Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.Bölüm

@n4zlece

"Ben sana ne dedim Ares!"

 

Zeusun öfkeli ve sert sesiyle hiç birimiz ses çıkaramıyorduk. Ares yüzünü kaldıramıyordu.

 

"Sen hiç akıllanmayacak mısın?"

 

Ares kafasını kaldırdı.

 

"Baba beni dinler misin."

 

Ares'in suratına baktım. Az önce baba mı demişti yoksa ben mi yanlış duymuştum.

 

"Dinleyecek bir şey yok. Sana söylediğim şeyleri çiğnedin. Sonuçlarına katlanacaksın."

 

Tıslamasıyla hepimiz irkilmiştik. Ares isyankar sesiyle cevap verdi.

 

"Ne yapacaksın baba. Zinciremi vuracaksın, yoksa annem gibi benide zindana mı hapsedeceksin?"

 

Ares'in gözlerinden kıvılcım çıkıyordu adeta. Zeus oğluna yaklaşıp gülümsedi.

 

"Hayır oğlum."

 

Ares anlamamış bir ifadeyle yüzüne baktı. Zeus derin bir nefes çekip elini Ares'in anlına koydu.

 

"Seni ölümlü yapacağım."

 

Ares şaşkına döndü. Adonis hemen araya girdi.

 

"Zeus bu çok ağır bir ceza eğer bunu yaparsan Ares ölü-."

 

Zeus elini kaldırıp Adonis'i susturdu. Ares ölecek miydi.? Bu kadar ufak bir şey yüzünden bunu yapamazdı. Kararlı sesimle Zeus'un karşısına geçtim.

 

"DUR."

 

Zeus gözlerimin içine baktı. Bunu ikinci kez yapıyordum ve tahammülü kalmamış gibiydi.

 

"Peki Diana."

 

Ares ile Adonis'e baktı.

 

"Çıkın dışarı."

 

İkiside şaşkın şaşkın Zeus'a bakarken bir bağırma sesi daha duyuldu.

 

"ÇIKIN DEDİM."

 

Gök gürlemişti sanki Zeus'un gözleri kan çanağına dönmüştü. İkisi hızlıca dışarı çıktılar. Zeus iyice yanıma yaklaştı.

 

"Demek bana kafa tutuyorsun."

 

Arsızca gülümsedi.

 

"Annen'de böyleydi."

 

Karşısında dimdik durup tıslayarak konuştum.

 

"Nede olsa onun kızıyım."

 

Yüzüne çapkın bir gülümseme yerleştirdi.

 

"Cesursun."

 

Derin bir nefes alıp tekrar konuştu.

 

"Sana farklı bir ceza vereceğim."

 

Etrafımda dönüyordu. Kararlı duruşumu bozmadım. Tam karşımda durup eliyle çenemi sabitledi. Gözlerini gözlerime kilitledi ve gözleri simsiyah oldu.

 

"Bakalım şimdi bu kadar cesur olabilecek misin?"

 

Bedenim uyuşmaya başlamıştı.

 

"Ne yapacaksın."

 

"Sana en kötü kabusunu göstereceğim."

 

Son söylediği sözleri zar zor ayırt edebildim sadece kafamın bir yere çarpma sesini duydum ve gözlerim karardı.

 

 

Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Odamdaydım, annem muhafızlarla savaşıyordu. Hızlıca yerimden kalkıp annemin yanına gitmeye çalıştım ama duvar gibi bir yere çarptım. Önümde hiç bir şey yoktu ve annemin yanına gidemiyordum. Seslenmek istedim ama sesim çıkmıyordu. Muhafız elindeki kılıcı annemin kalbine sapladığında gözlerimden yaşlar süzüldü. Görünmez duvarı yumrukladım. Haykırışlarımı duymuyordu ve beni görmüyordu. Annem en son yere düşüp kafasını bana doğru çevirdi. Gözünden bir damla yaş süzüldü ve gülümsedi. Bütün gücümle duvarı ittim, yumrukladım, bağırdım, çağırdım ama hiç biri işe yaramıyordu. Elimden akan kanlar durmuyordu. İçeri babam girdi ve ona da acımadılar. Haykırarak bağırdım.

 

"BABAA!!"

 

Gözlerimi açtığımda karşımda Maria'yı gördüm. Telaşlı gözlerle bana bakıyordu.

 

"Diana sonunda uyandın, iyi misin?"

