Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.Bölüm

@n4zlece

Yoğun dumanın içine doğru bir adım attık. Hiçbir şey değişmemişti. Dumanın içinden geri çıktığımızda kasvetli ofis gibi bir odanın içine girmiştik.

 

Zeus sandalyesinde oturmuş derin derin düşünüyordu. Bizi gördüğünde sandalyesinde doğruldu.

 

"Oturun."

 

Eliyle mütevazi bir şekilde sandalyeyi gösterdi.

 

"Kusura bakma diana ilk günden böyle bir olayla karşılaşmanı istemezdim ama Khaos net ve otoriter bir yerdir. Böyle umursamazlıklara taviz veremeyiz."

 

Söylediği şeyler o kadar saçmaydı ki bir insana sırf geç kaldığı için bu kadar ağır bir ceza verilemezdi.

 

"Siz Maria'yı öldürmeye çalıştınız, belkide ben olmasaydım öldürecektiniz de."

 

Yüzüme bakmadan cevap verdi.

 

"Diana bugün hiçbir derse girmeyeceksin Maria sana her şeyi anlatır."

 

Resmen benim söylediklerimi umursamamıştı. Önündeki evraklarla ilgilenirken otoriter bir sesle tekrar konuştu.

 

"Avucunu aç."

 

Emrine itaatsizlik edip avucumu açmadım. Gözlerimin içine sert bir şekilde baktı. Maria'ya yaptıklarından sonra ondan biraz korkuyordum. İstemeye istemeye elimi açtım ve avucumda D-10 yazan bir anahtar belirdi.

 

"D-10?"

 

Zeus kafasını tekrar evraklarına gömdü ve yüzümüze bakmadan konuştu.

 

"Evet yeni odan."

 

Buz gibi bakışlarıyla Maria'ya döndü.

 

"Diana'ya ne yapması gerektiğini kuralları dersleri anlat. Herhangi bir sorun çıkarsa sorumlusu sensin."

 

Maria'nın eli ayağı birbirine dolanmıştı. Ürkek bir sesle cevap verdi.

 

"Tabi efendim."

 

Zeus eliyle çıkmamız için işaret yaptı. Odadan çıkıp uzun koridorda ilerlemeye başladık.

 

"Bana anlatacağın çok şey var."

 

Maria mahçup bir sesle cevap verdi.

 

"Evet çok fazla şey var ama önce sana anlatmam gereken dersler ve kurallar."

 

Kaşlarımı kaldırdım.

 

"Ne dersi?"

 

Hafif gülümsedi.

 

"Bilirsin işte tanrıçalık dersleri falan."

 

"Tanrıçalık dersleri? Evet tabiki biliyorum her gün alıyorum zaten bu dersi."

 

Ellerimi ceplerime koyup iyice etrafımı inceledim. Büyülü bir yerdeydim. Hala rüya mı görüyorum yoksa gerçeklik algımı mı kaybettim bilmiyordum. Kafamda milyonlarca soru vardı.

 

Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra D-10 yazan kapının önünde durmuştuk. Maria anahtarla kapıyı açacakken arkamızdan şımarık bir ses duyuldu.

 

"Yeni çaylak sen misin?"

 

Alaycı şekilde sorduğu soruya Maria sert bir şekilde yanıt verdi.

 

"Bugün seninle uğraşacak vaktimiz yok Kate. Odana git."

 

Adının Kate olduğunu duyduğum şımarık kız ufak bir kahkaha patlattı.

 

"Bak sen, bir ruh rehberinden emir alacağımı düşünmedin herhalde."

 

Çirkin şekilde gülümserken işaret parmağını tehdit vari bir şekilde sallayıp Maria'ya doğru bir adım attı.

 

"Ben bir tanrıçayım, kelimelerine dikkat et yoks-."

 

Uzaktan gelen bir bağırma sesi Kate'nin sözünü kesti.

 

"NE OLUYOR BURDA."

 

Kate hızlı adımlarla yan odaya girdi. Maria'da hızlıca kapıyı açıp bizi odaya soktu.

 

"O da kim?"

 

Maria yorulmuş bir sesle cevap verdi.

 

"Atalanta. Odaların ve öğrencilerin sorumlusudur, biraz agresiftir o yüzden tanrıçalar ve adaylar onu çok sevmez."

 

Anladığımı ifade ederek odayı incelemeye başladım.

 

Modern şekilde dekore edilmiş odanın içinde kaybolmuştum, büyük bir odaydı ve her şey özene bezene yerleştirilmişti. Mutfaktan lavaboya odada her şey vardı. İyice göz gezdirdiğimde başka odaya giden bir yer gördüm.

 

"Burası neresi."

 

İçeri girmeye çalıştığımda Maria önümde durdu.

 

"Burası benim odam tanrıçam. Girmemenizi rica edeceğim özelime karışılmasını pek sevmem."

