Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.BÖLÜM Anahtarın Sırrı

@na.zzz

Mira'nın kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Atlas'ın sözleri, içinde ne olduğunu bilmediği bir korku ve merak uyandırıyordu. Buraya kadar gelmişti, geri dönmek istemiyordu ama neyle karşı karşıya olduğunu da bilmiyordu. Derin bir nefes aldı ve gözlerini Atlas'a dikti.

 

“Evet,” dedi, sesi biraz titrek çıkmıştı ama kararlıydı. “Hazırım.”

 

Atlas hafifçe başını salladı, diğer üç kişi de birbirine bakarak onaylarcasına başlarını eğdi. Ortamda bir sessizlik hüküm sürerken, Atlas elini yavaşça masanın üzerine koydu. Mira, onun elinde küçük, eski bir anahtar olduğunu fark etti. Anahtar, masanın üzerindeki tozlu kitapların ve defterlerin yanında adeta bir tarih parçası gibi duruyordu.

 

“Bu anahtar, çok uzun zaman önce bu kütüphanede bırakıldı,” dedi Atlas, gözleri anahtarda sabitlenmişti. “Onun ne kilidi açtığını bilen çok az kişi kaldı. Ama artık bu sır sadece bizde değil.”

 

Mira, Atlas'ın ne demek istediğini anlamamıştı. Diğerlerinin de yüzlerinde aynı ciddiyet vardı, fakat Mira daha fazlasını öğrenmek için sabırsızlanıyordu.

 

Atlas, anahtarı yavaşça aldı ve masanın altına uzandı. Mira dikkatlice bakınca masanın ortasında gizlenmiş küçük bir kilit fark etti. Atlas anahtarı kilide yerleştirdi ve çevirdiğinde bir tık sesi duyuldu. Masa, hafifçe titredi ve ortasında bir boşluk açıldı. Mira'nın gözleri şaşkınlıkla büyüdü; boşluk, küçük bir çekmeceydi ve içinden eski bir defter çıktı.

 

Atlas defteri yavaşça açarken Mira merakla eğildi. Defterin sayfaları sararmış ve neredeyse yıpranmıştı. İlk sayfada eski bir el yazısıyla yazılmış birkaç cümle vardı.

 

Atlas, kısık bir sesle okumaya başladı:

 

"Bu sırlar, bilmeyenin asla açamayacağı kapıları açar. Bu kapılar, yalnızca cesur olanları ve gerçekleri arayanları geçirecektir. Ama bu yolu seçenler, geri dönüşün olmadığını bilmelidir."

 

Mira, Atlas'ın sözlerini dinlerken içini bir ürperti kapladı. Gerçekler... Ne tür gerçeklerden bahsediyorlardı? Geri dönülemeyecek bir yola mı girmişti?

 

Atlas, defteri kapatıp ona baktı. "Bu, buraya gelmiş olan herkesin duyduğu ilk şey. Ama bu defterde daha fazlası var, Mira. Bu kütüphane, sadece kitaplardan ibaret değil. Bir sırra ev sahipliği yapıyor; kampüsün çok uzun yıllar önce unutulmuş bir parçası."

 

Mira'nın zihninde sorular uçuşmaya başlamıştı. "Ama ne tür bir sır? Siz ne biliyorsunuz ki başkaları bilmiyor?"

 

Atlas, diğer üç kişiye kısa bir bakış attı, sonra tekrar Mira'ya döndü. "Burası, zamanın dışında bir yer. Bu kütüphanede sıradan bir kitaptan daha fazlası var. Bazı kitaplar... diyelim ki okuduğunuzda sizi yalnızca bilgiyle doldurmaz. Burası, kampüsün kurulduğu ilk yıllarda bir araştırma merkezi olarak kullanıldı. O zamanlar öğrenciler ve profesörler, bu kitaplarla ilgili tehlikeli şeyler keşfettiler."

 

Mira, duyduklarına inanamıyordu. "Kitaplar mı? Ne demek istiyorsun? Bu kitaplar ne yapabiliyor?"

 

Atlas, sesini alçaltarak konuştu. "Bu kitaplar, okuyan kişiye dünyalar arasında bir kapı açabiliyor. Ama bu kapılar, her zaman güvenli değildir. Bir kez açıldığında, geri dönmek zor olabilir. İşte bu yüzden bu sır sadece birkaç kişiyle sınırlı kaldı."

 

Mira'nın içi ürperdi. Dünyalar arası kapılar mı? Bu gerçek olabilir miydi? Kafasında bir sürü soru vardı ama aynı zamanda bu gizemin içinde kaybolmak istiyordu.

 

"Biz," dedi Atlas, "bu sırra vakıf olan az sayıda kişiyiz. Bunu kullanmayı öğreniyoruz. Ama ne kadar ileri gideceğin tamamen senin kararın olacak. Eğer bu yola devam etmek istiyorsan, bu defterde yazanları öğrenmeye ve onun sana açacağı kapıları keşfetmeye hazır olmalısın."

 

Mira, nefesini tuttu. Gerçekten ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Ama bir şey çok netti: Bu, hayatında karşılaştığı en büyük fırsattı, belki de en büyük tehlike.

......

Loading...
0%