@mylavanta_5
|
Devamı geldi hemen. Köy hayatını nasıl buldunuz diğer bölümde? görüşlerinizi paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın.
Asiye pansumanımı yaptıktan sonra inek sağacağını söyleyip bizi de yanına aldı. İnek yemek yerken kovayı altına koydu ve göğsünden çekerek sütü sağmaya başladı. Beyza; "Bende sağmak istiyorum" diye atıldı. Herkes Beyza'ya ne diyor bu der gibi bakarken asiye beyzayı yanına çağırdı. Beyza koşarak gitti ve tabureye oturdu. Baş ve işaret parmakları içe ineğin göğsünü çekmeye başladı ama süt gelmiyordu. "Avucunla sıkacaksın " dedi asiye. Beyza yine denedi ama olmadı. Bende Beyza'ya yakından bakmak için yaklaştım. "Bak beyza avucunla... " diyordum ki inek kuyruğunu sallarken kuyruğu yüzüme çarptı. "AĞĞHHH yüzüme vurdu" diye bağırdım. Asiye cebinden peçete çıkartıp yüzümü silmeye başladı. "Korkma korkma bir şey yok sadece küçük çişi bulaştı biraz " "NEĞĞHH! " Herkes gülmeye başladı. İnek kuyruğunu yüzüme vurmuştu ve yüzüme bir sıvı bulaşmıştı. O ineğin çişi miyidi? Öğğkk galiba bende kusucam. Ben daha fazla dayanamayıp ahırdan çıktım. Asiye işine devam ederken ben bahçedeki çeşmede bilmem kaç kere yüzümü yıkadım. Biraz daha zorlasam yüzümün katmanları ortaya çıkartacaktım. Timur'un sesini duydum. "Güzelim napıyorsun? " Sinirle ona döndüm. "Şu halime bak yaa. Bizi getirdin buraya önce inek kovaladı düştüm dizimi yaraladım, şimdi de inek kuyruğu ile yüzüme vurdu yüzüm pis oldu" Timur söylediklerime gülmek istemiş ama kendini zor tutmuştu. Abim kendini hiç bozmadan gür bir kahkaha attı ve konuşmaya başladı. "Kızım ne var bunda inek seni çok sevmiş sevgisini göstermiş" sinsice sırıttım. "Gül sen gül. Sen önce deryanın ayağına bak bence deryayı da inek çok sevmiş ki ayağının altına yeşil halı döşemiş" Beyza, ben ve Timur buna gülerken abim deryanın ayağına baktı ve o da gülmeye başladı. Derya; "Off ceylan yaa! " diye isyan ediyordu. En sonunda abimden destek olarak ayakkabısını çıkarttı ve çeşmede yıkamaya başladı. Biz onun bu haline gülerken yanımıza asiye geldi. "Timur hoş geldin" Timur gülmesinin ardından asiyeye döndü. Hiçbir şey söylemeden sadece başını eğmekle yetindi ve elini belime attı. Asiye bu hareketi görmüş bozulmuştu galiba. Ama ne yapabilirdim o Timur'u seviyorsa Timur da beni seviyordu. Yasemin abla gözlemelerin hazır olduğunu söyleyip bizi eve çağırdı. Herkes giderken Timur'un kolundan tutup durdurdum. Asiye bize bakmış sonra arkasını dönüp içeri girmişti. "Ne oldu güzelim? " "Sen niye beni sevgilin olarak tanıtmadın annene " "Ceylan" "Ne? Sen beni sevgilin olarak tanıtmadın" "Sevgilim değilsin çünkü" "Nasıl yani? " Belimden tutup beni kendine çekti. "Evleneceğim kadınsın" Miğdemin duvarlarını kelebekler talan ederken içimden bir şeyler eriyordu sanki. Yüzümde bir gülümseme ortaya çıktı. Timur yavaşça yaklaştı ve dudağımın kenarına bir öpücük bıraktı. "Merak etme söylerim anneme de. O an öyle çıktı ağzımdan. Bir daha olmaz" Onaylarcasına