 

Maria'nın yönelttiği soruyu umursamadım. Hala ağlıyordum bu nasıl bir rüyaydı böyle.

 

"Bana ne oldu Maria."

 

Doğrulup yataktan kalktım. Ellerime baktığımda gerçekten kanadığını gördüm. Telaşla Maria'ya döndüm.

 

"N-ne yoksa gerçekte-."

 

Maria lafımı kesip konuştu.

 

"Hayır diana ne gördün bilmiyorum ama gerçek değildi."

 

Anlamsız gözlerle Maria'ya baktım.

 

"O zaman ellerim nasıl kanadı?"

 

İç çekti.

 

"Zeus sana en kötü kabusunu gösterdi. Yaptığı şey sanki gerçekten onu yaşıyormuşsun gibi hissettirir, hem ruhsal hem bedensel olarak. Gördüğün şeyde elini nasıl öyle yaptın bilmiyorum ama bu gerçek değildi."

 

Derin bir iç çektim. Komidinin üstünde duran suyu alıp sakince içtim.

 

"Anlatmak ister misin?"

 

Hayır şeklinde kafamı salladım.

 

"Ne zamandır uyuyorum."

 

"Çok değil 5 dakika kadar. Zeus sana bunu yapıp direk odana yollamış."

 

Kapının aniden açılmasıyla irkildim. Adonis gelmişti, hızlıca yanıma yaklaştı.

 

"İyi misin?"

 

Onu kafamla onayladım. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki içeri Ares girdi. Yavaş yavaş yanıma yaklaştı ve kulağıma eğildi.

 

"Sanırım kendini öne çıkarmayı seviyorsun çaylak."

 

Ne.! Onun hayatını kurtardıktan sonra bunu gerçekten söyleyebiliyor muydu.? Birde utanmadan karşımda dikiliyordu.

 

Hızlı bir şekilde yataktan kalkıp Ares'i ittim.

 

"SEN NE DİYORSUN BE!"

 

Ares karşımda gülüyordu. İnanamıyordum. Adonis araya girdi.

 

"Ares defol git buradan."

 

Ares arsızca gülümsedi.

 

"İyilik meleğimiz de buradaymış."

 

Ağzımı açıp bir şey söyleyecekken gözlerim karardı tam yere düşüyordum ki biri bileğimden tuttu. Karşıma baktığımda Adonis'i gördüm. Beni yavaşça koltuğa oturttu. Ares odadan çıkarken suratıma bakıp tekrar konuştu.

 

"Mızmız."

 

Sinirden deliye dönmüştüm. Elim ayağım titriyordu. Adonis yavaşça yanıma oturdu.

 

"Diana bak yeni tanıştık biliyorum ama sana bir tavsiye vermek istiyorum."

 

Sesi o kadar şefkatliydi ki onu dinlemeye devam ettim.

 

"Ares için bir şey yapmana değmez. O diğer tarafı seçti. Sen ne yaparsan yap onun için hiç bir şey ifade etmiyor."

 

Kızgın bir şekilde Adonis'in yüzüne baktım.

 

"Ben onun için yapmadım. Bir insan olarak yardım etmeye çalıştım sadece."

 

Adonis yumuşakça gülümseyip saçımı okşadı.

 

"Sen artık bir insan değilsin Diana. Buna alışmalısın."

 

Kaşlarımı kaldırıp cevap verdim.

 

"Bu da ne demek oluyor.?"

 

Maria araya girdi.

 

"Sen artık ölümsüzsün Diana. Bir insan değilsin."

 

Ellerimi saçlarımın arasına geçirdim. Bunlar çok fazlaydı. Hayatım birden değişmişti ve bana insan olmadığımı söylüyorlardı.

 

"Ben gitmek istiyorum. Burada beş dakika geçirecek zamanım yok."

 

Maria yanıma geldi.

 

"Bunu daha fazla zorlaştırma Diana. Artık istesende gidemezsin. Evin mühürlü geçmenin imkanı yok."

 

Sakince yerime oturdum. Ne olursa olsun buradan gidecektim. Aklıma gelen soruyla Adonis'e tekrar döndüm.

 

"Diğer tarafı seçti derken neyi kastettin?"

 

Düşünceli bir sesle konuştu.

 

"Şimdi tanrıçalık dersine gideceksin, orada ne demek istediğimi anlarsın."

