Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@mylavanta_5

merhaba sevgili okurlarım. Müsait oldukça bölüm yazmaya ve atmaya özen gösteriyorum. Bazen 5 güne bir oluyor bazen 2 güne bir belli olmuyor yani. Oy vermeyi ve beni takip etmeyi unutmayın. Teşekkür ederim şimdiden canlarım 😊

***

Timur abi arkamızdan kapıyı kapatıp peşimden gelirken salonun kapısına ulaştım. İçeride gördüğüm kişiler ile olduğum yerde öylece kaldım. Bunların ne işi vardı burda?

"Kızım ne dikiliyorsun ayakta? hoş geldin desene teyzenlere"

Evet Almanya'dan teyzemler gelmişti. 4 yıldır görmüyorduk kendilerini. Her yıl tatile gelir bize uğramadan geri giderlerdi. Sonradan görmüş teyzem nihal, karım ne derse o diyen eniştem osman, Almanya'da yaşıyoruz diye burnu bir karış havada kuzenim zeynep, abisi tekin, şımarık yerinde durmayan baş belası mete...

Teyzem ve ailesi annanem öldükten sonra bize bir daha hiç gelmemişlerdi. Şimdi neden geldiklerini merak etmiştim doğrusu. İşi düşmese gelmezdi. Küs falan da değildik. Buraya eğlenmeye geliyoruz der fıldır fıldır gezerlerdi. Şaşırmıştım doğrusu.

Ben teyzemlere hoş geldiniz derken Timur abi de tek boş yere yani Zeynep'in yanına oturdu. Evimiz zaten küçüktü. İki üçlü koltuk bir de tekli koltuk vardı.

Koltuğun birine eniştem ve teyzem oturmuş yanına da Mete'yi oturtmuşlardı. Diğer koltukta annem zeynep abim oturuyordu. Tekli koltukta da tekin abi oturuyordu. Ben de yere oturdum hâl böyle olunca.

"Eee kardeşim neydi şu sizin önemli işiniz "

Annem teyzeme niye geldiniz temalı gizli soruyu alttan alttan sorarken zeynep de bana baka baka Timur abi ile konuşuyordu. Benim hakkımda konuştuklarını düşünsem de sesimi çıkarmadım.

"Kardeşim şimdi bizim oğlan geçen yıl burdan bir kız sevmiş, konuşmuşlar. Bize de geç söyledi gidelim isteyelim diye. Bizde dedik gidelim hem kız ister nişan yaparız, hemde sizi görürüz. İyi etmiş miyiz? "

Teyzem bizi görmeye geldiğini söylüyordu. Başımıza taş yağacak. Annem de tabi tabi der gibi kafa salladı. Görünen o ki o da pek inanmadı bizi görmeye geldiklerine. Zeynep de hâlâ bana bakıp gülüyordu. Timur abi çok oralı olmasa da he hee bakışları atıyordu.

"İyi yapmışsınız tabi biz size yardım ederiz ne gerekiyorsa"

"Öyle değil mi ceylan? "

Zeynebin sorusu ile ona döndüm. Zeyneple biz hiç anlaşamazdık küçüklükten beri. Almanya'da yaşadığı için hep marka kullanır sürekli hava atar eşyalarını överdi. Bende bu durumdan rahatsız olduğumu belli edince saç baş girişirdik birbirimize. Şimdi kavga etmiyoruz ama yine de bazen yolasım geliyordu tabiki.

"Efendim canım anlamadım? "

"Timur'a diyorum ki küçükken ceylan benim çantamı çok beğenmişti de çalmıştı, bende kıyamayıp ona vermiştim ama sonra bana saldırıp dövmüştü diyorum. Öyle değil mi? "

Bir kahkaha attı sonunda. Hayır öyle değildi. Çantasını bizim kapının önünde bırakmıştı. Çanta dediğim de şeffaf küçük bir çocuk çantası. Bende Zeynep'in olduğunu bildiğim için aldım elime sallandıra sallandıra ona götürüyordum. O zaman bana böyle şeyler alan yoktu çantayı sallamak hoşuma gitmişti.