başımı salladım. Balkondan abim bağırıyordu. "TİMUR! Hadisene oğlum öldük açlıktan" "Geber" diye kısık sesle konuştu. Omzuna bir tokatı geçirdim. "Ne var yaa? Şuna bak evlenme teklifi etmişim hâlâ yaklaştırmıyor sana" "Evlenince artık" diye cevapladım. "Ohoo zaten bi evlenelim abinin yanında öpücem seni" "Abartma" diyerek geri çekildim. El ele eve doğru ilerledik ama kapının önünde ellerimizi ayırdık. Ne kadar istemesem de. Sofra kurulmuştu. Abim,derya, beyza yan yana dizilmiş abimin diğer yanına muhsin amca oturmuştu. Muhsin amcanın yanına Timur,timurun yanına ben oturdum. Benim yanıma da yasemin abla oturdu. Asiye elinde bardaklarla gelmiş, Timur'un yanındaki beni görünce mecbur yasemin ablanın yanına geçmişti. Yasemin abla ayranları koyduktan sonra hadi başlayın dedi ve hepimiz gözlemelere gömüldük. Tadı çok güzeldi. Onca yorgunluğun ve açlığın üzerine çok güzel gelmişti. "Kızım senin dizine ne oldu? " diye sordu yasemin abla. "Düştüm" diye cevapladım. Nasıl düştüğümü de kısaca özetledikten sonra sırtımı okşadı şefkatle. Bende gülümseyerek karşılık verdim. Asiye; "Yasemin anne misafirlerin nerede kalacak? Eğer yer yoksa kızları bize götürüyüm" diye bir öneri sundu. Timur kulağıma yaklaşıp " gerek yok demi ceylan. Biz beraber uyuruz" diye fısıldadı. Karnına dirseğimle vurup uzaklaştırdım. Yüzüm yanıyordu, birazdan kızaracaktım galiba. "Yok kızım size zahmet olmasın alt kat boş orda yatarlar." diye geri çevirdi. Sağol yani yasemin abla. Bu kızla aynı ortamda biraz daha duramayacaktım. Yemeklerimizi yedikten sonra Timur "burada gençler ırmağa gidip şarkı söyler bizde gidelim" diyerek hepimizi yola düşürdü. Toprak yolda yürürken Timur'un elinden tutmak istiyordum ama asiye sürekli bize bakıp duruyordu. Beyza derya ile bir sürü resim çekiyordu. Ağaç, yol, çiçek, böcek. Biz biraz geride kalalım diye yavaş yürüyordum ama bu sefer de abim engel oluyordu. Offf. Nihayet ırmağa geldiğimizde büyük bir masanın etrafına toplanmış bir kaç genç gördük. Timur "Selam gençler" diyerek ortama daldı. Onlar da "hoş geldin Timur abi, ne zaman geldin, bunlar kim" diye bir sürü soru sorduktan sonra bizde masadaki yerlerimizi aldık. Şimdi oturuş sırasını söyliycem size Ben, benim yanımda Timur Timur'un yanında asiye Asiyenin yanında beyza, derya ve abim. Diğer sandalyelerde de köydeki gençler oturuyordu. İki kız üç erkek. Beren, aslı, eda Timur'un kardeşi, caner, eren, salih. Timur kardeşine bizi tanıtıp niye evde olmadığını ve burda gezdiği konusunda ufak bir azar çekip evde konuşacağını söyledi. Bir şey yapacağından değildi ama yine de tehtit vari konuştu. "Eee kim ne söylüyor? " Benim sesim güzeldi ama ben söyleyemezdim çünkü utanırdım. Tanımadığım insanların önünde çok zordu. "Asiye söylesin" dedi aslı. Asiye gülümsedi. "İyi söyleyim bari" Caner gitarını aldı ve çalmaya başladı. Asiye söylemeye başladı. "Muhtemel aşk icin Aştım bendimi Yolculuk nereye? Dinlemeden kendimi Ahh Muhtemelen aşk Bir