Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@mylavanta_5

merhaba canlarım. Herkese günaydın. Bu bölümde uzun bir kız isteme merasimi olacak. Ayy çok heycanlandım. Elimden geldiğince bölüm atmak istiyorum ki konunun odağını kaybetmeyim. Aradan zaman geçince olayların heycanı kalmıyor. Hadi başlayalım o zaman. İyi okumalar <3

*****

Biz kuaföre girdiğimizde zeynep koltuğa oturmuş çoktan saçlarını yaptırmaya başlamıştı. Kıyafetlerimizi burda giyip saçımızı ve makyajımızı ona göre yaptıracaktık.

Ben koyu yeşil, omuzları düşük, yırtmaçlı bir elbise giyecektim.

Derya lacivert, ince askılı sırt detayı bağlamalı ve yırtmaçlı bir elbise giyecekti.

Beyza da benim gibi koyu yeşil önü kısa arkası diz kapağının altında hafif simli bir elbise seçmişti.

Gelelim Zeynep'e. Abisinin sözü olduğu için lila renginde dar kare yaka bir elbise tercih etmişti. Elbisenin ince tülden yapılmış bir kuyruğu vardı ama çeksen kopacak gibi de bir şekil duruyordu.

Çalışanlar gelip kıyafetimize uygun makyaj ve saçı yaparken bizde fotoğraf çekinip sohbet ediyorduk.

Derya saçını dağınık örgü yaptırmış topuz şeklinde toplatmıştı ve çok yakışmıştı. Beyza saçına hafif dalga verdirmiş canlı bir hava katmıştı. Bende dağınık topuz yaptırmıştım çünkü saçlarım kürek kemiklerinin altındaydı ve açık durması beni boğardı o ortamda. Zeynep de kıza iki defa saçını bozdurup yaptırmış en sonunda güzel bir model seçebilmişti.

"Kızlar yaa birini mi arasak da bizi gelip alsa? Bu kıyafetlerle falan yürümeyelim o kadar yolu"

"Dur ben bi samet abimi arayım gelsin"

Telefonumu çıkarıp samet abimi aradım. Çaldı, çaldı, çaldı, geri kapattı. Hemen geri aradım. Bu sefer ikinci çalışta açtı telefonu.

"Ne var kızım? Ne arayıp duruyorsun müsait olsam açarım heralde ! "

"Ne bağrıyorsun bee! Gel bizi al diyecektim kuaförden. İşimiz bitti"

"Asıl sen bağırıyorsun. Gelemem ben berberdeyim. Yürüyerek gelin işte. "

"Yaa abi saçmalama bu elbiselerle, saçlarla, makyajlarla nasıl gelelim öğlenin sıcağında? "

"Ağlama ağlama tamam. Gönderiyorum Timur'u"

"İyi hadi çab... "

Telefon yüzüme kapandı. İşte böyleydi abim. Söyleyeceğini söyler adamın yüzüne kapatırdı.

"Söyledim Timur abi gelecekmiş.

Zeynep heycanla atıldı " Timur mu gelecekmiş? "

Hepimiz zeynebe garip garip baktık. Bu heycanına anlam veremeyerek. Gerçi sevdiğini söylüyordu ama dünkü mesajdan sonra sevgisinin karşılığı olmadığını anlamıştım.

Yaklaşık 10 dakika sonra Timur abi gelmiş bizi almıştı. Zeynep benden önce koşup ön koltuğa kuruldu. Ön cam açık olduğu için Timur abi ile göz göze geldik. Korktuğu başına gelmişti işte, zeynep yanına, ön koltuğa oturmuştu.

Omuzlarımı indirip kaldırdım. Kızlarla beraber bizde arka koltuğa geçtik.

"Hoş geldin Timur abiii! " beyza coşkulu bir sesle selamladı Timur abiyi.

"Hoş buldum beyza sağol"

Zeynep" nasıl olmuşum Timur? " diye sordu. Timur abi yan gözle bakıp "iyi" diye kısa bir cevap verdi. Zeynep bununla tatmin olmamıştı tabiki.

"Sadece iyi mi bence gelinden bile daha güzel oldum itiraf et"

"Daha gelini görmedik bile "

"Olsun ben yine de güzel olduğumu düşünüyorum. Bu elbise kaç para biliyor musunuz siz? Bu elbiseyi giyip de kötü olmamın imkanı yok. Tabi siz bilmezsiniz hiç böyle elbise giymediğiniz için"

Derya hemen lafa girdi "bizim elbisemizin nesi var? Bizimki de gayet şık bir kere"

"Şık tabi canım ona lafım yok zaten. Bir insanı güzelleştiren şey elbisedir "

Beyza kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Bu kız bize çirkin mi dedi az önce? "

"Aman takılma şuna her zamanki halleri işte bizi sinir etmeye yer arıyor. Bende yolucam az kaldı ama sabret bir kaç güne giderler zaten"

Kızlar bir daha sesini çıkarmazken dikiz aynasından Timur abi ile göz göze geldim. Onunla her göz göze gelişimde aklıma elimi tuttuğu geliyor, kalbim hızlanmaya başlıyordu. Hemen gözlerimi kaçırdım ondan.

