@na.zzz
|
Mira, Atlas'ın söylediklerini düşündükçe, içinde bir merak büyüyordu. Sınıfta geçen her dakika onunla ilgili daha fazlasını öğrenme isteğiyle doluydu, ama Atlas'ın sakladığı şey her neyse, bunu zorlayarak öğrenemeyeceğini biliyordu.
Ders bitiminde kitaplarını toplarken Atlas'ın da yavaşça ayağa kalktığını fark etti. Mira, sınıftan çıkan öğrencilere karışmak üzereydi ki Atlas'ın sesi bir kez daha arkasından yankılandı.
"Akşam saat sekizde kampüsün arka bahçesindeki eski kütüphanede buluşuyoruz. Gelmek istersen, kapı açıktır."
Mira, aniden durakladı ve arkasına döndüğünde Atlas çoktan sınıfın kapısından çıkmıştı. "Buluşuyoruz" demişti, yani başka insanlar da vardı. Peki kimdi bunlar? Ve neden kampüsün uzak köşesinde bulunan o eski, neredeyse terk edilmiş kütüphanede buluşuyorlardı?
Merak ve tedirginlik arasında bir yerde kalan Mira, akşama kadar bu düşüncelerle boğuştu. O saatte oraya gitmeli miydi? Daha ilk gün tanıştığı biri, onu böyle gizemli bir davete çağırmıştı. Ama aynı zamanda, bu davet ona sıkıcı rutinden bir kaçış fırsatı gibi geliyordu. Belki de, Atlas'ın bahsettiği "herkesin bir sırrı var" meselesinin bir parçasını öğrenme şansıydı.
---
Saat sekize birkaç dakika kala, Mira kampüsün arka tarafındaki loş yolda ilerliyordu. Etrafında kimse yoktu; hava karardıkça, kampüsün bu kısmı daha da ıssız ve sessiz hale gelmişti. Uzaktan görünen eski kütüphanenin çatısı, ağaçların arasından yükseliyordu. Büyük, taş binanın üzerine yapışan tarih kokusu, binanın yıllardır pek kullanılmadığını hissettiriyordu.
Mira derin bir nefes alıp ağır adımlarla kapıya yaklaştı. Kapı hafif aralıktı. İçeriden bir ışık sızıyordu. Kapıyı hafifçe itip içeri girdiğinde, eski kitap kokusu ve hafif bir esintiyle karşılaştı. Boş raflar arasında ilerlerken, ışığın kaynağını aradı ve sonunda arka köşede, küçük bir masa etrafında toplanmış dört kişiyi gördü.
Atlas, masanın başında durmuştu. Mira'yı fark edince ona doğru hafif bir baş selamı verdi.
"Hoş geldin," dedi sakin bir sesle. "Burası bizim küçük dünyamız."
Mira etrafa bakarken, diğer üç kişi de ona bakıyordu. Onları tanımıyordu ama Atlas'ın aksine, bakışlarında bir sıcaklık yerine mesafeli bir dikkat vardı.
"Bu da Mira," diye tanıttı Atlas, "Yeni arkadaşımız."
Mira sessizce sandalyesine oturdu. İçinde hem bir rahatlama hem de garip bir tedirginlik hissediyordu. Bu masa etrafında dönen şey neydi? Sadece sıradan bir öğrenci grubu muydu, yoksa daha fazlası mı?
Atlas , ciddileşen bakışlarını Mira'ya çevirerek konuşmaya başladı: "Bu dünyada herkesin bilmediği şeyler var, Mira. Ve bazen insanlar, bu bilmedikleri şeylerin gerçeği olduğunu kabul etmek istemezler. Ama kabul etsen de etmesen de, bazı şeyler gerçektir."
Mira, derin bir nefes aldı. Kalbinin hızlandığını hissediyordu. "Ne demek istiyorsun?" Atlas'ın yüzünde tekrar o gizemli gülümseme belirdi. "Bu gece sana bazı şeyler göstereceğiz. Ama önce bir şey sormalıyım... Gerçeği öğrenmeye hazır mısın?" .....
|
0% |