Sevgi zayıflıktır , nefret ise çok güçlü bir duygudur. Nefret ediyordum şu an çünkü sevdim hiç bir şey artık hayatımda yoktu.yalnız ve güçlüydüm.
Melodi , adının melodi olduğunu öğrendim kadınla ortak bir noktamız vardı . İkimizde ailemizi kaybetmiştik . Öldürülmüşlerdi ama kimse bize inanmıyordu. Nefretim tam bu anda bizi bu hal getiren seydi. kocaman dünyada incinmiş küçücük ruhlardık. hem yanlız hem yarım kalmış ruhlar.
Benim arka duvarına saklandım duvarın yakınından geçerken beni fark etmemişti. Niye karakola geri girmişti ki .
Yanına gidip polisin tekine selam verip elini sıkan adam neyin peşindeydi . Yanlarına gidip dinlesem benim kesin söylediklerini duydumdan şüphelenirdi . Gerçi şu an burdan çıkıp , duydumu duymamış gibi davranmam gerekiyodu. Yanındaki polislerden biri benim oldum tarafa doğru şu an adamın yanından uzaklaşmıştı.
Yakınımdan geçen o polisi durdurdum.
Polis memuru kaşlarını çatıp ne istedimi söylemem için bekler bir yüz ifadesiyle bakıyodu.
Ona dönüp beğenmiş şekilde adamı işaret etim.
"bu beyefendi kim acaba " deyip tatlı bir gülümseme ve saçlarımla oynayıp "buraya çok gelirim hiç böyle birini daha önce görmemiştim tanıyomusunuz" dememle
gösterdim tarafa bakıp " murat komiserimdenmi bahsediyosunuz" dedi
evet o diye bas bas bağırmak gelsede içimden sakince
"evet" dedim.
" murat komserim cinayet birodan , buraya yeni geldi başka bir karakoldan.. daha önce görmemeniz normal".
Demek polisti ha havali.
Bir de cinayet birodan.
Cinayet biro…. bir dakika benimde karakoldaki olayım cinayet biro.
Kkarakola apar topar çağırılmam, sabah cinayet dosyasının kapatılması, adını melodi olduğunu öğrendim kadınla adımın aynı cümlede " bir şey öğrenmiycekler abi" dedini söyledi adam. Bu adamın karakola gelmesi ve cinayet biroda çalışması......aaaa resmen kafam yandı ama bir şeyler birleşiyoduda . Kafamda bu soruların nereye bağlanca ise tam bir soru işareti.
Bir kaç tahminim verdı elbete ama önce şu kadını öğrenmeliydim. Sonuçta düşmanım bile olsa bu kadında benimle aynı bilgilere sahipti. İkimizde bir şey bilmiyosak bizde el ele verir bir şeyler öğreniriz. Karşı tarafın nasıl biri oldunu bilmiyoruz . Bizden ne istedini dahası kim oldunu bile bilmiyoruz.
Şu an ihtimaler arasında aklımdan geçen en kötü ve iyi ihtimali düşünürek ailemi öldürenlerin izini bulmuş olabillirim . Ama melodi ne alaka işte.
" tamam siz ona sakın benden bahsetmeyin ben gidip konuşmak isterim" kulağını dönmesi için ona elimle yaklaş işareti yaptım.
Benden bahsetmemeliydi, ya bir şeyleri anlarsa kendim çözmeliyim olayları.
Adamın kulağına "biraz utanıyorum,.. beni reddedicenden de korkuyorum , ya beni beğenmese " peş peşe sıraladım cümler ve birazda dramla bu iş tamamdı.
"siz ona benden bahsetmeyin … sosyal medyadan bulabilirim eğer adını soyadını verirseniz. Ortak noktalarımızıda araştırmış olurum hem" peş peşe sıraladım uzun cümlelerin ardından
Gülümseyerek beni anladını beli etti. Kesinlikle soyadı söylerdi artık.
" murat kartal " dedi ve
ekledi " merak etmeyin bir şey söylemem ah gençlik bizim zamanımızda sosyal medyamı vardı " dedi ihtiyarlar gibi uzaklara dalan otuzlarının sonunda olan adam.