 

Biraz dinlendikten sonra hep beraber odadan çıktık. Uzun koridoru geçtiğimizde öyle bir odaya girmiştik ki büyülenmiştim. Üstü ve duvarları olmayan bir yerdeydim. Tavanı olmadığı halde sarkan şamdan çok modern duruyordu. Bütün yıldızlar bulutlar bir el mesafesindeydi. Ortada daire gibi bir alan vardı. Herkes toplandı. Büyük mermerlere oturduk. Adonis ve Maria yanıma oturdu. Boş odada bir ses yankılandı.

 

"Merhaba arkadaşlar ben Denyy. Tanrıçalık dersinde beraber çalışacağız. Öncelikle hangi tarafı seçtiğinizi öğrenmek için burada toplandığımızı bilin isterim. Hiç oyalanmayalım Elsa sen gel."

 

Biraz ileride oturan Elsa ortadaki dairenin içine girdi. Ufak çaplı bir yağmur başladı ve kızın bütün bedenini ıslattı.

 

Kız çığlıklar atıp yere düştü. Hepimiz şaşırmıştık. Denny bizi sakinleştirmek için tekrar konuştu.

 

"Telaşlanmayın. Büyülü su Elsa'nın kanatlarını ortaya çıkarıyor. Biraz canı yanıcak tabi."

 

Kızın sırtından yavaş yavaş kanlı kanatlar çıkıyordu ve yere kanlar akıyordu. Kocaman mavi kanatları belirdiğinde yerdeki kanları mermer emmişti. Kız şaşkınlıkla etrafına bakarken gözleri parlıyordu. Denny tekrar lafa girdi.

 

"Elsa şimdi arkanı dön kanatların bize rengiyle hangi tarafı seçtiğini söyleyecek."

 

Elsa mutlu bir şekilde arkasını döndü.

 

Birkaç saniye sonra büyük kanatları bembeyaz oldu. Denny yüksek bir sesle bağırdı.

 

"MELEĞİN TARAFI. SENİ TEBRİK EDİYORUZ SAĞ TARAFA GEÇEBİLİRSİN ELSA."

 

Elsa mutlulukla sağ tarafa geçti.

 

"Evet gönüllü var mı?"

 

Denny soruyu sorduğunda Kate hemen öne atıldı ve dairenin altına geçti. Yağmur yağdı ve Kate acı bir çığlık attı. Kanatları çıktığında arkasını döndü. Fısıltıları duyuluyordu.

 

"Lütfen şeytanın tarafı olsun.. Lütfen şeytanın tarafı olsun."

 

Kanatları kırmızı rengi aldığında Denny tekrar konuştu.

 

"ŞEYTANIN TARAFI. TEBRİK EDERİZ KATE SOL TARAFA GEÇEBİLİRSİN."

 

İşlem bir kaç kişiye daha yapıldı. Çoğu kişi yerini almıştı bile. Maria beni ittirdi.

 

"Hadi Diana o kadar korkacak bir şey yok. Bir anlık acı sadece."

 

Korkuyla Adonis'e baktım başıyla Maria'nın söylediklerini onayladı. Yavaşça yerimden kalkıp korkarak dairenin ortasına geçtim. Yağmur suyu başladığında heyecandan elim ayağım titriyordu. Birkaç saniye sonra vücuduma saplanan acıyla yere yığıldım. İnanılmaz derecede canım acıyordu, sanki bütün kemiklerim kırılıyor gibiydi. Omuzumdan kanatların çıktığını hissedebiliyordum. Acım geçtiğinde yavaşça ayağa kalktım. Parlak mermerden kanatlarımı görebiliyordum. Kanatlarımın kenarları yanıyordu ve üstüne yağmur yağmasına rağmen sönmüyordu. Denny kekeleyerek tekrar konuştu.

 

"B-bu nasıl olur?"

 

Tanrıçalar şaşkın şaşkın bakarken Denny tekrar araya girdi.

 

"Endişelenmeyin. Bu milyonlarca kişi arasından bir kez başımıza gelen bir şey.. Uzun zamandır görmemiştim."

 

Denny eliyle arkamı dönmemi işaret etti. Birkaç saniye sonra arkamdan mırıldanma sesleri geldi.

 

"Çok saçma."

 

"Bu mümkün mü.?"

 

"Kesinlikle büyü yapıyor."

Loading...
0%