@mylavanta_5
|
Merhabalar size bölüm getirdim. iyi okumalar oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım :)) Timurla Kayra kızlar gidince sohbet etmeye başladı. Onlarda yeni tanışıyordu. Zaten birbirini ne zaman doğru dürüst görmüşlerdi ki? "Sen... Nazı nerden tanıyorsun? " diye sordu Timur. Kayra ellerini kuma yaslayıp gerindi. "Ben, yağız, ipek ve emre üniversiteden arkadaşız. Naz yurt dışından gelince yağızın kaldığı evin yan tarafına taşınmışlar. Yağızla ordan tanışıyor. Tabi yağızla arkadaş olunca doğal olarak bizle de oldu. " Timur anladım der gibi başını salladı. Yağızı sürekli ceylana yakın görmek kıskanmasına sinirlenmesine sebep oluyordu. Aklına intikam meselesi gelince kovdu hemen. Ceylan yağız gibi biri olamazdı. O hep masum, temiz bir kız olarak kalmalıydı. Yağız serseri kötü kalpli birine benziyordu Timur'a göre. Kayra; " bu kızlar neden gelmedi? " diye sordu. Timur da ayağa kalkıp "Gel bi gidip bakalım " diyerek ilerledi. Kayra ile beraber yolu geçip kızların geldiği markete geldiler ama ne içerde ne de dışarda kimse yoktu. Timur orada çalışan adama sordu. "Abi baksana bi. Buraya iki kız gelecekti su almaya biri uzun boylu siyah saçlı diğeri kumral hafif kısa boylu, gördüm mü? " Adam telaşla kasanın ordan çıktı. "Hee geldi iki kız. Biri dışarda biriyle konuştu sonra içeri girdi. İkisi birden dışarı çıkınca önlerinde bir araba durdu aldı gitti kızları" "Ne yaptı ne? " diye sordu Timur ve hemen adamın yanına geldi. "Kamera çalışıyor mu? " "Çalışıyor çalışıyor buyurun" Adam bilgisayardan güvenlik kamera kaydını başlattı. Başta ceylan ve beyza markete geliyordu, ceylan içeri girecekken geri çekilip ileriye bakıyordu. Beyza içeri girince ceylanın yanına savaş geliyordu. "Savaşın ne işi var orda? " diye kendi kendine sordu Timur. Sonra kayıt devam etti. Ceylan savaşla konuştuktan sonra içeri giriyordu savaş da gidiyordu ters yöne. Kızlar çıktıktan sonra siyah bir araba kızların önünde duruyor kızları zorla arabaya bindiriyordu ve kayıt bitiyordu. "Bu kadar mı? " diye sordu Kayra adama. Adam ürkerek ellerini kaldırdı. "Vallah bu kadardır. Kameranın şarjı bitmiştir " diye konuştu. Timur önce savaşı arayıp ceylanla ne konuştuğunu sordu aklında bir isim vardı ama emin olmalıydı. Savaştan kızların yanında olmadığı bilgisini aldıktan sonra Kayra polisi aradı. Timur da kameradaki arabanın plakasını aldıktan sonra polisi beklemeye başladı. ***** Bilincim yavaş yavaş yerine geliyoru. Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelirken tek duyduğum ses ayak sesleriydi. Birisi bir ileri bir geri gidip geliyordu sanki. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama sanki üzerinde kaç ton ağırlık var gibi açılmıyordu. Zor da olsa en sonunda açmayı başarmıştım. Karşımda egemen bir sağa bir sola gidip geliyordu. Başımı kaldırıp önce arkaya, sonra sağa ve sola yatırdım. Boynum tutulmuştu. Sonrasında acıyla bir inilti döküldü dudaklarımdam. "Ooo ceylan hanım ilk siz uyandınız" diye üzerime gelmeye başladı. Başım çok ağrıyordu ve bazı şeyleri algılayamıyordum. "Ceylan" dedi yanımdan bir ses kısık bir şekilde. Dönüp baktığımda beyza sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyordu. O an benim de bağlı olduğumu anladım. Ellerim arkadan bağlanmıştı, ayaklarım da aynı şekilde. "Yeter bu kadar hadi konuşun da bitsin bu işkence " diye devam etti egemen. "Neyi" diye sordum. Yavaş yavaş kendime geliyordum. "Derya nerde? " diye sordu tane tane. "Bilmiyorum" dedim ama bu egemeni tatmin etmemişti. Bana yaklaştı ve bir hışımla çenemden yakalayıp sıkmaya başladı. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Yanımdaki beyza bağırmaya başladı. "Ağğğ. Bırak onu bırak allahın cezası" egemen beni iter gibi bıraktı ve Beyza'ya döndü. "O zaman sen söyle. Derya nerde? " "Bilmiyorum. Gitti" "NEREYE! " Diye bağırdı bu sefer. Beyza korkmuş sıçramıştı. Yeniden bilmiyorum diye fısıldayınca egemen doğruldu. "Madem laftan anlamıyorsunuz o zaman zorla çözeriz. " yanındaki adama döndü. "Getir şu bıçağı" Biz beyza ile birbirimize bakarken adam sağda kalan bir odaya girdi ve bir bıçak getirdi. Önce Beyza'ya yaklaştı. "Bak baldız sana eziyet etmeden anlat yoksa çok canın yanacak. Derya ner-de? " Beyza artık hem korkuyor, hem ağlıyordu. "Bilmiyorum yemin ederim. Samet abiyle gitti. Tatile gittiler diye biliyorum başka bir şey bilmiyorum" diye ağlamaya devam etti. Egemen tatil lafından dolayı iyice sinirlenmiş bıçağı beyzanın boynuna dayamıştı. "Sen söyle ceylan. Derya nerde? Eğer 5 saniye içinde söylemezsen baldızın boynuna bir iz bırakıcam. 5" diye saymaya başlamıştı ki bağırarak konuştum. "Bilmiyorum dedim ya bilmiyorum. Yerini söylemediler bize bilmiyoruz ikimizde" o kadar çok bağırmıştım ki boğazım acımıştı ama egemen dinlemedi. "4, 3, 2" Beyza "yemin ederim bilmiyorum diyorum anlasana? " "1, siz kaşındınız " diyerek beyzanın boynuna bıçakla bir kesik attı. Beyza acıyla çığlığı koyuverdi. "Ağğhhh" hemen eliyle ağzını kapattı. "Ben sana demiştim baldız söylemezsen canın yanar diye. " Bende artık ağlıyordum. Beyzanın canı yanıyordu, derya ve abimden haber yoktu, Timur bizim yokluğumuzu fark etmiş miydi bilmiyorum. Burda ölecek miydik, çıkacak mıydık o bile belli değildi. Bu sefer bıçağı bir kenara savurdu ve yine arkadaki adama döndü. "Bunlar böyle konuşmayacak. Varilleri getir" adam başını sallayıp tekrar o odaya girdi. Bir tane boş varili getirip ortaya koydu. Koşarak içeri gitti ve iki tane büyük bidonla su getirdi. Teker teker açıp varile boşalttı. Egemen bana doğru gelip önce ayaklarımı, sonra ellerimi çözdü. "Sıra sende " Kolumdan tutup beni varilin yanına sürükledi. "Evet beyzacım söyle bakalım. Arkadaşının boğularak can vermesini ister misin? " "Hayır sakın yapma. Bak yemin ederiz bilmiyoruz lütfen bırak nolur " Diye çırpındı ağlayarak. Eğemen kollarımı sıkı sıkı tutmuştu kaçmaya çalışsam bile beyzayı burada tek bırakamazdım. "Ayhh yeter sıkıldım artık" diyerek bir elini başıma koydu ve kafamı varilin içine soktu. Nefesimi tutmuştum ama uzun süre dayanamayacaktım. Burnuma su kaçınca çırpınmaya başladım. Başımı çekip varilden çıkarttı. Derin derin nefes almaya öksürmeye başladım. "Bakın gerçekten sıkıldım. Derya sizin haberiniz olmadan tuvalete bile gitmez. O yüzden daha fazla acı çekmeden anlatın. Derya nerde? " "Alçak, köpek" diye tısladım egemene. Elini tekrar başıma yaslayıp varile soktu. Bu sefer nefesimi tutamadan ağzıma su dolmuştu. Ne kadar çırpınsam