Gülmemek için kendimi sıkıp teşekkür ettikten sonra karkoldan çıktım. Önce melodiyi bulmalıydım. Sonrada adamı araştırmalıydım , sonrada şirkete uğramalıydım bu gün anlaşılan baya yoğun geçecekti.
Elime aldım telefonda istedim ismi bulduktan sonra aramak için üstün bastım. Arama ilk arayışımda açıldı. " evet yeşim hanım size beni arıycak kadar zor duruma düşüren olay nedir. Bir yemek karşılığı çözebilliriz " diyen sesi resmen benimle flört ediyodu.
Burnum ne kadar sürterse sürtsün kimseden yardım istemezdim bunu o da billiyodu.
" aramamı bekliyodun herhalde"
Telefonun ucundan nefesli bir ah sesinin geldini duyduktan sonra " neden bu kadar inatcısın ki gel evlenelim demiyorum , yemek yiyelim diyorum işini bir yemek karşılı haledebilliriz."
" İşim var olmaz .Sana bir isim atıcam bul bana istesem savcı kimlimle bende bulurum ama uzun sürer ve bu kişi bunu öğrenebilir"
sesinden keyfinin yerinde oldu anlaşılan adam " tamam ama bir yemek" demesiyle
"işim var. Sende git işini yap ortalarda saçma sapan dolancana"
"işim sensin"
" etrafta koruma sağlıycanız adamı kalmadı." dememle o da
" tek işim sensin aradını görünce iptal ettim her şeyi."
"pardon ne zaman "dememle
arkadan sag kolu oldunu bildim sadete " bu gün yengenle dışarda yemek yiycez her şeyi iptal ett. Şu yeni açılan herkes tarafından populer olan restoranı kapat. Parası neyse emir kulca karşılıycak de"
emir eski sevgilimdi istanbuldaki herkes nerdeyse onu tanıyodu . Ondan ailemin ölümü sonrasında ayrılmıştım. Ailesi zengindi ama o ailesinin işini beğenmeyip ona kalan malı mülkü satıp , bir şirket açmıştı. Kendi küçüklünden beri dövüş sporuyla ilgilendi için ,açtı şirkete en iyi dövüşçüleri bulup koruma olarak yanına alıyodu ve bunu yaparken mafya yardım alıp adamları araştıryo , sonra ise kendine borçlandırıp yanında çalıştıryodu. Korumasını sağladı insanlar ise hiç tekin insanlar değildi.
Bir of çekip " bunun bir şeyi değiştirmiyceni billiyosun değilmi. Biz asla tekrar sevgili olmayacaz."
Üzgün bir sesle " seni kaybetikten sonra bir şeyleri fark ettim . Özür dillerim"
Özür diliyodu neye yarardı. Ailemin öldü günü o lanet balo sonrası emiri aramıştım ama ulaşamamıştım. En ihtiyacım oldu anda eski sevgilisiyle yemekteymiş meğer . Beni aldatmış. Safirde ikisini takip etmiş ,bu yüzden telefonuna ulaşamamıştım . Sonrasında safir telefonuma bir vide ve fotoraf atmıştı. İkisinin öpüştü.
Yüzüm hatırladıklarımla buruştu. Eski ben, biraz fazla saftı diye geçirdim içimden. Aslında biraz farkındaydımda işte, çocukca o kızı inat birşeydi onunla sevgili olmam. Zaten aldatıldımı öğrendikten sonra yüzüne her şeyi vurarak ayrılıştım. Hala peşimden koşuyo olması ise artık onu çevremde görsemde takmıyor olmamdı.Umrumda bile değildi." saçma salak konşuyosun yine kapatıyorum". dedim ve kapama kuşuna basmadan önce duydum"dur" sesi bir işe yaramamıştı.
Melodi ben araştırıp bulabilirdim . Murat biraz daha riskli olduğu için ona bunu yapmasını söylemiştim .Hata murat kartalıda bulurdumda riskliydi işte . Yiğite nerde olduğuyla ilgili mesaj atıp, işi yoksa yanıma gelmesi için ardından bir mesaj daha atım. Mesaj anında , iki mavi tik olduktan sonra nerde buluşcamızı sordu bir mesaj atında ise karakola yakın bir kafeye girip konumumu atım.