anda çocuk oldum Saklandı kederlerim Yumdum gözlerimi Sana açtım kendimi Ah Muhtehelen aşk" Sesi çok güzeldi. Güzelliği kadar sesi de etkilemişti beni. Kıskanmıştım açıkçası. Başımı kaldırınca eren senen çocukla göz göze geldim. İstemsizce yüzük olan elimi çıkartıp masaya koydum. Gözleri önce elime indi sonra yüzüme çıktı ve gülerek kafasını yana çevirdi. "Muhtemel aşk için Virane oldum Bir anı aşk ömrüme Divane oldu Muhtemel aşk için Virane oldum, aman aman Bir anı aşk ömrüme Divane oldu" Timur sandalyemi biraz daha kendine çekti ve elini omzuma attı. Galiba onda Eren'in bana baktığını görmüştü. "Muhtemelen aşk Hiç canım acımadan Âşık oldum sandım Dikenlerin üstünde Bir tebessüm yüzümde Ah Muhtemelen aşk için Virane oldum aman aman Bir anı aşk ömrüme Divane oldum." Birden herkes söylemeye başladı. Şarkı çok güzeldi. Söyleyenler de çok güzel söyleyince harika bir gösteri çıkıyordu ortaya. Şarkı bitince herkes alkışlamaya başladı. "Evet nasıl buldunuz? " diye sevinçle sordu asiye. "Harikaydın " dedi caner. Beyza; "Ceylan sende güzel söylüyorsun söylesene bir tane " diye atıldı. Ben ne kadar istemeyip geri çevirsem de söylemek zorunda kaldım. Aceba ne söylesem diye düşündüm bir süre. En sonunda güzel bir şarkı bulup başladım. Bu ara hep bu şarkı dinleniyordu ve çok güzeldi. Cener çalmaya başladı. Nazan öncelden beni hatırla "Resimlere bak Mektupla avun Şarkılar tut Kendinden vazgeç Yastığına sarıl Korkular tut" Eren denen çocuk bana dik dik bakıp gülmeye devam ediyordu. Ben şarkımı söylüyor ona bakmamaya çalışıyordum ama izlenme hissi beni rahatsız ediyordu. Timur omzuma attığı eli ile saçlarımı okşamaya başladı. Bu durum beni biraz rahat hissettirse de yine de tam olarak rahat değildim. "Dağılsın kalbin Öl hatta orda Beni hatırla Her telefona sen çık Her kapıya sen koş Beni hatırla. " Ben şarkıyı söylemeye devam ediyordum. Bir kaç kişi de bana eşlik ediyordu. Şarkım bittiğinde beni de alkışlamaya başladılar. Derya "Ayy çok güzel söyledin" diyerek abime iyice sokuldu. Bende gülümseyerek cevap vermiş oldum. Bu şarkıyı çok seviyordum bu aralar. Eren; "Sesin de baya güzelmiş, senin gibi" Timur aniden erene döndü. Abim "Al başlıyoruz " diye fısıldadı. Timur birden ayağı kalktı. "Ne diyorsun sen oğlum?" "Kız güzelmiş diyorum abi bir şey demedik. Tanışmak isterim kendisiyle" diye gevşekçe cevap verdi. Caner de ayağı kalktı. "Saçmalama eren görmüyor musun kızın parmağında yüzük var belli ki sözlüler" Caner bile anlamıştı ama salak eren anlamamıştı. "Ne fark eder? " diye sordu. Timur buna daha fazla dayanamadı ve bir yumruğu Eren'in suratına yapıştırıp yakasından tuttu ve nehire savurdu. Eren olayın şokuyla tepki verememişti. "Senin o gevşek ağzını... " diyordu ki biz varız diye edeceği küfür dudaklarında asılı kaldı. "Yürüyün hadi gidiyoruz kalk" kardeşini de kolundan tutup kaldırdı ve hep beraber yola düştük. Geldiğimiz kadroya eda da katılmıştı. Timur'un koluna dokunup elini tuttum. Yüzünde