da çıkartmadı. Artık boğulacaktım. Çırpınışlarım kesildi. Burnumdan nefes almaya çalışıyordum ama hava yerine su doluyordu. Bilincim yavaş yavaş kayarken çıkarttı beni ve olduğum yere bıraktı. "Yeter lan! Yalan söylemeyin artık bana. Ya deryanın yerini söylersiniz yada sizi şuracıkta gebertirim. Konuşun çabuk" Biz hâlâ sesimizi çıkartmazken elini beline attı ve silahını çıkarttı benim başıma dayadı. Beyza; "Hayır yapma lütfen yapma" diye ağlarken tetiği çekti. Silah ateşlenmek üzereydi. Ama dışardan bir adam koşarak içeri girdi. "Abi polis geliyor" "Ne polisi lan" diyerek üzerime geldi ve beni yerden kaldırdı. Önüne almış kolunu boynuma dolamıştı. Beni önüne siper etmişti bir nevi. İçeri elinde silahlarla polisler girdi. "Etrafınız sarıldı atın silahlarınızı teslim olun" Polislerin arkasından Timur'u gördüm. Korkuyla bana bakıyordu. "Yaklaşmayın yoksa kız ölür " Polislerden biri egemeni sakinleştirmek için konuşmaya devam etti. "Bak delikanlı eğer o kızı vurursan ömür boyu hapis yatacaksın o yüzden uzatma. At silahını teslim ol, belki o zaman cezan hafifler." Egemenin güldüğünü duydum. "Ben zaten ölmüşüm. Deryayı da öldürüp zaten gidicem bu lanet olası dünyadan. O yüzden bana deryayı getirin" "Saçmalama oğlum bırak silahını" Timur'un sesini duydum. "Egemen ceylana bir şey olursa andım olsun yaşatmam seni. Ceylanı bırak teslim ol, yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim" Egemen Timur'u da dalgaya aldı. "Yapma yaa! Söylesene ne yapacaksın? " Gözlerimden bir yaş daha firar etti. Timur bana güven vermek ister gibi bakıyordu ama o da emin değildi Egemenin bana zarar vermeyeceğine. Bir çıtırtı duydum ama umursamadım, kimse umursamadı. Beyza hâlâ elleri bağlı ağlarken az ilerideki adamın bizim arkamıza baktığını gördüm. "Abi... " demeye kalmadan bir sarsıntı yaşadım. Bir kaç adım öne savrulup yere düşerken şokla olanı anlamaya çalışıyordum. Başımı kaldırıp ne olduğuna baktım. Savaş egemenle bir tartışmaya tutuşmuş elinden silahı almaya çalışıyordu. Polisler adamların dikkatinin dağılmasını fırsat bilmiş ikisini de etkisiz hale getirmişti. Savaş Egemenin elinden silahı almaya çalışırken bir el silah sesi yankılandı deponun içinde. Şokla elimi ağzıma kapattım. Timur koşarak önüme gelmiş, başımı göğsüne yaslamıştı. Kimin vurulduğunu görmemiştim. Zaten Timur da görmeyim diye önüme geçmişti. Polislerden biri bağırıyordu. "Alın şunu hemen, hemen ambulansı arayın, götürün şunları..." Daha bir çok söz ama kulaklarım uğulduyordu. Timur önüme geçmiş olsa da biliyordum kimin vurulduğunu. Savaş Egemenin elinden silahı almak isterken vurulmuştu. Benim hayatımı kurtarmıştı ama kendisi vurulmuştu. "Timur" diye fısıldadım. Başka kelime çıkmıyordu dudaklarımdan. Şoka girmiştim. Sesler uğultu şeklinde geliyordu kulağıma. "Şşşş sakın ol güzelim sakın ol iyisin" "Savaş... " devamı gelmedi. Savaş vuruldu demek istedim, benim yüzümden vuruldu demek istedim ama çıkmıyordu dilimden. "İyi olacak sakın ol bir şey yok" diye bana telkin veriyordu ama biliyordum belki de iyi olamayacaktı. Kollarını itip ayağı kalktım ve sersem adımlarla savaşa yaklaştım. Kalbine yakın bir yerden girmişti kurşun. Kan birikintisine bakarken sesini duydum. Sesi kısık ve