Manzarası güzel deniz kenarında bir masayı seçip oturdum . Bu kafe daha önce burdamıydı diye içimden geçirdim . Manzarsı insanın içini açıyodu." manzara ezberlenmez hep bir şey mutlaka değişir" diyen bir ses kulağımda yankılandı. Babam annemin hep en güzel manzarası oldunu ita etmişti annem ise her zamanki halim desede babam "manzara ezberlenmez sen bu gün çok daha güzelsin sanki eşsiz bir manzara gibisin ezberlerlemek istesem ezberleyemiycem ,ama hep güzel olan bir manzara" dedi ses yankılandı kulağımda. Babamın manzarası annemdi.
babam "bir gün gerçek aşkı bulursan bu iğrenek baktın aşıklara benzersin orkidem. Aşkı bu güne kadar kimler , kimler bulduda kaybetmemek için verdi mücaddeleleri anlatır aslında tarih." derdi. sonra ise " en basitinden hürem sultan osmanlı tarihini en ünlü kraliçesi , verilen savaşlar tarihi anlatır. ama her savaş bir kadın için çıkar aslında" diyen sesi kulaklarımdaydı .Sonra ise gülerek bana bakıp " seninde savaşın olcak ama sonuçta bir kızı bin kişi ister biri alır. Sen kimi istersen o. Şimdiden söyliyim kocan iç güveysi olcak." dedi an ona " baba ne alaka şu an" demiştim. "bir gün beni anlarsın umarım kızım" demişti. eski anıların beni ele geçirdi bir andan yiğitin sandalyeyi çekmesiyle çıkan sesten ana döndüm.
"yeşim "
"yiğit"birbirimizin adlarını söyleyip donup kalmıştık. Sanki yeni tanışıyo gibi .Sadece bir an boşluğuma geldi için donup kalmıştım.
"e bari elimde uzatıyımda tokuşalım" demesiyle dalga moduna bağlamışt.
Menuyü uzatan garsona teşekür etikten sonra tatlı ve yanın limonata söyledim. O da bir kahve söyledi sonra ise menüyü garsona geri uzatık. "yiğit maral teyze mesaj atı senin iyi olup olmadını merak ediyo".
Annesini adını duymak onu germişti. Bacakarını bacak bacak üstüne atı sağ taraftan sola geçirdi ve omuzlarını daha da dikleştirdi. Vücüt diliyle konuşmanın onu rahatsız etini dile getirdi." ona iyi oldumu söylemiştim aslında "
Sinirle bağırarak "bursadan , istanbulu arıyo ve sen kadını geri aramıyosun diye bana şikayet ediyo. Bence artık onunla konuşmalısın .Buraya gelmesine engel olmayıda kes .Ne saklıyosun da istabula gelip öğrencek diye korkuyosun bilmiyorum ama yeter." diye en sonuda patladım.
O da " Gelse ne değişecek ,babam geri gelmiycek. Bu şehir on iyi gelmiyo. Bu koskaca istanbul babamı aldı annem bursada kalmalı hayatı için."
" Ne hayatından bahsediyosun. Sana da onsuzluk iyi gelmiyo. Bana iyi gelmeye çalışırken tükniyosunun .Dört yıl önce hayatım elimden alındı zaten sen bari artık mutlu ol " ikimizde dikenli cümleler kuruyoduk canımız yandı kadar birbirimizide kanatıyoduk. "yeşim "dedi elimi tutup" Sen nereye ben oraya güzel kardeşim . Babamları , anneni kimin öldürdünü bulmayı bırakmıyosun . Senin yanında ayılamam. Bulana kadar dedik. " .
Ağlamak istiyodum. Her şeyi anlatmak istiyodum.Duyuklarımı anlatsam boş ümitmi vermiş olurdum. Anlatamazdım elimde kanıt olmalıydı. Onu yoruyodum elinden geleni zaten yapıyodu kanıtlarım olursa o da beni anlardı.
Ona gülümseyip" bulucaz" dedim.
O da söz verir gibi" bulucaz "dedi.
Gülerek " artıryorum. bulucaz ona alabildi en ağır hapis cezasını almasını salıycam" küçük bir tebesüm asılı kaldı suratarımızda. Tatlımın gelmesiyle tatlımı ve limontamı içitim. İkisinin yaz ayında çok ,iyi gittini düşünüyodum. Bu günün güneşli ve sıcak olmasıda ayrı güzeldi.