O sırada zeynep de çantayı unuttuğunu anlayıp almaya gelmişti. Benim elimde görünce de çantamı çaldın hırsız diye bağırmış bana vurmaya kalkmıştı. 4 yaşında bir çocuk olarak kendimi savunmak istemiş zeynepi itmiştim. Ondan sonra da kavga başlamıştı.

Attığı yalana bak Timur abiye beni çekiştiriyo.

"Hayır çalmadım zeynep sana getiriyordum, yanlış anladın"

"Her neyse canım. Zaten küçükken de gözün vardı benim olan şeylerde"

Ben yavaş yavaş sinirlenirken zeynep Timur abiye dönüp konuşmaya devam etti.

Yaklaşık yarım saat nasılsın, napıyosun muhabbetini dinledik. Teyzemin yaramaz çocuğu kâh vitrini karıştırdı ordaki süs eşyalarıyla oynadı, kâh trencilik oynuyorum diye ortalığı dağıttı. Annemde benim gibi düzen takıntısı bir insan olduğundan içten içe cinnet geçirse de sesini çıkartmadı.

Abim ayağa kalkınca herkesin gözü ona döndü. Timur abi ve tekin abiye hadi gidelim işareti yapınca sırayla salondan çıktılar.

Annem "bizde geç kalmayalım bir an önce hazırlıklara başlayalım" deyip eniştemi evde koydu ve bizi yola düşürdü.

Hava daha tam kararmamıştı. Hava hâlâ sıcaklığını koruyordu. Muhtemelen kız isteme işi yarın olacaktı ki acele ediliyordu.

Zeynep birden koluma girdi. Bu hareketi ile yüzüne baktım bir kaç saniye. Beni pek sevmezdi açıkçası şaşırmıştım.

"Ne bakıyorsun kız? Kuzenim değil misin? Ne var koluna girsem"

"Gir canım bir şey mi dedik? "

"Eee var mı gönlünde biri? "

Zeynep ve benim açığımı arama merakı hiç değişmezdi. Bu zamana kadar hep açığımı arar sırlarımı öğrenmeye çalışırdı.

"Yok zeynep yok"

"Niye kız kaç yaşına geldin evde mi kalacaksın? "

"Niye ben evde kaldım da sen kalmadın mı? "

"Yok kanka kalmadım. Biri var gönlümde hemde uzun yıllardır"

Bana lafın gelişi kanka demişti. Aramız iyi olmadığı halde bazen ağız alışkanlığı söylerdi bunu.

"Kimmiş o şanssız kişi? "

"Efendim? "

"Kimmiş o talihli kişi diyorum? "

"Haaa ayhhh bizim Timur yok mu o"

"Timur abi mi? "

Şaşırmıştım doğrusu. Zeynep uzun yıllardır Timur abiyi sevdiğini söylüyordu ama Timur abinin pek umrunda gibi durmuyordu açıkçası. Zaten Timur abinin birini sevdiğini hiç görmemiştim ben. Bu zamana kadar adı kimse ile anılmamıştı.

"Evet başka kim olacaktı ki? "

"Bilmem.hayırlısı olsun "

Lafı çok uzatmadan önümdeki şımarık velete çevirdim kafamı. Kaldırımda hoplaya zıplaya gidiyordu derken ayağı taşa takıldı pat diye yere yapıştı amele sümüğü gibi.

Benden kocaman bir kahkaha koptu tabi bu sırada. Kendimi tutamadım çok komik düştü ama napiyim yani.

Teyzem oğluna güldüğüme bozulmuş olacak ki yüzü bir karış hemen oğlunu kaldırmaya koştu. Daha 5,6 yaşlarında çocuk ha bire şımarıp duruyordu olacağı oydu.

Ben kendimi zorla susturup yoluma devam ettim. Annemle teyzem de arkamızdan geliyordu.

Önce yüzük almak için kuyumcuya girdik. Burası savaşın babasının dükkanıydı. Babası kuyumculuk yapıyor iyi de para kazanıyordu vesselam. İçerde savaşı görünce yüzümü eşkittim.

***

Canlarım kusura bakmayın bölümü yarıda kesmek zorunda kaldım çünkü bölümün devamı yüklenmedi. Hatta iki kere yazdım aynı bölümü. Bir sonraki bölümde telafi edicem söz


Loading...
0%