pürüzlüydü. "Ceylan" Başımı kaldırıp baktım. Gözlerimdeki yaşları bile donmuştu artık. "Savaş özür dilerim" diye konuşmaya çalıştım ama kelimeler yarıda kesildi. Çıkmıyordu dudaklarımdan sesim titriyor nefesim kesiliyordu. "Affettin mi beni" dedi zorlanarak. Affetmiştim ama böyle olmamalıydı. Savaş o soğuk betonda yatarken değil dimdik ayaktayken söylemeliydim bunu. Dizlerimin üzerine çöktüm ve yanına oturdum. "Yorma kendini. Affettim ben seni hem sen iyi olacaksın. Daha çok konuşuruz biz " "Ceylan ben ga- galiba ö- ölüy- ölüyorum" "Sus savaş sus" dedim sesim sonlara doğru yine kısıldı. "Sus lütfen iyi olacaksın. Ambülans gelecek şimdi" diyerek teselli etmeye çalıştım ama çoktan gözleri kaymaya başlamıştı bile. "Hak- hakkını helal et " dedi ve başı sola doğru düştü. "Hayır" dedim önce kısık sesle "hayır savaş hayır! " diye bağırdım var gücümle. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve uyansın diye tek elimle tokat atmaya başladım. Elim nabzına gitti. Atmıyordu. Timur beni kollarımdan tutup geri çekti ve arkamdan sıkıca sarıldı. Ben hıçkırarak ağlarken ambulans geldi. İki hemşire koşarak sedyeyi getirdi ve savaşın ölü bedenini sedyeye koydu. Ben ileri atılsam da Timur buna izin vermedi. Dönüp Beyza'ya baktığımda o da yere oturmuş ağlıyordu, o da kayranın kollarındaydı. Savaş ambulansa alınıp giderken Timur beni yerden kaldırdı. Bedenim daha fazla olanlara dayanamadı ve kendimi boşluğa bıraktım. O an sadece belimde bir el hissettim ve yere düşmeden biri beni kucağına aldı. Timur beni kucağına almıştı ama artık benim bilincim yerinde değildi. ***** Timur ceylanı yere düşmeden belinden yakaladı. Hemen kucağına alıp arabasına ilerledi. Beyza ve Kayra da gelince hemen arabaya bindiler ve hastaneye doğru yola koyuldular. Kayra sürekli Beyza'ya iyi olup olmadığını soruyordu. Beyza korkmuş ağlama krizine girmişti. Cevap bile veremiyordu. Timur biraz daha hızlandı ve öndeki ambulans ile hastaneye vardı. Savaşı hemen odaya aldılar ve şok cihazıyla, kalp masajıyla hayata döndürmeye çalıştılar ama nafileydi. Savaş çoktan ölmüştü. Ceylanı da odaya aldılar ve kontrol edip serum taktılar. Bünyesi bu kadar üzüntüye ve korkuya dayanamamış bitkin düşmüştü. Timur beyzayı ve ceylanı kayraya emanet edip hastaneden çıktı. Telefonunu çıkarıp hemen sameti aradı. İkinci çalışta telefon açıldı. "Efendim kardeşim? " "samet biran önce dönmeniz lazım. Ortalık karıştı. " samet panikle konuştu. "ne oldu? " "egemen deryanın yerini öğrenmek için beyzayla ceylanı kaçırdı. Güvenlik kamerasından plakayı bulduk ve yerlerine ulaştık polislerle. Ceylan iyi ama savaş Egemenin elinden silahı almaya çalışıtken vuruldu ve.. " "ve ne? Savaşın ne işi vardı orda? " "ceylan en son savaşla konuşuyordu. Onunla ilgisi varmı diye aradım o ara öğrendi geldi işte. Savaş vuruldu samet. Savaş öldü" Bir kaç saniye ses gelmedi. Ardından; "kapat geliyorum" diyerek telefonu kapattı. Timur bıkkın bir nefesi dışarı bıraktı. Savaşı sevmezdi evet ama onun bu şekilde ölmesini de asla istemezdi. Canlarım bölümü nasıl buldunuz? sizi uzun süre beklettim diye telafi etmek için hemen attım bölümü. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Bir sonraki bölümde görüşürüz hoşçakalın |
0% |