Aslında duyduklarımda ve murat kartaldan ona bahsedicektim. Melodi denen kadınıda tanıdıdını düşünüyodum . Ama bizim ne bağlantımız olabilirdi. Eğer bir yerden bir bağlantımız olsa bundan bana yiğit bahsederdi. Sonuçta cinayet biro çalışan oydu. Murat kartal yeni cinayet biro elamanlarından biri. Bir şeyler dönüyodu hissediyodum bulcaktım.
.......................................................................................................................................................................
ARAS KIRAÇ BOLDA
Yılarca geldim sınırların son noktasındaydım. Herkes sınır tanımaz biri oldumu düşünüyodu. Herkesin sınırları elbet vardı. Ama çekilen sınırlar herkes için aynı değildi.Benim sınır tanımaz oldumu söyleyenler zamanında bana yaptı yanlışların bedelini ödüyodu. Basit bit şekilde yerde şu an ölü yatan adam . Yılardıca beraber çalıştım bir iş adamıydı. Şu an yerde yatan ölü adamı uyarmama rağmen benim bölgemden, gümrümden ülkede yasak olmasına rağmen silah ve bunun gibi mühimat geçirmeye kalkmıştı.
Onu öldürmeden önce uyarmıştım bir çok kez . Babam yaptı yasa dışı işlerden şirketi kurtarmışken. Yine aynı yöne çekmeye çalışıyodu beni. Çevremde o kadar çok pislik vardı ki hepsini temizlemek çok zordu. Babmın yaptı hatalar hayatına mal olmuştu. Bizim şirketimiz başlı başına çalıştımız insanların kanıyla , canıyla buralara gelmişti . Aldımız , mahvetimiz hayatlar çok fazlaydı. Belki yılar önce gerçekleşen şeyin başlanıcı bizdik ama sonucu ölümdü.
"yiğit nerde murat" dedim arkamda öldürdüm adama gözlerini dikmiş olan adama.
"yeşimin yanında".es veri ve devam eti. "benimle gelicekti ama yeşim aramış yanıma gel diye . Komserden duyuklarından sonra karakolu birbirine katı bağır çağır. Yiğite iyi değil diye yanına giti." gözünü ölü adamda ayırıp bana dikti "buda sonuncuydu herhalde" dedi yerdeki adamı gösterip.
"sonuncuydu"
Şiketimde o kadar üsülsüz iş dönüyodu ki bunlardan bir bir sessizce dört yıldır kurtulmaya çalışıyo aynı zamanda ölen aileler hakkında bilgi almaya çaışıyodum. Dört yıla dağıtmıştım pislikleri sesizce temizleme işini . Polislerin içinde bile muhbirleri vardı . Bunu yiğit , murat ve gizem sayesinde anlamıştık. Yiğitle murat teşklatlardan bilgi toplarken gizemde bilişim ağında üstlere gitmesi gereken bilgileri kontrol ediyodu .Gizem mit görevli bir bilişim teknisyeni bir hackerdı. Muratla yiğit kadar yakın dostum hata kardeşim gibiydi.
gizemi geçmişinde ölmek üzeri oldu bir durumdan kurtardım için bana minet duyuyodu. Nereye gitsem ne yapsam yanımda durcanı söyleyen bir kız kardeş gibiydi. Yiğitle murat ise dört yıldır aileleri öldürülmüş arkadaşlarımdı . Tabi benimde onların gözünde ailem öldürülmüştü . Hiç ailem olarak görmedim ailem. Adaleti sağlamayı muratın mağsum babası ve diğer ailelerin suçsuz yere öldürülen aileleri için yapyodum.
"abi" diyen bir sesin gelmesiyle gizemin geldini anlayıp ona döndüm.
esmer tenini açıkta bırakan kısacık mavi bir şort ve tenine tezat bir beyaz kropla elip bana sarılması için açtım kolarımın arasına girdi. Kısacık boyuyla aykabılarıma basıp kirletirken "abi hani bensiz bir şey yapmıycaktın" demeiyle. bana aşadan atı pis bakışları fazlasıyla şirindi.Ona sarılırken "abcim sen ne arıyosun burda git bilgisayar oyunlarınla oyalan" dalga geçiyodum. inşallah bana sinirlenip şirketin tüm hesaplarını kilitlemez. Ona çocuklarla görüşcemi söylemdim için şu an bunlar yaşanıyodu.