 

Maria'ya o kadar çok şey söylemek istiyordum ki laflarımı geri yuttum.

 

"Anlatmaya başlamak ister misin Maria."

 

Eliyle terası gösterdi.

 

"İkimize birer kahve yapayım sen geç hemen geliyorum."

 

Maria'yı onaylar şekilde kafamı sallayıp terasa geçtim. Akşam olmuştu, kafamı yukarı kaldırdım. Artık gökyüzüne bakmıyordum. Resmen uzaya bakıyordum. Bütün gezegenler çok yakın gözüküyordu. İçim ürpermişti, yan tarafta gördüğüm damla şeklinde salıncağa oturdum. Biraz bekledikten sonra Maria elinde kahvelerle geldi.

 

"Al bakalım."

 

Uzattığı kahveyi alıp ortada duran küçük sehpaya koydum. Maria'nın suratına boş bir şekilde bakıp konuştum.

 

"Seni dinliyorum Maria, ama dur belki adın Maria bile değildir."

 

Sitemkar çıkan sesim bana garip bakmasını sağlamıştı. Derin bir nefes aldı.

 

"Yanlış bilmiyorsun adım Maria. Annem ve babamı trafik kazasında kaybetmedim. Onlar ruh rehberleriydi ve yaptıkları büyük bir suç yüzünden ceza aldılar, şu an da şeytanın zindanında hapisler. Bir de sana yaşım ile ilgili yalan söyledim.

 

Garip bir şekilde Maria'nın suratına bakıp kahvemdem bir yudum aldım.

 

"Kaç yaşındasın peki."

 

Anlını ovuşturup cevap verdi.

 

"Bir yerden sonra saymayı bırakmıştım ama en son 138 yaşında olduğumu hatırlıyorum.

 

Aldığım yudumu püskürttüm.

 

"N-ne sen s-sen bu nasıl olabilir."

 

Maria peçeteyi alıp püskürttüğüm kahveyi sildi. Biraz alaycı tavrıyla konuşmaya başladı.

 

"O kadar şeyden sonra buna mı takıldın cidden."

 

Kısa bir sessizlikten sonra Maria konuşmaya devam etti.

 

"Şu an bunlar pek önemli değil. Yarın bir sürü dersin var. Hızlıca sana onları atmam gerek. Öncelikle sabah 8'de kahvaltın komidinin üstünde hazır olacak. 9'da ilk dersini alacaksın. Işık dersi, ardından benimseme dersi, güç dersi, tanrıçalık dersi ve dünya bağlantısı dersine gireceksin. Sen derslere girdiğinde ben seni yukardaki balkondan izliyor olacağım. Ders odalarının üst tarafında ruh rehberleri için küçük bir teras bulunur."

 

Ne olduğunu anlamadığım bir sürü ders saymıştı.

 

"Bu derslerden ne öğreneceğim peki, hiç bir şey anlamadım."

 

Maria hafifçe gülümsedi.

 

"Derse girdiğinde sana her şeyi anlatırlar şimdi ben ne yapman gerektiğini anlatırsam torpil gibi olur."

 

Gülümsemesi soldu ve yere baktı.

 

"Diana bak, bunu yapmak zorundaydım. Annemi babamı kurtarmam gerekiyor, ilk başta bende senin gibi normal bir kızdım okuluma gidiyordum çok güzel bir ailem vardı. Annemlerin başına bunlar geldiğinde Zeus onları görebilmemin tek yolunun düzgün bir şekilde ruh rehberliği yapmak olduğunu söyledi."

 

Derin bir nefes alıp ekledi.

 

"Eğer sen tamamen bir tanrıça olursan ben annemleri kurtarabilirim."

 

Ellerini elimin üstüne koydu. Bakışları çok çaresizdi.

 

"Bunu neden yapayım ki bana durmadan yalan söyledin Maria."

 

"Diana ikimizde aynı durumdayız senin de anneni kurtarman gerekiyor. Beni en iyi sen anlarsın, lütfen bunu benim için yap. Ne olursa olsun seni her şeyden korumaya çalıştım."

 

Hiç bir şey söylemeden salıncaktan kalktım ve odaya geçtim. Maria'da peşimden geldi.

 

"Bu arada odalarda kıyafet yada gardırop yoktur. Derste kıyafetlerini nasıl değiştireceğini öğrenirsin."

 

Burada ki her şey sihirliydi. Hala hiç bir şeye inanamıyordum, ama annemi kurtarmam gerekiyordu ve bunun için elimden ne gelirse yapmaya hazırdım.

 

Maria yavaş adımlarla odasına gidiyordu. Birden arkasını dönüp konuştu.

 

"Bu arada okulda konuşmaman gereken birisi var ondan uzak dursan iyi olur."

 

Maria'ya bakıp kaşlarımı kaldırdım.

 

"Adı ne?"

 

Odasına girerken arkasını dönmeden cevap verdi.

 

"Ares."

Loading...
0%