve ayağı kalktım. Beyza da kalkmış beni bekliyordu. Yürüyerek yolun karşısına geçtik ve diğer sokağa doğru ilerledik.

"Ceylan bir sorun mu var? "

Beyza'ya döndüm. Bana anlamaz gözlerle bakıyordu.

"Hayır yok birşey o nerden çıktı? "

"Ne biliyim derya sabah apar topar evden çıkıyor samet abiyle, sen bir durgunsun Timur abi desen aynı anlamadım valla "

"Yok bir sorun merak etme " diyerek elini sıktım. Kusura bakma beyza. Senin için en doğru karar hiç birşey bilmemen.

Markete gelmiştik. Karşıdan savaşın bize doğru geldiğini gördüm. Onunla konuşmak istemediğim için hemen içeri girecektim ama ismimi seslenmesi ile olduğum yerde durdum.

Beyza " sen konuş ben içerdeyim " diyerek içeri girdi. Savaşın yanıma gelmesini bekledim bıkkınca. Ne anlatacaktı aceba bu sefer.

"Selam"

"Dinliyorum"

Derin bir nefes alıp verdi.

"Peki madem uzatmamı istemiyorsun kısa kesiyim o halde. Ceylan biliyorum seni bir oyuna muhtaç bırakmaya çalıştım. Ama ne yaptıysam sadece beni biraz olsun tanıyıp sevmeni istedim. Bunları konuşmanın artık bir önemi kalmadı. Zaten bir haftaya burdan gitmiş olucam"

"Nereye? " diye sormuş bulundum. O da hemen cevap verdi bekletmeden.

"Düzce'ye teyzemlerin yanına taşınıcam. Bir daha ne zaman gelirim bilmiyorum. Ama son kez seninle konuşmak istedim. Lütfen beni affet. Beni sevmesen de arkadaş kalalım olur mu? Sen çok iyi birisin, seni kaybetmek istemem."

Biraz düşündüm. Söylediklerinde samimi duruyordu. Zaten savaş kötü biri değildi. Saf, iyi huylu bir çocuktu. Ama yanlış kişiyi sevmesi ona yapmaması gereken şeyler yaptırdı. Mesela benimle girdiği oyunda beni ufak çaplı tehtit vari kullanmış, ilişkimizi abime ve tüm nişan misafirlerine söylemişti.

Ona kızmam gerekiyordu ama şuan onunla uğraşacak durumda bile değildim. Kafam çok doluydu.

"Tamam savaş affettim. Arkadaş da kalabiliriz. Hadi artık sen git Timur görmesin"

"Hoşçakal" diyerek el salladı ve arkasını dönüp gitti. Bende beyzanın yanına içeriye girdim.

"Ne yapıyorsun iki saat? "

"Siz konuşun diye oyalandım. Ne diyormuş? "

"Aman arkadaş kalalım ben Düzce'ye gidiyorum falan dedi özür diledi önemli birşey değil. "

Beyza suyun paraşını ödemiş bir kaç tane de çikolatalı şeker almış ve çıkmıştı. Bayılırdı çikolatalı şekerlere. Ben ise nefret ederdim, çok tatlılardı çünkü.

Biraz ilerlemiştik ki önümüzde bir araba durdu. Beyzayla ne olduğunu anlamaya çalışırken iki adam arabadan çıkıp üzerimize gelmeye başladı. Birden panikle bağırmaya başladım

"Noluyor ya!? İMDAT" adam ağzımı kapatım boynuma bir iğne batırdıktan sonra gerisi boşluktu artık.

Bölüm sonu canlarım.

umarım beğenirsiniz

sizleri çok seviyorum.

​​​​​​instagram: my_lavanta00

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Hoşçakalın

​​​

 

 

Loading...
0%