Başka erkeklerin fazlasıyla güzel bulacağı gülümsemesiyle bana bakışlarından binlerce tehtitin aktı kardeşim ,küçük işaret parmanı yüzüm hizasında salayıp "eğer oyun istiyosam yaratırım ama tek benim canım sıkılmaz, senin ve şirektin bilişim ağından sorumlu personelerininde sıkılır" demesiyle.
Ne demek istedini fazlasıyla bel eti. Beni tehtit ederek saladı parmanı tutup gülümseyerek öpütüm "bir gelişme olmadı. Yeşimle melodi bu gün karakolda bağırıp çağırmışlar."
"haklı olarak" diye devamını gettirdi geri çekilip. " e bekliyoduk zaten bunu" dememle başını saladı.
"yiğit nerde"
"yeşimle işte tam bu yüzden "
"beli zaten, burda olsa kesin bana laf sokardı. " deyip ağzını yiğidi taklit ettini düşünerek "bo niğe boğda sonki işimize yağıcok" "bon fazla yaklaşmiğim tolofğnumu folon hokler" ani bir "ayyyy hokledi goliba" demesiyee gülümseyeek bakıyoduk . Yiğitle hem anlaşıp hem anlaşamıyodu.
Muratı fark eden gizem bu seferde ona bulaşmak için eline nerden çıktı beli olmayan bir mendile " murat cemcir oyna" deyip şarkı sözlerini elinde nerden çıktı beli olmayan menile salyarak oynayarak eşlik etti.
Entarisi dım dım yar
Gelir diye umdum yar
Yatsıya da bekledim
Gözlerimi yumdum yar
Hımı hımı hım hım hım hım yar
Vıyı vıyı vıy vıy vıy vıy vıy yar
Entarisi Tire’den
Su doldurur dereden
Tek canımız sağ olsun
Malı veren Yaradan
Hımı hımı hım hım hım hım yar
Vıyı vıyı vıy vıy vıy vıy vıy yar
O oynarken gülüyorduk. Tam bir murat cemcir hayranıydı. Yaptı filmleri belikide oturup yüz kere izlemişizdir. Murata alışmıştı her seferinde değişen ruh haline artık.
Yiğitin girdini gören gizem, onun görmemiş gibi yapıp " koşarak bilgisayarın başına geçip " abiii yiğitin özel fotoları internete yüklenmiş koşun " diye bağırdı.
Bunu duyan yiğit "saçmalama kızım nasıl yüklencek" diye gülerek içeri girdi. Gizem ağzı bir karış "hayırlı cumalar"
"ne alaka şimdi bu da ...geliyom lan ne gösterecen yine kim bilir ." es verip bana bakarak devam etti cümlesine "sana şu kız gruba alma dedim aldın. sürekli saçma sapan şeylerle bizi şakalıyor."
Ekrana bakan yiğitin bir anda yüzünün aldı şekile, merak edip bilgisayarın başına gitik. Gördümüz "erkeklere güvenme yiğitlere hiç güvenme ,bana hayırlısını nasip et yiğide çirkin şansı nasip et adlı hayırlı cumalar ". yazan yazı ve yiğitin kocaman yüzünün aynısın çıkarıldı maske ,yiğitin eski takıldı kızın yüzünde aşırı komik duruyodu.
Yazının en altındada parantezle not düşer gibi "zaten çirkin" diye not düşülmüştü. gülme krizne giren ben ve muratla
"cuma , cuma sana çirkin şansi dilemiş" dedim kolunu vurup.
murat gülerek" parantezle de zaten çirkin diye belirtmiş . Elaleme rezil oldun . Yanıma karakolda çok gelme çirkin şansın bulaşır."
Gizem"yiğit ve maskaralıkları işte." kirpiklerine maskara sürer gibi yapıp."maskara " diye üstüne bastı.