sinirli bir ifade vardı. "Boş ver geçti işte bak" "Yeter valla bıktım ya. Herkes sana yavşıyor kızım, en sonunda basıcam nikahı tutucam elinden bu benim karım diyicem gör bak o zaman yavşıyorlar mı bir daha" Yine gülümsedim. Benimle evlenmek istediğini söylemişti zaten şaşırmazdım bu duruma. "Sana da yavşıyorlar ben bir şey diyor muyum? " Bu dememiş halin mi ceylan. Kız hem güzel hemde sesi güzel diye kıskanmamış gibi konuşma lütfen. Kıza nisbet yapar gibi Timur'a yanaşmalar falan. "Kim yavşıyormuş bana " diye bağırdı. Öndekiler dönüp bize baksa da geri önlerine döndüler. "Naz, Asiye" diye sessizce fısıldadım "Aman ceylan yaa bırak şunları da ne diyorsun? Dönünce evlenelim mi? " Bir an şaka mı yapıyor yoksa ciddi mi diye baktım. Gayet ciddi duruyordu. Biraz naz yapmaktan zarar gelmezdi demi? "Sen önce annene sevgili olduğumuzu söyle " diyerek hafif trip atıp önden yürümüş olabilirim. Arkamdan "biz bunu konuştuk ceylan" diyerek koştu ve yanımda yerini aldı. Konuşarak eve gelmiştik. Asiye de sanki bu evin bir ahalisiymiş gibi çekildi kenara oturdu. Hayır yani bu kızın evi yok muydu da burda duruyordu? Yasemin abla bize çay getirip ikram yaptı. Teşekkür ederek aldım ve bir yudum içtim çok sıcaktı, dilim yanmıştı. Timur; "Anne size bir şey söyliycem" diyerek dikkatleri üzerine çekti. Babası televizyonun sesini kıstı. "Buyur oğlum söyle" herkes timura bakıyordu. Bende ne söyliycek aceba diye beklerken bir yudum daha aldım ama Timur'un söylediği şeyle öksürerek geri tükürdüm. "Ben ceylanla evlenmek istiyorum" Herkes sus pus oldu. Abim de boş boş Timur'a bakıyordu. Sessizlik uzun süre ortamı esir aldı. Artık biri bozsun derken babasından "ceylan kim? " diye bir soru geldi. Aşk olsun muhsin amca. Saygımdan amca diyorum bak yakıştı mı hiç. Timur elini omzuma attı ve "sevgilim" diye yanıtladı. Sonra alnıma yandan bir öpücük bıraktı. Abim ne kadar yaklaşma diye gözleriyle uyarmaya çalışsa da babası ve annesi olduğundan bir şey diyemedi. Bense utançtan az daha bayılabilirdim. Asiye başını eğmiş öylece ellerine bakıyordu. "Abooo" diye bağırdı annesi. Herkes sanki bir şey olmuş gibi annesine döndü. Kadın elini ağzına kapatmış bana bakıyordu. "Timur'un sevdiği sen misin? Eee senin elinde yüzük var" Kadın galiba beni başkası ile sözlü sanıyordu. Timur olayı daha açık bir şekilde anlatınca kadın koşarak gelmiş bana sarılmıştı. "Oğlum kaç yaşına geldi hâlâ evlenmiyordu demek ki seni seviyormuş" diye sevinçle bir daha sarıldı. Kaç yaşına gelmiş dediği adam da daha 27 yaşında dikkatinizi çekerim. Ben gülümseyerek karşılık verirken asiye ayağa kalktı ve koşarak evden çıktı. İçimde bir şeylerin kırıldığını hissettim. Asiye için üzülmüştüm. Keşke bizi böyle görmeseydi. Benim dışımda kimse asiyenin gittiğini fark etmedi bile.
Diğer bölümün devamını paylaşıyorum. Umarım beğenmişsinizdir. instagramdan da şimdi asiyenin hayal ettiğim karakterini paylaşıcam. tiktok: my_lavanta5 instagram: my_lavanta00
|
0% |