Eve gelince kalan son hazırlıkları da yapıp yola çıktık. Bu sefer öne ben binmiştim çünkü zeynep çok soru soruyor, sürekli Timur abi ile konuşmaya çalışıyor, Timur abi de bundan rahatsız oluyordu belli ki. Zaten bana da bu yüzden demişti öne sen bin diye.

Kızlar arkaya geçerken zeynep yine laf çarpmayı ihmal etmedi tabi.

"Yerimi almışsın ceylan aşk olsun. Senin de gözün hep benim yerimde. Neyse bu seferlik böyle olsun artık ne yapalım. "

İçimden ya sabır çektim. Herkes arabaya binince yola çıktık. Eniştemlerin arabasına eniştem, teyzem, annem tekin abi ve abim binmişti. Mete'yi de kucaklarına almışlardı. Bizde kızlar olarak Timur abinin arabasına binmiştik.

Eve yaklaşınca arabaları park edip indik. Kız evine meşaleler ile girecektik. Abim ve Timur abi siyah gömlek siyah pantolon giymiş ve çok şık olmuşlardı. Tekin abi ise beyaz gömlek ve siyah takım giymiş yakasına da bir gül takmıştı. Elinde de kutuyla gül vardı ve üstünde isimleri yazılıydı. Sanem & Tekin

"Tamam şimdi biz gençler olarak meşaleleri tutucaz tamam mı? Tekin sen önde dur çiçekle beraber biz senin arkandan gelelim abicim. Annemler de en arkadan gelsin çeyizlerle beraber. Önümüz kapanmasın. "

Abim coşkuyla ortamı organize ederken biz de meşale işini hallediyorduk. Hepimiz çok heycanlanmıştık.

"Bize bir kişi daha lazım kameraman"

Evet her şeyi ayarlamıştık ama kameramanımız yoktu. Böylede saftık işte.

"Tamam telaş yapmayın savaşı arayım ben o iyi bilir bu işleri halleder. Hem onun kamerası da var işe yarar "

Zeynep "savaş mı? Ceylanın yavuklusu mu? "

Zeynep böyle söyleyince abim dahil tüm gözler bana döndü. Bir an dona kaldım. Sinirli bakışlarımla hemen zeynebe döndüm.

"Saçmalama zeynep yavuklum falan yok benim! "

"Aman şaka yaptık bee ne kızıyorsun? "

Önüme dönünce Timur abi'nin bana baktığını gördüm. Zeynebin söylediği hoşuna gitmemişti anlaşılan. Geçen gün de beni savaşla yan yana görmüştü ve savaş elimi tutuyordu. Aklıma gelen anı ile bir an yanlış anladığını düşündüm. Bir an önce olayı izah etmem gerekiyordu.

Yaklaşık 20 dakikanın sonunda savaş bey teşrif etmişti. Babası geç gelmişmiş de dükkanı bırakamamışmış.

"Sonunda gelebildin. Az daha gelmesen kameramansız girecektik. "

"Evden kamerayı falan aldım. Hadi hazırlanın siz bende kamerayı açayım."

Bana baktı, baştan aşağı süzdü. Ne bakıyorsun manasında kafamı salladım. Gevşek gevşek sırıtıp işine döndü. Bu çocukta kaşınıyordu da dur bakalım.

Sonunda ayarlamaları yapıp meşaleleri yaktık. Tekin abi önde arkasında abim ve Timur abi onların arkasında ben ve zeynep bizim arkamızda da ikizler vardı. Annem ve teyzemler de en arkada çeyiz taşıyorlardı.

Abim ses sistemini de ayarlamış kameramanımız savaşın boynuna hoparlörü asmıştı daha iyi duyulsun diye. Zaten hoparlörde küçük bir şeydi ama sesi çok çıkıyordu gayette.

Kız tarafından herkes balkona dizilmiş bakarken biz yavaş yavaş bahçeye geldik. Meşaleleri söndürüp nihayet içeri girdik.

Hoş geldin beş gittin faslından sonra yerimize oturduk. Evleri iki katlı dublex bir evdi ve gayet de genişti. Salonlarının içine bir ev daha yapılırdı desem çok abartmış olurum ama genişti yani. Herkes sığmıştı.

Zeynep yine Timur abinin yanında yerini almış koluna girmeye, sohbet etmeye çalışıyordu annem teyzem, eniştem, kızın annesi ve babası karşılıklı oturmuş, biz gençler de bir araya oturmuştuk.

Gelin kızımız kahve yapmaya gidince bizde yardım için kalktık. Zeynep istemeye istemeye kalktı ve önümden yürümeye başladı. Bir an duraksadı. O durunca bende ona çarpıp durdum. Sonra ilerleyince aşağıdan bir yerden cartt diye bir ses geldi.