"ya ben bu kızı tanımıyorum. neden yüzüm fotorafta" ağlıycak gibi bir suratla soruyodu.
gamze murat ve ben aynı anda " geçen gün gitimiz gece kulubunde ki kız" o da bize bakarak "ben niye hatırlamıyorum."
gizem " yiğitçim sen hangi takıldın kızı hatırlıyosun. Götünden içmesen hatırlarsın zaten."
yiğit " napim kızım kadınlar bana bayılıyo ben hatırlamasam bile bak onlar hatırlıyo" dedi. yüzündeki serseri gülüşle.
gizem yüzündeki iğrenen ifadeyle "kadınları hepsi değil" dedi."
"aynen zaten sen kadın değilsin, kız kardeşimsin."
" aynen kız kardeşinim...kızkardeş" demesiyle yüzü düşmüş gibiydi ama buna rağmen gülüyodu.
"Şunuda şurdan kaldırın her an polis cıkıp götümüze silah dayaybillir" diyen yiğit yerdeki cesedi nihayet farkedebilmişti. Ama salağın atladı bir şey vardı ve onuda murat fark edip . Silahı yiğitin götüne tutmasıyla . "aynen böyle mii" demesi yiğitin atladı gerçeği fark ettirdi, atladı diğer gerçekse o cesedi kaldırcak kişilerden biri olmasıydı.
"bence yiğitin IQ testine sokmalıyız bu zeka bu beğine çok. Bazen şaşıryorum açıkçası nasıl polis olduna " diyen gizem yine yiğittin beyinsizliğine değinmişti.
gülmemiz azaldığında "abi bu kız benim gururumla , bedenimle oynamış …" el gögüslerini kapatırken. "nerden atmışta, gördünüz"
"instagram storisine atmış . "
Yüzündeki memnun değilmiş gibi olan ama aslında birilerinin onun bedenini ve yüzünü beğendi için memnun olan adam "kaç kişi görmüş "
"çok kişi görmüş, yüzün artık ünlü" gizemden duydu şeyle gözleri bir anda büyüyen adam bilgisayarın başına koşup kızı ve atı şeyi incelemeye başladı.
Murata yanına gidip"bu yüzmü ünlü olmuş şimdi bizim mahalleyi horultusuyla inleten mahmut amca bille daha iyi seçenek sanki"
Yiğit dehşet bir şey duymuş gibi yüzünü ellerine siper edip " mahmut amcanın yüzüyle nasıl benim mükemel suratımı karşılaştırsın"
Kahka atıp" yüzsüzlünü değil ,sesini karşılaştırdı yiğitçim. mahmut amcanın sesi bile ünlü olmak için daha yeterli senin yüzünden"deyende gizemdi.
yiğite hemen bu sözün altında kalmamak için başladı kendini övmeye" benim mavi gözlerim , küçük tatlı dudaklarım,siyah saçlarım, star sesim kimde varda , mahmut amcanın buruşuk sesiyle karşılaştırırsınız." gözlerim dudaklarım saçlarım derken eleriyle kendine dokunmaya kıyamayan biri ona dokunuyomuş gibi mimik yapıyodu.
"lan bak cesedi unutunuz , biriniz kaldırın şunu" sesimi soğuk tutmaya çalışıp kurdum cümle sonrası yiğit" ben ünlüyüm olmaz. murat gizeme başarılar" deyip kaçmaya kalktı. Tam kaçmaya çalışırken ensesinden yakaladım.
Gizem telefonuna bakıp kahve gözlerini kocaman açarak "abiiiii ınstagram hacklanmış. mit beni çağıryo." deyip kaçmaya çalıştı. Yiğit gibi tam ensesinden tutup yakalıycaken bacama vurup kaçtı. kaçmasına izin verdim sonuçta elimde hala cesedi ortadan kaldırcak iki kişi varken. Murata elLerini açarak "abi polisim ama ben"
yiğit ona dönüp"bende polisim hay amk ."
Murat yiğite bakıp "Polisin demek şimdi aklına geldi"durup .." gizemi görünce kayboldu tabi senin akıl" diye devam eti cümlesine.
"ne alakası var amk gizem benim dünya ahiret bacım bacım." bana bakarak kurdu cüme sanırım beni ikna etmek içindi ya da kendini .Boşuna bir şeyleri saklamaya uğraşıyodu zaten aralarındaki çekimin bende fakındaydım. Aralarında dalaşsalarda , rakip karşısı olunca hep el birliği olurlardı. bu iksinin tam şu an benim yanımda olmalarının sebebi. Birbirlerini ilk gördüklerinde hiç sevmeyen bu ikili birbirlerine sanırım sempati beslemeye başlamışlardı. Gizemi ,kız kareşim olarak görsemde , başka erkeklerden kıskasamda kardeşim olarak ilişkisine karışmazdım.
" eee neyi bekliyosunuz çay ,kahve felan mı"
" bir kahve alabiliriz "deyen yiğite buz gibi bir bakış atım . "yada cesedi gömeriz" deyen yiğit muratı çekeleyek "tut bir ucundan" cesedi narin taşıyan murata "uyanmasın diyemi öyle tutuyosun narincik"es verip cümlesine " düşcek mk doğru tut şunu" diye devam etti.
Murata, cesedi tutcam diye cesedin kolarından beline doğru sarılan yiğite " bence ayaklanıp sana sarılcak"
"niye ölüsüne saygı gösterdim diyemi".
Murata gülerek "yok namusuna göz diktin diye boğazına sarılcak." değen ikili cesedi bagaja atıp depodan çıktılar.
Bu gece gerçekleşmesi gereken önemli bir toplantım vardı . Onların gidişiyle toplantı dosyalarının almak için eve uğradım. Ordan ise şirkete geçtim. Deniz lojisti sağlamam için ikna kabiliyetininin iyi oldunu düşündükleri bir şirket yüsek bir maliyetle deniz üstünden yasak silah için benim şirktimi kullanmak istiyodu. Bir kaç saat önce böyle bir nedenden adamın tekini öldürdümü söylesem acaba şu an içinde bulundukları durumda ne yaparlar diye düşündüm bir an .
"aras bey size sunucamız para dolar cinsi tl bazında değil" deyen adam çok can sıkıcıydı. sanki ben fakirim ulan deyip kafsından vurmak varı ama işte bu gün birini zaten öldürmüştüm ve cumadı. Cuma oldunu ise yiğit sayesinde öğrenmiştik.
"dolar molar denizden geçiremesiniz o silahları " diye konuştum Türkçe. adam İngiliz, benim konuştum Türkçe nasıl gerildiysem sabahtan beri. En azından küfretmedim.
İngilizce konuşmadım için anlamayan sarışın İngiliz adama, bu sefer İngilizce konuşarak " dolar ya da TL farketmez . türkiye sokulcak yasaklı bir ürün olamaz. bu devlete yönelik gerçekleştirilen bir eğlem olması halinde tüm suç bize aitir . " iyice anlaması için öne eğilip " burası türkiye. karşılı ne olursa olsun kabul etmiycem ve diğer lojistik şirketlerini de gümrüklerinide uyarıcam." değip masadan kalktım. Benim şirketim türkyenin en iyi deniz lojistini gerçekleştiren şirketlerden biriydi ve para karşılı vatanımı milletimi satcamı düşünüyosa yanılıyordu." gümrükler bir ülkenin namusudur" sözünün arkasında biri olarak buna izin vermiycemi bilmeliler.
Masadan kalkıp yiğiti aradım.Yiğit ikinci çalışta telefonu açtı. "alo yiğit "
"efendim abi " dedi sesi telefondan nefes nefese gibiydi.
"nerdesin sen "
"nerde istediysen orda " dedi cilveli oldunu düşündüm bir sesle . aynı zamanda nefes nefese gibiydi sanki sesi.
"lan sen bana mı haleniyon it" dememle
"abi biz muratla dedin gibi cesedi gömüyoruz" demesiyle cesedide gömemediklerini anladık.
sinirlerim iyice gerilmesiyle." kaç saat önce dedim"
"abi çevirme varmış"
Bir of çekip" sizi bana paraylamı gönderiyolar, oğlum siz polis değilmisiniz . Kimlinizi gösterip geçemedinizmi"
"abi mesele kimlik değil . arkadaşlar tanıdık hata"
"eee o zaman "
"çay"
"çay" diye tekarladım dedini.
" abi çay içmeye çağırdılar bizde şüphelenmesinler diye kabul ettik".
"oğlum sizden niye şüphelensinler" diye bağırdım.