Sesi herkes duymuştu. Ben başımı eğip ne olduğuna bakacakken zeynep "elbisem! " diye bağırmaya başladı. Zeynep durunca elbisesinin kuyruğuna basmış, o hareket edince de yanlışlıkla yırtmıştım. Ben demiştim ama tutsan yırtılır diye. Çünkü çok ince bir tüldü ve yalandan tutturulmuş gibiydi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen yaa! " zeynep beni geriye doğru itince bir kaç adım geri sendeledim. Tam düşecektim ki biri beni belimden yakalayıp düşmemi engelledi.

"Yanlışlıkla oldu bilerek yapmadım. Sen birden önümde durunca... "

"Kes duymak istemiyorum! Kıskandın elbisemi bilerek yaptın"

"Ben niye bilerek yapıyım yanlışlıkla oldu zeynep"

Beni tutan kişiye çevirdim başımı. Bunun ne işi vardı dibimde bee? Savaş beni sıkıca tutmuş düşmeyim diye sabitlemişti. O sırada Timur abi kolumdan tutup beni savaştan uzaklaştırdı ve yanına çekti. Zeynebe hitaben ;

"Tamam zeynep olan oldu. Bilerek yapmadım diyor işte kız uzatma. Hadi yardım edin de gece mahfolmasın"

Zeynep sinirli sinirli arkasını dönüp ilerledi.

"Sende geç otur yerine "

Savaşa karşı sert konuşma tarzı savaşı bozmuş ama uzatmadan yerine oturmuştu.

Sanem kahveleri yapıp, damat kahvesine de tuz atıp sırayla herkese dağıttı. Tekin abi zor da olsa kahveyi içti ve herkes alkışlamaya başladı.

Eniştem "evet efendim gelelim sebebi ziyaretimize. Allahın emri Peygamberimizin kavli ile kızınız sanem'i oğlumuz tekin'e istiyoruz"

Kızın babası kızına şöyle bir baktı, göz kırptı.

"Efendim gençler birbirini görmüş beğenmiş, bize de hayırlı olsun demek düşer. Hayırlı uğurlu olsun verdik gitti."

Herkes alkışlamaya başladı. Sonrasında ikramlıklar dağıtıldı herkes yemeye başladı.

Timur abi : ceylan

Tam baklavamı ağzıma atacakken bir bildirim düştü telefonuma. Hemen açıp baktım kimin attığına. Timur abidendi. Kafamı kaldırıp baktığımda telefona bakıyordu. Bende hemen cevap verdim.

ceylan : efendim abi?

Timur abi: benimle terasa gelsene

​ceylan: niye?

Timur abi: bunaldım hava alıcam

ceylan: beni neden götürüyorsun peki?

Timur abi: teras nerde bilmiyorum ceylan. Gel işte iki dakika

ceylan: off tatlı yiyordum ama ben

Timur abi:terasta yersin

ceylan: iyi düş peşime

tabağımı da alıp kalktım ve mutfağın yolunu tuttum. Terasa burdan çıkılıyordu. Timur abi de peşimden geldi.

"Hadi al havanı da gidelim birazdan kalkarız zaten"

"Niye acele ediyorsun? Bir yere mi yetişeceksin? "

"Yoo sadece... "

"Ne sadece? "

Üstüme üstüme gelmeye başladı. Ben yine ne yapacağımı şaşırıp baktım öylece. Kendime gelince geri geri kaçtım hemen.

"Niye kaçıyorsun ceylan? "

"Üstüme geliyorsun abi"

"Abi? "

Uzunca bir süre gözlerimi seyre daldı. O baktı ben baktım. Sanki içinden geçenleri okuyacak gibi. O kadar derin bakıyorduk ki bir an boğulmaktan korktum. Kalbim yine hızlanmaya, maraton koşusu koşmaya başladı.

"Versene bana da bir tatlı"

Tabağı uzattım. Önce tabağa sonra bana baktı. Ne der gibi salladım başımı.

"Alacak olsam senden mi isterim ceylan? Şimdi alıcam elim şire olacak senin elin olmuş zaten ver bir tane "

Homurdanıp bir tane aldım elime. Tatlısını da biz yediriyoruz adamın te allahım.

Bir tane teptim ağzına. Yavaş yavaş yedi.

"Çok güzel olmuşsun"

"Afiyet olsun"

Birden kahkaha atmaya başladı. Bön bön baktım suratına yanlış bir şey mi demiştim aceba.

"Tatlıya değil sana dedim. Çok güzel olmuşsun "

Jeton sonradan düşünce bir aydınlanma geldi bana tabi.

"Haaa bana mı dedin. Ayy yanlış anladım. "

Yüzüm ateş gibi yanmaya başladı. Utanmıştım, kızarıyordum da galiba.

"Bir tane daha versene"

Ben bir tane daha tatlı alıp ağzına doğru uzatırken kapının o taraftan ismimi duydum.

"CEYLAN! "


***


sizce kime yakalandılar?

tahminleri alayım. Görüşlerinizi paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın canlarım 🤗🤗🤗


Loading...
0%