" abi biz normal zamanda çay içmeye çağırsalar kabul ederiz" bu ikisini bana normal zamanda verseler bedava işine yarıycaklar diye kabul etmem. Tek çalışan o susmak bilmeye ağızları. Onuda bazen insanın koparası geliyor. bu ikisini bir daha gamzesiz göndermemeyi kafama yazdım.
"bizde normal zamandayız zaten demi. her şey normal siz anormal gelceksiniz adamlara... ya havle"
Telefondan ses gelmeyince ekrana baktım kapatılarmı diye kapatmamışlar " alo " es verip devam ettim" ses gelmiyor sessi kapatınız herhalde telefonda , açın sesinizi "
"Abi bizde sana sesleniyoz iki saatir ."
" Tamam gömün cesedi artık yiğit. Bunu beceremiycekseniz ben geliyim."
" Çukurda şu an . Üstünü kapatcazda senle konuşurken , zor oluyo abi kapatsam." çekinerek sordu şey karşısında"kapat konuşcana adamıda bekletin, dua oku sonra bu saygısızlından dolayı." dünyada saygı duymadım adamın ölüsü canlı halinden daha saygındı gözümde.
" Tamam" deyip kapatı telefon karşısında niye bu kadar beceriksiz olduklarını düşündüm bir an .Sonra bunu da boş verdim .Aklımda o kadar çok şey vardı ki onları da sonra düşünmek üzeri erteledim.
YEŞİM MERCAN ZEMHERİ
bu gün daha ne kadar tuaf gidebillir derken , holdingden önemli bir arama almamla şirkete geçmiştim. Bugünlere dişimle tırnamla getirdim şirketim tuaf bir şekilde değer kaybediyordu. Bunu tartışıp noldunu anlamak için şirketin finans alanından pınarla ve diğer departmanlarla toplantı odasındaydım. Benden korktu için Türkçe bildi halde İngilizce cevap veren kadın aşırı sinir bozucuydu.
"İki aydır düzenli olarak gelir tablaosunda neden sadece boldalarla yaptım ticaretlerin karı dışında kar yok. Dahası biz niye sürekli yardım kuruluşlarına beş aydır düzenli para gönderiyoruz pınar" dememle
Korkan kadın" yeşim hanım siz öyle demiştiniz."evet öyle demiştimde. Her yardım kuruluşunada yardım edin demedim sonuçta . Bu personeler niye benden habersiz iş yapıyo.
Kadını yüzüne doğru eğilip" ben her ay düzenli yirmi beş yardım kuruluşuna milyonlarca dolarmı gönder dedim. " bir kaç milyon dolar beni batırmazdı. Bir iki yardım kuruluşuna yardım etsemde batmazdım. Ama yirmi beş yardım kuruluşuna yardım ettim için bir kaç milyon dolar batırabillirdi. Eğer babam ben holdingin başına geçmeden önce banka hesaplarına sınır koymamış olsaydı bu yaptımız banka para tıransferleri beni kesinlikle fark bile etmeden batırıcaktı. Babam beni ölürken bile düşünmüş gibi imadama yetişmişti. Sınıra bulaştım , para tıransferlerinin gerçekleşmedi an şirketen aramışlardı. Bankada şirketi öyle anlamıştım yardım kuruluşlarının beni batırdını.
"Tamam çıkın çıkmadan önce gelir tablosu ve anlaşma yaptım diğer şirketlerin dört yıl içindeki şirketime katı kar ve zarar belgelerini " es verip pınara bakıp "istatisliklerini istiyorum " dedim üstüne basa basa "anlaşma yaptım tüm büyük, küçük tüm şirketileri, yardım kuruluşaları olabilecek herşeyi istiyorum" sonrada soğuk bir sesle "çıkın hepiniz "diye bağırdım odadaki dördü erkek ikisi kadın olan departman yöneticilerinin her birine yönelik.
Başım ağrıyodu ve akşam olmuştu. Daha melodinin dosyasını araştırcaktım bir savcı oldum için halktan birinin dosyasını araştırmak zor değildi. bunu emirdende istebilirdim uğraşmayıp ama kolay karşılıksız bir şey yapan biri değildi , bu yüzden bunu ondan istememiştim. Sanırım artık birazda yarına bir şeyler bırakmalıydım. Başım ağrıdan çatlarken sadece eve gidip uyumak istiyordum.